Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/804 E. 2022/645 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/804
KARAR NO: 2022/645
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/02/2022
NUMARASI: 2021/220 E. 2022/72 K.
DAVANIN KONUSU: Zayi Belgesi Verilmesi
Zayi belgesi verilmesi davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; müvekkilinin yarı hissesinin maliki olduğu “… Sokak … Çıkmazı No:… Beyoğlu/İSTANBUL” adresindeki mecurun bodrum katı hariç üst katını kiralamış olup bodrum katını ise iş yeri olarak kullandığını, müvekkilinin sağlık nedenleriyle uzunca bir süre iş yerine gidememiş olduğunu, 27/12/2016 tarihi itibariyle iş yerine gittiğinde iş yeri olarak kullandığı mecurun kapısının kırıldığını, içeriye rızası hilafında kiracısı tarafından kullanılmak üzere iki adet su deposunun konulduğunu, içerideki demirbaşlara zarar verildiğini, iş yerine ait 2016 yılı ve geçmiş yıllara ait tüm ticari defter, fatura, irsaliye faturalarının, ticari deftere konu sair tüm belgelerin ve boş fatura ve irsaliye fatura koçanlarının çalındığını, tüm bu belgelerin hırsızlık nedeniyle zayi olduğundan TKK madde 82/7 maddesi gereğince zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Devam eden yargılamada; 27.12.2021 celsenin 2 nolu ara kararı ile davacı vekiline, istinaf ilamı doğrultusunda zayi belgesi talep edilen ticari defterlerinin türü ve hangi yıllara ait olduğunu açıklayarak talebini somutlaştırmak, hangi belgeleri için (hangi yıl, türü,cilt seri-sıra no vb. gerekli tüm ayrıntılar) zayi belgesi istendiğini ayrı ayrı açıklamak üzere HMK m119/1-ğ bendi uyarınca bir haftalık kesin süre verilmesine, ara kararının gereğinin yerine getirilmemesi halinde. HMK m.119/2 gereğince davanın açılmamış sayılacağı hususunda karar verileceğine dair ihtarına karar verildiği; 08.02.2002 celse gününe kadar herhangi bir beyan sunulmadığı, Davacı vekilince 08/02/2022 tarihli mazeret dilekçesi sunulduğu, mazeret dilekçesinin sehven Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesine yazıldığı, dilekçe içeriğinde geçen celsenin 1 nolu ara kararına istinaden zayi belgesi istenen evrakların maktu şekilde isimlerinin zikredildiği anlaşılmıştır. Geçen celsenin 1 nolu ara kararı uyarınca davacı vekiline 1 haftalık kesin süre verildiği, kesin sürenin yasal ihtarat içerdiği, duruşma tutanağının davacı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, 27.12.2021 celsenin 1 nolu ara kararı ile davacı vekiline vekaletnamesindeki tevkil yetkisi de gözetilerek son kez olmak kaydı ile mazeretinin kabul edildiği ve yeni duruşma gününün usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Davacı vekilinin sağlık sorunlarından dolayı mazeret sunduğu ekinde herhangi bir evrak bulunmadığı, mahkememizce icra edilen son 3 duruşmaya mazeretli olarak iştirak etmediği, gözetilerek vekaletnamesindeki tevkil yetkisi de gözetilerek reddi ile dosyanın istinaf kaldırma kararından önce dosyanın 13/06/2017 tarihli celse de takip edilmediğinden işlemden kaldırıldığı ve huzurdaki davanın basit yargılamaya tabi olduğu da değerlendirilerek basit yargılama usulüne tabi dosyanın HMK 150 ve HMK 320/4 maddeleri gereği açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle; HMK’nın 150 ve 320/4. maddeleri uyarınca davanın açılmamış sayılmasına, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını tekrarlamış ve temaslı olmasının akabinde yaşadığı rahatsızlıklar ve Covid-19 salgını sebebiyle hastaneye gidemediğini, dolayısıyla sağlık sebebiyle mazeretini belgeleyemediğini, istinaf incelemesinden önceki süreçte dosyanın işlemden kaldırıldığını, ancak o zamanki dosya esas numarası ile şuan ki dosya esas numarasının farklı olduğunu, bahsi geçen sebeplerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 82/7. maddesi hükmü gereğince zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. HMK’nın 382/(1).e-1 maddesinin; “Ticari defterlerin zıyaı halinde belge verilmesi” hükmü ile zayi belgesi verilmesi çekişmesiz yargı işlerden görülmüştür. HMK’nın 385/(1) maddesinde de; “Çekişmesiz yargı işlerinde, niteliğine uygun düştüğü ölçüde, basit yargılama usulü uygulanır” biçiminde düzenleme mevcuttur. HMK’nın 320/4. maddesinde ise; “Basit yargılama usulüne tabi davalarda işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa dava açılmamış sayılır.” denilmektedir. İlk derece mahkemesinin 22.02.2017 tarihli tensip zaptının davacı vekiline 13.03.2017 tarihinde tebliğ edildiği,13.06.2017 tarihli celsede tarafların hazır olmadığı ve mazeret dilekçesi de bildirmedikleri, bu sebeple dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. 23.06.2017 tarihli yenileme tensip tutanağının dosya içerisinde bulunduğu, ilk derece mahkemesince davacının davasının reddine karar verildiği söz konusu kararın Dairemizin 04.02.2021 tarih 2019/398 Esas 2021/134 Karar sayılı ilamıyla kaldırıldığı, bunun üzerine ilk derece mahkemesince 23.03.2021 tarihli tensip tutanağının hazırlandığı, tensip tutanağının davacı vekiline tebliğ edildiği, davacı vekilinin 13.07.2021 tarihli celsede mazereti sebebiyle hazır olmadığı, davacı vekili mazeretinin kabulüne karar verildiği, bir sonraki duruşma günü olan 06.12.2021 tarihli celse için davacı vekilinin yine mazeret dilekçesi verdiği, ilk derece mahkemesince mazeretinin kabul edildiği ve bir sonraki duruşma günü ve saatinin tebliğine karar verildiği, 27.12.2021 tarihli celsede davacı vekilinin yine mazeret dilekçesi sunduğu ve ilk derece mahkemesince vekaletnamede tevkil yetkisi göz önünde bulundurularak mazeretin son kez kabulüne karar verildiği ve yeni duruşma günü ve saatinin tebliğine ilişkin ara karar oluşturulduğu, 08.02.2022 tarihli celse için davacı vekilinin 08.02.2022 tarihli mazeret dilekçesi ibraz ettiği; söz konusu mazerette sağlık sorunları sebebiyle katılamayacağına ilişkin bildirimde bulunduğu anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesinin 13.07.2021, 06.12.2021 ve son kez olmak üzere 27.12.2021 tarihli celselerinde davacı vekilinin mazeretinin kabul edilerek yeni duruşma gün ve saatinin tebliğ edildiği, yine 27.12.2021 tarihli celsenin 2 no’lu ara kararı gereğince davacı vekiline istinaf ilamı doğrultusunda zayi belgesi talep edilen ticari belgeleri türü ve hangi yıllara ait olduğu açıklayarak talebini somutlaştırması konusunda bir haftalık süre verildiği, ara kararın yerine getirilmemesi durumunda HMK’nın 119/2 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılacağı hususunda karar verileceğinin ihtaren bildirildiği anlaşılmaktadır. Bir sonraki celse olan 08.02.2022 tarihinde davacı vekilinin yine mazeret dilekçesi sunduğu, mazeret dilekçesinde maddi hata yapılarak Bakırköy 2.ATM’ye ithafen yazıldığı, davacı vekilinin sağlık sorunlarından dolayı mazeret dilekçesi sunmuş olduğuna ilişkin beyanına rağmen bu beyanı destekler nitelikte somut bir belgenin mazeret dilekçesinin ekinde yer almadığı anlaşılmaktadır. Dosyada bulunan vekaletnamenin incelenmesinde; davacı asilin birden fazla avukatın vekil olarak yetkilendirilmesini mümkün kılan vekalette tevkil yetkisi kapsamında Av. …’e vekaletname vermiş oldukları anlaşılmaktadır. Davacı vekilinin bu imkandan yararlanmadığı, ayrıca davacı vekili, sağlık sebeplerini gerekçe gösterilerek mazeretli sayılma talebini belgelendirmediği anlaşılmaktadır. Soyut ve belgelendirilmemiş mazeret beyanının kabulünü gerektiren bir yasal düzenleme yoktur. Dava basit yargılama usulüne tabidir. Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesince, davacı vekilinin belgelendirilmeyen soyut mazeretinin kabul edilmeyip HMK’nın 320/4.maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; 3-Davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.ç maddesi uyarınca, karar kesindir.