Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/584 E. 2022/673 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/584
KARAR NO: 2022/673
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 28.11.2019
NUMARASI: 2018/1169 Esas – 2019/898
DAVA: ŞİRKETİN İHYASI
Taraflar arasındaki şirket ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığı, takip borçlusu … SANAYİ LİMİTED ŞİRKETİ’ nin sicil kaydının tasfiye sonucu terkin edilmiş olduğu, şirkete ödeme emrinin tebliğ edilemediği belirtilerek; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü … sicil numarası ile kayıtlı … TİCARET SANAYİ LİMİTED ŞİRKETİ’ nin ihyasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Davalı … vekili, savunmasında özetle; ihyası talep edilen … Tic. San. Ltd. Şti. 11.10.2016 tarihinde tasfiye edilerek sicilden terkin edildiğini, yaklaşık 2,5 yıl evvel res’en tasfiye edildiğini ve sicil kaydı terkin edilmiş olan dava dışı tüzel kişiliğin ihyası için huzurdaki davayı açmak üzere yasa tarafından tanınan haklı nedenlerin varlığı iş bu davada davacı yan tarafından ispatlanamadığını savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tasfiye; şirket leh ve aleyhindeki davaların intacı, alacakların tahsili, borçların tamamen ödenmesi ve kalanın son bilanço gereği ortaklar arasında hisseleri nisbetinde bölüştürülmesi işlemlerini zorunlu olarak içerir. Şirketin 03/10/2016 tarihinde alınan karar doğrultusunda tasfiyeye girdiği, yine 15/12/2017 tarihli karar ile tasfiye sonu işlemi yapıldığı, akabinde 18/12/2017 tarihinde tescil ve ilan edildiği anlaşılmaktadır. Tasfiye akabinde şirket hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine maruz kaldığı, celp ve ibraz edilen takip dosya örneğine göre de takibin devam ettiği, keza iddiaya konu borç doğurucu işlemin de 2016 yılına (tasfiye öncesine) ait olduğu anlaşılmaktadır. Şirketin, takip borçlusu konumunda iken sicilden terkini anılan TTK düzenlemeleri ve bu hükümlerle varılmak istenen sonuca uygun düşmemektedir. Açıklanan bu nedenlerle terkin edilen şirket hakkında yukarda bahsi geçen icra takibinin varlığı şirketin ihyası için TTK Geçici 7/15. maddesinde öngörülen hukuki menfaatin varlığı ve haklı sebep niteliğinde olmakla ve hükümde öngörülen beş yıllık sürede dolmamış olduğundan, yukarda belirtilen bu amaç doğrultusunda (şirket hakkındaki takip ve sonuçlarıyla sınırlı olmak üzere) şirketin yeniden ihyası gerektiği, bu itibarla mahkememize açılmış şirketin ihyası istemli davanın yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Diğer yandan davalı sicilin yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının mümkün olmayacağı, ayrıca diğer yandan yasal hasım konumunda bulunan ticaret sicile sözleşme ve alacakların varlığı bakımından bundan kaynaklanan hukuki durum ve sonuçlarına ilişkin terkin öncesinde bir bildirimde bulunulmamış olmakla, bu duruma nazaran, son tasfiye memuru …’ nın atanmasına, davanın bu suretle kabulüne…” gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı Serdar vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı tasfiye memuru vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı tarafın huzurdaki davadayı ikame etmek için kanunda belirtilen haklı sebebi bulunmadığını, ilk derece Mahkemesince bu hususta hatalı değerlendirme yapıldığını, mezkur kararın hukuka aykırılık teşkil ettiğini, Mezkur dosya ile ihyası talep edilen … Dış Tic. San. Ltd. Şti. 11.10.2016 tarihinde tasfiye edilerek sicilden terkin edildiğini, Bilindiği üzere 6335 sayılı yasa ile 6102 sayılı TTK’na eklenen Geçici 7. Maddenin 15. Fıkrası bağlamında; alacaklı olduğunu iddia ederek ihyayı talep eden 3.şahsın işbu kanun maddesinde de belirtildiği üzere şirketin ihyasını istemede haklı sebeplerinin bulunmasının zorunlu olduğunu, ne var ki mezkur dosyada davacı haklı sebeplerini ispat edemediğini, zira davacının tasfiyesi gerçekleşen şirkete karşı başlatmış olduğu icra takibi ilamsız bir takip olup tasfiyesi gerçekleşen firmanın davacıya herhangi bir borcu bulunduğunun ispatı anlamına gelmediğini, tasfiye işlemlerinin usule uygun olarak gerçekleştirilmiş olup söz konusu firmanın işbu davacının davasına herhangi bir borcu bulunmadığını, nitekim bahsi geçen icra dosyası takipsizlik ile kapandığını, davacının dava şartı olan menfaatini ispat edemediğini, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka açık aykırılık teşkil ettiğini, Zira bahsi geçen Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … e. Sayılı dosyasından müvekkilince 11.02.2019 tarihinde haberdar olunduğunu ve aynı gün itiraz edildiğini, Davacının bu yöndeki gerekçesi haklı sebebinin varlığını ispat eder nitelikte olmayıp, dava dışı ihyası talep edilen şirketten alacaklı olduğunu ispat etmesi durumunda alacağına kavuşacağını, yani şirkettin tam olarak tasfiyesinin yapılmadığını, şirketin aktifinin bulunduğunu da iddia ve ispat etmesi gerektiğini, zira; tasfiye işlemleri oldukça zor ve zahmetli işlemler olup, her alacaklıyım iddiası için şirketin ihyasına karar verilmesi mümkün ve de adil olmayacağını, geçici 7.madde ile ihya davası açmakta haklı sebebin (korunmaya değer menfaat) varlığı arandığını, Davacının, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … e. Sayılı dosyası ile yapmış olduğu takibe dayanak olarak “…02.09.2016 tarihinde … Bankası Şehzadebaşı Şubesi … IBAN nolu hesaba borç olarak gönderilenin iadesi” şeklindeki gerekçe ile bir dekont sunmuş ise de sırf bahsi geçen dekontta bulunan “…” şeklindeki açıklamanın bu para transferinin hukuken davacı tarafından dava dışı şirkete borç verildiği anlamına gelmeyeceğini, kaldı ki; bahsi geçen takibe konu dekont 02.09.2016 tarihli olup, takip tarihi ise bu tarihten 2 yıl sonra 18.09.2018’dir. Bahsi geçen dekont meblağı 75.000,00.-USD olup, oldukça yüksek olan bu meblağın arada başkaca hiçbir protokol, teminat, sözleşme vesair belge olmaksızın borç olarak havale edilmiş olması ve dahi şirketi tasfiyesinden 2 yıl sonra iadesi için takip başlatılmış olması takip sebebinin gerçeği yansıtmadığını, dava dışı şirketin davacı yanın iddia ettiği gibi bir borcunun bulunmadığını açıkça ortaya koyduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 547. maddesi gereğince, tasfiye sonucu sicil kaydı terkin edilmiş olan şirketin, ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi için sicil kaydının ihyası talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı tasfiye memuru vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra takip dosyasında davacı tarafından, tasfiyenin kapatılması sonucu terkin edilmiş olan şirket aleyhine icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır. İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde; … sicil nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde … SANAYİ LİMİTED ŞİRKETİ’ nin 18.12.2017 tarihinde tasfiyesinin sona erdiği ve bu tarihte şirketin sicil kaydının terkin edildiği, şirketin tasfiye memurunun … olduğu görülmüştür. TTK’nın 547. maddesine dayalı ihya davalarında davalı taraf, şirket veya kooperatifin en son tasfiye memuru veya tasfiye kurulu ile yasal hasım konumunda bulunan ticaret sicili müdürlükleridir. Somut olayda, davacı tarafından tasfiye sonucu sicilden terkin olmuş şirket aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, icra takibi kapsamında ödeme emri tebliği ve işlemlerin sürmesinin sağlanması bakımından tasfiye halindeki şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yarar bulunmaktadır. TTK’nın 547. maddesi uyarınca, tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olması halinde, ilgililerin şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemlerin sonuçlandırılıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecek, mahkemenin talebi yerinde görmesi halinde tasfiye memurları veya yeni bir veya birkaç tasfiye memuru atayarak tescil ve ilan ettirecektir. Tasfiyenin kapatılması için tüm tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması, tasfiye halindeki şirketin taraf olduğu tüm uyuşmazlıkların neticelenmiş olması gerekir. Bu nedenle tasfiye memuru vekilinin, müvekkilince şirketin tasfiyesinin usulüne uygun yapılmış olduğu, ihya için gerekli koşulların bulunmadığı yönündeki istinaf nedenleri yerinde değildir. Davalının, davacıya takip konusu alacak nedeniyle borcun bulunmadığına ilişkin savunmaları ve istinaf sebepleri ise ihya davasının konusu olmayıp, ilgili takip ve yargılamalarda değerlendirilebilecek savunma sebepleri niteliğinde olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin gerekçesi ve kararı isabetli olmakla, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verildi.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 26.05.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.