Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/761 E. 2022/728 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/761
KARAR NO: 2022/728
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/09/2020
NUMARASI: 2020/224 E. 2020/323 K.
DAVANIN KONUSU: Şirketin feshi
Taraflar arasındaki davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle derdestlik nedeniyle usulden reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; müvekkilinin, davalı şirketin %30 oranında hissedarı olduğunu, şirketin münhasıran … tarafından yönetildiğini, ancak müvekkiline şirketle ilgili herhangi bir bilgi verilmediğini, şirket ortakları arasında olması gereken güven ilişkisinin sarsıldığını, bu nedenlerle davalı şirketin TTK’nın 531. maddesi gereğince fesih ve tasfiyesine, mahkeme tarafından bu isteklerinin kabul edilmemesi halinde müvekkilinin ortaklık payı belirlenerek kendisine ödenmesi suretiyle ortaklıktan çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine aynı istemle Bakırköy 7. ATM 2017/1065 esas sayılı dosyası ile dava açıltdığını, söz konusu davanın halen derdest olduğunu, bu nedenlerle açılan davanın öncelikle derdestlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Her ne kadar davacı taraf, 7.ATM ‘de açmış olduğu aynı konudaki davadan sonra müvekkilinin şirket ortağı olan … ‘nın hissesini de satın almak suretiyle şirketteki payının %15’den %30’a çıktığı gerekçesiyle ve bu pay artışı nedeniyle mahkememizde dava açmasının derdestlik olarak değerlendirilemeyeceğini iddia etmiş ise de; her iki davada da asıl talebin şirketin fesih ve tasfiyesi olduğu, terditli olarak ortaklık payının belirlenerek ödenmesinin istendiği, davacının ortaklık payının artmış olmasının asıl talep yönünden(fesih ve tasfiye) sonuca etkili olmadığı, derdestlik durumunun asıl talep yönünden değerlendirilmesi gerektiği, kaldı ki ilk davadaki terditli istemin kabulü halinde davacının şirketteki güncel hissesi dikkate alınarak değerlendirilebileceği, dolayısıyla Bakırköy 7.ATM 2017/1065 esas sayılı dosyası mahkememiz dosyası yönünden derdest dava olarak değerlendirilmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından davalı aleyhine açılan fesih ve tasfiye istemli davanın tarafları ve konusunun, Bakırköy 7.ATM 2017/1065 esas sayılı dosyası ile aynı olduğu, bu nedenlerle açılan davanın HMK 114/1-ı ve 115/2 maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle; davanın HMK’nın 114/1-I ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1065 Esas sayılı dosyasında bilirkişi heyet raporu alındığını ve müvekkilinin ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesi ihtimaline binaen pay bedelinin iki farklı raporda farklı şekillerde hesaplandığını, yargılama neticesi davanın reddine karar verildiğini ve kararın istinaf aşamasında olduğunu, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1065 Esas sayılı dosyasında ikame edilen davadan kısa bir süre sonra davalı … Ürünleri A.Ş.’de sermaye arttırımına karar verildiğini, bu karar üzerine dava dışı …’nın hissesinin tamamını müvekkili …’e devrettiğini, 15.01.2018 tarihi itibariyle müvekkilinin davalı şirketteki hisse oranının %30 olduğunu, ancak davalı şirketin hisse devrini kabul etmeyerek devri karar ve ortak pay defterine işlemediğini, bunun üzerine taraflarınca Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/157 Esas sayılı dosyası ile pay devrinin tespiti ve tescili davası açıldığını, bu davanın … A.Ş.’ye karşı aynı konuda açılan Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/154 Esas sayılı dosyasıyla birleştirildiğini, sonuç olarak …’in …’dan devraldığı nama yazılı 7.050 paya karşılık 75.500,00 TL’lik sermaye hak ve ortaklık payının tespitine ve davalı şirket pay defterine tesciline karar verildiğini, söz konusu karara ilişkin istinaf incelemesinin halen devam ettiğini, dolayısıyla eldeki istinafa konu davanın ikamesi sırasında müvekkilinin hisse oranının halen % 30 olduğunu, eldeki dava bakımından bu nedenlerle derdestlik söz konusu olmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve yargılamanın yeniden yapılması için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davalı şirketin TTK’nın 531 maddesi gereğince fesih ve tasfiyesi, olmadığı takdirde müvekkilinin ortaklık payı belirlenerek kendisine ödenmesi suretiyle ortaklıktan çıkartılması talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın derdestiliğe ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince yasal süreSİ içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İstinafa konu eldeki davada dava dilekçesinin incelenmesinde; davacının … davalının … olduğu, dava konusunun davalı şirketin TTK’nın 531.maddesi uyarınca fesih ve tasfiyesi olduğu, mahkemece bu talep yerinde görülmediği takdirde, müvekkilinin ortaklıktan çıkarılarak şirketin karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değeri üzerinden hesaplanacak pay bedelinin yasal faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Derdestlik itirazına konu Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1065 Esas sayılı dosyasındaki dava dilekçesinin incelenmesinde; davacının …, davalının … olduğu, dava konusunun ise dava dilekçesinde belirtilen haklı sebeplere dayanarak TTK’nın 531.maddesi uyarınca davalı şirketin fesih ve tasfiyesi, olmadığı taktirde davacının ortak payının belirlenerek şirketten çıkarılmasına ve ortaklık payının kendisine ödenmesi olduğu anlaşılmıştır. UYAP sistemi üzerinde yapılan araştırmada, Bakırköy 7.ATM’nin 2017/1065 esas sayılı dosyasında 01.04.2021 tarihinde karar verildiği, dosyanın istinaf incelemesi için halen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinde olduğu anlaşılmıştır. İstinafa konu somut uyuşmazlıkta davacı vekili 16.09.2020 tarihli karar celsesinde; Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1065 Esas sayılı dosyasına ilişkin olarak dava açılışında müvekkilinin şirketin ortaklarından olan …’dan henüz hisse satın almadığını, dolayısıyla sonradan satın alınan hisse yönünden Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1065 Esas sayılı dosyasında talepte bulunulmasının mümkün olmadığını beyan etmiştir. Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/754 Esas 2019/553 Karar sayılı dosyasında, …’in asıl ve birleşen davada davacı … A.Ş.’nin asıl davada davalı … Turizm ve … Ürünleri’nin ise birleşen davada davalı oldukları, asıl davada davalı şirket ortaklarından …’nın %15 ortaklık payını diğer ortak …’e devrettiğini, davalı şirket tarafından hisse devrinin dayanaksız ve hukuka aykırı şekilde yapıldığından bahisle devrin karar ve pay defterine işlenmediğini, bahsi geçen sebeple müvekkili …’in dava dışı …’dan devraldığı, nama yazılı 1500 paya karşılık 15.000 TL’lik sermaye hak ve ortaklık payının tespitine ve davalı şirket pay defteri tesciline karar verilmesini talep ettiğini beyan etmiştir. Birleşen dava da ise çıplak pay devrinin şekle bağlı olmadığı, devir serbestiyesinin esas olduğu sebebiyle davalı şirket tarafından karar ve pay defterine işlenmeyen devrin geçerliliğinin tespitine ve bu suretle müvekkilinin …’dan devraldığı nama yazılı 7.050 paya karşılık 70.500,00 TL’lik sermaye hak ve ortaklık payının tespiti ile şirket pay defterinin tesciline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiş olmakla, dosya istinaf aşamasındadır. Derdestlik, HMK’nın 114/1-ı maddesinde olumsuz dava şartı olarak düzenlenmiştir. Buna göre önceden açılmış bir dava devam etmekte iken aynı konuda yeniden dava açılamaz; eğer açılırsa yeni dava usulden reddedilir. Bunun için, aynı davanın iki kere açılmış olması ve birinci ile ikinci davaların taraflarının, konusunun ve dava sebebinin aynı olması gerekir. Mahkeme, yaptığı inceleme sonucunda, iki davanın taraflarının, konularının ve dava sebeplerinin aynı olduğu kanısına varırsa ikinci davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verir. Bakırköy 7 Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 2017/1065 Esas sayılı dosyasında dava terditli açılmış olmakla; davacı … tarafından davalı …nin fesih ve tasfiyesinin talep edildiği, eldeki istinafa konu dava dosyasında da yine davacı …’in …nin fesih ve tasfiyesinin talep edildiği, anlaşılmaktadır. TTK’nın 531.maddesine dayalı davada, neticei talep davalı şirketin fesih ve tasfiyesidir. Anonim şirketlerde ortaklara, doğrudan çıkma davası açma hakkı verilmemiştir. Fesih ve tasfiye davasında mahkemece fesih için haklı sebeplerin varılığını tespit ederse, “feshin son çare olduğu” ilkesinden hareketle, fesih yerine çıkma veya uygun başka bir şeye karar verebilir. Bu nedenle eldeki dava ve derdestlik itirazına konu dava terditli dava niteliğinde değildir. Çünkü davacının ileri sürdüğü çıkma ve çıkma payının ödenmesi talebi, fesih ve tasfiye kararı yerine mahkemenin vereceği bir karara ilişkindir. Her iki davadaki talep, davalı şirketin TTK’nın 531. maddesi uyarınca davalı şirketin fesih ve tasfiyesidir. Davacının, ilk davayı açtıktan sonra yeni pay satın alması, aynı fesih sebeplerine dayanarak yeni bir dava açmasını gerektirmez. Yeni pay iktisabının, mevcut davaya bildirilmesi yeterlidir. Bu nedenlerle ilk derece mahkemesince davanın, derdestliğe ilişkin olumsuz dava şartı gereçleşmediğinden reddine dair karar ve gerekçesi isabetli olup, davacı tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/154 Esas sayılı dosyasında ise davacı …’in pay oranının tespiti talebiyle açılan davanın bekletici mesele yapılmasını gerektirir bir durum bulunmamaktadır. Zira eldeki davada ve derdestlik itirazına konu davada neticei talep TTK’nın 531.maddesine dayalı fesih ve tasfiyeye ilişkindir. Bu davanın açılması bakımından davacının sahip olduğu payın miktarının bir önemi yoktur. Davadan sonra pay oranındaki değişikliklerin, derdest davaya bildirilmesi yeterlidir. Kaldı ki, hisse devrine ilişkin böyle bir davanın bekletici sorun sayılıp sayılmayacağı husunu, ilk davada değerlendirilmesi gereken bir husustur. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 02.06.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.