Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/650 E. 2022/679 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/650
KARAR NO: 2022/679
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 09.11.2021
NUMARASI: 2021/45 Esas – 2021/875 Karar
DAVA: İstirdat
Taraflar arasındaki istirdat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından dava dışı borçlu … aleyhine 01/04/2019 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı, dosya borçlusu …’ın davacı şirketin eski ortağı olduğu, borçlu 09/11/2018 tarihinde tüm pay ve haklarını dava dışı …’a devrettiği, bu tarihten sonra davacı şirketle hiçbir bağının kalmadığı, davacının son söz konusu borç hakkında bilgisinin olmadığı gibi icra takibiyle ilgili davacı şirkete gelen bir tebligat da bulunmadığı, söz konusu icra takibinin borçlunun şirketteki payını devretmesinden 6 ay sonra açıldığı, ancak icra takibine gerekçe gösterilerek davacı şirketin, davalı alacaklı tarafından defalarca kez arandığı, hatta davacı şirket yetkilisi …’a tehditlerde bulunduğu, bu baskı ve tehditlere daha fazla dayanamayan davacı şirket yetkisili ve ortağı …’a davalı banka vekili Av. …’a farklı zamanlarda toplamda 64.000,00 TL ödeme yaptığı, işbu ödemelere ilişkin dekontların dava dilekçesi ekinde sundukları, bu ödemeler sonucunda davacının çok zor duruma düştüğü, ve ödeme yapamayacak noktaya geldiğini, bunun üzerine davalı banka tarafından İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … talimat sayılı dosya ile 15/01/2020 tarihinde davacı şirketin adresinde haksız ve hukuka aykırı bir şekilde haciz ve muhafazası işlemimin yapıldığı, kesinleşen icra takibi nedeniyle cebri icra tehdidi altında bulunan davacının her hangi bir borcu olmamasına rağmen icra dosyasındaki borcun büyük bir kısımı ödemek zorunda kaldığı buna rağmen hacze maruz kaldığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için borçlu …’ın davacı şirketle olan ortaklık ilişkisinin devam ettiği düşünülse bile şirket ortağının şahsi borcu nedeniyle şirketin haciz yapılamayacağını belirterek davanın kabulü ile davacının borçlu olmadığı halde cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı 64.000,00 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek olan ve bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiziyle istirdatına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; öncelikle davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davacı yanca icra takibinin İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … talimat sayılı dosyasında yapılan ödemelerin istirdatı istenilmiş ise de tarafların tüzel kişiliği olup tacir vasfında olduklarını, uyuşmazlığın ticari işletmeleri ilgilendirdiğinden görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu, ayrıca davanın açılmasının şartlarının gerçekleşmediğini, dava konusu ödenen para istirdat davası niteliğinde olmadığını, esasa ilişkin olarak davacı yanın borçlu olmadığını bildiği açık ve net olarak ifade etmiş ise de TBK’nın ilgili maddeleri uyarınca verdiğini istirdaden davacının talep hakkının bulunmadığını, davacının alacaklı ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını iddia ettikten sonra dosya borçlusu adına ödeme yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak açılan davanın öncelikle usulden mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı tarafından dava dışı borçlu … aleyhine 01/04/2019 tarihinde İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı, dosya borçlusu …’ın davalı şirketin eski ortağı olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, dava dışı … aleyhine davalı tarafından başlatılmış olan (İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası) takipte haciz baskısı ve tehditi altında ödemek zorunda kaldığı iddia edilen meblağın faizi ile birlikte istirdadı istemi noktasında toplandığı tespit edilmiştir. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu tanzim olunan ve mahkememizce de kabul gören bilirkişi raporuna göre, davacı şirketin tek ortağı ve yetkili olan… tarafından, davalı bankanın vekili Av. …’ın … nolu banka hesabına muhtelif tarihlerde ödemeler yapıldığı, ilk ödemenin 10/07/2019 tarihinde olmak ve haciz işlemlerinin başlamasından sonrasında olmak üzere toplamda 64.000TL ödeme yapıldığı, davalı banka vekili tarafından asıl takip borçlusu …’ın borcundan dolayı, davacı şirketin işyerine ilk haciz işleminin 24/04/2019 tarihinde, son haciz işleminin de 15/01/2020 tarihinde olmak üzere muhtelif tarih aralıkları ile aynı işyerine 6 kez haciz işlemi için İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … tal sayılı dosyası üzerinden haciz tatbik edildiği ve her haciz işlemi ile ilgili düzenlenen haciz tutanağında aynı aynı menkuller için 6 kez muhafaza kararı alındığı ve en son haciz işleminin 15/01/2020 tarihinde tatbik edildiği ve davacı şirkete ait menkullerin muhafaza altına alınarak yeddi emin …’e teslim edildiği, davacı şirket yetkilisi tarafından davalı banka vekiline yapılan ödemelerin, davacı şirket işyerine yapılan hacizler sonrasında olduğu, her ne kadar davacı şirketin adresinde müteaddit defa hacze gelinse de davacı tarafından dava dışı takip borçlusunun dosya borcuna mahsuben farklı zamanlarda olmak üzere toplam 64.000,00-TL ödeme yapıldığı, ödemelerin ihtirazi kayıt konulmaksızın yapıldığı, yapılmış olan hacizler nedeniyle istihkak davasının da açılmadığı, bu itibarla davacının haksız fiil nedeniyle ödeme yapmak zorunda kalındığı iddiasının ispat olunamadığı, davacının dava dilekçesinde borçlu olunduğu zannı ile ödeme yapıldığına yönelik TBK 78/1. maddesi çerçevesinde bir iddiasının da bulunmadığı…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı her ne kadar davayı 100 tl üzerinden açmış bulunsa da dava dilekçelerinde de belirttikleri üzere taleplerinin 64.000,00 TL olduğunu, bu bakımdan vekalet ücretine 100 TL yönünden karar verilmesinin hukuka ve mevzuata aykırılık teşkil ettiğini, aynı zamanda İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesi de gerekçeli kararında dosyayı 64.000,00 TL yönünden değerlendirdiğini ve mahkeme tarafından davacı tarafın talepleri 64.000,00 TL yönünden reddedildiğini, mahkeme ayrıca istinaf kanun yolunu da açık bıraktığını, kesin karar vermediğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve vekalet ücreti yönünden talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, istirdat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı icra tehdidi altında davalıya yapılan toplam 64.000 TL ödemenin şimdilik 100 TL sinin davalıdan tahsili istemli dava açmıştır. Dava bu haliyle kısmı dava olarak açılmıştır. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, kararda davalı yararına hükmedilen vekalet ücreti yönünden davalı vekilince karar istinaf edilmiştir. Karara tarihinde yürürlükte olan AAÜT 13/2 maddesi düzenlemesi gözetildiğinde, hükmedilecek vekalet ücreti reddedilen miktarı geçemeyeceğinden mahkemece davalı yararına 100 TL vekalet ücretine hükmedilmesinde yasa ve usule aykırılık bulunmayıp, aksi yöndeki davalı istinafı yerinde görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 26.05.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.