Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/598 E. 2022/511 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/598
KARAR NO: 2022/511
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:07.02.2022 tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2021/569 E.
DAVANIN KONUSU:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında davacı vekili tarafından talep edilen ihtiyati haczin, kararda yazılı nedenlerle reddine dair verilen ara kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında yapılan ayçiçek yağı satımı sözleşmesine konu emtianın davalı tarafından teslim edilmediğini, müvekkilinin sözleşme bedelinin tamamını davalının hesabına ödediğini, emtianın teslim edilmemesi nedeniyle sözleşme bedelinin iadesi gerektiğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptalini istemiş, 04.02.2022 tarihli dilekçe ile alacağın muaccel hale geldiğini belirterek, şimdilik alacağın 100 TL’lik kısmı için ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 07.02.2022 tarihli ara kararında; ” Dosya kapsamında gönderilen ödemenin avans ödemesi biçiminde bu sözleşme konusuna binaen gönderilip gönderilmediği, edimlerin yerine getirilip getirilmediği yapılacak tahkikat sonucu ortaya çıkacağı gibi Adalet Bakanlığı’ndan tensibin 9 nolu ara kararı gereğince istenen bilgilerin henüz gelmediği de göz önüne alınarak şu aşamada ihtiyati haciz isteminin reddine…” gerekçesiyle talep eden vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine, karar vermiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati haciz talep eden vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Taraflar arasındaki sözleşme uyarınca emtianın 25.12.2020 tarihine kadar …’de teslimi gerektiğini, müvekkilinin 24.927,12 USD sözleşme bedelini ödediğini, davalının emtiayı ihtara rağmen teslim etmediğini, başlatılan takibe itiraz ettiğini, davalının borcunu ödeyecek halde olmadığını bu nedenle alacağın 100,00 TL’lik kısmı için ihtiyati haciz talep edildiğini, müvekkilinin 24927,12 USD’yi ödediğinin dekontlarla sabit olduğunu, HMK’nın 390/3. maddesi gereğince alacağın varlığı ve miktarını yaklaşık olarak ispat edildiğini, davalının ise ihtarı cevapsız bırakarak edimini yerine getirmediğini, sözleşme ve ödeme dekontlarından yaklaşık ispatın anlaşılacağına, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati hacze karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca, satım sözleşmesine dayalı ihtiyati haciz talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257. maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı… ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. Bunun yanında, İİK’nın 258. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümle hükmü uyarınca; ”Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur.” Mahkemenin “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gereken husus, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi (yaklaşık ispat) yeterli kabul edilmektedir. Dosyaya sunulan satım sözleşmesi ile davalının satıcı, davacının alıcı olduğu, 2334 karton kutu ayçiçek yağından 25.12.2020 tarihine kadar….’da davacıya teslim edileceği kabul edilmiştir. Davacı ödemeyi yaptığını, ancak emtianın teslim edilmediğini ileri sürmüş, davalı ise cevap vermemiştir. Sözleşme ilişkisi bir bütün olarak değerlendirildiğinde tarafların karşılıklı edimleri bulunduğu, satım sözleşmesinin kural olarak ani edimli sözleşmelerden olması nedeniyle, aslolanın edimlerin aynı anda ifa edilmesi olduğu, tarafların ödemlerini yerine getirip getirmediği ve davacının alacağı bulunup bulunmadığının toplanacak delillerden sonra anlaşılacağı, mevcut durumda İİK’nın 258/2.maddesi gereğince ihtiyati haciz kararı verilmesi için yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği, yargılamanın ilerleyen aşamalarındaki delil durumuna göre talep edilmesi halinde talebin her zaman değerlendirilebileceği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 258.. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 258. maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 28.04.2022
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 258/3. maddeleri gereğince karar kesindir.