Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/496 E. 2022/863 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/496
KARAR NO: 2022/863
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 25.11.2021
NUMARASI: 2017/803 Esas – 2021/1268 Karar
DAVA: Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ilk derece mahkemesince istinaf başvurusunun süre yönünden reddine dair ek kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili arasındaki ticari ilişki kapsamında tutulan cari hesap kayıtlarının müvekkilin toplam 36.153,00 TL alacağının mevcut olduğunu gösterdiğini, ticari ilişki kapsamında davalı şirkete düzenlenen faturalara ilişkin ürünlerin davalı şirkete teslim edildiğini, herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı şirket hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasından 11/03/2016 tarihinde dava konusu alacak için icra takibi yapıldığını ve ödeme emrinin 17/03/2016 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı şirketin icra dosyası nedeniyle temerrüde düşürüldüğünü ileri sürerek davanın kabulüne, müvekkili şirketin her türlü alacak hakkı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL ve 11/03/2016 tarihinden itibaren yasal ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının kısmi dava açmakta bir yararı olmadığını, müvekkilin davacıya 36.153,00 TL tutarında borçlu bulunduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacı şirketin SGK mevzuatına aykırı malzeme sunması sebebiyle SGK tarafından müvekkile uygulanan kesinti miktarının faizi ile birlikte 24.380,88 TL olduğunu ileri sürerek hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince 25.11.2021 tarihinde davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN İSTİNAFA KONU EK KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince 16.02.2022 tarihli istinaf başvuru değerlendirme kararıyla; “… .Davalı Avukatı …’a gerekçeli karar 18.01.2022 tarihinde tebliğ edildiği halde, iki haftalık istinaf başvuru süresi geçirildikten sonra 15.02.2022 tarihinde yapıldığı anlaşıldığından HMK.nun 346/1 madde hükmü gereğince istinaf başvuru isteminin reddine…” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin, davacıya borcu bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından kesilen iade faturalarına davacının itiraz etmediğini, Dosya kapsamına sunmuş oldukları cevap dilekçesi, beyan dilekçeleri ve bilirkişi raporlarına itiraz dilekçelerinde de belirtiş oldukları üzere, müvekkili şirket tarafından davacı yana kesilen iade faturalarına itiraz edilmediğini, faturaların davacı tarafa tebliğ edildiği tespit edildiğini, davacının, kendilerince keşide edilen faturalara zamanında itiraz etmediği açık bir şekilde ortada olup, davacının müvekkili şirkete bu faturalardan borcu bulunduğunu, TTK kapsamında, davacı tarafından işbu faturalara yasal süresi içinde itiraz edilmediğini, kanuni düzenleme uyarınca, yasal süresi içerisinde itiraz edilmeyen faturalar kabul edilmiş sayıldığını, açıklanan bu sebeplerle, davacının haksız ve hukuki yarardan yoksun olan ıslahına itirazları tekrarladıklarını, Davacı tarafından sunulan 30.10.2019 tarihli dilekçenin beşinci (5.) sayfasında, müvekkili şirket tarafından kesilen faturaların ticari defterlerine işlemediklerini ikrar edildiğini, diğer yandan, YİBBGK’nın 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; bir faturayı alan kişinin aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahip olduğunu, aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılacağını, müvekkilinin SGK’ya karşı savunma yapabilmesi için gerekli bilgi ve belgeleri sunmadığını, gerekçeli karara esas alınan bilirkişi raporunda itirazların değerlendirilmediğini, Bilirkişi tarafından sonuç bölümünde hem davacı yanın defter incelemesi hem de müvekkili şirketin defter incelemesine göre seçenekli hesaplama yapılması gerektiği, yapılan bu seçenekli hesaplama uyarınca karar vermesi gerektiğini, hatalı ve eksik olarak hesaplanan bilirkişi raporlarını kabul edilerek karara esas teşkil etmesine itiraz ettiklerini, açıklanan bu nedenlerle verilen kararının ortadan kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından 16.02.2022 tarihinde verilen istinaf başvuru isteminin reddine ilişkin kararın kamu düzeni ve sunmuş oldukları dediller dikkate alınarak ortadan kaldırılmasına, davanın esasına ilişkin olarak eksik ve hatalı bilirkişi raporu doğrultusunda hazırlanan ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararın ortadan kaldırılarak davanın reddine karar verilmesine, davanın reddine, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, cari hesap alacağını oluşturan faturalardan kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda davanın kabulüne karar verilmiş; davalı vekilince istinaf dilekçesi verilmeden önce 28.01.2022 tarihinde yatırılmış, 15.02.2022 tarihinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İlk derece mahkemesince başvurunun iki haftalık yasal süre geçirildikten sonra yapılmış olması nedeniyle 16.02.2022 tarihli ek kararıyla istinaf başvurusunun reddine karar vermiş; bu karara karşı, davalı vekilince, 21.02.2022 tarihli dilekçe ile istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesinin ilk istinaf başvurusuna konu hükmü, davalı vekiline 18.01.2022 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, HMK’nın 345. maddesindeki iki haftalık istinaf süresi 01.02.2022 ‘de sona ermiştir. İstinaf başvuru dilekçesi ise 15.02.2022 tarihinde, yani yasal iki haftalık istinaf başvuru süresi geçtikten sonra verilmiştir. Davalı vekili her ne kadar başvuru dilekçesinde, istinaf başvurusunun 28.01.2022 tarihinde saat 16:48:15’te e-imzalı olarak yapıldığını iddia etmiş ise de UYAP safahat bilgisinin yapılan kontrolünde, bu tarihte davalı vekili tarafından herhangi bir istinaf dilekçesinin verilmediği, sadece harç yatırıldığı, iddia ettiği gibi istinaf dilekçesi vermiş olması halinde sunulan dilekçenin alt bölümüne sistem tarafından dilekçenin verildiği günün ve saatinin otomatik olarak atılmış olması gerektiği, dosyaya sunulan 28.01.2022 tarihli dilekçede böyle bir ibarenin olmadığı, daha sonra süresinde verilmeyen dilekçe altında “Av…. tarafından 15/02/2022, 17.54’de Avukat Portaldan İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/803 (Hukuk Dava Dosyası)/na gönderilmiş” şeklinde ibarenin yer aldığı, Avukat Portal üzerinden gönderilen tüm dilekçeler altına sistem tarafından gönderildiği günün tarih ve saatinin otomatik olarak dercedildiği, davalı vekilinin iddia ettiği gibi 28.01.2022 tarihinde İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/803 Esas sayılı dosyasına herhangi bir istinaf dilekçesinin verilmediği, verilmiş olsaydı bu durumun dosya safahat ekranından da görüleceği belirlenmiştir. Davalı vekilince harcın süresinde yatırılmış olmasının sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. HMK’nın 343/3. maddesi atfıyla HMK 118. maddesi uyarınca, istinaf harçlarının yatırılma tarihinin, başvuru tarihinin belirlenmesi açısından önemli değildir. Başvuru dilekçesinin UYAP sistemine kayıt tarihinin başvuru tarihi olduğu, başvuru dilekçesinin UYAP üzerinden oluşturulduğu tarih olan 25.02.2022 tarihine göre başvurunun süresinde olmadığı, buna göre, ilk derece mahkemesinin istinaf başvurusunun süre yönünden reddine dair ek kararının usule uygun olup ileri sürülen istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalı vekilinin ek karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından 21.02.2022 tarihli makbuzla yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; davalı vekili tarafından daha önce yatırılmış olan 555,52 TL ve 80,70 TL olmak üzere toplam 636,22 TL istinaf peşin karar harcının davalı tarafa iadesine, 3-Davalının istinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 16.06.2022