Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/524 E. 2022/663 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/524
KARAR NO: 2022/663
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 13.12.2021
NUMARASI: 2021/501 Esas – 2021/1120 Karar
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; dava konusu … Şase no’lu ve … plakalı araç … Ltd. Şti. tarafından ithal edildiğini, 05/11/2018 tarihinde müvekkili davacı şirketin yetkilisi … ile … Ltd. Şti. arasında yapılan satış sözleşmesi ile davacı şirket adına satın alınmış ve davacı şirket adına tescil edildiğini, aracın bedeli tam ve eksiksiz olarak davalı şirkete ödendiğini, taraflar arasında akdedilen 05/11/2018 tarihli satış protokolünde açıkça satış tarihine kadar doğmuş olan tüm kanuni sorumlulukların satıcıya ait olduğu kararlaştırılmasına rağmen davalının aracı üzerinde vergi yükleriyle birlikte sattığını, bu haliyle aracın hukuki ayıplı olduğunu, Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2018/256 E. Sayılı dosyasından araç üzerine el koyma kararı verildiğini öğrenen müvekkilinin 29/08/2019 tarihli başvuru formuyla Yeşilköy Gümrük Müdürlüğü’ne başvurduğunu, 5607 Sayılı Kanunun geçici 11.maddesinden yararlanmak istediğini beyan ettiğini, T.C. Ticaret Bakanlığı Yeşilköy Gümrük Müdürlüğü’nün 17/09/2019 tarih ve … sayılı cevap yazısı ile satışa konu araca ait ÖTV’nin %25’lik kısmına tekabül eden 52.561,00 TL’nin 1 ay içinde ödenmesi müvekkil şirketten talep edildiğini, oysaki ÖTV’nin ithalatçı firma tarafından ödeneceği kanunda açıkça belirtildiğini, buna rağmen ilgili tarihte aracın maliki müvekkil şirket olduğundan bakanlığın ödenmeyen vergi için müvekkil şirkete bildirim yaptığını, Yeşilköy Gümrük Müdürlüğü’nün yazısına istinaden müvekkilin 10/01/2020 tarihinde yazıda belirtilen 52.561,00 TL’lik tutarı ödemek zorunda kaldığını, davalı satıcı tarafından ödenmesi gerekirken ödenmeyen ve müvekkili tarafından ödenmek zorunda kalınan ÖTV nin hukuki ayıp olduğunu ve giderilmesi gerektiğini bu nedenlerle Ödenen 52.561,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren başlayarak ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline davalıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından aynı konu ile ilgili olarak Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/63 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, davanın reddine karar verildiğini, söz konusu karara karşı tarafımızca istinaf yoluna başvurulduğunu ve dosya İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14.Hukuk Dairesi’nin 2021/1087 Esas sayılı dosya numarasını alıp halen derdest olduğunu, bu nedenlerle derdestlik itirazında bulunduklarını, kanun ve ilgili yönetmelik maddelerinde açıkça belirtildiği üzere yurt dışından ithal edilen araçlarda ÖTV’ yi ödemekle yükümlü olan taraflar, ithalatçı ve ilk satıcı olduğunu, ancak dava konusu araç müvekkil şirket tarafından ithal edilmediğini ve söz konusu araca ait tescil kayıtlarının incelendiğinde müvekkil şirketin aracın ilk satıcısı olmadığının da açıkça görüleceğini, ancak davacı yanın işbu davayı haksız bir şekilde müvekkil şirket aleyhine ikame ettiğini, dava konusu aracın müvekkil şirket tarafından ithal edilmemesi ve de müvekkil şirketin söz konusu aracın ilk satıcısı olmaması nedeniyle sorumluluğu bulunmadığını, davacı ithalatçı firma ve ilk satıcıya işbu davayı yöneltmesi gerekirken, müvekkili şirketin hiçbir sorumluluğu bulunmamasına rağmen, müvekkilinden ÖTV bedelini talep etmesinin hukuken söz konusu olmadığını, bu nedenle huzurdaki davanın müvekkil şirket yönünden husumet yokluğu nedeni ile reddi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Mahkememizde iş bu davanın 15/06/2021 tarihinde ikame edildiği, dava tarihi itibariyle Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/63 Esas sayılı dosyasında aynı dava konusu ile açılan davanın karara çıktığı ve kesinleşmediği anlaşılmakla, HMK 114/1/ı maddesi gereğince aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması dava şartlarından olmakla; dava şartı yokluğundan davanın reddine karar vermek gerektiği…” gerekçesiyle, davanın HMK 114/1/ı maddesi gereğince dava şartı yokluğundan reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesinin taleplerini derdestlik dava şartı yokluğundan reddine karar verdiğini, aynı konu ve tarafla daha önce Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/63 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve dava arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden dosyanın esasına girilmeden usulden reddedildiğini, davalının, kararı yalnızca vekalet ücreti yönünden istinaf ettiğini başka bir itirazı olmadığını, Davanın esası yönünden davalının korunmaya değer güncel bir yararı kalmadığını, buna rağmen davanın, istinaftaki dosyanın kesinleşip kesinleşmediği sorulmadan derdestlik sebebiyle reddedildiğini, Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin derdestlik itirazına konu 2021/63 Esas sayılı dosyası istinaf incelemesinden geçerek 03/12/2021 tarihinde kesinleştiğini, istinaf başvurusuna konu kararın ise 13/12/2021 tarihinde verildiğini, kesinleşme kararını dilekçe ekinde sunduklarını, Sadece vekalet ücreti yönünden istinaf incelemesi talep edildiğinden istinaf incelemesi sadece bu yönden yapıldığını, esas hakkında inceleme yapılması ve ilgili kararın artık olağan kanun yollarıyla veya ilk derece mahkemesi tarafından değiştirilmesi mümkün olmadığı halde, davalının haksız ve vakit kazanmaya yönelik derdestlik itirazının mahkemece kabul edildiğini, böyle bir durumda davanın esası yönünden derdest bir davanın mevcut olmadığının, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E. 2011/7895, K. 2011/12719, T. 22.11.2011 ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2017/1-1667, K. 2017/1550, T. 6.12.2017 kararlarıyla da sabit olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satımdan kaynaklı alacak istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, derdestlik dava şartı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafandan, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. HMK 114/ı maddesi uyarınca derdestlik dava şartı olmakla birlikte, HMK115/3 maddesinde ” dava şartı noksanlığı, mahkemece davanın esasına girilmeden önce fark edilmemiş taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilmez” şeklinde düzenlenmiştir. Derdestliğe konu aynı taraflar arasında aynı uyuşmazlığa ilişkin daha önce açıldığı ihtilafsız olan Bakırköy 4. ATM nin 2021/63 E sayılı davasında ara buluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin verilen hükmün, davalı yanca vekalet ücreti yönünden istinaf edildiği, dairemizin 2021/1087 2021/1485 K Sayılı dosyasında yapılan istinaf incelemesi sonucu verilen 02/12/2021 tarihli karar ile sonuçlandığı, kararın kesin olarak verildiği anlaşılmaktadır. Eldeki davada mahkemece derdestlik dava şartı yokluğundan 13.12.2021 tarihinde karar verildiği, karar tarihinde yukarıda sürece ilişkin bilgi verilen derdestliğe konu edilen Bakırköy 4. ATM nin 2021/63 E sayılı davasının, eldeki davanın hüküm tarihi itibariyle dertest olmadığı, bir başka deyişle olumsuz dava şartı olan derdestliğin ortadan kalmış olduğu anlaşılmaktadır. Gerek HMK 115/2 maddesindeki yasal düzenleme, gerekse usul ekonomisi ilkesi gözetildiğinde, hüküm tarihinde derdestlik olumsuz dava şartı ortadan kalkmış olduğundan, ilk derece mahkemesince verilen karar isabetsiz olup, davacı vekilini istinaf başvurusu yerinde görülmüştür. Yukarıdaki açıklamalar ışığında, ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a4 maddesi uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nun 353/1.a.4. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA, 2-Davanın yukarıdaki açıklamalar ışığında yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince davalıya iadesine, 4-Davacı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesi tarafından, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın, İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 26.05.2022 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.