Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/5 E. 2022/46 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/5
KARAR NO: 2022/46
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/10/2021
NUMARASI: 2021/312 2021/314
DAVANIN KONUSU:İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, kararda yazılı nedenlerle ihtiyati haciz talebinin asıl borçlu ve aval veren yönünden kabulüne, borçlulardan … yönünden reddine dair karara karşı, alacaklı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili, talep dilekçesinde özetle; müvekkilinin 21.05.2020 düzenleme, 22.05.2020 vade tarihli 450.000,00 TL tutarlı bono nedeniyle alacaklı olduğunu, borçlu şirketin senedin arka yüzünde avali bulunduğunu, borçluların mal kaçırma hazırlığı içinde olduğunu belirterek, borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının borca yeter miktarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 08.10.2021 tarihli kararında; ” …Somut olayda istemde bulunan tarafından sunulan bono aslı dikkate alındığında borçlular … ve … yönünden alacağın varlığının yaklaşık ispat ölçüsünde kanıtlandığı ve vadesinin geldiği, bu nedenle ihtiyati haczin yasal koşullarının oluştuğu anlaşılmakla, ihtiyati haciz isteminin bu borçlular yönünden kabulüne, diğer borçlu … yönünden ise; TTK’nun 778/3 maddesi atfıyla bonolar hakkında da uygulanması gereken avale ilişkin TTK 701. ve 702.maddeleri gereğince aval veren kimse kimin için taahhüt vermişse tıpkı onun gibi sorumlu olacağından, bononun arka yüzündeki avalin geçerli olabilmesi için kimin için olduğunun belirtilmesi gerekmektedir. Aval, TTK’nun 700., 701. ve 702. maddelerinde düzenlenmiş olup, TTK’nun 701. maddesine göre bononun yüzüne konulan her imza aval niteliğindedir. Aval ile kefalet hukuki içerikleri ve sonuçları itibariyle birbirinden farklı müesseselerdir. Kefalet, fer’i nitelikte olmasına karşın, aval bağımsız ve asli bir nitelik taşır. Aval veren lehine aval def’i veya itiraz olarak alacaklıya karşı ileri süremez. Oysa kefil, asıl borçluya ait kişisel def’ilerden yararlanabilir. Kefaletin, mutlaka asıl borç senedi üzerinde gösterilmesine lüzum olmadığı halde aval şerhi, bono ve poliçenin ön yüzü dışında arka yüzünde ise mutlaka poliçe, bono veya alonj üzerine yazılması gerekir. Bono üzerine ‘kefil’ ibaresi konsa dahi bu aval olarak nitelendirilir ve aval veren bononun diğer borçlusu ile birlikte müteselsilen sorumlu olur (TTK m.702). TTK’nun 724. maddesi hükmü gereğince kambiyo senetlerinde müteselsil borçluluk esas olduğundan bu tür senetlerde imzası olan herkes hamile karşı müteselsilen sorumlu olur. Somut olay yönünden talebi konu bono arkasında ‘kefil’ şerhli imzası bulunan … bakımından aval kaydı arka yüzde ve kimin lehine verildiği belirtilmediğinden (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 25/05/2016 tarihli, 2016/1885 Esas-14824 Karar sayılı Kararı) geçersiz olmakla ihtiyati haciz talebinin bu borçlu yönünden reddine…” gerekçesiyle; borçlular … ve … yönünden ihtiyati haciz talebinin kabulüne, … yönünden reddine, karar verilmiştir. Bu kararın …’ ilişkin kısmına karşı, alacaklı vekili tarafından İİK’nın 265. maddesi uyarınca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; borçlu … Ltd. Şti. yönünden verilen red kararının hatalı olduğunu, TTK’nın avale ilişkin 701 ve 702. maddeleri gereğince aval veren kişinin kim için taahhüt vermişse onun gibi sorumlu olacağını, bononun arka yüzündeki avalin geçerli olabilmesi için kimin için olduğunun belirtilmemesi halinde senedi düzenleyen için verildiğinin kabulü gerektiğini, Kanun’da avalin kimin için verildiğinin belirtilmesisinin bir şart ve geçerlilik koşulu olarak öngörülmediğini, aksine avalin kimin için verildiğinin belirtilmemesi halinde keşideci için verildiğinin kabul edileceğini, ret kararının yasanın lafzına ve ruhuna aykırı olduğunu, avalden önce ciro bulunmamasının da avalin keşideci için verildiğini kanıtladığını, bu nedenlerle borçlu … Ltd.Şti hakkında ilk derece mahkemesince verilen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, bu borçlu yönünden verilen red kararının kaldırılmasına ve adı geçen borçlu hakkında da ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca, bonoya dayalı ihtiyati haciz talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, ihtiyati haciz talebinin iki borçlu yönünden kabulüne, borçlulardan … Ltd. Şti. yönünden reddine karar verilmiş; … Ltd.Şti. yönünden verilen ret kararına karşı, alacaklı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. İhtiyati haciz talebine konu 21.05.2020 düzenleme tarihli, 02.05.2020 vadeli, 450.000.000 TL tutarlı bononun keşidecisi …, lehdarı …, senedin ön yüzündeki aval vereni ise …’dır. Bononun arka yönünde lehdar cirosundan önce …’nin kaşe ve imzası bulunmaktadır. Kaşe üzerinde ise kefil ibaresi yazılıdır. Alacaklı vekili, anılan ibarenin keşideci için aval niteliğinde olduğunu ileri sürmektedir. TTK’nın 778/3. maddesi gereğince, avale ilişkin TTK’nın 700 ila 702. maddeleri bonolar hakkında da uygulanır. TTK’nın 701. maddesinde, “(1) Aval şerhi, poliçe veya alonj üzerine yazılır. (2) Aval “aval içindir” veya bununla eş anlamlı başka bir ibareyle ifade edilir ve aval veren kişi tarafından imzalanır. (3) Muhatabın veya düzenleyenin imzaları hariç olmak üzere, poliçenin yüzüne atılan her imza aval şerhi sayılır. (4) Kimin için verildiği belirtilmemişse aval, düzenleyici için verilmiş sayılır.” düzenlemesi bulunmaktadır. TTK’nın 702. maddesi gereğince, aval veren kimin adına taahhüt altına girmiş ise onun gibi sorumludur. Somut olayda bononun arka yüzünde aval anlamına gelen “kefil” ibaresinin yazılı olduğu anlaşılmıştır. TTK’nın 702. maddesine göre, aval şerhi, çek veya alonj üzerine yazılır. Aval, “aval içindir” veya bununla eş anlamlı başka bir ibare ile ifade edilir ve aval veren kişi tarafından imzalanır. Aval şerhinin bononun ön yüzüne yazılması zorunlu değildir. Maddenin üçüncü fıkrası gereğince; düzenleyenin imzası hariç olmak üzere ön yüze atılan her imza aval şerhi sayılır. Diğer yandan bononun arka yüzüne atılan her imza ciro hükmünde ise de aval verildiğini gösterir bir ibare kullanılarak arka yüze imza atılması mümkün olup, söz konusu imza, ciro değil aval hükmündedir. Eş anlatımla, aval şerhini içermeksizin bononun arka yüzüne atılan her imza ciro hükmündedir. Somut olayda, takibe konu bononun arka yüzünde; “Kefil” ibaresinin yer aldığı ve şirket kaşesi üzerine imza atılarak imzalandığı görülmektedir. Bononun arkasındaki bu imza ciro hükmünde değil, aval hükmünde olup, yukarıda yer verilen maddenin dördüncü fıkrası gereğince de kimin için aval verildiği belirtilmediğinden, düzenleyen için verilmiş bir aval sayılır. Bu açıklamalar uyarınca, ilk derece mahkemesince … Ltd. Şti. Aleyhindeki ihtiyati haciz talebinin de kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı bunulmuş, bu nedenle alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir (Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 29.05.2017 tarih ve 2016/15689 Esas, 2017/8305 Karar sayılı emsal ilamı). Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2 ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesinin istinafa konu ihtiyati haczin borçlu … Ltd.Şti. yönünden reddine ilişkin kararının kaldırılmasına, bu borçluya yönelik ihtiyati haciz talebi hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; HMK’nın 353/1.b.2 ve İİK’nın 258/3.maddeleri uyarınca ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekilinin kısmi ret kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin kısmen reddine ilişkin kararının kaldırılmasına, bu kısım yönünden ihtiyati haciz talebinin Dairemizce yeniden karara bağlanmasına, bu doğrultuda; 1-Borçlu … hakkındaki ihtiyati haciz talebinin İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca kabulü ile bu borçlunun, alacaklının 450.000,00 TL alacağını karşılamaya yeter miktardaki haczi kabil taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, Kararın, ilk derece mahkemesince haklarında ihtiyati haciz kararı verilen borçlular … ve … hakkındaki icra dosyası üzerinden infazına, 2-Borçlular … ve … hakkında ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararı uyarınca alacağın %15’i oranında (67.500,00 TL olarak) teminat alınmış olduğundan ve müteselsil borçluluk söz konusu olduğundan, borçlu … Ltd. Şti. yönünden de bu teminatın geçerli olmasına, yeniden teminat alınmasına yer olmadığına, 3-Alacaklı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 59,30 TL istinaf peşin karar harcının talep halinde alacaklıya iadesine, 4-İstinaf eden alacaklı vekili tarafından harcanan 162,10 TL başvuru harcı gideri ve 175,0 TL posta gideri olmak üzere, toplam 337,10 TL istinaf yargılama giderinin, esas takip veya davadaki haklılık durumuna göre icra edilmek kaydıyla, borçlu şirkete tahmiline, 5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince alacaklı vekiline tebliğine, 6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.2. ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20.01.2022 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.