Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/601 E. 2022/745 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/601
KARAR NO: 2022/745
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 01.02.2022
DAVA: Menfi Tespit
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın birleştirilmesine dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile başlatmış olduğu ilamsız takipte borca dayanak gösterdiği çek nedeniyle müvekkillerinin hiçbir borcu olmadığını, söz konusu çekin davalı şirket tarafından ticari ilişkiden kaynaklı borcun ifası için müvekkili şirkete verdiğini, müvekkili şirketçe üçüncü kişiye ciro edilerek teslim edildiğini, çek bedelinin davalı şirketçe üçüncü kişiye ödendiğini, yapılan bu ödeme için müvekkili şirkete ve diğer davacı olan müvekkili şirket yetkilisine rücunun mümkün olmadığını, zira davalı şirketin üçüncü kişiye yapmış olduğu çek bedeli ödemesinin davalı şirketin müvekkili şirkete olan borcundan düşüldüğünü, diğer müvekkili …’un ise müvekkili şirket yetkilisi olup hukuki ilişkiyle hiçbir ilişkisi bulunmadığını, yargılama sonuçlanıncaya kadar müvekkillerinin haksız haciz işlemi ile karşı karşıya kalmaması ve daha fazla zarara uğramaması adına takip tutarının teminat mektubu olarak dosyaya kabulü ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takipte dosya borcunun icra dosyasına teminat mektubu ile depo edilerek paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasına, davanın hukuki bağlantı olması nedeniyle taraflar arasında görülmekte olan Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/545 Esas sayılı itirazın iptali davası ile birleştirilmesine, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünde başlatılan takipten dolayı davacı müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine, davalı şirketin müvekkillerine takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere ayrı ayrı kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; mahkememizde açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu davacı …’un aynı zamanda davalı şirket yetkilisi olup müvekkili şirket yetkilisi ile sağladığı güven ilişkisine dayalı olarak müvekkilinden takip konusu çeki hatır çeki olarak kullanmak ve tahsile verilmeksizin iade etmek üzere teslim aldığını, bu hususun çekin fotokopisi üzerine de yazıldığını, davalının ise kendi el yazısı ile ” teslim aldım, muamelesiz iade edilecektir” yazıp imzaladığını, bu beyandan da anlaşılacağı üzere söz konusu çekin davacı yanca muamelesiz iade edilmesi gerekirken davacının çek aslını ne muamelesiz iade ettiğini, ne de çek bedelini karşılayarak müvekkilinin mağduriyetini giderdiğini, müvekkilinin sürekli olarak çek ile çalışan bir işletme olmadığını, davacı şirket yetkilisinin muhasebeci olduğunu, bu tarz çek kullanımlarında bankalar nezdinde kredi notunun yükseleceğini beyan ederek müvekkilinden işbu çeki karşılığı olmaksızın teslim aldığını, karşılığında da makbuz düzenleyerek müvekkiline teslim ettiğini, yine çekin işlemsiz iade edileceğine dair söz konusu çek fotokopisini imzalayarak müvekkiline teslim ettiğini, söz konusu çeki iade etmediği gibi çekin müvekkilince ödenmek zorunda kalmasına sebep olduğunu, bu nedenlerle öncelikle davacı şirketin HMK 84 maddesi bakımından yerleşik ve cari bir yurt içi adresinin bulunmaması, halihazırda bir malvarlığı ve faaliyetinin bulunmaması nazara alınarak teminat gösterilemesine karar verilmesini, bu yönde kolluk araştırması yapılmasını ve vergi dairesi kayıtlarının celp edilmesini, öncelikle zamanaşımı nedeniyle, aksi halde hak düşürücü sürenin dolması nedenleriyle davanın reddine, hiçbir kabul anlamına gelmemekle esas yönünden davanın reddine, tüm yargılama giderleri ve vekaletin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Taraf delilleri arasında gösterilen Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/545 Esas sayılı dava dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilmiş, yapılan incelemede dosya taraflarıyla mahkememiz dosyasının tarafları aynı olduğu, davanın mahiyetinin benzer olduğu, davalar arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu anlaşıldığından ve usul ekonomisi açısından davaların birlikte görülmesinde yarar bulunduğundan, HMK’nun 166.maddesi gereğince Mahkememizin iş bu dava dosyasının Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/545 sayılı dosyası ile birleştirilmesine…” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece dosyanın Bakırköy 2. ATM 2021/545 E sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira söz konusu dosyaların birlikte görünmesini gerektirir usuli yarar bulunmadığını, yapılması gereken, Bakırköy 2. ATM dosyasının sonucunun beklenmesi veya birleşme konusunda bu mahkemeden de görüş sorulması sonrası karar tesis edilmesi şeklinde olduğunu, Bu bakımdan söz konusu birleştirme kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurduklarını, , kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davalının cari hesap borcu nedeniyle davacıya verildiği ileri sürelen çek nedeniyle, davalının üçüncü kişiye yaptığı çek ödeme tutuarından davacının sorumlu olmayacağı iddiasıyla İİK’nın 72/3. maddesi uyarınca açılmış bir menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesince, yazılı gerekçeyle, tarafları aynı olan İstanbul Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/545 E sayılı dosyası ile iş bu davanın HMK’nın 166 vd. maddeleri uyarınca birleştirilmesine karar verilmiş; karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda, birleştirilmesine karar verilen işbu dava; davalının cari hesap borcu nedeniyle davacıya verildiği ileri sürelen çek nedeniyle, davalının üçüncü kişiye yaptığı çek ödeme tutuarından davacıların davalıya karşı sorumlu olmayacağı iddiasıyla İİK’nın 72/3 maddesi uyarınca açılmış menfi tespit talebine ilişkindir. İstanbul Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/545 E sayılı dava dosyasında ise birleştirilen dosya davacısı şirketin, davalıdan faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca tahsili istemine ilişkindir. Her iki dava dosyasının da tahkikat aşamasında olduğu anlaşılmaktadır. Dava dosyalarında yargılamanın geldiği aşama, usul ekonomisi ilkesi, her iki davada ileri sürülen iddialar, hukuki sebepler ve deliller hep birlikte değerlendirildiğinde; davalar arasında HMK’nın 166/4. maddesi anlamında bağlantının bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu konuda her iki davanın davalısı durumunda olan …Ltd. Şti. vekilince birleştirilen İstanbul Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/545 E sayılı davasına karşı verilen cevap dilekçesinde, müvekkilinin de davacıdan alacaklı olduğunu, birleştirilen davaya konu İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … E sayılı takp dosyasında da takip çıkışı 28.000 TL tutarında müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu, bu alacakları yönünden takas-mahsup definde bulundukları anlaşılmaktadır. Buna göre taraflar arasında görülen davaların biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyeceği anlaşılmaktadır. Bu nedenle birleştirme kararı verilmesi isabetli görülmüştür. Davalı vekilince ilk davanın açıldığı mahkemeden görüş sorulması gerektiği ileri sürülmüşse de bu değerlendirmenin yasal dayanağı bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin birleştirme kararının usul ve yasaya aykırı aykırı olmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye gelir kaydına,3-Davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 02.06.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 168. maddesi uyarınca karar kesindir.