Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/72 E. 2023/605 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/72
KARAR NO: 2023/605
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/10/2021
NUMARASI: 2020/533 E. – 2021/715 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın pasif husumet nedeniyle reddine dair verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı banka ile dava dışı borçlu … Limited Şirketi arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinin teminatı olarak, dava dışı …’e ait Aliağa İlçesi … ada … parsel … numaralı bağımsız bölüm üzerinde 16.02.2015 tarihli resmi senet ile birinci dereceden ipotek tesis edildiğini, kredi borcunun ödenmemesi üzerine bankaca Bursa … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını ve ipotekli taşınmazın ihale ile satıldığını, taşınmazın satılmasından sora, ancak ihalenin kesinleşmesinden önce davalı banka vekili ile 27.09.2018 tarihinde imzalanan protokol gereğince dosya borcu olan 370.000 TL ile 20.000 TL vekalet ücreti olmak üzere 390.000 TL üzerinden mutabık kalınarak bu bedelin 370.000 TL’sinin banka şubesine müvekkili tarafından ipoteğin fekki ve taşınmazın teslimi şartıyla ödendiğini, kalan 20.000 TL’nin ise banka vekiline makbuz karşılığı elden ödendiğini, ancak yapılan ödemelere rağmen teminat verilen ipoteğin bankaca kaldırılmadığını, Bursa … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yapılan ihalenin de kesinleşmesi ile birlikte muhatap bankanın ihale bedelini ayrıca tahsil ettiğini, müvekkilince yapılan ödemenin karşılıksız kaldığını, bankanın bu durumdan haksız kazanç elde etmek suretiyle sebepsiz zenginleştiğini, müvekkilince haksız olarak elde edilen kazancın iadesi içen keşide edilen Beyoğlu … Noterliğinin 07.08.2020 tarihli ihtara rağmen paranın iade edilmediğini, dava dilekçesi ekinde sunulan ibranamenin imzalanması halinde paranın müvekkiline iade edileceğinin bildirildiğini, bu beyana güvenilerek ibranamenin imzalanarak bankaya teslim edilmesine rağmen paranın yine de iade edilmediğini, 390.000 TL alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğününü … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu, ileri sürerek, davalının itirazının 521.753,22 TL üzerinden iptaline, alacağın %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davacının imzalanan protokolde taraf olmadığını, protokolün içerisinde davacıyı borç ve taahhüt altına sokan herhangi bir hüküm bulunmadığını, buna rağmen davacının 27.09.2018 tarihinde dava dışı … şirketinin bankada bulunan hesaba 370.000 TL gönderildiğini, müvekkilinin ödemeye istinaden 08.10.2018 tarihinde ihalenin feshi davasının kabul edildiğine ilişkin beyan dilekçesi sunduğunu, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 05.11.2018 tarihli kararı ile Aliağa İcra Hukuk Mahkemesinin 10.11.2017 tarihli 2017/141 E., 2017/213 K. sayılı ilamının kaldırılması ve yeniden yargılama yapılması amacıyla mahkemesine iadesine karar verdiğini, yeniden yapılan yargılamada mahkemece, müvekkili bankanın davayı kabul etmesine rağmen yeniden davanın reddine karar verildiğini ve kararın kanun yolundan geçerek kesinleştiğini, davacı şirket ile dava dışı ipotek veren arasındaki hukuki ilişkinin müvekkili bankaca bilinemeyeceğini, dava konusu protokolde, davacı şirketin taraf sıfatına haiz olmadığından, müvekkil bankaya protokolden kaynaklı herhangi bir talepte bulunamayacağını, dava dışı ipotek maliki ile arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklı uyuşmazlıklar nedeniyle de müvekkil bankaya husumet yöneltemeyeceğinden davanın bu nedenle reddi gerektiğini, müvekkilinin protokol gereğince ödemenin yapılması halinde, davayı kabul edeceğini beyan ve taahhüt ettiğini ve müvekkilinin davayı kabul etiğine ilişkin beyan dilekçesin mahkemeye ibraz edildiğini, protokolden kaynaklı yükümlülüklerin yerine getirdiğinden davacının, yükümlülüklerin yerine getirmediğine ilişkin beyanının gerçeği yansıtmadığını, davacının kusur ve ihmalinden kaynaklı bir durumun müvekkiline yüklenemeyeceğini savunarak, davanın reddi ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı şirket protokolde taraf olmayıp dava dilekçesine göre ipotek maliki … tarafından protokol gereğince ödenmesi gereken miktarın, protokolde belirtilen hesaba aktarıldığı, banka tarafından ihalenin feshi davasının kabul edilmesine rağmen mahkemece kabul edilmemesi nedeniyle hem ipoteğin paraya çevrildiğini hem de müvekkili tarafından gönderilen paranın alınarak bankanın sebepsiz zenginleştiği iddia edilmektedir. Davacı tarafından … aracılığıyla, dava dışı …Ltd. Şti’nin davalı bankada bulunan … İban numaralı hesabına gönderildiği halen de paranın dava dışı …Ltd. Şti’nin banka hesabında bulunduğu yapılan yazışmalardan anlaşılmıştır. Davalı banka tarafından dosyaya gönderilen 05/07/2021 tarihli yazı incelendiğinde, söz konusu paranın halen …LTd. Şti’nin hesabında bulunduğunu , hesap sahibi şirketin onayı ya da muvafakatı olmadan dava dışı şirkete ait paranın davacı şirkete iade edilmesinin 5411 Sayılı Bankacılık Kanunun 61. Maddesine göre mümkün olmadığını, ayrıca bankanın …Ltd.Şti’den olan alacaklarının ve riskinin devam ettiğini, söz konusu tutar üzerinde bankanın rehin hakkı ve sair takyidatlardan dolayı bloke de koyduğunu belirttiğini tespit etmiştir. …’a yazılan yazı cevabı ve ekindeki dekont incelendiğinde davacı tarafından söz konusu paranın davalı bankada hesap sahibi olan dava dışı …Ltd. ŞTi’nin hesabına aktarıldığı tespit edilmiştir. Söz konusu paranın …LTd. Şti’nin banka hesabına aktarılması nedeniyle varsa sebepsiz zenginleşen davalı banka olmayıp …LTd. Şti ünvanlı şirkettir. …Ltd. Şti’nin talimatı ile muvafakatı olmadan hesabındaki paranın banka tarafından çekilerek davacıya iade edilmesi bankacılık mevzuatı açısından mümkün değildir. Davanın öncelikle … Ltd. Şti aleyhine açılması gerektiğinden davalı bankanın şu aşamada davalı sıfatı bulunmadığından..” gerekçesiyle, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalı banka ile dava dışı borçlu … Limited Şirketi arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinin teminatı olarak dava dışı borçlu …’e ait taşınmaz üzerinde 16.02.2015 tarihinde ipotek kurulduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine bankaca Bursa … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatılarak taşınmazın icra yoluyla satıldığını, ihalenin kesinleşmesinden önce banka vekili ile 27.09.2018 tarihinde imzalanan protokol ile dosya borcu olan 370.000,00 TL ile vekalet ücretinin ödenmesi halinde ipoteğin kaldırılacağının belirtildiğini, 370.000,00 TL’nin müvekkilince bankaya gönderildiğini, vekalet ücretinin ise elden nakit olarak ödendiğini, ancak davalı bankanın ipoteği kaldırmayarak takip dosyasındaki bedel ile ayrıca alacağını tahsil ettiğini, müvekkilinin ödemelerinin karşılıksız kaldığın, haksız ödemenin iadesi amacıyla keşide edilen 07.08.2020 tarihli ihtar üzerine bankaca talep edilen ibranamenin imzalanmasına rağmen paranın iade edilmemesi üzerine takip başlatıldığını, davalının bu ödeme üzerine ihale bedelini de tahsil ederek mükerrer tahsilat yaptığını, buna rağmen mahkemece davanın reddine karar verildiğini, mahkeme kararının eksik inceleme ve bankacılık işleyişinin göz ardı edilerek verildiğini, kredi borçlusunun her türlü borcunu banka hesabına yatırıldıktan sonra bankaca paranın hesaptan alınarak kredi borcunun tahsil edildiğini, temerrüt halinde borçlunun hesaplarından para çekilmesi için borçlunun rızasının gerekmediğini, müvekkilinin banka ile ipotek veren arasındaki 27.09.2018 tarihli protokol çerçevesinde borçlu şirketin bankadaki hesabına ipoteğin kaldırılması ve teslim şartı açıklamasıyla para gönderildiğini, bankanın bu işlemi gizlemek için paranın ödendiği tarihten sonraki döneme ilişkin hesap hareketlerine mahkemeye sunmadığını, davalı banka vekilinin, müvekkilinden vekalet ücretini dahi tahsil etmesinin de müvekkilinin ipotek ilişkisinin içine çekildiğini gösterdiğini, bankanın müvekkilinden aldığı paranın yanı sıra ipotek satışı bedelini de tahsil ederek müvekkili aleyhine sebepsiz zenginleştiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, dava dışı şirketin banka hesabına protokol hükümleri gereğince havale edilen paranın bankadan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın pasif husumet nedeniyle reddine, karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı ile davalı banka arasında genel kredi sözleşmesi ilişkisi bulunmadığı gibi, herhangi bir bankacılık işlemi veya sözleşme ilişkisi bulunmamaktadır.Davacı banka ile dava dışı … Limited Şirketi ile genel kredi sözleşmesi ilişkisi bulunmaktadır. Bu ticari ilişkinin teminatı olarak dava dışı borçlu …’e ait İzmir Aliağa ilçesinde bulunun … ada … parsel … numaralı bağımsız bölüm üzerine banka lehine birinci derecede ipotek tesis edilmiştir. Banka borcunun ödenmemesi üzerine, davalı bankaca ipotek borçluları aleyhine Bursa … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, 404.194,37 TL alacağın tahsili amacıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılmıştır. Takibin kesinleşmesi üzerine, taşınmazın kıymet takdirinin yapılarak ihaleye çıkartılmış, taşınmazın ihale edilmesi üzerine ipotek malikçe 05.09.2017 tarihinde Aliağa İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/141 Esas sayılı dosyası ile ihalenin feshi talepli dava açılarak, ihale şartnamesinde eksiklik bulunduğunu iddia ederek ihalenin feshi istenmiştir. Mahkemece 08.02.2017 tarihinde davanın süre yönünden reddine karar verilmiştir. Kararın istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 05.11.2018 tarih ve 2018/527 Esas sayılı kararı ile borçlu ve ihale alıcısının taraf olarak eklenmesi ve hukuki dinlenme hakkı tanınması gerektiğinden bahisle kararın kaldırıldığı, yargılamanın aynı mahkemenin 2018/186 Esas sayılı dosyasında devam ettiği, istinaf sonrası davalı banka vekili tarafından ihalenin feshi davasının kabulüne ilişkin beyan sunulduğu, ancak ihalenin feshi davasında kabulünün hukuki sonuç doğurması için borçlu tarafından yapılan şikayete, ihale alacaklısının da davayı kabul etmesi gerekti, bankanın davayı kabul etmesine rağmen ihale alıcısının davayı kabul etmediği gerekçesiyle davanın süre yönünden reddine karar verildiği ve kararın istinaf incelemesinden geçerek 15.05.2020 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Dava dışı … İnşaat Ltd Şti. lehine ipotek veren … ile banka arasında 27.09.2018 tarihinde düzenlenen protokol ile taşınmaz malikince takibe konu borcun 390.000 TL’sinin ödenmesi ve icra dosyasına tahsil harcının ödenmesi karşılığında ipoteğin fek edileceği, ancak iş bu protokol ile alınan ödeme mahsup edildikten sonra bakiye alacak için borçlu şirket hakkında Bursa … İcra Müdürlüğünün … sayılı kambiyo takibine devam edileceği, alınan kısmi ödemenin borçlu … İnşaat Ltd. Şti’nin borcunun tasfiye etmediğinin kararlaştırıldığı görülmüştür. Protokolde 370.000 TL banka alacağının, bankanın Torbalı şubesindeki borçlu hesabına ödeneceği, ödemelerin belirtilen hesaplara geçtiğinin bankaca teyit edilmesi halinde Aliağa İcra hukuk Mahkemesinin 2017/141 Esas 2017/213 Karar sayılı dosyasında alacaklı …aleyhine açılan ihalenin feshi davasının banka tarafından kabul edileceği yönünde düzenleme yapıldığı görülmüştür. Davacı bu protokolün de tarafı değildir. Protokolden sonra davacı tarafından Bursa … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ipotek fek bedeli açıklamalı 370.000 TL borçlu şirketin protokolde belirtilen hesabına ödenmiştir. Bunun dışında protokol ile kararlaştırılan 20.000 TL vekalet ücreti de banka vekilince tahsil edilmiştir.Davacı tarafından keşide edilen 07.04.2020 tarihli ihtarla, belirtilen süreç özetlenerek, yapılan ödemenin iadesi istenmiştir. Bankaca ihtar sonrası, yapılan ödemenin davacının hesabına iade edildiğine ilişkin ibraname alınmıştır. Banka tarafından anılan protokole uyulmuş ve ihalenin feshi davası kabul edilmiştir. Ancak bu davanın ihale alacaklısının ve borçlusunun da kabulü ile sonuçlanabileceği gerekçesiyle mahkemece taşınmaz malikinin açtığı ihalenin feshi davası reddedilmiş ve ihale kesinleşmiştir. Bankanın bu ihale nedeniyle tahsil ettiği bedeli de borçlu … İnşaat Limited Şirketinin borçlarının tahsilinde kullandığı açıktır. Taraflar arasında bir sözleşme ilişkisi bulunmamaktadır. Davacı da davalı bankaya bir ödeme yapmamış, bankanın borçlusu olan şirketin bankadaki hesabına para göndermiştir. Bu nedenle yapılan ödeme nedeniyle davacının muhatabı, davalı banka olmayıp paranın hesabına yatırıldığı borçludur. Davalı bankanın, müşterisinin hesabına yatan para üzerinde, müşterinin iradesi olmadan bir işlem yapması mümkün değildir. Arıca bankanın, ipoteği aşan miktar üzerinde borçludan alacaklı olduğu belirtilmiş olup, bu miktar üzerinde bankanın kanuni rehin hakkı da bulunmaktadır. Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin karar ve gerekçesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/.b.1 maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, bakiye 120,60 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 06.04.2023 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.