Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/546 E. 2023/662 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/546
KARAR NO: 2023/662
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/12/2021
NUMARASI: 2021/671 E. – 2021/762 K.
DAVANIN KONUSU:Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı … San. ve Tic. AŞ İle davacının Trakya Ticari-Tekirdağ Şubesi arasında Genel Kredi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmeleri ve Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeler kapsamında adı geçen firma ve kefillere kullandırılan kredilerin geri ödemelerinin yerine getirilmemesi üzerine, davalının hesaplarının kat edildiğini ve hesap kat ihtarnamesinin keşide edilerek gönderildiğini, davalı firma tarafından konkordato talepli olarak ikame edilen Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/390 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan konkordato davası kapsamında davalı şirket lehine 14.04.2018 tarihinden itibaren başlamak üzere 3 ay süre ile geçici mühlet verildiğini, daha sonra 1 yıllık kesin mühlet verildiğini, akabinde 1 yıllık kesin mühletin, 17.09.2019 tarihinden başlamak üzere 6 ay süre ile uzatılmasına karar verildiğini, konkordato komiser heyetinin ”Alacaklıları Alacaklarını Bildirmeye Davet İlanı” üzerine, kesin mühlet ve geçici mühlet tarihi itibari ile müvekkilinin davalı firmadan olan alacağı bildirilerek bu tutarın kaydedilmesinin istendiğini, 01.07.2020 tarihli duruşmada konkordato projesinin İİK’nın 305 maddesindeki tasdik şartlarının gerçekleştiği anlaşılmakla tasdikine ve şirketin konkordatoya tabi borçlarının 30.12.2020 tarihinden başlamak üzere ödenmesine karar verildiğini, geçici mühlet tarihi itibariyle nakdi alacaklarının 1.209.280,99 TL olmasına karşın 1.135.000 TL olarak tespit edildiğinden nakdi alacağın 74.281,00 TL eksik belirlendiğini, müvekkilinin alacağının redde uğrayan ve korkondato projesine dahil edilmeyen kısmı ile ilgili olarak işbu alacak davasının açılması zarureti hasıl olduğunu, konkordato komiser heyetince ciddi bir hataya düşüldüğünü ve hatalı rapor üzerinden karar verildiğini ileri sürerek, davacının 14.04.2018 tarihi itibariyle 74.28,00 TL alacaklı olduğunun fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tespitine ve davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; işbu davanın açılmasının İİK’nınn 308/b maddesi uyarınca 1 aylık süreye tabi olduğunu, davacının bu hak düşürücü süre geçtikten sonra davayı açtığını, konkordato kararının tasdik tarihinin 01.07.2020 tarihi olduğunu, tasdik kararının ilan tarihinin ise 10.07.2020 olduğunu, davanın açıldığı tarihin ise, 13.10.2021 olduğunu, bu yüzden davanın hak düşürücü/zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, aynı madde hükmü gereğince davanın konkordato hükmünü veren mahkemede açılması gerekmekteyken (Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi), İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesine açıldığını, dosyanın yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi gerektiğini, davacının taleplerinin yerinde olmadığını, müvekkilinin davacıdan kredi kullandığını, krediye ilişkin dönem faizlerinin ödeme tarihlerinde, tahakkuk eden faiz tutarlarının müvekkil tarafından konkordato geçici mühlet tarihine kadar davacıya ödendiğini, müvekkili şirket ile ilgili olarak Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/390 Esas sayılı dosyası üzerinden 17.04.2018 tarihinde geçici konkordato mühleti ve bu konuda İİK’nın 297/2 kapsamında tedbir kararı verildiğini, yine mahkeme tarafından 17.09.2018 tarihinde 1 yıllık konkordato kesin mühlet kararı ve 13.09.2019 tarihinde kesin mühlet kararının 6 ay süre ile uzatılmasına karar verildiğini, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 01.07.2020 tarihinde konkordato projesinin tasdikine karar verildiğini, geçici mühlet kararı verilmesiyle birlikte müvekkil şirkete konkordato komiser heyeti atandığını, geçici mühlet tarihinden itibaren müvekkilinin her türlü iş ve işleminin komiser denetiminde gerçekleştirildiğini, geçici mühlet kararı verilmesinden sonra komiser heyeti tarafından alacak kaydı yapılması için yasal süre verildiğini, alacaklılar tarafından kayıtlar yaptırıldığını, komiser heyeti tarafından gerek alacaklılar tarafından sunulan bilgi ve belgeler gerek ise müvekkili şirket kayıtları incelendiğini ve nihai olarak “çekişmeli alacaklara” ilişkin 07.11.2019 tarihli rapor tanzim edilmesinden sonra, 11.11.2019 tarihli çekişmeli alacaklar hakkında ara karar oluşturulduğunu, yapılan inceleme neticesinde davacının alacak tutarının belirlendiğini, projede belirtilen alacak tutarlarının, komiser heyeti tarafından dosya kapsamına uygun bir şekilde kabul edildiğini, davanın haksız olduğunu savunarak, davanın reddin istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Dava; konkordato tasdikine ilişkin davada çekişmeli hale dönüşen alacak talebine ilişkindir. İİK. 308/b Maddesinde;” (Ek madde: 28/2/2018-7101 S.K./37. md) Alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler. Tasdik kararını veren mahkeme, konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebilir. Süresi içinde dava açmamış olan alacaklılar, bu paydan ödeme yapılmasını talep edemezler; bu durumda yatırılan pay borçluya iade edilir,” hükmü düzenlenmiştir. Tüm dosya kapsamı itibariyle; davalı şirket hakkında Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/390 Esas sayılı dosyasından görülmekte olan konkordato davasında Alacaklıları Alacaklarını Bildirmeye Davet İlanı üzerine, davacının bankanının, davalı firmadan olan alacağı bildirilerek bu tutarın kaydedilmesi istediği , ancak davacının geçici mühlet tarihi itibariyle alacağının 1.209.280,99 TL olduğunu iddia edilmesine rağmen davacının alacağının 1.135.000,00 TL olarak tespit edildiği ve 74.281,00 TL lik kabul edilmeyen kısım açısından iş bu davanın açılmış olduğu;Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/390 Esas sayılı dosyasında konkordato kararının tasdik tarihinin 01.07.2020 tarihi olduğu, tasdik kararında İİK 308. Madde uyarınca çekişmeli alacaklıların 1 aylık süre içerisinde dava açmaları gerektiğinin de belirtildiği; tasdik kararının ilan tarihinin ise 10.07.2020 olduğu, bu davanın ise, 13.10.2021 tarihinde açılmış olduğu; 308/b. maddesi; “Alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilânı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilir” düzenlemesinde belirtilen hak düşürücü sürenin dolmuş olması nedeniyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” gerekçesiyle, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; huzurdaki istinafa konu davanın İİK’nın 308/b kapsamında bir dava olmayıp genel hükümlere göre açılmış bir alacak davası olduğunu, bu nedenle hak düşürücü sürenin dolmuş olması bir yana huzurdaki davanın çekişmeli alacak kapsamında da olmadığını, tasdik kararından itibaren 1 ay içinde çekişmeli alacak için dava açılmamış olmasının alacaklının maddi hukuktan kaynaklanan alacak hakkını sona erdirmeyeceğini, yasal süresi içinde dava açmamanın tek müeyyidesinin İİK m.308/b’de yer alan, dava açılmış olsaydı mahkemenin vereceği “kararın kesinleşmesine kadar çekişmeli tutarın bir bankaya yatırılmasına” ilişkin karardan mahrum kalınması olduğunu, yoksa alacaklının bu 1 aylık süre geçtikten sonra da alacak davası şeklinde konkordato talep eden kişi aleyhine dava açabileceğini, bu bağlamda huzurdaki davada taleplerinin İİK’nın 308/b hükmü kapsamında olmayıp, genel hükümler kapsamında olduğunu, geçici mühlet tarihi itibarıyla nakdi alacağın 1.209.280,99 TL olmasına karşın 1.135.000 TL olarak tespit edildiğinden nakdi alacağın konkordato komiserliğince 74.281,00 TL’nin eksik hesaplandığını, bu nakdi anapara alacaklarının dahil edilmeden konkordato projesi belirtilen tutar üzerinden tasdik edildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, konkordato projesi tasdik edilen davalıdan olan ve İİK’nın 308/b maddesi uyarınca tasdik dışı bırakılan alacağın tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, davalıdan genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle alacaklı olduğunu, davalı tarafından konkordato talep edildiğini, geçici ve kesin mühlet verilmesi üzerine söz onusu alacağın konkordato projesine dahil edilmesi için başvuruda bulunulduğunu, komiser heyeti tarafından alacağının 74.281,00 TL kısmının projeye dahil edilmediğini, konkordato projesinin 01.07.2020 tarihinde tasdikine karar verildiğini belirterek, projeye dahil edilmeyen 74.281,00 TL alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Somut olayda, davalı-borçlu tarafından Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/390 Esas sayılı dosyası ile konkordato talep edildiği, bu dosyada davacı bankanın alacağının kısmen kabul edilerek nisaba dahil edildiği, konkordato projesinin 01.07.2020 tarihinde tasdikine karar verildiği, tasdik kararının 30.12.2020 tarihinde ilan edildiği, komiser heyeti raporunda davacının alacağının nakdi kredilerden kaynaklı olarak 1.135,000,00 TL, gayri nakdi kredilerden kaynaklı olarak ise 1.338.380,00 TL olmak üzere toplam 2.473,380,00 TL üzerinden konkordato nisabına dahil edilmesi gerektiğinin belirtildiği, eldeki davada davacının nakdi alacağının 1.209.280,99 TL olmasına karşın 1.135,000,00 TL olarak nisaba dahil edilmesinin hatalı olduğunu, 74.281,00 TL eksik alacak belirlendiğini ileri sürdüğü, mahkemece, İİK’nın 308/b maddesi uyarınca davanın 1 aylık hak düşürücü sürede açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK 308/b maddesi; “Alacakları itiraza uğramış alacaklılar, tasdik kararının ilanından itibaren bir ay içinde dava açabilirler. Tasdik kararını veren mahkeme, konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebilir. Süresi içinde dava açmamış alacaklılar, bu paydan ödeme yapılmasını talep edemezler, bu durumda yatırılan pay borçluya iade edilir.”hükmünü haizdir. Konkordatonun tasdikinin ilanından başlayarak bir ay içinde çekişmeli alacaklar hakkında alacağın esasına ilişkin dava açmayanlar maddi hukuk yönünden alacak hakkını kaybetmezler. Bu kategoriye giren alacaklılar konkordatoya hiç kayıt yaptırmamış süjelerin hukuki statüsüne tabi olurlar ve dava açtıklarında kendilerine bir nevi ihtiyati tedbir olarak ve teminat olarak bir pay ayrılıp bankada bloke edilmez. Mahkemece bu davanın sonucunda verilecek davanın kabulüne dair ilamın tasdik edilen konkordato ödeme projesi dahilinde infazı zorunludur (Av.Sümer Altay, Av. Ali Eskiocak, Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku, 4. Baskı, İstanbul 2018, syf 268 ). Konkordatonun tasdikine karar veren veren mahkeme, çekişmeli alacaklar olarak kabul edilen alacaklıların haklı olup olmadığına karar veremez. Mahkeme, konkordato sürecinde yalnızca çekişmeli alacakların konkordatoya dahil olup olmayacakları, olacaklarsa hangi oranda konkordatoya dahil olacaklarına karar vereceği, konkordatoya dahil olmasına veya olmamasına ilişkin kararı maddi hukuk bakımından kesin hüküm teşkil etmez. Nitekim İİK 302.f.6’da çekişmeli alacaklar bakımından ileride mahkemenin vereceği hükümlerin saklı olduğu tasrih edilmiştir. Konkordatoya tabi olmak isteyen alacaklının çekişmeli alacağı hakkında konkordatoyu inceleyecek olan mahkemenin vereceği karar sadece konkordato nisabına dahil olmak bakımından sonuç doğuracaktır. Mahkemece alacağın varlığını ve miktarını yaklaşık ispat derecesi ile tespit ederek, esasa etkisi olmayan bir kararla tesis edecektir (Prof. Dr. Selçuk Öztek – Yeni Konkordato Hukuku Ankara 2018 sahife 408,409). Bu durumda, konkordato adi nitelikteki bütün alacakları kapsamına alacağından, konkordatoya kayıt yaptırılmaması alacağın ortadan kalkmasını gerektirmez. Ne var ki konkordatoya kayıt yaptırmayan ya da süresinden sonra kayıt yaptıran alacaklı bu alacak borçlu tarafından kabul edilmediği takdirde, genel hükümlere göre alacağını mahkeme ilamı ile belirlemek zorundadır. Konkordatoya süresinde kayıt yaptırmamanın müeyyidesi konkordato nisap ve oylamasına dahil olmamak ve verilecek teminattan yararlanamamaktır. Bir aylık süre içinde dava açılmamasının müeyyidesi de aynıdır. Davacı tarafından borçlunun itirazına uğrayan çekişmeli alacak niteliğindeki davanın bir aylık süre içinde açılmamış olması halinde alacaklının hakkı sükut etmediğinden davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine sebeb olmayacaktır. Başka bir ifadeyle davanın İİK 308/b maddesi uyarınca bir aylık süre içinde açılmamış olması genel hükümlere göre açılan bu davanın görülmesine engel teşkil etmediğinden, mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1- Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına,2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafça yatırılan istinaf peşin karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davacı tarafça istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesi tarafından, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın, İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 13.04.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.