Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/822 E. 2022/726 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/822
KARAR NO: 2022/726
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/12/2021
NUMARASI: 2021/470 E. 2021/474 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle pasif husumet yokluğundan ve uluslararası yetki sözleşmesi nedeniyle usulden ayrı ayrı reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; müvekkili şirket tarafından … numaralı Nakliyat Emtia Blok Abonman Sigorta Poliçesi ile sigortalanan sigortalı … A.Ş‘ye ait Çelik Yapı Yangın Koruma Kaplaması cinsi emtiaların, … gemisi ile … (Fas) aktarmalı olarak denizyoluyla … No’lu konteyner içerisinde Suudi Arabistan’dan Senegal’e nakliye esnasında emtiaların hasara uğradığını, nakliye işlemi davalılar tarafından gerçekleştirildiğini, davalı … vekili tarafından müvekkilinin İzmir’de mukim bir şirket olması sebebiyle icra dairesinin yetkisi ile mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş ise de, davalılardan … Ltd. Şirketinin adresinin İstanbul olmasından dolayı HMK’nun 7.maddesine göre icra takibinin yapıldığı İstanbul Anadolu İcra Dairesi ve TTK’nun 5.maddesine göre mahkemenin yetkili olduğu, fatura ve yapılan tespitler gereğince sovtaj durumu da dikkate alınarak 82.965,35 Euro sigortalı zararının, müvekkili şirket tarafından tazmin edildiğini, sigortalısının haklarını devralan müvekkilinin davalıya rücu hakkının doğduğunu, davalı … Ltd. Şti’ye navlun faturasını düzenleyen taşıyan- forwarder sıfatıyla , davalılardan …’a konşimento belgelerini düzenleyen taşıyan sıfatıyla tüzel kişilik olarak dava açıldığını, davalı …’ye izafeten …’a … isimli gemiyle fiili taşıyan sıfatıyla tüzel kişilik olarak dava açıldığını, müvekkili sigortalısına emtiaların Suudi Arabistan’dan Senegal’e nakliyesi esnasında konteynerin Fas Tangier Port Limanında Aktarma İşlemleri yapılırken … No’lu konteyner düşürüldüğünü ve ciddi fiziki darbe aldığını, sigortalı tarafından emtiaların hasara uğradığının tespitine müteakip eksper raporu düzenlendiğini, hasarın konteynerın aktarma limanında devrilmesine bağlı olarak emtianın tamamının zayi olması sebebiyle yani nakliye esnasında meydana geldiğinin eksperlerce tespit edildiğini, neticeten emtia tümüyle zayi olduğunu, oluşan hasarın tesptine müteakip davalılara rücu ihtarları gönderildiğini, dava konusu icra takibi İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası ile 04.01.2019 tarihinde başlatılmış olup davalı … Ltd. Şti’nin 11.01.2019 tarihinde borca itiraz ettiğini, davalılar …A.Ş, … ve … Ltd’nin ise 18.01.2019 tarihinde borca ve yetkiye itiraz ettiğini ve itiraz dilekçesinin 23.01.2019 tarihinde UETS üzerinden gönderildiğini beyanla müvekkilinin davalılardan olan 86.035,07 EURO alacağına ilişkin İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin euro üzerinden devamına, dava dışı sigortalıya ödeme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek kamu banka Euro faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, alacağımız likit ve belirlenebilir olduğundan % 20’den az olmayan oranda icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … Şirketi ve … Ltd’ye izafeten … A.Ş. vekili, savunmasında özetle; müvekkili … A.Ş’nin işyeri adresinin, İzmir ili içerisinde olduğunu, müvekkili şirket yönünden yetkili icra dairelerinin İzmir İcra Daireleri olduğunu, takibe itiraz ederken itiraz olarak ileri sürdüklerini, huzurdaki dava yönünden yetkili mahkemenin İzmir Mahkemesi olduğunu, yetki itirazının kabulü ile davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesini, müvekkilinin … A.Ş, bahsi geçen taşımada taşıyan olarak hareket etmediği gibi taşımanın hiçbir bölümünde görev almadığını, borçlu olarak gösterilen …’nin acentesi olarak da hareket etmediğini, … A.Ş’nin … adına takibe konu taşımayla ilgili olarak yurtiçinde arızi olarak da işlem yapmadığını, borçlu …’ye izafeten müvekkili … A.Ş’ye husumet yöneltilmesinin mümkün olmayacağını, … A.Ş’nin davalı olarak gösterilen … Ltd’nin acentesi olarak da hareket etmediğini, davalı … Ltd.’ye izafeten müvekkili … A.Ş’ye husumet yöneltilmesinin mümkün olmayacağını, müvekkiline karşı açılan haksız davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, navlun faturasının davalı … Ltd. Şti tarafından düzenlenmiş olup konişmentonun ise, taşıyan …, … adına acentesi sıfatıyla … Ltd tarafından düzenlendiğini, buna göre davalı … Ltd. Şti’nin akdi taşıyan, davalı … fiili taşıyan, davalı … Ltd ise fiili taşıyanın acentesi sıfatını haiz olduğunu, müvekkili … A.Ş’nin akdi taşıyan, fiili taşıyan ya da bunların acentesi sıfatı olmadığını, davaya konu nakliyatın davalı müvekkili tarafından gerçekleştirildiği iddia edilmişse de bu iddianın gerçek dışı olduğunu, davacının delil olarak sunduğu Sigorta Ekspertiz Raporu’nda söz konusu raporun evrak üzerinden hazırlandığının açıkça yazılı olduğunu, raporu tanzim eden sigorta eksperi dava konusu eşyayı incelemeden rapor oluşturulduğunu, dava konusu nakliyatta hasar gören eşya devrilen 1 adet konteyner içindeki 17.985,70 kg eşya olduğunu, Sigorta Ekspertiz Raporunda devrilen konteynerin numarasının … olduğunun belirtildiğini, konişmento incelendiğinde ise HLXU 8574917… numaralı konteynerin muhteviyatı eşyanın brüt ağırlığının 17.985,70 kg olduğunu, buna göre, sorumluluk sınırının 35.971,40 Özel Çekme Hakkı olduğunu, günümüzde 1 Özel Çekme Hakkının 9.4391 Özel Çekme Hakkı’na eşit olduğunu, buna göre sorumluluk sınırının 339.537,64 TL olduğunu, davacının ise takibi ve davasını 577.400 TL harca esas değer üzerinden ikame ettiğini, davalı müvekkili … A.Ş’nin taşıyan, fiili taşıyan ya da bunların acentesi sıfatını haiz olmadığı yönündeki savunma saklı kalmak ve buna bir halel gelmemek kaydıyla bir an için aksi varsayıldığında bile sorumluluğun 35.971,40 Özel Çekme Hakkı ile sınırlı olduğunu ve fazlaya ilişkin talebin reddi gerektiğini beyanla davanın reddine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, takip ve dava haksız ve kötü niyetli olduğu için davacının yüzde yirmiden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …’a izafeten acentesi … A.Ş. vekili savunmasında özetle; Davalı … gerek işbu dava ve gerekse işbu dava konusu taleple ilgili olarak ileride ortaya çıkabilecek takip, dava, tahkim ve arabuluculuk yollarında kendisini acente sıfatıyla temsil etmek üzere … A.Ş’yi yetkilendirdiğini, davacı … şirketinin sigortalısı … A.Ş, davaya konu emtianın satıcısı ve yükleyicisi olduğunu, emtiayı temsil eden konişmentoda … A.Ş’nin yükleyici olduğu kayıtlı olduğunu, davacı ile davalı müvekkili arasındaki ilişki konişmento hükümlerine tabi olduğunu, davacının aktif husumet ehliyeti bulunduğu varsayımında huzurdaki dava Sayın Mahkemenin yetkisiz olması olduğunu, yetkili mahkemenin Almanya’da Hamburg Mahkemesi olduğunu, davaya konu taşımanın Türkiye ile hiçbir ilgisi olmadığını, taşımada yükleme limanı Suudi Arabistan’da ve tahliye limanı ise Senegal’de olduğunu, dava konusu emtianın hasarlandığı yer ise Fas’ta yerleşik olan … işletme adlı … unvanlı yabancı liman işletmesi olduğunu, dava konusu uyuşmazlık yönünden Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi olmadığını, davacının delili olan ve … adlı firma tarafından düzenlene Sigorta Ekspertiz Raporu’nun 3 numaralı sayfasında dava konu emtianın teslim şeklinin CIF olduğunun açıklandığını, CIF teslim şeklinde emtianın yükleme limanında gemiye yüklenmesiyle birlikte emtia üzerindeki yarar ve zarar, yani sigortalanabilir menfaat alıcıya geçeceğini, davacının delili olan sigorta poliçesinde ve sigorta sertifikasında sigortalı olarak emtianın satıcısı … A.Ş’nin gösterildiğini ve davacının iddiasına göre sigorta tazminatının da … A.Ş’ye ödendiğini, halbuki sigortanın alıcı lehine yapılması ve nakliyat sırasında gerçekleşmiş bir riziko varsa sigorta tazminatının alıcıya ödenmesi gerektiğini, bir an için emtiada meydana geldiği iddia edilen hasar nedeniyle satıcı … A.Ş’nin alıcıdan mal bedelini tahsil edemediği varsayımında ise bu durum adı geçen satıcıya emtia üzerinde nakliyat rizikolarına karşı sigortalanabilir menfaat vermeyeceğini, satıcının emtia bedelini alıcıdan tahsil edememiş olması nedeniyle ortaya çıkan menfaati ancak bir “alacak sigortası” ile sigortalanabileceğini, davacı … şirketinin düzenlediği poliçenin ise bir alacak sigortası değil emtia nakliyat sigortası türünde olduğunu, CIF teslim şekliyle satılmış emtia yükleme limanında gemiye yüklendikten sonra artık satıcının emtia üzerinde sigortalanabilir menfaati olmadığını, davacının, sigortalısı … A.Ş’nin dava konusu emtiayı temsil eden konişmentonun meşru hamili olduğunu ispat etmesi gerektiğini, davacının, sigortalısı … A.Ş’nin dava konusu emtiayı temsil eden konişmentonun meşru hamili olduğunu ispat edemediğini, davanın bu nedenle de davacının aktif husumet yokluğu sebebiyle reddi gerektiğini, yasaya uygun inceleme ve bildirim olmadığını, dava konusu eşyada varolduğu iddia edilen hasarın davalı müvekkilinin sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiğinin kabul edilmelisi gerektiğini, davacı taraf dava dilekçesinde, dava konusu emteadaki hasarın müvekkilinin veya adamlarının kusurundan ileri geldiğini iddia veya ispat etmediklerini, 8-9 kuvvetindeki rüzgar nedeniyle konteynerin devrilmesi sebebiyle oluşan zarardan taşıyanın sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davalı müvekkilinin sorumluluğu olmadığını, bir an için aksi varsayıldığında bile sorumluluğun sınırlı sorumluluk olduğunu beyanla davanın reddine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, takip ve dava haksız ve kötü niyetli olduğu için davacının yüzde yirmiden aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Eldeki dosyaya konu somut uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıdığı, Türk mahkemelerinin münhasır yetkine giren bir konuya ilişkin olmadığı, taşımanın 23/12/2017 tarihli konişmento tahtında gerçekleştirilip konişmentonun taşıyıcı firma …’nin Suudi Arabistan acentesi tarafından düzenlendiği, konişmentoda davacının sigortalısı olan … A.Ş’nin yükleten olarak gösterildiği, bu durumda konişmentonun … ile … arasında düzenlendiği, dosyaya tercümesi sunulan 23/12/2017 tarihli konişmentonun 25.maddesinde uyuşmazlıkların çözüm yeri olarak Hamburg Mahkemelerinin münhasıran yetkili kılındığı anlaşılmaktadır. Taşıma sözleşmesine …’nin Türkiye acentesinin aracılık ettiğine ilişkin bir iddia ve dosyada herhangi bir delil bulunmadığından acentenin aracılık ettiği sözleşmelerden doğacak uyuşmazlıklardan dolayı açılacak davalara ilişkin bir düzenleme olan TTK’nın 105. maddesinin eldeki davada uygulanma olanağı yoktur. (Yargıtay 11 Hukuk Dairesi’nin, 22/06/2020 tarihli, 2019/3799 Esas ve 2020/3051 Karar sayılı ilamı) Dolayısıyla konişmento da yer alan yetki şartı konişmentonun tarafı olan … Şirketi ve halefiyet hükümlerine göre de davacı … şirketini bağlayacağından, konişmentodaki yetki şartına göre … yönünden Hamburg Mahkemesinin yetkili olduğu kanaatine varılmakla, bu davalı hakkındaki davanın mahkememizin yetkisizliği nedeniyle reddine, davalı … ile davalı … Ltd hakkında açılan davanın ise yukarıda açıklanan nedenlerle pasif husumet yokluğundan reddine, karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle; davalı … ile … Ltd hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davalı … hakkındaki davanın ise mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve 3 numaralı davalı … ve 2 numaralı davalı …Ş. arasında doğrudan temsil ilişkisi bulunmadığını, … A.G.’nin fiili taşıyan olduğunu, TTK’nın 103. maddesi hükmüne göre yurtdışındaki yabancı şirkete izafeten yurtiçinde işlem yapılana karşı TTK’nın 105. maddesi gereğince dava açılmış olduğunu, dolayısıyla …’ye izafeten … A.Ş.’ye karşı dava açılabileceğini, konişmentoda yer alan yetki şartının tek taraflı olduğunu ve denetime tabi bulunmadığını, taşıyan lehine asimetrik olduğunu, taşıyana daha fazla yerde dava açma hakkı getirmesi sebebiyle yetki şartının TBK’nın 27. maddesi gereğince geçersiz olduğunu, konişmentodaki yetki şartının genel işlem koşulu niteliğinde olduğunu, dolayısıyla TBK’nın 21.maddesi uyarınca yazılmamış sayılması gerektiğini, dava dışı sigortalının konişmentodaki yetki şartının kabul ettiğine ilişkin hiçbir belgenin bulunmadığını, bir an için yetki şartının varlığı kabul edilse dahi HMK’nın 7. maddesi gereğince ortak yetkili mahkeme olarak Türk Mahkemelerinin milletlerarası yetkisi bulunduğunu, İlk derece mahkemesince başka bir yargılamaya esas 2020/76 Esas sayılı dosyasındaki 03.03.2021 tarihli ara kararın hukuka aykırı olduğunu, … Ltd ve … A.G’nin 2017 senesinde birleştiğini, dolayısıyla … Ltd.’nin ticari hayatına … bünyesi altında devam edeceğini, dolayısıyla … A.Ş.’nin … Ltd’yi temsil yetkisi bulunduğunu, dolayısıyla yurtdışındaki yabancı şirkete izafeten yurtiçinde işlem yapana karşı acentelik hükümleri gereğince dava açma hakkının olduğunu, yani … Ltd’yi izafeten acentesi … A.Ş.’ye dava açılabileceğini, burada acentenin kişisel kusurunun aranmayacağını, ayrıca husumet yönünden reddedilen davada kusura yönelik hiçbir inceleme yapılmamasına rağmen acentenin kusuru bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddedildiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, nakliye emtia sigorta poliçesi kapsamında dava dışı sigortalıya ait emtianın taşınması sırasında hasarlanması neticesi sigorta şirketi tarafından sigortalıya ödendiği söylenilen hasar bedelinin taşıyan sıfatını haiz olduğu öne sürülen davalılardan tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davalı …, … A.Ş, ve … Ltd karşı açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine davalı … hakkında açılan davanın ise yetkisizlik sebebiyle reddine karar verilmiş; bu karara karşı davacı vekilince yasal süreleri içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davaya esas İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının … Sigorta borçluların …, … A.Ş, … izafeten … A.Ş, … Ltd’ ye izafeten … A.Ş , … Limited oldukları, 82.965,35 Euro asıl alacak ile 3.069,70 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplamda 86.035,07 Euro’nun takibe konu edildiği, takip sebebi olarak sigortalı …’e ait emtianın borçluların sorumluluğunda taşınması konusunda hasara uğraması neticesi sigortalının zararı sebebiyle sigortalıya ödenen tazminatın rücu talebine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. … A.Ş vekili icra dosyasına itirazında; müvekkilinin merkez adresi itibariyle İzmir icra daireleri yetkili olduğundan bahisle yetki itirazında bulunduğu, müvekkilinin somut olayda taşıyan olarak hareket etmemesi sebebiyle tüm borca ve ferilerine itiraz ettiği, …’ye izafeten müvekkilini tebliğ edilen ödeme emrine ilişkin itirazlarında ise müvekkilinin somut olayda taşıyan sıfatının bulunmadığını, …’nin acentesi olarak hareket etmediğini, dolayısıyla husumetin … A.Ş’ye yöneltilmesi gerektiğini, bahsi geçen sebeple yetkiye borca ve tüm ferilere itiraz ettiğini, … Ltd’ ye izafeten müvekkili … A.Ş’ye tebliğ edilen ödeme emrine ilişkin olarak müvekkilinin taşıyan sıfatına haiz olmadığını, … Ltd’nin acentesi olarak hareket etmediği, bu sebeple husumetin … A.Ş’ye yöneltilmesi gerektiğini beyanla yetkiye borca ve tüm ferilerine itiraz etmiştir. İtiraz eden … vekili itiraz dilekçesinde; müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını bu sebeple tüm borca işleyecek faize itiraz ettiklerini beyan etmiştir. Dosya içerisindeki nakliyat emtia abonman sigorta poliçesinin incelenmesinde; sigortalının … A.Ş olduğu, … gemisi ile Fas aktarmalı olarak … no’lu konteyner içerisinde yangın koruma kaplamalı niteliğindeki emtianın Suudi Arabistandan Senegale taşımasının gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Halefiyet kuralları ve temlik alan sıfatıyla sigorta şirketi sigortalısına ödemiş olduğu tutarı dava dilekçesine ekli banka ödeme dekontu ibraname kapsamında davalılara rücu etmektedir. Dosya içerisindeki navlun faturasının incelenmesinde; davalı …’nın taşıyan sıfatının bulunduğu anlaşılmaktadır. …’nın, Fcl navlun ücreti açıklamalı 03.01.2018 tarihli 86.291,34 TL tutarındaki faturayı dava dışı … adına keşide etmiştir. Dava dilekçesinde 2 ve 3 no’lu davalı olarak gösterilen … ise 23.12.2017 tarihli konşimento belgesinde; konşimento belgelerini taşıyan sıfatına haizdir. 4 no’lu davalıya izafeten … A.Ş’ye ise fiili taşıyan sıfatıyla dava açıldığı anlaşılmaktadır. Dosya içerisindeki dava dilekçesinin ekinde sunulan konşimentonun numarasının … olduğu, konşimentonun gönderenin … alıcısının ise yurtdışında mukim … olduğu, konşimento da altı konteyner içerisinde 5554 paket yangına karşı koruma malzemesinin taşındığı, dava dilekçesine konu … numaralı konteyner içerisine 754 paketin yer aldığı, söz konusu konşimentonun … Ltd. tarafından imzalandığı, konşimentonun asıl düzenleyenin ise … olduğu, dolayısıyla …’in acentesi olduğu, diğer davalı dava konusu taşımanın, … A.Ş’nin ise …’nin Türkiye sınırların içerisindeki acentesi olduğu anlaşılmaktadır. Davaya konu icra takibi taşıyan …’nin Türkiye sınırları içindeki ve Arabistan sınırları içindeki acenteleri aleyhine taşıyana izafeten başlatılmış olduğu gibi … Ltd. ve … A.Ş’nin icra takibinin doğrudan tarafı olduğu da görülmektedir. Acente, fiilen aracılıkta bulunduğu veya müvekkili adına ve hesabına bizzat gerçekleştirdiği sözleşmeler kapsamında müvekkili namına davaya muhatap olabilecektir. Somut olaya uygulanması gereken TTK m.105/2 gereğince, acente aleyhine ancak müvekkiline izafeten dava açılabilir.Doğrudan hasım gösterilerek acente aleyhine dava açılamaz. TTK m.105/3 hükmü de gözetildiği, somut olayda doğrudan acentelere yönelik bir kişisel kusur ileri sürülüp kanıtlanmamıştır. Dolayısıyla davaya esas icra takibinde takip talebinde doğrudan borçlu olarak gösterilen … Ltd. ve … A.Ş.’ye karşı açılan davanın pasif husumet nedeniyle reddedilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Bahsi geçen sebeple davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun esastan reddi gerekir. Taşıma senedi ile yapılan taşımalarda uyuşmazlık halinde uygulanacak hukuk ve yetkili mahkeme için de taşıma senedi hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta düzenlenmiş olan konişmento, tarafların hak ve borçlarını gösterir bir belge olup, bu belgenin 25. maddesinde uyuşmazlık halinde Federal Almanya Cumhuriyeti yasalarının uygulanacağı, ve Hamburg mahkemelerinin yetkili olacağına dair açık bir düzenleme bulunmaktadır. TTK’nın 1237/1. maddesi uyarınca taşıyan ile konişmento hamili arasındaki hukuki ilişkide konişmento esas alınır. MÖHUK 47. maddesine göre, yer itibari ile yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hallerde taraflar arasında yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkisinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devlet mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşma yapılması mümkündür. Yetki şartının geçerli olması için; uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıması, Türk Mahkemelerinin yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmemiş olması ile uyuşmazlığın borç ilişkisinden doğması gerekmektedir. Dava dışı sigortalı, konşimento da gönderici olarak yer almakta olup, gönderilen sıfatını haizdir. Davacı …, halefiyet hükümleri gereğince sigortalısının hukukuna tabidir. Somut olayda konişmentonun 25. maddesindeki yetki düzenlemesi asimetrik yetki sözleşmesi niteliğindedir. Türk Hukuk sisteminde asimetrik yetki sözleşmeleri yapılmasını yasaklayan emredici bir kanun düzenlemesi bulunmadığı, ayrıca tarafların tacir olduğu da gözetildiğinde, davacı vekilinin TMK’nın 2. maddesi uyarınca yetki düzenlemesinin geçersiz olduğunun kabulü gerektiği yönündeki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Yine davacı vekilinin acente tarafından elektronik ortamda gönderilen maillerin içeriğine göre davalının yetki itirazının TMK’nın 2. maddesi uyarınca reddi gerektiği yönündeki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Somut olayda; taraflar arasında düzenlenen konişmentonun ön yüzünde arka yüzündeki yetki klozuna atıfta bulunulmuştur.Yetki şartı konişmentoda matbu olarak yer alsa ve genel işlem şartı niteliğinde bulunsa bile uluslararası deniz yolu ile taşımalar standart sözleşmeler kapsamında yapıldığından ve dava konusu taşıma da bu konişmentoya göre yapıldığından, yetki şartının geçerli olduğu, konişmentodaki yetki şartının dürüstlük kuralına aykırı haksız işlem şartı olarak kabul edilemeyeceği sonucuna varılmıştır. Taraflar arasındaki taşıma ilişkisinde düzenlenen konşimentoda konulmuş olan yetki şartının geçerli olduğu, davacının halefiyet yoluyla davayı açması nedeniyle sigortalısı olan gönderilenin sahip olduğu hak ve yükümlülüklere sahip olması nedeniyle üçüncü kişi olarak değerlendirilmeyeceği, matbu şekilde düzenlenmesi teamül olan deniz konşimentosundaki yetki şartının tarafların sözleşmedeki durumuna göre haksız şart niteliğinde genel işlem koşulu olarak değerlendirilerek geçersiz sayılamayacağı anlaşılmakla, davacının istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. Davalı … bir Türk şirketi olmayıp yabancı şirkettir. Bu nedenle, kendisini Türk mahkemeleri önünde daha rahat savunabileceği söylenemez. Türkiy’de acentesinin bulunması da sonuca etkili değildir. Yabancı bir şirketin uluslararası yetki itirazında bulunması TMK’nın 2. maddesine aykırılık teşkil etmez. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 02.06.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.