Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/734 E. 2022/738 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/734
KARAR NO: 2022/738
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/03/2021
NUMARASI: 2020/461E. 2021/246 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle, davanın bir yıllık hak düşürücü sürede açılmadığı gerekçesiyle usulden reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; davalının İstanbul … İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyası ile aleyhine yürütülen 7.284,58 ₺ tutarındaki icra takibine kötüniyetle itiraz ettiğini, müvekkili şirket ile davalı arasında kargo sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme unsurları gereği taşıyıcının taşıma taahhüdünde bulunduğunu, müvekkili şirketin davalı ile aralarındaki kargo sözleşmesindeki taşıma taahhüdünü özen ve ivedilikle yerine getirdiğini, yapılan taşıma işlemleri neticesinde faturalar kesildiğini, davalı tarafın ödemesi gereken ücretleri ödemediğini, faturaların toplamının 7.284,58 ₺ olduğunu, davanın kabulü ile borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takibine yaptığı itirazının iptalini ve takibin devamını, kötü niyetli olarak takibe itiraz eden borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava, davacı tarafından başlatılan İstanbul … İcra Müd. … Esas sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın İİK 67 ve devamı maddeleri uyarınca iptaline karar verilmesi isteminine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosya aslı celp edilmiş ve incelenmesinde; alacaklısı … A.Ş tarafından, borçlu … San. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine 7.284,58 ₺ Asıl alacak üzerinden belirtilen tutara takip tarihi olan 03/04/2018 tarihinden itibaren %9,75 oranında faiz işletmek kaydıyla tahsili talebi ile icra takibi başlatıldığı, takip öncesi işlemiş faiz talebinin bulunmadığı, yasal süresinde borçlu vekili borca ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz sonucu icra takibinin durduğu anlaşılmıştır. İcra İflas Kanunu’ nun 67. Maddesi uyarınca itirazın iptali davası için hak düşürücü süre bir yıldır. Süre ödeme emrine itirazın alacaklıya veya vekiline Kanun’un 62/2. maddesi çerçevesinde tebliğinden itibaren başlar. İcra dosyasının tetkikinde; 17.04.2018 tarihinde borçlu tarafından takibe itiraz edildiği ve itirazın 16/05/2018 tarihinde alacaklı vekiline tebliğ edildiği görülmüştür. En geç 16/05/2019 tarihine kadar davacı tarafça itirazın iptali davası açılması gerekirken bu süreye riayet edilmediği ve 25/10/2019 tarihine arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu ve davanın 16/09/2020 tarihinde açıldığı belirlenmiştir. Buna göre yasada belirlenen hak düşürücü süre içinde açılmayan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle; itirazın iptali davasının yasal bir yıllık hak düşürücü sürede açılmadığı gerekçesiyle usulden reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve müvekkiline usulüne uygun şekilde tebligat yapılmadığını, 16.05.2018 tarihli tebliğ mazbatasında evrakın, “İşyerinde daimi çalışana teslim edildiği” şeklinde ibare bulunsa da esasen tebligatın vekil adına çıkarılmış olduğunu, vekil o anda iş yerinde bulunmuyor ise veya tebligatı bizzat alamayacak durumda ise yetkili kişinin, vekilin orada bulunmadığını ve bulunmama nedenini tebliğ mazbatasına işlemesi gerektiğini, somut olayda vekil …’in iş yerinde bulunmadığının ve bulunmama nedenlerinin tebligat evrakı üzerinde belirtilmediğini, bu nedenle usulsüz tebligatın söz konusu olduğunu, arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu tarih olan 25.10.2019 tarihinde borçlunun itirazının sonuç olarak müvekkili tarafından öğrenildiğinin kabul edilerek bir yıllık hak düşürücü süre içinde davanın açılmış olduğunun kabulü gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİİK’nın 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığından davanın usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davaya esas İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının … Kargo, borçlunun …, takibe konu toplam alacağın 7.284,58 TL olduğu, takip sebebi olarak 01.02.2018 tarihli ihtarname ve ekli listedeki fatura alacaklarının gösterildiği anlaşılmaktadır. Borçlu vekili, takibe itirazında, müvekkili şirketin merkez adresi Sincan/Ankara olduğundan Ankara Batı İcra Dairesinin somut olayda yetkili bulunduğunu, müvekkilinin borcu olmadığından asıl alacağa ve faize itiraz ettiklerini bildirilmiştir.Borçlunun itiraz dilekçesinin alacaklı … … vekili …’e 16.05.2018 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Tebligat parçası onaylı suretinin incelenmesinde; “Evrak almaya yetkili daimi çalışan imzasına tebliğ edildi” şeklinde ibarenin ve tebligat evrakı üzerinde … imzasının bulunduğu görülmüştür. İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında alacaklı … Kargo vekili …’in bürosunda yapılan tebliğ işleminin Tebligat Kanunu’nun uygulanması hakkındaki yönetmeliğin 26 ve 29. maddelerine göre usulsüz tebligat kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin olarak mahkemece hiç bir yargılama faaliyeti içine girilmeden eksik araştırma ile doğrudan karar verildiği anlaşılmaktadır. Son celsedeki duruşma sırasında hazır olan davacı vekiline, az yukarıda bahsi geçen hususlarda beyanda bulunması için süre verilmeden eksik araştırma ile sonuca ulaşılması hukuki dinlenilme hakkına da aykırıdır. İtirazın iptali davası, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gereken bir dava olup, açık kanuni düzenlemeye göre dava açma süresi, itirazın tebliği ile başlar. Ödeme emrine itiraz, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak takip alacaklısına tebliğ edilmez ise kanunda öngörülen bir yıllık süre başlamayacaktır. Dolayısıyla bahsi geçen tebligat usulsüz tebligat niteliğinde ise bu durumda eldeki istinafa konu itirazın iptali davasının hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından söz edilemeyecektir. Yukarıda anlatılanlardan ötürü, tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin iddia ön sorun olarak mahkemece incelenmeli ve bu şekilde davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı denetlenmelidir. Açıklanan bu gerekçeyle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine 4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 03.06.2022
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.