Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/8 E. 2022/47 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/8
KARAR NO: 2022/47
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26.11.2021 tarihli ara karar
NUMARASI: 2021/1020 E.
DAVANIN KONUSU:Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
Taraflar arasında görülen ortaklık payı alacağının tahsili davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında davacı vekili tarafından talep edilen ihtiyati tedbirin kararda yazılı nedenlerle reddine dair ara kararına karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin yarı oranında paydaşı olduğunu, diğer paydaşın ise Çin vatandaşı … olduğunu, diğer ortağın müvekkilinin şirkete gelmesine ve şirket işleri ile ilgilenmesine engel olduğunu ve şirketin faaliyetleri ile ekonomik durumu hakkında bilgi verilmediğini, şirketin uzun yıllardır faaliyetini durdurduğunu, müvekkilinin şirkette çalışma olanağının bulunmaması nedeniyle ayrılma payının da tespit edilerek kendisine ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, şimdilik 10.000,00 TL ayrılma payının şirketten tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili 25.22.2021 tarihli talep dilekçesinde özetle, alacaklısı şirket ortağı …, borçlusu … Ltd.Şti. olan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, şirket ortağınca başlatılan takibin usulsüz şekilde kesinleştirildiğini, takip alacaklısının şirketten alacağı bulunmadığını, başlatılan takiple şirketin mal varlığının haczedilerek müvekkilinin şirketten olan alacağının tahsilinin engellendiğini ileri sürerek, icra kasasında bulunan ve kasaya girecek paranın alacaklı ortağa ödenmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, tedbir talebini değerlendirdiği 26.11.2021 tarihli ara kararında; ” …İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için mahkemenin HMK’nun 390/3.maddesi uyarınca yaklaşık ispat kuralı seviyesinde kanaat sahibi olması yeterlidir. Mevcut olayımızda alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden mahkememizce yaklaşık ispat derecesinde kanaat oluşmamıştır. Ayrıca yalnızca uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceğinden ve iş bu dosyada karşı tarafın borcu sebebiyle üçüncü kişinin taraf olduğu davaya konu olmayan icra dosyası hakkında icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi yönündeki tedbir talebi verilmesi talep edildiği anlaşılmakla; uyuşmazlık konusu olmayan şeyler üzerine tedbir konulması talebinin reddine “, gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine, karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili ile …’in davalı şirket eşit paylarla ortak olduklarını, müvekkilince Bakırköy 5. Ticaret Mahkemesinin 2021/1020 Esas sayılı dosyasında ortaklık payının tespiti ve tahsili davası açtığını, ancak diğer ortağın şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlattığı ilamsız takibi kesinleştirerek şirkete ait paranın icra veznesine gönderildiğini, şirkete ait banka hesabından icra veznesine gönderilen miktarın çekilmesi halinde müvekkilinin alacağının tahsili imkanı kalmayacağını, takibin soyut ve gerçek bir alacağa dayanmadığını, diğer ortağın Türk vatandaşlığı bulunmadığı gibi Türkiye’de her hangi bir mal varlığının da bulunmadığını, mahkemece talep edilen tedbir talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasına ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra kasasında bulunan ve kasaya girecek paranın alacaklıya ödenmesinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, şirket ortaklığından ayrılma akçesinin tahsili amacıyla başlatılan alacak davası içinde ihtiyati tedbire ilişkindir. İlk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir. Aynı yasanın 390/3. maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Kural olarak bir davada tarafların ileri sürdüğü iddia ve savunmaların ispatı için tahkikat yapılması ve delillerin toplanması gerekir. Hâkim tüm delilleri inceleyip değerlendikten ve tam bir karara ulaştıktan sonra nihai kararını verir. Bu husus davanın kabulü için geçerli olup, esas hüküm için tam ispat aranır. İhtiyati tedbirlerde ise tam değil, yaklaşık ispatın yeterli olacağı HMK’nın 390/3. maddesinde düzenlenmiştir. Somut olayda davacının ileri sürülen iddialar, esaslı yargılamayı gerekmektedir. Davada, diğer ortağa yönelik ileri sürülen bir menfi tesit istemi bulunmamaktadır. Diğer yandan, aleyhine ihtiyati tedbir istenen şirket ortağı davanın tarafı değildir. Bir davada ancak uyuşmazlık konusu ile ilgili tedbir kararı verilebilir. Tedbir istenilen husus yargılamanın konusun oluşturmadığı da anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin istinafa konu ret kararı usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 20.01.2022
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.f ve 391/3. maddeleri gereğince karar kesindir.