Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/494 E. 2022/740 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/494
KARAR NO: 2022/740
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 26.04.2021
NUMARASI: 2021/19 Esas – 2021/326 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle mahkemenin yetkisizliğine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı- borçludan, faturaya dayalı cari hesap alacağından kaynaklanan alacağından dolayı Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun, haksız ve kötüniyetli olarak takibe, takip konusu borca ve yetkiye itiraz ettiğini, davacı müvekkili ile davalı- borçlunun, ticari ilişkisi içerisinde bir süre ticaret yaptıklarını, ancak davalı borçlunun borcunu ödemediğini, faturalara konu alacak sebebi ile müvekkilinin davalı tarafa sağlamış olduğu ardiye ücreti ile navlun bedeli olduğunu, yapılacak inceleme neticesinde davalı borçlunun haksız ve kötü niyetle itiraz ettiğinin de sabit olacağını, davalı–borçlunun, icra takibine yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline, takibin devamına, icra takibine haksız ve kötüniyetli olarak itiraz eden davalı- borçlunun, takip konusu alacağın % 20’ sinden aşağı olmamak üzere, icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı – borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirkete TK. 35 maddeye göre usulüne uygun olarak tebliğ yapıldığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…6100 Sayılı HMK.nın 19/2 maddesine göre, davalı şirketin adresine göre Malatya Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olduğu, davalının Bakırköy … İcra Dairesi’nin … E. Sayılı icra dosyasına süresinde yapmış olduğu yetki itirazında yetkili icra dairelerinin Malatya İcra Daireleri olduğunu beyan ettiği, taraflar arasında yetkiye dair bir sözleşmenin olmadığı, faturaya dayalı alacaktan dolayı icra takibinin başlatılmış olduğu, bu bakımdan taraflar arasındaki ihtilafta seçimlik bir yetki söz konusu olduğu, bu halde davalı tarafın seçim hakkını Malatya İcra Daireleri ve Mahkemeleri’nden yana kullanmış olduğu anlaşıldığından Mahkememizin yetkisiz olduğu anlaşılmakla; dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK.’nın 114 ve 115/2 mad uyarınca yetki yönünden usulden reddine ve Mahkememizin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde ve HMK 20.mad uyarınca 2 haftalık süre içinde talep halinde dosyanın yetkili Malatya Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine…” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; HMK’nın 10.maddesi uyarınca ve TBK’nın 89. maddesi uyarınca faturadan kaynaklı cari hesap alacağına ilişkin yapılan icra takibinde yetki işbu hükümler doğrultusunda belirlendiğini, dolayısıyla, davalı aleyhine başlatılan icra takibi cari hesaptan kaynaklı ilamsız icra takibi olduğundan alacaklının yerleşim yeri icra dairelerinin yetkisi bulunduğunu, ilk derece mahkemesi kararında HMK’nın 10. maddesine atıf yapılarak seçimlik bir yetki olduğu hususu tespit edilmesine rağmen davalı tarafın seçim hakkını Malatya icra daireleri ve mahkemelerinden yana kullanmış olduğu belirtilerek, seçimlik yetkinin hukuka aykırı olarak davalıya ait olduğuna karar verildiğini, ancak yerleşik Yargıtay içtihatlarında da karara bağlandığı üzere, seçimlik yetki hallerinde seçim hakkı müvekkilinde olduğunu, İtirazın iptali davasının ikame edildiği tarihte müvekkilinin yerleşin yerinin değiştiğini, müvekkilinin 10.07.2020 tarihinde Bahçelievler/İstanbul adresinden Arnavutköy/İstanbul adresine taşındığını, bu sebeple itirazın iptali davasının, davacının yeni yerleşim yeri adresi olan Arnavutköy/İstanbul adresine göre yetkili mahkemelerin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, Arnavutköy’ün her ne kadar Gaziosmanpaşa Adliyesi yetki sınırında olsa da Gaziosmanpaşa Adliyesinde asliye ticaret mahkemesi olmadığından, itirazın iptali davalarının Gaziosmanpaşa Adliyeleri yargı alalında barındıran İstanbul Mahkemelerinde açılmasının hukuka uygun olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve yargılamaya kaldığı yerden devam edilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satımdan doğan alacağın tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine davalı tarafça yöneltilmiş olan itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Öncelikle dava itirazın iptali davasıdır. İcra dairesinin yetkisi İİK’nın 50. maddesinde düzenlenmiş olup, HMK’daki mahkemelerin yetkisini düzenleyen hükümler çerçevesinde, ön sorun (hadise) şeklinde incelenip karara bağlanması gerekir. İcra müdürlüğünün yetkisine vaki itirazın haklı olduğu sonucuna varılması halinde, mahkemece, davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekecektir. Çünkü, itirazın iptali davalarında, icra dairesinin yetkisine itiraz halinde, yetkili icra dairesince ödeme emri tebliğ edilmiş olması, HMK’nın 114/2. maddesi anlamında özel dava şartıdır. Somut olayda mahkemece, icra takibinde yetki itirazın bulunduğu halde, gerekçede icra dairesinin yetkisine yönelik herhangi bir inceleme yapılmamış ve bu konuda bir karar verilmemiştir. O halde, ilk derece mahkemesince usul ekonomisi ilkesinin bir gereği olarak Yargıtay içtihatlarıyla benimsendiği üzere, öncelikle icra dairesinin yetkisinin incelenerek, icra dairesinin yetkisiz olması halinde davanın usulden reddine karar verilmesi, aksi halde esasa ilişkin değerlendirme ile hüküm kurulması gerekmektedir. Buna göre ilk derece mahkemesince icra dairesinin yetkisine vaki itiraz karara bağlanmadan hüküm kurulması, HMK’nın 140. maddesine aykırı olmuştur. İlk derece mahkemesinin kabulüne göre ise; davalının icra takibine itirazında yetkili icra dairesinin Malatya İcra daireleri olduğunu belirttiği gerekçesiyle mahkemenin yetkisine yönelik itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle yetki itirazının kabul edilip, yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. Ancak davalı yanca mahkemenin yetkisine süresinde verilmiş cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunulmadığı, hatta davalıya TK’nun 35. madde uyarınca tebligat yapıldığı, davalının cevap dilekçesi dahi sunmadığı anlaşılmaktadır. Bu açıklamalara göre, mahkemenin yetkisine yönelik geçerli bir itiraz bulunmadığı halde ilk derece mahkemesince yetkisizlik kararı verilmesi de usul ve yasaya aykırı olmuştur. İlk derece mahkemesince, ortada kamu düzenine ilişkin bir yetki kuralı bulunmadığı halde, davalı tarafın mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazının bulunmamasına rağmen yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya açık aykırılık teşkil etmektedir. Bu husus, HMK’nın 33. maddesi uyarınca istinaf mahkemesinin resen dikkate alması gereken bir husus olduğundan, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılması gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu görevsizlik kararının kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hakkındaki kararla birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 02.06.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.