Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/533 E. 2022/756 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/533
KARAR NO: 2022/756
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 24.12.2020
NUMARASI: 2020/322 Esas -2020/948 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü’nde … sicil numarası ile kayıtlı … San. ve Dış. Tic. Ltd. Şti. arasında akdedilen 03/04/2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’ne istinaden ticari kredi kullandırıldığını, Davalı … 03/04/2013 tarihinde Genel Kredi Sözleşmesi’ni müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, Borçlu şirketin 23.12.2013 tarihinde tasfiye haline girdiğinin ilan edildiğini ve davalı …’in de tasfiye memuru olarak atanmasına karar verildiğini, sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmeyen dava dışı borçlu Tasfiye Halinde … San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ye Beyoğlu … Noterliği’nin 10/09/2014 tarih ve … yevmiye sayılı hesap kat ihtarnamesi keşide edilerek borcun ödenmesi ihtar edildiğini, ihtara rağmen ödenmeyen borç için 10/04/2015 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü …Esas sayılı dosyasından ilamsız takiplerde haciz yolu ile icra takibine başlanıldığını ve borçlu şirket ve kefil hakkında takibin kesinleştiğini, şirketin borçlu gözükmesine rağmen 04/02/2015 tarihinde şirketin tasfiye neticesinde alacağı ve borcu olmadığı gerekçesiyle tasfiye işlemlerinin sonlandırıldığını, Müvekkilinin, davalı şirket adına başlattığı icra takibinin devamı ve alacağının tahsili için davalı şirketin tüzel kişiliğinin yeniden canlandırılması amacıyla İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü’nde … ticaret sicil numarasıyla kayıtlı olan Tasfiye Halinde … San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin tüzel kişiliğinin ihyasına, şirketin ihya edildiğinin İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü’nce tescil ve ilanına, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tasfiye memuru …’den tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili, savunmasında özetle; Müvekkilinin tasfiye memuru olarak atandığı …, … San ve Dış. Tic. Ltd. Şti.’nin kaydı 04.02.2015 tarihinde ticaret sicilinden silinmiş olup işbu dava 08.07.2020 tarihinde açıldığını, 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçmiş olmasından ötürü dava zamanaşımına uğradığından davanın usulden reddi gerektiğini, Müvekkilinin, şirketin tasfiye işlemlerinin başlangıcından, şirketin ticaret sicilinden silinmesine kadar geçen süreçte kanunen üzerine düşen tüm görevleri yerine getirdiğini, müvekkilinin alacaklıların alacaklarını bildirmeleri ve tahsil etmeleri için gerekli olan birinci ilanı 09/01/2014 tarihinde, ikinci ilanı 16/01/2014 tarihinde, üçüncü ilanı ise 23/01/2014 tarihinde yaptığını, davacı yapılan tüm bilgilendirmelere rağmen tasfiye memurluğuna müracaat etmediğini, alacağının tahsili için tüm ilanlara rağmen tasfiye memurluğuna başvurmayan davacının ihya davası açılabilmesi için gerekli şartların oluşmaması nedeniyle davasının reddinin gerektiğini, davacının haksız davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, açılan dava terkin edilen şirketin sicil kaydının ihyasına karar verilmesine ilişkindir. Mahkememizce ihyası istenen şirketin sicil kaydı çıkarılmış, kaydının terkin edilerek kapandığı anlaşılmıştır. Tasfiye Halinde Posta …Dış Tic. Ltd. Şti.’nin sicil dosyasından tasfiye işlemleri sonlandırılarak terkin edildiği, Şirketin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının tarafı olduğu, davacının Ticaret Sicilindeki terkin kaydının kaldırılması isteminde bulunma hakkının bulunduğu, şirketin ihyasının gerektiği anlaşılmakla, açılan davanın kabulüne ve … Sicil numarasında kayıtlı Tasfiye Halinde … San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin resen terkin kaydının iptali ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında sınırlı olmak üzere ihyasına karar vermek gerekmiş ve davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü dava açılmasına sebebiyet vermediğinden aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar vermek gerektiği…” gerekçesiyle, davanın kabulüne, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … Sicil numarasında kayıtlı Tasfiye Halinde … San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasıyla sınırlı olmak üzere İHYASINA, Tasfiye Memuru olarak …’in atanmasına, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı tasfiye memuru vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı tasfiye memuru vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkeme tarafından yeterli inceleme gerçekleştirilmediğini, davanın zamanaşımına uğradığını, esasa ilişkin itirazlar hususunda da mahkemece hiçbir değerlendirmede bulunulmadığını, Müvekkilinin, alacaklıların alacaklarını bildirmeleri ve tahsil etmeleri için gerekli olan birinci ilanı 09/01/2014 tarihinde, ikinci ilanı 16/01/2014 tarihinde, üçüncü ilanı ise 23/01/2014 tarihinde yaptığını, ancak davacının yapılan tüm bilgilendirmelere rağmen tasfiye memurluğuna müracaat etmediğini, dava dilekçelerinde belirtilen İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. (Yeni Esas No: … E.) sayılı takibi ise dava dışı şirket 05/02/2015 tarihinde tasfiye edildikten sonra 10/04/2015 tarihinde başlattığını, Ayrıca davacının dava dilekçesinde dayanak olarak gösterdiği Yargıtay 11. HD’nin 2004/13191 E., 2005/10704 K., sayılı ve 09/11/2005 tarihli kararında ihya davası açılabilmesi için tasfiye işlemlerinin gerektiği gibi tamamlanmadığını ve tasfiyesi gereken hususların eksik bırakılmış olması gerektiğinin belirtildiğini, tasfiye işlemlerinin usulüne uygun ve gerektiği şekilde sonlandırıldığını, bu nedenle ihya davası açılabilmesi için gerekli şartların oluşmaması nedeniyle davacının haksız ve kanuna aykırı davasının reddi gerekirken mahkemece kabul edildiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve öncelikle davanın usulden reddine, mahkeme farklı kanaatte ise esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 547. maddesi uyarınca, tasfiye sonucu sicilden terkin edilen şirketin, ek tasfiye için ticaret siciline yeniden tescili (ihyası) talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı tasfiye memuru tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı tasfiye memuru vekilince, tasfiyenin kapatılması ve terkin işlemlerinde usulsüzlük olmadığı davanın reddi gerektiği gerekçesiyle istinaf talebinde bulunmuştur. Somut olayda, davacı tarafından tasfiye halindeki şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü .. E. (Yeni Esas No: 2018/21484 E.) sayılı dosyasında icra takibi yapıldığı, derdest olan icra takip dosyasında işlemlerin yürütülüp sonuçlandırılması bakımından tasfiye sonucu terkin olan şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yarar bulunmaktadır. TTK’nın 547. maddesi uyarınca, tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olması halinde, ilgililerin şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemlerin sonuçlandırılıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin talebi yerinde görmesi halinde tasfiye memurları veya yeni bir veya birkaç tasfiye memuru atayarak tescil ve ilan ettirecektir. Mahkemece, yasal şartların oluşması nedeniyle şirketin ihyasına ve davalının tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Tasfiyenin kapatılması için tüm tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması, tasfiye halindeki şirketin taraf olduğu tüm uyuşmazlıkların neticelenmiş olması gerekir. Bu nedenle tasfiye memuru vekilinin, müvekkilince şirketin tasfiyesinin usulüne uygun yapılmış olduğu, ihya için gerekli koşulların bulunmadığı yönündeki istinaf nedenleri yerinde değildir. Tasfiye sonucu terkin edilen şirketin ihyası için TTK’nın 547. maddesinde zamanaşımı veya hak düşürücü süre öngörülmemiştir. İlk derce mahkemesince de davalının zamanaşımı defi bu gerekçeyle 24.12.2020 tarihli oturumda reddedilmiştir. Buna göre tasfiye memuru vekilinin talebin zaman aşımına uğradığı, bu konuda definin mahkemece dikkate alınıp karara bağlanmadan karar verildiği yönündeki istinaf nedenleri de yerinde değildir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 02.06.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.