Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/565 E. 2022/505 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/565
KARAR NO: 2022/505
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09.12.2021 tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2019/210 E.
DAVANIN KONUSU:Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında davacı vekili tarafından talep edilen ihtiyati tedbirin, kararda yazılı nedenlerle reddine dair ara kararının davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 09.08.2018 tarihinde düzenlenen hazır beton satış sözleşmesi kapsamında 14.08.2018 tarihli çek teslim bordrosu ile 20.11.2018 keşide tarihli 60.000 TL bedelli 0050112 seri nolu, 20.12.2018 keşide tarihli 60.000 TL bedelli … seri nolu ve 20.01.2019 keşide tarihli 60.000 TL bedelli … seri nolu üç adet çekin davalıya teslim edildiğini, ancak davalıca sadece 18 m3 miktarında beton teslim edildiğini, bu çeklerden 20.12.2018 keşide tarihli 60.000 TL bedelli çekin davalı şirket yetkilisi diğer davalı … tarafından takibe konu edildiğini ileri sürerek, teminatsız veya takdir edilecek teminat mukabilinde icra takibinin durdurulmasına veya icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararının verilmesini, davalı … tarafından başlatılan icra takibinden dolayı ve icra takibine konu edilen 20.12.2018 keşide tarihli 60.000 TL bedelli … seri nolu çekten ötürü müvekkili şirketin davalılara borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline, %20’sinden aşağı olmamak üzere davalıların kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, 09.08.2018 tarihli sözleşme kapsamında 14.08.2018 tarihinde davalı şirkete teslim edilen ve dava tarihi itibariyle henüz icra takibine konu edilmeyen 20.11.2018 keşide tarihli 60.000 TL bedelli … seri nolu ve 20.01.2019 keşide tarihli 60.000 TL bedelli … seri nolu iki çek yönünden de müvekkil şirketin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve işbu çeklerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Tic. A.Ş. vekili, savunmasında özetle; müvekkili şirketin konkordato talep ettiğini, 22.11.2018 tarihinde üç aylık geçici mühlet verildiğini, çekin vadesi geldiğinde bankaya ibraz edildiğini, karşılıksız kalması nedeniyle diğer davalı tarafından işleme konulduğunu, takip tarihi itibariyle müvekkili şirketin konkordato mehli içinde olduğundan diğer davalı tarafından müvekkili aleyhine işlem yapılmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir. Davacı vekili birleşen İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/239 Esas sayılı dosyasındaki dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile asıl davada davalı … AŞ arasında düzenlenen 09.08.2018 tarihli hazır beton satışına ilişkin sözleşme uyarınca satıcıya 180.000,00 TL bedelli üç adet çek verildiğini, ancak satıcının sadece 18 m3 beton teslim ettiğinin asıl davadaki 02.10.2020 tarihli bilirkişi raporuyla belirlendiğini, müvekkili ile satıcı şirket arasında düzenlenen mutabakata göre asıl davada davalı şirketin 176.814,00 TL borcu bulunduğunu, buna rağmen müvekkili hakkında takip başlattığını, asıl davada çeklerin verildiği satıcı ile bir çekin ciro edildiği … hakkında dava açıldığını, bu dava tarihinde halen … ve … nolu çeklerin takibe konu edilmediğini, bu nedenle menfi tespit davasının icra takibinden önce açıldığının kabulü gerektiğini, asıl davadan sonra her iki çekin davalı kooperatif tarafından İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe konu edildiğini, takip alacaklısının yöneticileri ile lehdarın yöneticilerinin aynı kişilerden oluşması nedeniyle borçlunun iktisabına iyi niyetli olmadığını ileri sürerek, İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, takibin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini istemiştir.İlk derece mahkemesince, 22.04.2019 tarihli ara kararıyla, davacının tedbir talebinin reddine karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine, Dairemizin 12/09/2019 tarih, 2019/1702-2019/1108 E.K sayılı ilamıyla; “..22/04/2019 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararın kaldırılmasına; davacının tedbir talebinin Dairemizce karara bağlanmasına, bu doğrultuda; 1- Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin İİK’nın 72/3.maddesi uyarınca kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasında icra veznesine girecek paraların dava sonuna kadar alacaklıya ödenmesinin ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine; İİK’nın 72/3. maddesi gereğince, icra takibine konu alacağın takdiren %15’i oranında nakdi teminat mahkeme veznesine yatırıldığında veya aynı tutarda kesin ve süresiz banka teminat mektubunun ilk derece mahkemesine ibrazı halinde, ilk derece mahkemesince, kararın infazı için müzekkereyle icra müdürlüğüne gönderilmesine..” karar verilmiştir. Davacı vekili, 14.10.2019 e-imza tarihli dilekçesinde, menfi tespit davasına konu 20.11.2018 ve 20.01.2019 tarihli her biri 60.000 TL bedelli 2 adet çekin dava dışı … Kooperatifi tarafından müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra dosyasından icra takibine konu edildiğini, bu kooperatifin ortaklarından bir kısmının aynı zamanda davalı şirketin ortak ve yöneticileri olduğunu belirterek İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra takibinin durdurulmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın tarafı olmayan üçüncü kişi hakkında tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş, bu kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 18.03.2020 tarih 2020/89-252 E.K. Sayılı ilamında istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Yargılama sırasında 14.09.2021 tarihli dilekçe ile 2019/20785 Esas sayılı dosyasındaki takibin makul bir teminat karşılığında durdurulmasını talep edilmiştir. Mahkemece bu talep 17.09.2021 tarihli ara kararla red edilmiş ve bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Davacı vekili, 07.12.221 tarihli duruşmada birleşen davanın davalısının kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin zor durumda olduğunu ve taşınmazının satılacağını belirterek tedbir talebini yinelemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi tedbir talebini değerlendirdiği 09.12.2021 tarihli ara kararında; “..Mahkememizce asıl dosyada yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda yapılan tespitlere göre davadan sonra asıl dava davalısı tarafından beton dökümü yapılmaya devam edildiği, toplam 239.327,60-TL’lik beton dökümü yapıldığı, bedelsiz kaldığı belirtilen her üç çekin toplam bedeli olan 180.000,00-TL’yi aşan biçimde beton dökümü yapıldığı, çeklerin halen bedelsiz olup olmadığı hususunda bu aşamada yeminin hatırlatıldığı, gelinen aşamada çeklerin davadan sonra halen bedelsiz olup olmadığı hakkında ispat yükünün davacı üzerinde bulunduğu yine davalılar arasında gerçek ticari ilişki bulunduğunun bilirkişice tespit edildiği nazara alınarak tedbir talep edilen tarih itibariyle tedbir verilmesini gerektirecek şartların dosya kapsamında bulunmadığı anlaşıldığından reddine… ” gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine, karar vermiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemece bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmelere atıf yapılmasına rağmen, raporun da iddialarını doğruladığını, ek raporda da müvekkilinin çeklerinin bedelsiz kaldığının belirlendiğini, buna rağmen mahkemece raporun hatalı değerlendirildiğini, üç adet çek karşılığı sadece 3.186-TL’lik beton alınabildiğini, 176.814,00 TL bakiye kısım yönünden çeklerin bedelsiz kaldığını, çeklerden bir tanesinin …’ya ciro edildiğini bu kişiye ödeme yapılarak sulh protokolü yapılması nedeniyle asıl davadaki bir çekten kaynaklı davadan feragat edildiğini, satıcının müvekkilinin zararını telafi edeceğini belirtmesine rağmen ek ödemeler talep ettiğini, müvekkilinin zararını telafi etme ümidiyle ekstra harcamalar yaptığını, davalılar arasında gerçek bir ticari ilişki bulunduğuna ilişkin gerekçenin hatalı olduğunu, birleşen davanın davalısının kötü niyetli olduğunu, tedbir ihtimaline binaen çeklerin benzer ortaklardan oluşan davalıya ciro edildiğini, müvekkilin hacizli taşınmazının satış aşamasına gelmesi nedeniyle tedbir talebinin reddinin zararı artırdığını, taşınmazın satışı halinde verilecek kararın pratik bir hükmünün kalmayacağını, birleşen davaya konu çekler hakkında takip başlatılmadan önce dava açıldığını, … ve … seri nolu çekler hakkında icra takibi yapılmadan önce 18.04.2019 tarihinde asıl davanın, 13.04.2021 tarihinde birleşen davanın açıldığını, asıl davada müvekkilinin, çekin Kooperatife cirolanacağını bilebilecek durumda olmadığından, Kooperatifin davalı gösterilmediğini, birleşen davanın ise sonradan Kooperatife karşı açıldığını, sonuçta birleşen davaya konu her iki çek hakkında takip öncesi dava açıldığını, daha sonra Kooperatifi tarafından 04.10.2019 tarihinde takip başlatıldığını, bu takip nedeniyle müvekkilinin taşınmazının haczedilerek satış aşamasına getirildiğini, kıymet takdiri yapıldığını, bu değerin çek bedelini karşılayacak miktarda olduğunu, raporla borcun olmadığının belirlenmesine rağmen hacizli taşınmazın teminat olma talebinin dahi reddedilerek, tedbir talebinin hatalı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbire karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, menfi tespit davasında talep edilen ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda talebin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, asıl davada … AŞ ve … aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalı … tarafından 27.12.2018 keşide tarihli … seri nolu 60.000 TL bedelli çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Aynı dilekçede beton satımına ilişkin sözleşme kapsamında davalı … AŞ’ye aynı ticari ilişki kapsamında verilen 20.11.2018 keşide tarihli 60.000 TL bedelli …, 20.01.2019 keşide tarihli 60.000 TL bedelli, … seri nolu çek nedeniyle de borçlu olmadığın tespitini talep etmiştir. Asıl davada takibin durdurulmasına ilişkin davacı talebi reddedilmiş, istinaf başvurusu üzerine Dairemizce icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında İİK’nın 72/3.maddesinde icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmiştir. Anılan kararda takip alacaklısının lehtar şirketi yetkilisi olması nedeniyle yaklaşık ispat koşulunu sağladığı anlaşılmıştır. Asıl davada, diğer iki çekin yetkili hamili olan birleşen davadaki kooperatife ciro edilen çekler yönünden takibin durdurulması istenmiş, mahkemece takip alacaklısı kooperatifin menfi tespit davasının tarafı olmaması nedeniyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, karara yönelik istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. Eldeki tedbire konu istemde davacı vekili açıkça İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe konu edilen borç nedeniyle taşınmazın haczedildiğini ve satış aşamasına geldiğini belirterek, taşınmazın teminat olarak kabul edilerek satışın durdurulmasını talep etmiştir. Satışın durdurulması, takibin durdurulması anlamına gelir. İİK’nın 72/3.maddesi gereğince takipten sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak gecikmeden doğan zararların karşılanması ve alacağın % 15’inden aşağı olmamak üzere teminat gösterilmesi koşuluyla icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmesinin ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesi talep edilebilir. Somut olayda davacının talebi, satışın önlenmesi yani takibin durdurulmasıdır. Davacı, icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmesini tedbiren durdurulmasını talep etmemiştir. İstinaf başvurusu ve önceki açıklamalarda asıl davada lehtar şirkete karşı, çekler nedeniyle menfi tespit davası açıldığını, bu nedenle asıl davanın birleşen davadaki takipten önce açılması nedeniyle tedbir koşullarının oluştuğunu ileri sürmüştür. Yukarıda belirtildiği gibi davacı, birleşen davada davaya konu iki çek yönünden çekleri verdiği borçlu … AŞ. aleyhine 18.04.2019 tarihinde menfi tespit davası açmıştır. Bu davada birleşen dosyadaki davalı kooperatif davalı gösterilmemiştir. Birleşen davaya esas olan iki çek … Kooperatifi tarafından 04.10.2019 tarihinde takibe konu edilmiş, bu takip nedeniyle davacı tarafından 13.04.2021 tarihinde menfi tespit davası açılmıştır. Bu takip borçlusunun asıl davada açıkça borçlu olarak gösterilmemesi karşısında İİK’nın 72/2.maddesindeki koşulların birleşen dava yönünden sağlanmadığı, ancak 72/3.maddesi kapsamında icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilebileceği, davacı vekilinin birleşen dava ve takip yönünden böyle bir talebinin açık olarak ileri sürülmediği görülmekle, istinafa konu ek kararın sonucu itibariyle doğru olması nedeniyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 ve HMK’nın 391/3. maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve HMK’nın 391/3. maddeleri uyarınca, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irat kaydına, bakiye 21,40 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 28.04.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.