Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/763 E. 2022/793 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/763
KARAR NO: 2022/793
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/01/2022
NUMARASI: 2022/13 D.İş- 2022/13 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, kararda yazılı nedenlerle ihtiyati haciz talebinin kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, borçlu şirket vekilinin itirazının reddi kararının borçlu şirket vekilince; ihtiyati haciz talebinin reddedilen kısmı bakımından ise alacaklı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden vekili, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talepli dilekçesi ile; müvekkilinin … ürünlerinin ithalatı ve ihracatı konusunda otuz yılı aşkın tecrübelerinin olduğunu, …’in kredi sigorta şirketine güvenilir bir firma imajı yaratmak maksadıyla, … şirketinin çatı şirketi olarak tanıttığı … A.Ş. Üzerinden ihracat işlemlerini gerçekleştirmeyi teklif ettiğini, kredi sigortası şirketinin … İnşaat’ın kredibilitesine uygunluk vermesi üzerine tarafların … İnşaat’a ürün tedarik edilmesi hususunda anlaştıklarını, bu doğrultuda müvekkili ile … İnşaat arasında ticari sözleşme imzalandığını, daha sonra imzalanan ek sözleşme ile satıma konu malın …’in bildireceği başka bir şirkete teslim edilebileceğinin kararlaştırıldığını, sözleşme uyarınca satılan ürünün toplam bedelinin 2.604.197,90 USD olduğunu, bu bedelin 1.204.000,00 USD’sinin ön ödeme yapılması suretiyle ödendiğini, kalan 1.400.197,90 USD’nin ise mal teslimi üzerine ödenmesinin kararlaştırıldığını fakat vade tarihinin geçmiş olmasına rağmen ödemenin gerçekleştirilmediğini, bir takım bahanelerle ödemenin geciktirildiğini, dolandırıcılık yolu ile müvekkilinden alınan malın gümrükte …’in paravan şirketi … adına kayıtlı bulunduğunu, müvekkilinin yüke erişme imkanı bulunmadığını belirterek; müvekkilinin malın üzerindeki haklarının temini ve muhafazası için öncelikle satıma konu mal üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, mahkeme ihtiyati tedbir talebini yerinde görmezse bakiye alacakları tutarında karşı tarafların malları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 13.01.2022 tarihli değişik iş kararıyla; “…İhtiyati tedbir talebi yönünden; malın gümrükten çıkarılmasının men edilmesi ihtiyati tedbir talebi açısından hakkın elde edilmesini sağlayıcı bir tedbir talebi niteliğinde olmadığından ihtiyati tedbir talebinin bu aşamada bu nedenlerle reddine, İhtiyati haciz talebi yönünden; talebin kısmen kabulü ile … Anonim Şirketinin sözleşmeden sorumlu tutulup tutulmayacağı yaklaşık ispat şartı sağlanamadığından … Anonim Şirketi açısından ihtiyati haciz talebinin reddine, alacağın dayanağı malların …’in talebi ile … Anonim Şirketine gönderildiği anlaşıldığından, … ve … Anonim Şirketi açısından talebin %15 teminatla kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” gerekçesiyle; koşulları bulunmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine, ihtiyati haciz talebi yönünden ise, … Anonim Şirketi aleyhindeki ihtiyati haciz talebinin reddine; alacağın dayanağı malların …’in talebi ile … Anonim Şirketi’ne gönderildiği anlaşıldığından, … ve … Anonim Şirketi aleyhindeki ihtiyati haciz talebinin kabulü ile yukarıda yazılı belgeler nedeni ile yine yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı bulunan bu iki borçlunun, borç tutarı ile sınırlı olmak kaydıyla ve icra ve iflas kanununda muayyen tahditler dairesinde, teminat karşılığında menkul, gayrimenkul ve üçüncü şahıslarda olan hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, borçlulardan sadece … Anonim Şirketi vekili itiraz etmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden … Anonim Şirketi vekilinin itiraz dilekçesini özetle; ihtiyati tedbir talep eden tarafın kötü niyetli olarak huzurdaki başvuruyu yaptığını ve haksız olarak müvekkiline büyük maddi ve manevi kayıp yaşattığını, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile banka hesaplarına ihtiyati haciz tatbik edildiğini, ihtiyati haciz talep eden taraf ile müvekkili şirket arasında akdedilen sözleşmenin kuruluş aşamasında taraflar arasındaki elektronik posta yazışmalarından ürün kalitesi ve niteliği net olarak kararlaştırıldığını, ancak gümrük cetvelinde satıcı firmanın taahhüt ettiği ürünün değil de işlem görmüş ürün gönderildiğini, ürünlerin gerekli vasıflarda olmaması nedeniyle satış değerinin düşük olacağını, bu nedenle satış bedelinin indirilmesi gerektiği için birçok yazışma yapıldığını, müvekkilinin ticari ilişkinin bozulmaması için elinden gelen tüm çabayı gösterdiğini, ancak talep eden tarafça hiçbir teklife olumlu dönüş yapılmadığı için ürünün iadesi gerektiğini, talep eden tarafa gönderilen ürünlerin “grup 1” olmadığının defaten iletildiğini, ancak talep eden tarafça bu durum kendilerini ilgilendirmediği, Türk gümrük sisteminin sorunu olduğu gibi konudan bağımsız ve gerekçesiz cevaplar alındığını, tüm bu nedenlerle öncelikle talep eden tarafın teminatı iade edilmeksizin ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına ve talebin reddine karar verilmesini, bu talep kabul edilmez ise talep eden tarafça borca yeter miktarda bedelin teminat olarak alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince 03.03.2022 tarihinde yapılan tüm tarafların hazır olduğu mürafaalı duruşmada … Anonim Şirketi’nin itirazı değerlendirilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 22.03.2022 tarihli ve gerekçeli ek kararıyla; “… İİK.265/1. maddesi uyarınca;alacak hakkında ihtiyati haciz kararı istenebilmesi için alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacağın bir rehinle temin edilmemiş olması gereklidir. İhtiyati haciz kararı verirken mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. İhtiyati haciz kararı temyiz edilemez, ancak karar verilirken dinlenmeyen borçlu, ihtiyati haczin dayandığı sebeplere itiraz edebilir (İİK.m.265). İtiraz üzerine mahkeme, alacaklı ve borçluyu duruşmaya çağırır, gelenleri dinler, iki tarafta gelmezse dosya üzerinde inceleme yaparak kararını verir (İİK.m.265/3). Mahkeme, borçlunun bildirdiği itiraz sebeplerine hasren inceleme yapar. İtiraz sebebini yerinde bulursa itiraz sebebinin niteliğine göre gereken kararı verir. Meselâ; ancak rehinle temin edilmiş ise ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verir. Borçlu, alacağın esasına ilişkin bir itirazda bulunamaz. Alacaklı, borçluya karşı bir icra takibi yapmadan veya dava açmadan önce ihtiyati haciz kararı almış ve buna dayanarak borçlunun mallarına haciz koydurmuşsa yedi gün içinde borçluya karşı takip talebinde bulunmak veya alacak davası açmak zorundadır, aksi halde, ihtiyati haciz kararı düşer (İİK.m.264). Alacaklı yedi gün içinde icra takibi yaparsa, icra dairesi borçluya bir ödeme emri gönderir. Borçlu ödeme emrine itiraz ederse, bu itiraz icra dairesi tarafından alacaklıya tebliğ olunur. Alacaklı, bu itirazı gidermek için yedi gün içinde ya tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemek, yada mahkemede itirazın iptali davası açmak zorundadır. Aksi halde, ihtiyati haciz hükümsüz kalır(İİK.m.264/5). İcra takibinden sonra alınmış ihtiyati haciz kararında da aynı sürelere uymak zorunludur. Bu genel açıklamalar ışığında borçlunun itirazını haklı kılacak hiçbir gerekçe ileri sürülmediğinden itiraz yerinde görülmemiş olup, itirazın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle, ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir. 22.03.2022 tarihli bu ek karara karşı, itiraz eden … ve diğer borçlu … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Ayrıca, hakkındaki ihtiyati haciz talebi reddedilen …Şirketi hakkındaki karara karşı, ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve …’ın ihracata ilişkin sözleşmelerden ve kendi imzası ile gönderilen 03.09.2021 ve 19.10.2021 tarihli yazılardan haberdar olduğunu, bu nedenle sözleşmeden sorumluluğu bulunduğunu, zira … İnşaat yetkilisi …’ın soruşturma kapsamında alınan ifadesinde bahsi geçen yazıların kendisi tarafından imzalandığını ve … İnşaat’a ait uygunluk evrakının bilgisi dahilinde …’e gönderildiğini kabul ettiğini, …’ın 19.10.2021 tarihli belgede yer alan imzanın kendisine ait olabileceğini ancak belgenin şirketleri tarafından verilmediğini, esasen imzanın bu belgeye kopyalanmış olabileceğini öne sürmüş olduğunu, …’in ise 28.02.2022 tarihli ifadesinde gerek 03.09.2021 gerekse 19.10.2021 tarihli yazıların … tarafından imzalanarak kendisine gönderildiğini, her türlü evrakın …’ın bilgisi dahilinde şirket müdürü … tarafından mail ve whatsapp aracılığıyla iletildiğini, belgelerin sahte olmadığını beyan ettiğini, Soruşturma dosyasına sunulan diğer belgelerin incelenmesinde ise … İnşaat yetkilisi …’ın … İnşaat adına …’e daha öncesinde de benzer şekildeki yağ ihracat işlevi için yetkilendirme yazıp uygunluk belgeleri göndermiş olduğunu, … İnşaat’ın müvekkili tarafından ihracat işlemi ve müvekkilin bakiye alacağı hakkında her şekilde bilgilendirmiş olduğunu; … numaralı sözleşmenin ve 14.10.2021 tarihli ek sözleşmenin … adına ve hesabına … tarafından imzalandığını, müvekkilinin ödenmemiş bakiye alacağına istinaden … İnşaat adına 09.12.2021 tarih ve … numaralı faturayı keşide ettiğini, …’ın, … İnşaat’ın sürece dahil olduğuna dair ikrar niteliğindeki beyanları karşısında …’in de sorumlu olduğunu, … İnşaat’ın …’e yönelik olarak kendi kayıpları ve yetkilisinin imzasını kullanmak suretiyle dolandırıcılık eylemini gerçekleştirdiği, şirket unvanını kullanarak sahte belgeler düzenlediği şeklinde suçlamaların mevcut olmasına rağmen yakın tarihe kadar … hakkında herhangi bir suç duyurusunda bulunulmamış olduğunu, İlk derece mahkemesinin … Şirketi ve gerçek kişi bakımından verdiği ihtiyati haciz kararının infazı esnasında, karşı tarafların müvekkili tarafından gönderilen malın bir kısmı kaçırıldığını, kalan malı da kaçırması için muvaazalı olarak farklı antrepo beyannamelerine kaydırıldığını tespit ettiklerini, gönderilen 3.000,097 ton malın … Antrepoda … ibareli tanka boşaltıldığını ve .. numaralı beyannameye kaydedildiğini, bahsi geçen 3.000,97 ton mal ağırlığından yalnızca 200 ton kaldığını, kalan 2.800,97 ton ağırlığındaki malın ise artık antrepo beyannamesinde kayıtlı görülmediğini, Körfez Sulh Ceza Hakimliğinin 2022/277 D. İş sayılı kararı ile müvekkili tarafından … gemisi ile gönderilen … Antrepoda … ibareli tankta fiziken muhafaza edilen malın tamamına el konulmasına karar verildiğini, soruşturma kapsamında an itibariyle … tankında fiziken mevcut 1.640,970 Ton malın … ile daha öncesinde suç işlemiş yetkililerce yönetilen … adına açılan muhtelif antrepo beyannamelerinde kaydırmak suretiyle muvazaalı şekilde bu şirkete devredildiğini, …’in paravan bir şirket olduğunu, hakkında ihtiyati haciz kararı verilen tarafların haczi kabil mal varlıkları bulunmadığını, haciz mahallinde … ve …Şirketi’nin, müvekkiline ait ürünün satışından elde ettikleri bir takım ödemeleri de başka banka hesaplarına aktardıklarının tespit edildiğini, Somut olayda karşı tarafların dolandırıcılık kastı ile müvekkilini alacağından yoksun bırakarak hile ve desiseyle el koydukları müvekkiline ait mal üzerinde haksız menfaat elde etme çabasında olduklarını, taahhütlerinden kurtulmak ve mal kaçırmak amacıyla alacaklı olan müvekkilinin haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunduklarını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin 13.01.2022 tarihli kararının, borçlu … aleyhindeki ihtiyati haczin reddine dair bölümünün usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın bu kısmının kaldırılmasına ve borçlu … İnşaat aleyhindeki ihtiyati haciz talebinin de kabulüne karar verilmesini istemiştir. Borçlular … Şirketi ve … vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili …’in yıllardır kimya işi ile uğraştığını, kendi şirketini kurarak base oil ticareti yapmak istediğini, ancak yeni kurulacak şirketlerin kredi puanı oluşmadığı için … İnşaat ile görüşerek şirket yetkilisi …’a şirketi üzerinden ticarete başlamayı teklif ettiğini, daha önce benzer benzer şekilde çalışmış olduklarını, ilk sözleşmenin … İnşaat adına imzalanmış olduğunu, akabinde imzalanan ek sözleşme ile malların müvekkili gerçek kişinin ortağı olduğu … A.Ş.’ye satışının yapılacağının ve ödemenin de bu şirket tarafından yapılacağının kararlaştırıldığını, Henüz mallar gemiye yüklenmeden önce müvekkili şirkete ait hesaptan 1.204.000 USD ödeme yapıldığını, ödenen bu bedelin o dönem ki mevcut koşullar sebebiyle Danimarka bankasınca iade edildiğini, akabinde aynı bedelin tekrar gönderilmiş olduğunu, 22/09/2021 tarihli yazışmalardan ürün kalitesi, teslim yeri ve tarihi de dahil olmak üzere sözleşmenin esaslı unsurlarının belirtilmiş olduğunu, ürün kalitesinin Base oil KS 150 olarak belirlenmiş olduğunu, ancak bu tabir genel nitelikte olup, taraflar arasında yapılan yazışmalarda da Grup 1 niteliğinde ürün için anlaşma yapıldığının net bir şekilde ortaya konulduğunu, Ürünün belirtilen nitelikte olmaması üzerine müvekkilinin, gümrükten malları çekemeyen müvekkilinin, …’den gümrük deklarasyonunu talep etmiş olduğunu, Gelen deklarasyonda da …’in sadece grup 1 niteliğinde ürün sattığını ancak bazı parametreleri aştığını beyan etmesi üzerine, gümrükten malların grup 1 değil diğerleri olarak çekilebildiğini, Grup 1 niteliğindeki ürünlerin hiçbir lisansa ihtiyaç duyulmadan satılabildiğini, “diğerleri” sınıfındaki ürünlerin satımı için lisans gerektiğini, bu sebeple satışlarının zor olduğunu, bahse konu ürünün gümrük cetvelinde satıcı firmanın taahhüt ettiği Grup1 olarak değil, l Diğerleri sınıfında sınıflandırılmış olduğunu, talep eden tarafın, gümrük deklarasyonunda Grup 1 ürün sattığını, ancak göndermiş olduğu ürünün değerlerinin farklı değere sahip olduğunu kabul ettiğini, dosyada mübrez labaratuvar sonuçlarına göre, gönderilen ürünün viskozite değerinin … (…) tarafından belirlenen kriterlere uymadığnı, Müvekkili tarafından ödemesi yapılan 1.204.000 USD tutarın, tüm ürünün bedelinden dahi daha fazla olduğunu, gönderilen ürünlerin tümü satılsa bile bu bedelin karşılanmasının mümkün olmadığını, Malın ayıplı olması nedeniyle talep eden tarafa, malın iadesi ya da yapılan masraf ve ödenen bedelin iadesi halinde malın iadesi teklif edilmişse de talep eden tarafça iade navlun bedelinin müvekkilleri tarafından ödenmesi ile malın iadesinin mümkün olacağının bildirilmiş olduğu, Müvekkili şirketin mal kaçırma girişiminde bulunduğuna dair tek bir delil olmadığını, müvekkili gerçek kişinin ise şirket ortağı olup şirketin borcundan dolayı kişisel mal varlığına haciz tatbik edilmesinin mümkün olmadığını, Müvekkili şirketin tüm ticari itibarının kaybolduğunu, büyük maddi kayıplara uğradığını, Müvekkili şirkete teslim edilmiş bir fatura dahi olmamasına rağmen hakkında ihtiyati haciz kararı verildiğini, diğer yandan fatura teslim edildiği iddia edilen … İnşaat’a karşı ihtiyati haciz talebinin kabul edilmediğini, verilen ihtiyati haciz kararının kendi içinde çelişkili olduğunu, sözleşmeleri imzalayan … İnşaat adına hiç bir icra işlemi yapılamazken üçüncü kişi konumundaki şirket ve şirketin ortağı hakkında icra işlemi yapılmakta olduğunu, Müvekkili şirketin mal kaçırma, gibi bir girişimi bulunmadığını, bu nedenle ihtiyati haczin şartlarının da gerçekleşmediğini, müvekkili şirketin ticari faaliyetine devam ettiğini, Mahkeme tarafından mürafaa günü verilmiş ise de duruşma sonunda daha önce hazırlanmış kararın tefhim edildiğini, Talep eden tarafça esas takibe geçildiğini ve taraflarınca itiraz edildiğini, itirazın tebliğinden aylar geçmesine rağmen henüz davanın açılmamış olduğunu, esas dava açılmak suretiyle dava kapsamında tedbir talep edilebileceğini, borcun varlığının ispatının yargılamayı gerektirdiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin itiraz üzerine verdiği 22.03.2022 tarihli ek kararın ve ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 257 VD. maddeleri uyarınca, ihtiyati hacze ilişkindir. İlk derece mahkemesince, borçlu … İnşaat aleyhindeki ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı, alacaklı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İlk derece mahkemesi, borçlular … ve … aleyhindeki ihtiyati haciz talebini kabul etmiştir. İhtiyati haciz kararına karşı, sadece borçlu … vekili tarafından İİK’nın 265.maddesi uyarınca itiraz edilmiştir. İlk derece mahkemesi, murafaalı yaptığı inceleme sonucunda, itirazın reddine dair ek kararı vermiştir. Bu ek kara karşı hem itiraz eden … hem de … tarfından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Alacaklı vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin incelenmesinde: İhtiyati haciz talep eden vekili, talep dilekçesinde, müvekkili …’nın baz yağı ihracatı gerçekleştiren bir şirket olduğunu, … şirketini temsilen …’in …’dan ürün satın alarak ihraç etmek istediğini ve temsilcisi olduğu şirketin iştirak şirketi olan … A.Ş. üzerinden işlemlerin gerçekleştirileceğini taahhüt ettiği, bu bağlamda …’in yetkilisi … tarafından ihracat işlemine rıza gösterildiğine ilişkin yazının ve uygunluk denetiminde esas olmak üzere … İnşaat’a ait banka referans mektupları ve detaylı bilançoların dosyaya sunulduğu, … şirketinin alacak ve kredi sigortası teminatı sağlamak noktasında … İnşaat için uygunluk verildiği ve böylece tarafların … İnşaat ‘a ürün tedarik edilmesi hususunda anlaştıkları, bu kapsamda 06.10.2021 tarihli sözleşmenin imzalandığı, sözleşmenin … İnşaat adına … tarafından imzalandığının görüldüğü, …’in hazırladığı ek sözleşme metinleri gereğince alıcının başka bir şirkette malın alıcısı olarak tayin edebileceği ve ürünün bu şirket tarafından satın alınmasına müsaade edebileceği, aynı zamanda …’ında finansal yükümlülüklerinin devam edeceği, … ile … İnşaat hesabına … arasında 14.10.2021 tarihinde ek sözleşme imzalandığı, …’in 19.10.2021 tarihinde … yetkilisi …’ın imzalamış olduğu bir yazıyı …’ya ilettiğini, söz konusu yazının incelenmesinde, satılan ürünün … şirketine teslim edileceği, ödemenin bu şirket tarafından yapılacağı, faturalı konşimentoların bu şirket adına düzenleneceğinin belirtilmiş olduğu, …’nın 17 Kasım 2021 tarihinde dava konusu emtiayı Danimarka’dan Türkiye’ye taşıyarak … Antrepoda tahliye ettiği, ancak buna rağmen bu süreye kadar muaccel olan alacağın vadesi geçmiş olmasına rağmen ödenmediği, … yetkilisi …’ın söz konusu üründen haberlerinin olmadığını, böyle bir ürün satın almadıklarını, …’i … İnşaat adına yetkilendirmediklerini ileri sürdüğü, …’ın davaya konu ürünün Türkiye’ye ihracını sağlama noktasında … şirketini kullanarak şirketin yetkilisi … imzalı sahte belgeler düzenlediği, … İnşaat’ ile …’in eylem ve fikir birliği ile hareket ettiği, … tarafından imzalandığı görülen ancak sahte olduğu görülen belgeyle ürün teslim almak üzere yetkilendirilen … şirketinin …’in ihracat talebi ile … ile iletişime geçmesinden üç gün önce kurulduğu, dolayısıyla paravan şirket olduğu sebeplerine dayalı olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, olmadığı taktirde ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş olduğu anlaşılmaktadır. Dosya içerisinde … ve … isimli kişilere ait … Ve … şirketlerinin 23 Eylül -17 Kasım 2003 arasında toplam beş adet gümrük beyannamesi ile gerçekte baz yağı olan kimyasalın sanayi de çözücü “…” Türkiye’ye soktuğuna ilişkin 15.02.2005 tarihli internet haber çıktısının yer aldığı, yine benzer şekilde 17.06.2004 tarihli haber çıktısından … Turizm’in alt firması olan …’un yurtdışından getirdiği motorine dönüşen baz yağını özel tüketim vergisi ödememek için “…” olarak gösterdiğine ilişkin haberin yer aldığı 16.02.2005 tarihli internet haber çıktısında da … ve … adlı şirketlerin yurtdışından getirdikleri 3 milyon ton baz yağını Ötv ödemeden işlem yaptıkları iddiası ile … ile …’in yargılanmış olduğundan bahsedildiği görülmüştür. 19.10.2021 tarihli belgenin … tarafından … adına imzalandığı, söz konusu belgenin içeriğinden … düzenleyici proforma faturayı … şirketine düzenleyeceği ve proforma fatura tutarının bu şirket tarafından …’nın faturada yer alan banka hesabına transfer edileceğinin yazıldığı anlaşılmaktadır. 14 Ekim 2021 tarihli ek sözleşmenin satıcı … adına … tarafından alıcı … İnşaat adına … tarafından imzalandığı, … tarafından … antrepoya gönderildiği anlaşılan 05.01.2022 tarihli e-mail çıktısında; ceza gerektiren bir suç işlenmesi ve ürün bedelinin ödenmemesi sebepleriyle ürünün nitekim hiç kimseye vermeyeceklerini ayrıca ürünün depolama tesisinden taşınmasını müsaade etmeyeceklerini bildirdiği, 03.09.2021 tarihli belgede …’in … şirketi ile uzun yıllara dayalı işbirliği olduğunun, … Grup için sunumun ekte bulunduğunun, … ile bu hususta irtibat kurulabileceğinin belirtilmiş olduğu görülmekle; … İnşaat adına …’ın isim ve imzası belgede yer görülmektedir. …’ın 22.02.2022 tarihli Körfez Cumhuriyet Başsavcılığının 2022/629 soruşturma sayılı dosyası kapsamında vermiş olduğu ifadesinde …’i 2012 yılından beri tandığını, ancak kendisiyle ticari bir ilişkisi bulunmadığını, dolayısıyla ortak iş yapmadıklarını, …unvanı firmayla da herhangi bir ticari ilişkilerinin bulunmadığını, şirketin yetkililerinin de kim olduğuna dair bir bilgisinin bulunmadığını, kendisinin …’i … şirketi ile iş yapılma konusunda yetkilendirmediğini, 03.09.2021 tarihli belgedeki imzanın kendisine ait olduğunu, söz konusu belgenin temsilcisi olduğu … İnşaat Tarafından …’in şirket adına bilgi toplaması amacıyla verilen ön yazım niteliğinde bir belge olduğunu, 19.10.2021 tarihli belgedeki imzanın da kendisine ait olabileceğini, ancak söz konusu belgenin kesinlikle … İnşaat tarafından verilmediğini, bahsi geçen bu belgelerle ilgili şikayet dilekçesi vermiş olduklarını, kendisinin … şirketiyle herhangi bir görüşmede yapmadığını, sadece bir kez … şirketinden telefon açıldığını, şirket yetkisiyle görüşmek istendiğinin belirtildiğini, ancak görüşmenin gerçekleşmediğini, gelen malların hangi firmalara dağıtıldığından ve paraların hangi hesaba atıldığından haberinin olmadığını beyan etmiş olduğu anlaşılmaktadır. Dosya içerisinde tanker konşimentosunun incelenmesinde; göndericinini …, alıcının … şirketi, yükleme yerinin Kalundborg- Danimarka, tahliye yerinin Gebze- Türkiye olduğu, madeni yağın taşımaya konu edildiği, konşimentonun 31.12.2021 tarihinde düzenlendiği anlaşılmaktadır. İİK’nın 257. maddesi uyarınca, “Rehin ile temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” . İİK’nın 258. maddesi uyarınca, alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Bu açıklamalara göre, somut olayda talep edenin, karşı taraf …’ten alacaklı olup olmadığı, …’in sözleşme ilişkisine taraf olup olmadığı hususları yaklaşık olarak ispat edilmiş değildir. Karşı taraf …’ın, … ve paravan olarak kurulduğu öne sürülen … şirketi ile talep edenin talebine esas ihracat işlemine ilişkin olarak eylem ve fikir birliği içerisinde hareket etmiş olduğuna ilişkin iddiayı desteklediği iddia edilen bazı belgeler sunmuş olsa da az yukarıda bahsi geçen bu belgelerin … açısından sorumluluk doğurmayı gerektirir nitelikte yaklaşık bir ispat sağlamadığı, yine dosya içerisindeki ekli belgelerden …’in öncülüğüyle kurulan ve paravan nitelikte olduğu iddia edilen … şirketi üzerinden mal kaçırıldığı iddiası kapsamında …’nın da onlarla birlikte hareket ettiğine dair iddia bakımından yeterli kanıt sunulmadığı kanaatine varılmıştır. Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin, karşı tarafa … İnşaat aleyhindeki ihtiyati haciz talebini reddetmiş olması isabetli bulunduğundan, alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. Borçlu …’in istinaf başvurusunun incelenmesinde: Borçlu … aleyhindeki ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiş, ancak bu karara karşı, anılan borçlu tarafından İİK’nın 265. maddesi uyarınca itiraz edilmemiştir. İhtiyati hacze itiraz etmeyen borçlu …’in, diğer borçlu şirket …’in itirazı üzerine verilen ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurması mümkün olmadığı gibi, hakkında verilen ve itiraz etmediği ihtiyati haciz kararına karşı da doğrudan istinaf kanun yoluna başvurması mümkün değildir. Çünkü, HMK’nın 341.maddesinde hangi kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir. Yokluğunda ihtiyati haciz kararı verilen …, İİK’nın 265. maddesi uyarınca itiraz yoluna başvurabilirdi. Ancak bu yola başvurmamış, doğrudan istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Bu nedenlere, borçlu …’in istinaf başvurusu caiz olmayıp usulden reddi gerekmiştir. İtiraz eden borçlu … şirketi vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde: İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına karşı ileri sürülebilecek itiraz sebepleri sınırlı şekilde sayılmış olup, bu sayılanlar dışında başka bir sebebe dayanılarak ihtiyati hacze itiraz edilmesi mümkün değildir. Somut olayda, … vekili, itiraz dilekçesinde, taraflarına teslim edilen ürünün sözleşmede belirlenmiş nitelik ve kriterleri taşımadığı yönündeki itiraz nedenleri ve iddiaları, taraflar arasında dava yoluyla ileri sürülebilecek nitelikte hususlar olup, itiraz kapsamında değerlendirilemez. İtiraz eden şirketin, mal bedelinin bir kısmını ödemiş olması, bakiye bedelin talep edilmesini engellemez. Ayrıca, … hakkındaki ihtiyati haciz talebinin reddi, itiraz eden şirket aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesini engellemez. Her bir borçlunun durumunun, yaklaşık ispat bakımından dosyadaki deliller itibariyle ayrı ayrı değerlendirilmesi isabetlidir. İtiraz eden … vekili tarafından ileri sürülen tüm itiraz nedenleri İİK’nın 265. maddesi kapsamında incelenebilecek nedenler olmadığından, ilk derece mahkemesince itirazın reddine dair verilen ek karar usul ve yasaya uygun olduğundan, … vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, İİK’nın 258/3, 265/5 ve HMK’nın 353/1.b.1. Maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, alacaklı vekilinin ve itiraz eden … vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine; borçlu …’in istinaf başvurusunun ise caiz olmaması nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A-Alacaklı vekilinin istinaf başvuru yönünden: 1-HMK’nın 353/1.b.1. ve İİK’nın 258/3 maddeleri uyarınca, alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Alacaklı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Alacaklı vekili tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, B-İtiraz eden borçlu … Anonim Şirketi vekilinin istinaf başvurusu yönanden: 1-HMK’nın 353/1.b.1. ve İİK’nın 258/3 maddeleri uyarınca, itiraz eden borçlu … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İtiraz eden borçlu vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-İtiraz eden borçlu vekili tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, C-Borçlu … vekilinin istinaf başvurusu yönünden: 1-… tarafından ihtiyati hacze itiraz edilmediğinden, HMK’nın 341. maddesi uyarınca, itiraz hakkında verilen ek karara karşı ve ihtiyati haciz karanına karşı istinaf kanun yoluna başvurması mümkün olmadığından, caiz olmayan istinaf başvurusunun usulden reddine, 2-Borçlu vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Borçlu vekili tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına dair; İİK’nın 258/3, 265/5 ve HMK’nın 353/1.b.1. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, 09.06.2021 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1-f, İİK’nın 258/3 ve 265/5. maddeleri uyarınca, karar kesindir.