Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/43 E. 2022/847 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/43
KARAR NO: 2022/847
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/12/2020
NUMARASI: 2018/412 2020/666
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Şirket Pay Devri Sözleşmesinden Kaynaklanan )
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalılar ve katılma yoluyla davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalıların, … Tic. Ltd. Şti.’ndeki hisselerini 31.03.2017 tarihli sözleşme ile müvekkiline devir ettiğini, hisse devir protokolünün 3.5 .maddesine göre, davalıların devirden önceki kamu ve özel borçlardan dolayı sorumlu olduğunu, hisse devri ile birlikte müvekkilinin şirketin %100 payına sahibi olduğunu, devirden önceki döneme ilişkin olarak Bodrum İş Mahkemesinin 2015/565 Esas sayılı dosya ile açılan davanın şirket aleyhine sonuçlandığı, ilamın Bodrum …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine takibe konularak 888,21TL ilam harcı ve 17.386,79TL icra dosya borcunun tahsil edildiğini, bu ödemelerin rücusu için davalılar aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe davalıların haksız şekilde itiraz ettiklerini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranından az olmamak üzre icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı …, savunmasında özetle; … Tic. Ltd. Şti’ndeki hisselerini davacıya devir ettiğini, dava dilekçesinde Bodrum …Noterliğinin 06.04.2017 tarihli limited şirket pay devir sözleşmesinden bahsedilmediğini, anılan sözleşmenin, protokol hükümlerini ortadan kaldırdığını, noterde düzenlenin pay devir sözleşmesi ile şirketin tüm aktif ve pasifleri ile birlikte devir edildiğini, davacının bahsettiği protokolün hisse devir sözleşmesinden önceki tarihe ait olduğunu, bu nedenle yapılan ödemeden davacının sorumlu olduğunu savunarak, davanın reddi ile %20 oranından aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir. Davalı … vekili, savunmasında özetle; … Tic. Ltd. Şti’ndeki hisselerini davacıya devir ettiğini, dava dilekçesinde Bodrum …Noterliğinin 06.04.2017 tarihli limited şirket pay devir sözleşmesinden bahsedilmediğini, anılan sözleşmenin, protokol hükümlerini ortadan kaldırdığını, noterde düzenlenin pay devir sözleşmesi ile şirketin tüm aktif ve pasifleri ile birlikte devir edildiğini, davacının bahsettiği protokolün hisse devir sözleşmesinden önceki tarihe ait olduğunu, bu nedenle yapılan ödemeden davacının sorumlu olduğunu savunarak, davanın reddi ile %20 oranından aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir. Davalı … vekili savunmasında özetle; … Tic. Ltd. Şti’ndeki hisselerini davacıya devir ettiğini, dava dilekçesinde Bodrum …Noterliğinin 06.04.2017 tarihli limited şirket pay devir sözleşmesinden bahsedilmediğini, anılan sözleşmenin, protokol hükümlerini ortadan kaldırdığını, noterde düzenlenin pay devir sözleşmesi ile şirketin tüm aktif ve pasifleri ile birlikte devir edildiğini, davacının bahsettiği protokolün hisse devir sözleşmesinden önceki tarihe ait olduğunu, bu nedenle yapılan ödemeden davacının sorumlu olduğunu savunarak, davanın reddi ile %20 oranından aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Somut uyuşmazlıkta, davacı ile davalı arasında hisse devir protokolü sözleşmesi imzalandığı ve bu sözleşmede herhangi bir tarihe yer verilmediği, yine taraflar arasında Bodrum …Noterliği’nin 06/04/2017 tarih ve …, …, … yevmiye numaralı limited şirket pay devir sözleşmelerin düzenlendiği, taraflar arasında sözleşmenin esaslı unsuru olan bedel ödeme ile hisse devri hususunda bir uyuşmazlığın söz konusu olmadığı görülmüştür.Mahkememizce, tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda, taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesinin usulüne uygun olarak ve esaslı unsurları-bedel ve hisse devri- kapsadığı, hisse devri sözleşmesinden önceki tarihte imzalandığı iddia olunan Limited şirket hisse devri protokolünün noterde düzenlenmesinin gerekli olması nedeniyle adi yazılı protokolünün bir başına geçersiz ise de, somut olayda resmi şekil şartlarının da bilahare yerine getirildiği, taraflar arasında imzalanan protokol/sözleşmenin, davalı taraflarca inkar edilmediği ve imzaya da itiraz edilmediği dikkate alındığında, yan edimleri içeren protokolün geçerli olup, tarafları arasında alacak- borç doğuran yazılı sözleşme mahiyetinde bulunduğu, bu sözleşmeye bağlı olarak koşullarının oluşması halinde talepte bulunulmasının mümkün olduğu, hisse devir protokolünde yer alan 3.5.maddesi ile limited şirket pay devri sözleşmeleri hükümlerinin birbiri ile çelişmediği ve birbirini ortadan kaldırmadığı gözönünde bulundurularak, davacının icra dosyasına ödemiş olduğu 17.386,79TL’yi ve 862,84TL yargılama giderinin davalılara rücu edebileceğine, gecikme zammına kendisinin sebebiyet vermiş olduğu göz önünde bulundurularak, gecikme zammı olarak ödenen 25,37TL’yi rücu edemeyeceğine karar verilerek, davacının, davasının kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2011/9123 Esas 2012/16660 Karar) Öte yandan davacının talep etmiş olduğu alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş..” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalıların İstanbul … İcra dairesinin … Esas sayılı dosyasına yönelik itirazlarının kısmen iptali ile takibin 18.249,03TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, asıl alacağın % 20’si oranında 3.649,93 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalılar vekili ve katılma yoluyla davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalılar vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece tarihi belli olmayan bir protokolün hukuken borç doğurucu sözleşme olarak kabul edilerek karar verildiğini ve bu şekilde noterde resmi şekilde düzenlenen pay devir sözleşmesine değer verilmediğini, protokolün tarihsiz olduğunu ve taraflar arasındaki prensip anlaşması olarak kaldığını, daha sonra yapılan devir sözleşmesiyle şirket devrinin tüm unsurlarının belirlenerek, devrin bu protokole göre yapıldığını, mahkemece geçersiz olduğu gerekçeli kararda belirlenen protokole itibar edildiğini, ancak noterde resmi şekilde düzenlenen pay devir sözleşmesine neden itibar edilmediğinin açıklanmadığını, Bodrum İş Mahkemesinin 2015/565 Esas sayılı dosyasının YMM değerleme raporunda da belirtildiğini ve dosyanın devir sözleşmesinden hatta protokolden önce davacıya bildirilen dosyalardan olduğunu, YMM raporundaki bilançoda bu dosya karşılığının ayrıldığını, buna rağmen adeta bilançoda saklanmış gibi kabul edilerek karar verilmesinin hatalı olduğunu, gerekçeli kararda alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatının reddine karar verildiğinin belirtilmesine rağmen, hüküm fıkrasında icra inkar tazminatına karar verilerek hüküm ve gerekçe arasında çelişki oluştuğunu, tarihsiz ve geçersiz olan protokole itibar edilerek ve geçerli şekilde düzenlenen pay devir sözleşmesi dikkate alınmadan talepte bulunulması nedeniyle, takibe yönelik itirazın kötü niyetli olduğundan söz edilemeyeceğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili, katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dosyanın 15.12.2020 tarihli celsesinde verilen kısa kararda asıl alacak miktarının % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınmasına karar verilmesi nedeniyle, mahkemece icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verildiğine ilişkin iradenin ortaya konulduğunu, gerekçedeki icra inkar tazminatına ilişkin gerekçenin dosya ile örtüşmediğini, alacağın likit olduğunu, yasada belirlenen icra inkar tazminatı koşullarının oluştuğunu, bu edenle gerekçeli kararda yer alan “alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verildiği” şekildeki kısmın gerekçeli karar içeriğinden çıkartılması suretiyle düzeltilerek onanması gerektiğini; davalıların istinaf başvurusuna karşı sunulan cevap dilekçesine karşı beyanında ise hisse devir protokolünün 3.5. maddesinde “şirketin hisselerinin devir tarihinden sonra geçmişe yönelik kamu ve özel hukuktan kaynaklanan borçlarını devralanların ödemek durumunda kalması halinde devredenlere rücu hakkı olduğu gibi devir tarihinden sonra önceki dönemleri kapsayan kamu ve özel hukuktan kaynaklanan alacakları da devralan tarafından devredenlere ödenecektir. Taraflar belirtilen hususlarda birbirlerinden rücu haklarının bulunduğunu taahhüt kabul ve beyan etmişlerdir.” düzenlemesi karşısında davalıların istinaf başvurusunun yerinde olmadığını, alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatının yerinde olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının icra inkar tazminatı gerekçesi usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, karardaki bu gerekçenin düzeltilmesine ve davalıların istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekilince istinaf başvurusu sırasında maktu harcın yatırılması nedeniyle ilk derece mahkemesince düzenlenen 09.03.2021 tarihli muhtıra ile 296,82 TL istinaf karar nispi harcın tamamlanması istenmiş, muhtıra 09.03.2021 tarihinde davalılar vekiline tebliğ edilmiştir. Davalılar vekili 12.03.2021 tarihinde mahkemece belirlenen 296,82 TL’yi istinaf avansı açıklamasıyla mahkeme veznesine yatırmıştır. İlk derece mahkemesince istinaf başvuru harcının yatırıldığı kabul edilerek, dosya Dairemize gönderilmiş, Dairemizin 21.06.2021 tarih 2021/1108 -819 E.K. sayılı ilamıyla muhtıra sonrası ek karar verilerek yasal prosedürün tamamlanmasından sonra dosyanın Dairemize gönderilmesi için geri çevrilmiştir. İlk derece mahkemesince 03.08.2021 tarihli ara kararla süresinde nispi harcın yatırılmaması nedeniyle davalıların istinaf başvurusunun geri çevrilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar vekili süresinde harcını ödeyerek istinaf başvurusunda bulunmuştur. İlk derece mahkemesinin muhtırasının tebliğinden sonra davalılar vekilince elektronik ortamda gönderilen tebligatın posta kutusuna düşmesinden sonra muhtırada belirlenen 296,82 TL’yi sehven istinaf avansı olarak yatırdığı, ödenen miktarla muhtıradaki miktarların aynı olması nedeniyle bu ödemenin istinaf harcının tamamlanması amacıyla yatırıldığı kabul edilerek, 13.06.2022 tarihli ek karar oluşturulmuştur. Bu durumda, davalılar vekilinin süresinde istinaf başvuru harcını tamamlaması nedeniyle, ilk derece mahkemesinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin 03.08.2021 tarihli ek kararının yerinde olmadığı anlaşılmakla, bu ek karara yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, ek kararın kaldırılmasına ve davalılar vekili ile davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurularının incelenmesine karar verilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasında düzenlenen hisse devir protokolü kapsamında ödenen şirket borcunun devir eden ortaklardan rücuan tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, taraf vekillerince, yasal süreleri içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında davalıların ortağı olduğu … Tic. Ltd. Şti.’deki davalı paylarının 200.000 TL bedelle davacıya devri konusunda protokol düzenlenmiştir. Protokolün ikinci maddesinde devir edilecek paylar belirlenmiş olup, 3.1. maddesinde devredenlerin şirkette bulunan hisselerinin tamamının devir alana bütün aktif ve pasifiyle, hukuki ve mali yükümlülükleriyle birlikte ancak tüm borçlardan ari olarak 31.03.2017 tarihinde 200.000 TL bedelle devir etmeyi üstlendikleri anlaşılmıştır. Sözleşmenin 3.5. maddesinde şirketin hisselerini devir tarihinden sonra geçmişe yönelik kamu ve özel hukuktan kaynaklanan borçlarını devir alanın ödemek durumunda kalkması halinde devir alanlara rücu hakkı olduğu, devir tarihinden sonra önceki dönemleri kapsayan kamu ve özel hukuktan kaynaklanan alacakları da devir alan tarafından devir edenlere ödeneceği belirlenmiştir. Sözleşmenin 3.1. maddesindeki anlatımdan, protokolün 31.03.2017 tarihinde düzenlendiği sonucuna varılmaktadır. Bu tarihten sonra limited şirketi paylarının devri için zorunlu olması nedeniyle Bodrum …Noterliğinde 06.04.2017 tarihinde her bir davalı yönünden ayrı ayrı düzenlenen pay devir sözleşmelerinde ise şirketin aktif ve pasifleriyle birlikte devir alındığı belirtilmiştir. Devrin sicil kayıtlarına işlenerek tarafların edimini yerine getirdiği anlaşılmıştır. Devirden sonra devir alan davacının Bodrum İş Mahkemesinin 2015/565 Esas sayılı dosyası nedeniyle 20.11.2017 tarihinde toplam 18.275,00 TL ödeme yaptığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında düzenlenen protokolün 3.5.maddesinde devir öncesi borçlardan devir edenlerin sorumlu olduğu belirlendiği gibi bu tarihten önceki dönemler için bir alacak bulunması halinde bu alacağın da devir alanlara ait olduğu kabul edilmiştir. Pay devrinin TTK’nın 595.maddesine göre resmi şekilde yapılması zorunluluğu bulunduğundan sonradan düzenlenen pay devir sözleşmesinde bu hükmün tekrar edilmemesinin sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. Protokol ister resmi şekilde düzenlenen pay devrinden önce isterse pay devrinden sonra düzenlenmiş olsun, protokoldeki bu madde hükmü taraflar yönünden bağlayıcıdır. Mahkemece yapılan bilirkişi incelemesinde yapılan ödemenin sonradan ortaya çıkan bir borç nedeniyle yapıldığı açıktır. Her ne kadar istinaf başvurusu ve bilirkişi raporunun itiraz başvurusunda bu borcun devre esas YMM tasdik raporunda bulunduğu belirtilmiş ise de buna ilişkin tasdik raporunda açık bir kayıt bulunmamaktadır. Ayrıca buna ilişkin hükümde sonradan ortaya çıkan veya o tarihte bulunan borç alacak ayrımı yapılmamıştır. Sözleşmeden kaynaklı borcun mahkeme ilamından kaynaklanması nedeniyle hesaplanabilir olması nedeniyle mahkemece icra inkar tazminatının kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. Taraf vekillerinin icra inkar tazminatının gerekçesine yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde, alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Ancak ilk derece mahkemesinin kısa kararı ile gerekçeli kararının hüküm fıkrasında icra inkar tazminatına hükmedilmesine rağmen, hükmün gerekçesinde alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin reddine ilişkin gerekçe yazılarak hüküm fıkrasıyla gerekçe arasında çelişki oluşturulmuş ise de bu çelişkinin giderilmesi yeniden yargılama yapılmasına bağlı olmadığından Dairemizce gerekçenin düzeltilmesine karar verilmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin kararı sonucu itibariyle doğru olup davalılar vekilinin ileri sürdüğü diğer istinaf nedenleri yerinde görülmemiş, ancak gerekçe yönünden taraf vekillerinin istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmekle HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca karar gerekçesinin düzeltilmesi gerektiğinden, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının gerekçe yönünden düzeltilmek üzere kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davanın kısmen kabulü ile davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yönelik itirazlarının kısmen iptali ile takibin 18.249,03 TL üzerinden devamına, asıl alacak miktarı olan 18.249,03 TL tamamen ödeninceye kadar takip tarihinden itibaren yasal temerrüt faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Asıl alacak miktarının takdiren % 20′ si oranında hesaplanan 3.649,93 TL icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 3-Alınması gerekli olan 1.246,59 TL karar ilam harcından peşin alınan 312,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 934,49 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına 3-Davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri 353,20 TL ( başvurma, vekalet harcı ve peşin harç) davetiye, posta gideri 640,80 TL, bilirkişi ücreti 1.200,00TL olmak üzere toplam 2.194,00 TL yargılama giderinin, takdiren 2.120 TL’lik bölümünün davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 5-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen edilen miktar üzerinden AAÜT 13/2 uyarınca hesaplanan 25,37 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 6-HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince yatıran taraflara iadesine, 7-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden; a-Davacı tarafça yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye gelir kaydına; 59,30 TL istinaf peşin karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine b-Davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 415,42 TL istinaf peşin karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde, ilk derece mahkemesince davalılara iadesine, b-Taraflarca yapılan kanun yolu giderlerinin kendi üzerlerinde bıraklmasına, 8-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 9-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.16.06.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.