Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/816 E. 2022/564 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/816
KARAR NO: 2022/564
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/02/2021
NUMARASI: 2018/975 Esas – 2021/191 Karar
DAVANIN KONUSU: İtrazın İptali
Taraflar arasındaki davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda, davanın kısmen kabulüne dair verilen hükme karşı, davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, ilk derece mahkemesince HMK’nın 344. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair verilen ek kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine davalılar tarafından haksız olarak itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Davanın kısmen kabulü ile, İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibine yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin; asıl alacak kalemlerine, takip tarihinden itibaren, takip talebinde belirtilen oranlarda faiz işletilmek suretiyle; 1-… nolu kredi kartından kaynaklı alacak yönünden, 17.705,10 TL asıl alacak, 32.134,05 TL işlemiş temerrüt faizi, 1.606,71 TL faizin gider vergisi olmak üzere toplam 51.445,86 TL üzerinden; 2-Yabancı para kredilerinden kaynaklanan alacak yönünden 42.614.587,92 USD asıl alacak, 52.352.021,26 USD işlemiş temerrüt faizi, 2.617.601,06 USD faizin gider vergisi olmak üzere toplam 97.584.210,24 USD üzerinden; 3-Teminat mektubu devre komisyonları, ödenen çek yaprak sorumluluk bedelleri ve borçlu cari hesaplarından kaynaklanan banka alacağı yönünden; 163.123,96 TL asıl alacak 454.024,43 TL işlemiş temerrüt faizi, 22.701,22 TL faizin gider vergisi olmak üzere toplam: 639.849,61 TL üzerinden; 4-… Sigorta Prim Borçlarından kaynaklanan alacak yönünden; 12.554,17 USD asıl alacak, 15.430,12 USD işlemiş temerrüt faizi, 771,51 USD faizin gider vergisi olmak üzere toplam 28.755,80 USD üzerinden, Takibin aynen devamına, Fazlaya ilişkin istemin reddine, Hükmolunan asıl alacağın %20’si olan 29.786.500,81 TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine…” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalılar vekili tarafından, yasal süresi içinde verilen 27.07.2021 tarihli dilekçe ile istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Ancak, davalılar vekilinin bu başvuru sırasında, istinaf başvuru ve peşin karar harçlarını ve gider avansını yatırmadığı anlaşılmaktadır. Bunun üzerine ilk derece mahkemesince, HMK’nın 344. maddesi uyarınca davalılar vekiline, yasal sonuçları da gösterilmek suretiyle, istinaf başvuru ve peşin harçlarını bir haftalık kesin süre içinde yatırması için muhtıra tebliğ edilmiştir. Davalılar vekilinin, muhtırada gösterilen kesin süre içinde istinaf harçlarını yatırmaması üzerine, ilk derece mahkemesince 24.09.2021 tarihli ek kararla, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.24.09.2021 tarihli bu ek karara karşı, davalılar vekili tarafından, 06.03.2022 tarihli dilekçeyle istinaf başvurusunda bulunulması üzerine dava dosyası Dairemize gönderilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalılar vekili, ilk derece mahkemesinin 24.09.2021 tarihli ek kararına karşı verdiği 06.03.2022 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin hükmünde harcı fazla hesapladığını, bu hesaplamada hangi tarihteki kurun esas alındığının anlaşılamadığını, müvekkillerinin bu kadar yüksek miktardaki harcı ödemelerinin mümkün olmadığını, bu nedenle istinaf incelemesinin yapılması gerektiğini, aksi takdirde müvekkillerinin Anayasa ve AİHS ile teminat altına alınmış olan adil yargılanma hakklarının, hak arama hürriyetlerinin ve mahkemeye erişim haklarının ihlal edilmiş olacağını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ek kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, öncelikle HMK’nın 344. maddesi uyarınca verilmiş olan 24.09.2021 tarihli ek kararın kaldırılmasına ve asıl karara karşı verdikleri 27.07.2021 tarihli ilk istinaf dilekçesi doğrultusunda istinaf incelemesi yapılarak ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve neticede davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, banka kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalılar vekili tarafından, yasal süresi içinde verilen 27.07.2021 tarihli dilekçeyle istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de başvuru sırasında gerekli istinaf harçları yatırılmamıştır. Bu durumu tespit eden ilk derece mahkemesince, HMK’nın 344. maddesi uyarınca, davalılar vekiline, yasal sonuçlarını da göstererek, istinaf başvuru ve peşin karar harçlarını yatırması konusunda muhtıra tebliğ etmiştir. Muhtırada gösterilen yasal bir haftalık süre içinde istinaf harçlarının yatırılmadığını tespit eden ilk derece mahkemesi, 24.09.2021 tarihli ek kararla, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar vermiştir. İş bu ek karara karşı, davalılar vekilinin 06.03.2022 tarihli dilekçe ile istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmaktadır. HMK’nın 344 ve orada atıf yapılan 346. maddeleri uyarınca, öncelikle ek karara yönelik istinaf başvurusunun incelenmesi gerekir. Eğer ek karara yönelik başvuru haklı bulunursa ek karar kaldırılarak ilk istinaf dilekçesi doğrultusunda esas hükme karşı istinaf nedenleri incelenebilecektir. Öncelikle, davalılar vekili Av. … tarafından ek karara karşı verilmiş olan 06.03.2022 tarihli istinaf başvuru dilekçesinin süresinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. İlk derece mahkemesinin istinaf başvurusunu değerlendirdiği 24.09.2021 tarihli ek kararı, davalılar vekili sıfatıyla istinaf başvurusunda bulunmuş olan Av. …’a UETS üzerinden 29.09.2021 tarihinde, “otomatik olarak okundu” sayılmak suretiyle tebliğ edilmiştir. Bu durumda, tebligatın yapıldığı bu tarihte Av…’ın vekaletinin devam edip etmediğinin tespiti önem arz etmektedir. Çünkü, ek karara karşı istinaf başvuru dilekçesi, davalıların başka bir vekili Av. … tarafından 06.03.2022 tarihinde verilmiştir. Eğer Av. …’a yapılan ek karar tebligatının geçerli bir tebligat olduğu kabul edilirse, Av. … tarafından 06.03.2022 tarihinde verilmiş olan istinaf başvuru dilekçesinin HMK’nın 344. maddesi atfıyla 346. maddesindeki bir haftalık istinaf süresi geçirildikten sonra yapıldığı sonucuna ulaşılacaktır. Bu bağlamda dosyanın incelenmesinde; HMK’nın 344. maddesi uyarınca verilen 24.09.2021 tarihli ek kararın, Av. … ‘a UETS üzerinden tebliğe çıkarıldığı, UETS tebliğ mazbatasına göre, tebligatın, muhatabın tebligat için ayrılmış tebligat alanına 24.09.2021 tarihinde, saat 13:56’da başarılı bir şekilde konulduğu, mevzuat gereği süre sonunda 29.09.2021 tarihinde de tebligatın yapılmış sayıldığı anlaşılmaktadır. Görüldüğü üzere ilk derece mahkemesi, ek kararın tebliğine ilişkin usul işlemini 24.09.2021 tarihinde tamamlamış, tebligatın yapılmış sayılmasına dair hukuki sonuç ise bundan beş gün sonra doğmuştur. Davalı vekili …, tebligatın elektronik posta kutusuna düştüğü 24.09.2021 tarihinde saat 18:30’da davalıların vekilliğinden istifa ettiğine dair dilekçe vermiştir. Ancak, salt bu dilekçenin verilmiş olması, avukatın vekillik görevini kendiliğinden sona erdirmez. HMK’nın 82/1. maddesi uyarınca, istifa eden avukatın vekalet görevi, istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam eder. Davalılar vekilinin istifa dilekçesi davalı …’e tebliğe çıkarılmış, tebligat bila tebliğ dönmüştür. Diğer davalıya istifanın tebliğe çıkarıldığına dair bir kayıt da bulunmamaktadır. Bu durumda, istifa eden vekilin görevinin, ek kararın kanun gereği tebliğ edilmiş sayıldığı 29.09.2021 tarihi itibariyle devam ettiği anlaşılmaktadır. Yani, yasa gereği vekalet görevi devam davalılar vekiline ek kararın tebliği 29.09.2021 tarihi itibariyle gerçekleşmiştir. Ek karara karşı bir haftalık istinaf başvuru süresinin bu tarihten itibaren hesaplanması gerekir. Ek karara karşı istinaf başvurusunun 06.03.2022 tarihinde yapıldığı dikkate alındığında, istinaf başvurusunun süresinde olmadığı sonucuna varılmaktadır.Davalılar vekili Av. …, UYAP üzerinden 29.09.2021 tarihinde, saat 15:14’te dosyaya vekaletnamesini ibraz etmiştir. Başka bir vekilin dosyaya vekaletname sunması, kendiliğinden önceki vekilin vekalet görevini sona erdirmez. Ancak bir an için aksi düşünülse bile, ek kararın tebliğ edilmiş sayıldığı (kanun gereği tebliğ edilmiş sayıldığı) tarih 29.09.2021 tarihi olup bu tarihte saat 00:01 itibariyle tebligat gerçekleşmiştir. Bu tarihte, ancak tebligatın yapılmış sayıldığı andan on beş saat sonra, yeni bir vekilin dosyaya vekaletname sunması, önceki vekile yapılmış ve tamamlanmış bir tebligat işlemini geçersiz hale getirmez. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 352/1.c maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonucunda, davalılar vekilinin ek karara yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nın 344. maddesi atfıyla 346. maddesinde öngörülen bir haftalık süre içinde yapılmadığı anlaşılmakla, ek karara yönelik istinaf başvurusunun süre yönünden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 346 ve 352/1.c maddeleri uyarınca, davalılar vekilinin süresinde verilmeyen istinaf dilekçesinin reddine, 2-İstinaf incelemesi yapılmadığından, davalılar vekili tarafından yatırılan istinaf peşin harcının, talep halinde iadesine, 3-İstinaf yoluna başvuran davalılar tarafından yapılan giderlerin kendilerinin üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olarak karar verildi. 11.05.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın davalılar vekiline tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.