Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/63
KARAR NO: 2022/72
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 12.11.2021 tarihli ara karar
NUMARASI: 2020/522 Esas
DAVA: Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ilamda yazılı nedenlerle ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir ve ön ödeme taleplerinin reddine dair verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, 10.11.2021 tarihli talep dilekçesiyle özetle; mahkemenin 03.11.2021 tarihli duruşma ara kararı ile verdiği ihtiyati haciz kararı kapsamında ihtiyati haciz miktarına ve teminat miktarına yönelik itiraz ettiklerini, ve ayrıca TBK’nın 76. maddesi uyarınca ön ödeme taleplerinin karşılanmasını talep ettiklerini, müvekkilinin alacağını yeterli ölçüde ispat ettiğini, alacak miktarlarının 30.000.000 TL civarında olduğunu, davalıların kötüniyetli eylemleriyle şirketin içini boşalttıklarının bilirkişi raporuyla da sabit olduğunu belirterek, müvekkilinin harcadığı yoğun emek ve masraflar ile tarafların menfaat dengesi göz önünde bulundurularak ihtiyati haciz miktarının artırılmasını, …’a ödedikleri bedelin yarısından az olmamak üzere bir ön ödemede bulunmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, ek ihtiyati haciz ve ön ödeme taleplerini değerlendirdiği 12.11.2021 tarihli ara kararyla; “…Mahkememizce 03/11/2021 tarihli celsesinin 7 nolu ara kararı uyarınca ihtiyati haciz kararı verildiğinden ön ödeme talebinin reddine, ihtiyati haciz miktarı ve teminata ilişkin talep karara bağlandığından ve istinafa tabi olduğundan reddine…” karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Tedbir taleplerinin kabul edilmediğini ve haciz kararında teminat oranı fahiş olduğu için telafisi imkansız zararlar doğduğunu ve doğmaya devam ettiğini, Hisselerin üzerine devrin engellenmesi talebiyle yapılan tedbir başvurusundan önceki tarihlerde reddedildiği için davalılar tarafından gerçekleştirilen kötüniyetli eylemler olduğunu, yine haciz kararında fahiş olan teminat oranı nedeniyle derhal yerine getirilemeyen tedbir nedeniyle şirketin içinin boşaltıldığını, dosyada mübrez tüm delillerin müvekkilinin alacağını somut olarak ispatladığını, bu halde davacının müvekkiline olan borcunun sabit olduğunu, Daha sonra alınan 05.08.2021 tarihli bilirkişi raporunun tespit kısmında, tarafların ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde son derece isabetli olarak, müvekkilinin 2020 yılı ticari defter kayıtlarına göre, davalı şirket banka hesabına yapılan toplam 14.450.920,00 TL ödemelerin gününde ilgili yevmiye defterine kaydedildiği, davalı şirketin 2020 yılı ticari defter kayıtlarına göre davalı şirketin müvekkilinden almış olduğu toplamda 14.450.920,00 TL ödemeyi gününde ilgili yevmiye defterine kaydettiği, bu kapsamda tarafların ticari defterleri birlikte değerlendirildiğinde müvekkilinin davalı şirketten 14.450.920,00 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, Yine dosyada mübrez tüm delillerin davalıların borcunu ifa etmediğini gösterdiğini, nitekim ödemelerin konusu olan nitril eldivenler teslim edilmediği gibi davalıların aldıkları ödemeleri iade etmediğinin sabit olduğunu, müvekkilinin alacağının ve davalıların bu borcu ifa etmediğinin ispat edilmiş olmasının yanı sıra davalıların uyuşmazlığın en başından beri aleni olarak alacaklarını tehlikeye düşüren eylemlerde bulunduklarını, bu dosya kapsamında aşağıda kronolojik olarak verilen bilgilerden de görüleceği gibi kötüniyetli ve müvekkili alacağını kaçırmaya çalıştığını, davalıların tüm bu kötü niyetli eylemleriyle müvekkilinin alacağını tehlikeye düşürmekteyken, müvekkilinin bariz olan alacağını ispatlamak için daha fazla masraf yaparak daha da mağdur olduğunu, bir tarafta tüm harçlarını tam yatıran, ödemelerini yapan müvekkili şirketin, diğer tarafta parayı alıp malları vermeyen, şirketin içini diğer davalı …’a aktaran, yargılamanın uzunluğunu fırsat bilen kötüniyetli davalılar bulunduğunu, bu durumun menfaatler dengesine uygun olmadığını, Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, hakkaniyet gereği ihtiyati haczin teminatsız olarak uygulanması gerektiğini, ancak mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise bu kez teminat miktarının daha düşük olarak belirlenmesi gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin ön ödeme talebi ile ihtiyati tedbir ve teminat miktarına karşı itirazların reddine dair 03.11.2021 tarihli ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasın, yapılacak yeniden inceleme ile müvekkilinin alacağını kuvvetli biçimde ispat etmiş olması, yargılamanın geldiği noktada bile faiz ve yargılama masrafları eklendiğinde alacak miktarın diğer zarar kalemleri hariç 30.000.000,00 TL civarında olduğu, davalıların kötüniyetli eylemleri, şirketin içini boşattıklarının bilirkişi raporuyla da sabit olduğu, müvekkilimin harcadığı yoğun emek ve masraflar ile tarafların menfaat dengesi göz önünde bulundurularak ihtiyati haciz miktarının arttırılması, bu talebin yanı sıra verilen ihtiyati haciz kararının uygulanması için hükmedilen teminat miktarının tekrar değerlendirilmesini ve talepleri doğrultusunda ilk olarak ihtiyati haciz kararının teminatsız olarak verilmesini, Dairenin aksi kanaatte olması halinde daha düşük miktarda yeni bir bedele karar verilmesini, müvekkilince TBK’nın 114/f.II maddesi atfıyla aynı Kanun’un 76. maddesi uyarınca ihtiyati hacze ek olarak, …’a ödedikleri bedelin yarısından az olmamak üzere bir ön ödemede bulunulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca dava içinde teminatsız olarak ya da düşük oranda belirlenecek teminatla ihtiyati haciz kararı verilmesi ve TBK’nın 76 maddesi uyarınca geçici ödeme kararı verilmesi taleplerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince 12.11.2021 tarihli ara karar ile davacı taleplerinin reddine karar verilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı yanın TBK’nın 76. maddesi kapsamında geçici ödeme talebinin reddi yönündeki ara kararının incelenmesinde; TBK’nın 76. maddesinde geçici ödeme için aranan koşulların somut olayda gerçekleştiği kanıtlanmadığı gözetildiğinde, ilk derece mahkemesinin bu konudaki kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. İİK’nın 259. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararında teminat alınması zorunlu olup, mahkemenin ihtiyati haciz tutarı üzerinden takdir ettiği %20 oranında teminat miktarı aşırı bulunmadığından, bu yöndeki davacı vekilinin istinaf başvurusu da yerinde görülmemiştir. Davada talep edilen alacak kalemleri itibariyle, davacının bedelsiz kalan ödeme tutarı 14.450.920,00 TL yönünden davalı şirket aleyhine istenen ihtiyati haciz talebinin kabul edildiği, diğer alacak talepleri yönündün alacak ve tutarı bakımından yaklaşık ispat şartları mevcut olmadığından, ihtiyati haciz talebinin reddedilen kısmı yönünden ileri sürülen istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Yine dava alacak davası olup, HMK’nın 389/1. maddesindeki yasal düzenleme uyarınca, dava ve uyuşmazlık konusu olmayan davalıların mal varlıklarına ihtiyati tedbir konulamayacağından, mahkemece ihtiyati tedbir taleplerinin kabul edilmemesinde isabetsizlik görülmemiştir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 20.01.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve HMK’nın 391/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.