Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/437 E. 2022/529 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/437
KARAR NO: 2022/529
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 20.11.2020
NUMARASI: 2020/566 Esas
DAVA: Tazminat- Dava içinde ihtiyati haciz
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ilamda yazılı nedenlerle ihtiyati haciz talebinin kabulüne dair verilen ara karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalıların banka yönetim kurulu sıfatıyla aldıkları kararla müflis bankanın zararına sebebiyet verdiklerini, yönetim kurulu üyelerinin kasıt ve ihmalinin yanı sıra dikkatsizlik sonucu verdikleri hatalı kararlar ve meydana gelen zararlardan da sorumlu olduklarını, zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, davalıların müvekkili müflis bankayı zarara uğrattıklarının mübrez raporla sabit olduğunu, davalıların eylemleri ayrıca zimmet suçunu oluşturduğunu, davalılar hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’ nın 2020/129622 Sor, dosyasında soruşturma yürütüldüğünü, ayrıca davalılar hakkında FETÖ/PDY örgütü kapsamında devam eden dava ve soruşturmalar nedeniyle arama/tutuklama kararlarının mevcut olduğunu, davalılar mal varlıklarını elden çıkararak yasal ve cezai takibattan kaçınma halinde olduklarını, bir kısmının arabuluculuk sürecine dahi katılmadığını, müvekkilinin uğramış olduğu zararın semeresiz kalmaması, davalıların FEÖT/PDY kapsamında aranan kişiler olmaları ve zararın denetim raporu ile yaklaşık olarak ispat edilmiş olması nedenleriyle dava sonunda verilecek karar kesinleşinceye kadar davalıların hak, alacak ve mal varlıklarına teminatsız olarak tedbir konulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince ihtiyati haciz talebinin değerlendirildiği 20.11.2020 tarihli ara kararıyla; “…HMK’nın 389. maddesi uyarınca, ‘Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. ‘Kanun hükmü, tedbirin sadece dava konusu olan şey hakkında verilebileceğini düzenlemiştir. Davanın konusu olmayan mal varlığı hakkında tedbir kararı verilemez. Para alacağı için açılan davada, mal varlığı üzerine tedbir konulamaz. Koşulları varsa, ihtiyati haciz hükümlerinden yararlanılabilir. Yargıtay’ın emsal içtihadında da durum bu yöndedir (Yargıtay 19. HD. 2012/16760 E-2013/3136 K.sayılı, 19/02/2013 tarihli kararı). Yine, Yargıtay 21.HD.’nin E. 2015/5842, K. 2015/8588 sayılı, 20.4.2015tarihli kararında belirtildiği üzere: ‘…Amaç bakımından ihtiyati tedbir, aynı uyuşmazlık konusu olan taşınır veya taşınmaz malların devrinin önlenmesi, dava sonuna kadar aynen muhafaza edilmesi veya bir tehlike yahut zararın önlenmesi amacıyla HMK’nın 389 vd. maddelerinde öngörülen durumlarda başvurulan bir yol olduğu halde, ihtiyati haciz, bir alacağın tahsilini temine yarayan bir vasıtadır. İhtiyati hacizde, ihtiyaten haczedilen mal ve haklar, alacaklının açtığı veya yaptığı veya açmayı yahut yapmayı düşündüğü dava veya icra takibinin konusu değildir. Halbuki ihtiyati tedbirde, hakkında tedbir kararı alınan şey, esasen asıl davanın konusudur. ‘Açıklanan sebeplerle dava konusu edilmeyen mallar üzerine tedbir konulmasının mümkün olmadığı, tedbir talebinin reddi gerektiği ancak İİK’nun 257-258. maddeleri kapsamında alacağın denetim raporu ile yaklaşık olarak ispat edildiği ve davacının talebinin ihtiyati haciz istemini de kapsadığı…” gerekçesiyle; davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine, davacının ihtiyati haciz talebinin kabulü ile (10.935.000,00 TL) alacak yönünden (5411 sayılı Kanunun 140. maddesi gereği teminatsız) İİK’nın 257/1. maddesi gereğince borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarınınİİK hükümleri dairesinde ihtiyaten haczine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, ihtiyati haciz borçlusu … vekilince, kararın sonradan öğrenildiği belirtilerek istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İhtiyati hacze itiraz eden vekili itiraz dilekçesinde özetle; davacı tarafça dava dilekçesi 02/11/2020 tarihinde sunulmuşken, davalı tarafların henüz cevap dilekçeleri sunulmadan mahkemece ihtiyati hacze dair karar verildiğini, sunulan kayıtların aslı dahi istenilmediğini, incelenmediğini ve müvekkili hakkında tedbir kararı verilmesinin mümkün olmadığı kanaatinde olduklarını, ortada bir hukuki uyuşmazlık bulunmakta olup tarafların karşılıklı iddiaları ile ancak nihai durumun anlaşılmasının mümkün olacağını, mahkeme gerekçesizin yetersiz olduğunu, gerekçenin, doyurucu olması gerektiğini, kararın neden, nasıl, hangi hukukî gerekçeyle ve hangi deliller değerlendirilmek suretiyle verildiği hususlarını içermesi gerektiğini, zira mahkemenin keyfilikten uzak şekilde, hukuka ve kanuna uygun karar verip vermediği ancak gerekçeden anlaşılabileceğini, ancak mahkemenin gerekçeli kararında davacının gösterdiği ispata muhtaç delillerin sayılması ile yetinildiğini, iş bu delillerin aslı dahi denetlenmeden verilen bu kararın adil yargılamaya aykırı olduğunu, HMK 389 gereğince; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceğini, ihtiyati haciz ihtiyati tedbirin özel bir türü olduğunu, dolayısı ile aslen ‘mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme ihtimali yada tehlikesi’ var ise ihtiyati haciz düzenlemesine bakmak gerekeceğini, bu ön şarttan bahsedilmeksizin vadesi gelmiş bir para alacağının bulunduğundan hareketler ihtiyati haciz kararı verilmesinin mülkiyet hakkına haksız müdahale niteliğinde olduğunu,
Ayrıca İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi 2021/300 esas sayılı dosyada aynı hususa dair dava devam etmekte olup söz konusu davanın sonuçlanmasının beklenmesi gerektiğini, söz konusu dava sonuçlanmadan önce işbu dava kapsamında yargılamaya devam etmenin müvekkili bakımından geri dönüşü olmayan zararlara yol açacağını, söz konusu borcun sabit ve muaccel hale gelmediğini, müfettiş raporunun tek taraflı hazırlandığını, yalnızca söz konusu raporu temel alıp karar verilmesinin hatalı olduğunu, Haciz ara kararının müvekkiline tebliğ edilmediğini, bu durumun hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin malvarlığını kaçırma gibi bir girişimi olmadığı/olmasının da mümkün olamayacağını, yalnızca bir uyuşmazlık bulunuyor olmasının, diğer tüm şart ve koşulların göz ardı edilmesi anlamına gelemeyecek olup müvekkiline herhangi bir zarar vermeme hususunda özen göstermesi gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ihtiyati haciz kararın müvekkili yönünden kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, hukuki niteliği itibariyle, İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca, esas hakkındaki dava içinde verilmiş olan ihtiyati haciz kararının istinafına ilişkindir.İlk derece mahkemesince, istinaf eden davalı bakımından ihtiyati haciz talebinin 20.11.2021 tarihli ara kararla kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, borçlu … vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Mahkemece 19.11.2019 tarihli ara karar ile borçlu Muhsin vekilinin istinaf dilekçesinin süresinde verilmediği gerekçesiyle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. HMK’nın 341. Maddesi uyarınca, İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir. Kanun, ilk derece mahkemelerinde verilecek hangi kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir. Borçlu … yönünden ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin kabul edildiği, bu karara İİK’nın 265. maddesi uyarınca itiraz yasa yolunun açık bulunduğu, kararın HMK’nın 341. maddesindeki yasal düzenleme uyarınca istinaf edilebilecek kararlardan olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle borçlu … vekilinin istinaf başvurusu caiz değildir. Bu açıklamalar ışığında, borçlu … vekilinin istinaf başvurusunun caiz olmadığından usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- HMK’nın 341. ve 352. maddeleri uyarınca, borçlu … vekilinin istinaf başvurusunun caiz olmadığı anlaşıldığından, başvurunun usulden reddine, 2-Borçlu vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazine’ye irad kaydına; peşin karar harcının talep halinde iadesine, 3-Borçlu vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi 28.04.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f maddesi uyarınca karar kesindir.