Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/775 E. 2022/646 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/775
KARAR NO: 2022/646
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/02/2022
NUMARASI: 2021/671E. 2022/124 K.
DAVANIN KONUSU: Yargılamanın İadesi- Menfi Tespit
Taraflar arasındaki yargılamanın yenilenmesi davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle yargılamanın iadesi talebinin reddine dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Yargılamanın yenilenmesini isteyen davalı vekili, davasında özetle; vekil olarak kendi kayıtlarında yaptıkları araştırma neticesinde; taraflar arasında imzalanan 07.10.2020 tarihli “sipariş formu belgesi”nin ıslak imzalı aslının arşivlerinde mevcut olduğunun görüldüğünü, gerekçeli kararda “davacı tarafından sunulan 07/10/2010 tarihli Sipariş Formunda satın alınan ürün bedeli, ödemelerin bonolarla yapılacağı, bono bedelleri, anlaşma şartları belirtilmiştir” şeklinde sonuca ulaşılmış olsa da, aynı kararda “taraflar arasında yazılı bir sözleşme yoktur” şeklindeki tespite de yer verildiğini; 07/10/2010 tarihli sipariş formunun, taraflardan sadece birinin imzasını içerdiği için bu anlamda mahkeme tarafından hukuken “sözleşme” niteliğinde kabul edilmediğinin anlaşıldığını, dava dosyasında mübrez olmayan bu belgenin karar tesis olduktan ve hatta kesinleştikten sonra ele geçirildiğinin kabul edilmesi gerektiğini, sözleşme uyarınca ilk olarak edimini ifa etmesi gerekenin … olduğunu belirterek, mahkemece verilip kesinleşen2021/122 Esas 2021/122 Karar sayılı kararı bakımından yargılamanın iadesi isteminin kabulüne karar verilmesini, kesinleşmiş mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davcı vekili 20/12/2021 tarihli dilekçesinde özetle: mahkemenin yapılan yargılaması sonucunda haklı davalarının kabulüne karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, davalı tarafça yargılamanın iadesinin talep edildiği, yargılamanın iadesi şartlarının oluşmadığını belirterek, yargılamanın iadesi talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….Tüm dosya kapsamından; her ne kadar davacı vekili taraflar arasında imzalanan 07/10/2020 tarihli “sipariş formu” belgesinin aslının yargılama sona erdikten sonra ellerine geçtiğini (bulduklarını), sipariş formunun sözleşme niteliğinde olduğunu, dolayısıyla bu belgenin HMK’nın 375/1-ç bendi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, davacı tarafın sipariş formu uyarınca üzerine düşen edimi gerçekleştirmediğini bu nedenle müvekkilinin edimini ifa etmediğinden bahsedilemeyeceğini ileri sürmüş olsa da davalı tarafın davaya cevap vermediği, kaldı ki davalı tarafça yeni bulunduğu ileri sürülen 07/10/2020 tarihli sipariş formunun davacı tarafça dosyaya sunulduğu, davalı tarafından sunulan sipariş formunun dosyada davacı tarafından sunulan sipariş formuyla aynı olduğu, mahkememizce söz konusu sipariş formunun gerekçede açıklandığı üzere dikkate alındığı, dolayısıyla mahkememiz açısından yeni bir belge niteliğinde olmadığı, davalı tarafın yargılanmanın iadesi talebini içerir dilekçesindeki hususların mahkememizce yapılan yargılamada değerlendirildiği, dolayısıyla HMK 375.maddesinin ”ç”bendi gereğince ”Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması” şartının sağlanmadığı, HMK’nın 375. Maddesinde yargılamanın yenilenmesi nedenlerinin tahdidi olarak sayıldığı ve davacı tarafın iddiasının söz konusu nedenlerden herhangi birine girmediği anlaşıldığından yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. ” gerekçesiyle, yargılamanın iadesi talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Yargılamanın iadesini talep eden davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve taraflarınca yargılamanın iadesi talebine esas olmak üzere sunulan ıslak imzalı sipariş formunda aslında her iki tarafın da imzasının bulunduğunu, bu belgenin sözleşme niteliğinde ve yeni belge olarak kabulünün zorunlu olduğunu, sonuç olarak tek tarafın imzasını içerdiği için yargılamanın iadesi talebine konu olan kararda sözleşme olarak kabul edilmediği anlaşılan 07.10.2020 tarihli sipariş formu isimli belgesinin davalının da imzasını içeren ıslak imzalı aslının 22.09.2021 tarihi itibariyle davalı müvekkili tarafından temin edilmiş olduğunu, 07.10.2020 tarihli sipariş formunun 4. maddesinde “Ödeme yapıldıktan sonra en geç on iş günü içerisinde teslimat yapılacaktır” şeklinde düzenlemenin yer aldığını, bu hükme göre …’ün edimini ilk olarak ifa etmesi gerektiğini, ancak …’ün edimini ifa etmemiş olduğunu, ancak müvekkilinden kendi edimini ifa etmesi hususunda bir talepte de bulunmadığını, TBK’nın 125.maddesindeki seçimlik haklardan borcun ifa edilmemesi sebebiyle somut uyuşmazlıkta, para borcunun karşılığı olan edimin ifa edilmemesi sebebiyle kambiyo senedinin bedelsizliğinden de bahsedilemeyeceğini, davacı …’ün sözleşmeden dönme hakkını da kullanmadığını, zira somut olayda sözleşmeden dönme hakkının koşullarının oluşmadığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve yargılamanın iadesi talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, HMK’nın 374 vd. maddeleri uyarınca yargılamanın iadesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yasal koşulları bulunmayan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava dosyasının yapılan incelemesinde; ilk derece mahkemesinin yargılamanın iadesine konu 2021/122 Esas 2021/122 Karar sayılı ilamının kanun yolu incelemesinden geçmeden kesinleştiği anlaşılmaktadır. Kesinleşen hükmün ilişkin olduğu davadaki yargılama sırasında, hâkim tarafından delil olarak değerlendirilmiş 07.10.2020 tarihli sipariş formunun, her iki tarafça imzalı aslının karar verildikten sonra temin edildiği, dolayısıyla sonradan ortaya çıkan delil olduğu iddiasıyla yargılamanın iadesi talep edilmektedir. İlk derece mahkemesince, sözleşme konusu ürünün davacıya teslim edilmediği, dolayısıyla dava konusu beş adet bononun bedelsiz kaldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu bonolar nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, bonolar hakkında başlatılan bir icra takibi bulunmadığından kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince, 07.10.2020 tarihli sipariş formu, diğer delillerle birlikte değerlendirilmek suretiyle yargılama sonuçlandırılıp hüküm verildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca belgenin her iki tarafça imzalı aslının, esasen yargılamanın başından beri mevcut olduğu, yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafından elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması koşulunun somut olay açısından sağlanmadığı açıktır. Belge, davalının kabulünde olan bir belge olup mahkemece de yargılama sırasında değerlendirilmiş ve hüküm verilmiş, verilen hüküm kesinleşmiştir. Davalı vekilinin iddiası itibariyle HMK’nın 375. maddesinde sınırlı olarak sayılan başkaca bir yargılamanın iadesi sebebinin de mevcut olmadığı görülmektedir. Yargılamanın iadesi sebepleri Kanun’da sınırlı olarak sayılmış olup, bu sebeplerden birinin somut olayda gerçekleşmediği anlaşıldığından, talebin reddine dair ilk derece mahkemesi kararı isabetli bulunmuştur. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; 3-Davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.