Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/585 E. 2023/690 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/585
KARAR NO: 2023/690
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 14.12.2021
NUMARASI: 2020/325 Esas – 2021/734 Karar
DAVA: Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı, dava dilekçesinde özetle; ailece hissedar oldukları aile şirketlerinin bulunduğunu, bu şirketlerde bir süre genel müdürlük yaptığını, şirket kurucusu olan babasının vefat ettiğini, kardeşlerinin uzun süredir kendisine husumet beslediğini, kendisi hakkında şikayetlerde bulunulduğunu fakat beraat kararı aldığını, babasının vefatından önce annesinin boşanma davası açtığını ve kendisinin annesine sahip çıkması üzerine kardeşlerinin tavır aldığını, silahlı ve silahsız güvenlik elemanları ile kendisinin şirkete girmesinin engellendiğini, kendisinin şirket muhasebesine kayıtlı … numaralı hesabının bulunduğunu ve bu hesaba ilişkin 42.929,50-TL borçlu olduğunu, kardeşlerinin icra takibine girişmemesi amacıyla bu hesaba 07/03/2013 tarihinde 20.000,00-Euro gönderdiğini, sonrasına kendisine 125.590,00-TL bedelle otomobil satın aldığını, bu satış işleminin muhasebe kaydının davalı şirketin muhasebesine bağlı … numaralı hesaba 46.712,00-TL borç olarak kaydedildiğini, akabinde kardeşlerinin kendisinden habersiz olarak adına … numaralı hesabın açıldığını, mahsup fişinin değiştirilerek bu heni hesaba 125.590,00-TL borç kaydedildiğini, … numaralı hesaba kaydedilen 20.000,00-Euro’nun da bu yeni hesaba kaydedildiğini, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1304 Esas sayılı dosyasından açtığı davanın da kabul edildiğini ve kesinleşerek kendisinin araç satışından ötürü borçlu olmadığının tespit edildiğini belirterek davanın kabulü ile sonradan açılan hesaba kaydı yapılan 20.000,00-Euro’nun kendisine iadesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davacının eksik harç yatırdığını, davanın belirsiz alacak davası olamayacağını, bahsi geçen menfi tespit davasının açılan bu dava ile bir ilgisinin bulunmadığını, davacının müvekkiline borçlu olduğunu ve söz konusu bedelin bu nedenle gönderildiğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Sebepsiz zenginleşmeden doğan alacak için istem hakkı, 6098 Sayılı TBK un 82.hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın (mülga 818 Sayılı BK un 66. maddesinde bir yıl) her halükarda zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağı hüküm altına alınmıştır. Bu kapsamda davacı tarafın ilk davayı açtığı 30/10/2014 tarihinde şimdi dava konusu ettiği alacağı ve sebepsiz zenginleşeni bildiği ve haberdar olduğu, yasada öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihi olan 13/07/2020 tarihi itibariyle dolmuş olduğu…” gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı şirketin ortağı olması sebebiyle, davalı şirket arasında “ortaklar cari hesabının” bulunması nedeniyle ve bu hesapta müvekkilinin borçlu görünmesi nedeniyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin yerinde olmadığını, Dosyada bulunan bilirkişi raporunda müvekkilimizin davalı şirketten alacaklı olduğunun tespit edilmiş olduğunu, Mahkemece müvekkilinin dava dilekçesinde yer alan; muhasebe kayıtlarındaki 120.15.102 no.lu hesaptan 46.712,00 TL alacaklı olduğunun tespit edilmesi ile bu alacak bakiyesinin … no.lu … hesabına aktarılarak muhasebe kayıtlarının düzeltilmesine yönelik istemin değerlendirilmemiş olmasıhususları göz önünde bulundurularak, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14.12.2021 tarih ve 2020/325 E- 2021/734 K. sayılı kararının kaldırılması gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacı şirket ortağının 07.03.2013 tarihli dekont ile davlı şirkete gönderdiği 20.000 EURO karşılığı 46.712,00 TL nin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. İlk derce mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı davalı şirket ortağı olduğunu, diğer ortaklarla arasında husumet bulunduğunu, şirket cari hesabında borçlu görünmesi nedeniyle icra takibine maruz kalmamak için 07.03.2013 tarihinde şirkete 20.000 EURO gönderdiğini, Beşiktaş … noterliğinin 22.02.2013 tarih ve … yn. Araç satış sözleşmesi ile davalı şirketten 125.590,00 TL tutar ile … Plakalı aracı satın aldığını, satış tutarını nakden ödediğini, ancak şirket kayıtlarında araç satışı nedeniyle borçlu görülmesi nedeniyle davalı aleyhine menfi tespit davası açtığını, açılan davada İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1304 E 2017/467 K sayılı kararı ile araç satışından ötürü davacının davalıya 125.590,00 TL borçlu bulunmadığının tespitine karar verildiğini, kararın istinaf ve yargıtay denetiminden geçerek 29.06.2020 tarihinde kesinleştiğini, bunun üzerine davalıya gönderilen 20.000 EURO yönünden davalının sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davalı süresinde verdiği cevap dilekçesinde davanın reddini talep etmiş, yargılama sürecinde 14.04.2021 tarihli dilekçesiyle cevap dilekçesinin ıslah edildiği belirtilerek zaman aşımı definde bulunmuştur. İlk derce mahkemesince de davacının davalı şirkete gönderdiği 20.000 EURO yönünden sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca iadesinin talep edildiği, 6098 sy 82 maddesindeki yasal düzenleme de dikkate alındığında, davacının ilk menfi tespit davasını açtığı 30.10.2014 tarihinde sebepsiz zenginleşmeyi ve zenginleşeni bildiği, eldeki davanın 2 yıllık zaman aşımı süresinden sonra 13.07.2020 tarihinde açılmış olduğu, bu nedenle davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2011 gün ve 2010/9-629 E., 2011/70 K. sayılı kararı ile 12.06.2013 gün ve 2012/10-1633 E., 2013/825 K. sayılı kararlarında süresinde davaya cevap vermekle beraber, zamanaşımı savunmasında bulunmayan davalının bu savunmasını ıslah suretiyle sonradan ileri sürebileceği, sonradan ıslahla ileri sürmesinde usule aykırı bir yönün bulunmadığı kabul edilmiştir. İlk derce mahkemesi karar gerekçesinde işaret edildiği üzere, davacının davalı şirkete gönderdiği 20.000 EURO yönünden davalının sebepsiz zenginleştiği iddiası kapsamında, davalının ıslah ile ileri sürdüğü zaman aşımı defi dikkate alınarak verilen karar isabetli olup, aksi yöndeki davacı istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Davacı vekilince müvekkilinin şirket hesaplarında menfi tespit kararına rağmen halen borçlu görüldüğü, bu nedenle davanın zaman aşımından reddinin yerinde olmadığı ileri sürülerek istinaf nedeni yapılmıştır. Eldeki davada davacı davalı şirkete gönderdiği 20.000 EURO nun davalıdan tahsili talepli açılmış olup, davacının davalı şirket kayıtlarında halen borçlu görülmesinin iş bu davada zaman aşımı definin değerlendirilmesi kapsamında sonuca etkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle bu yöndeki davacı vekili istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. İlk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esasta reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 99,20 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olarak karar verildi. 13.04.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın davacı vekiline tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.