Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/41 E. 2022/630 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/41
KARAR NO: 2022/630
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2020
NUMARASI: 2018/201 E. – 2020/791 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karara karşı, davacılar tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 17.03.2017 tarihinde yapılan satım sözleşmesi ile davalıdan 170.000,00 TL bedelle bir adet diot lazer, bir adet cilt bakım cihazı, iki adet cilt bakım sedyesi ve üç adet etejer satın alındığını, satım sırasında ruhsatı …’ye ait olan 2016 model … markalı otomobilin 65.000,00 TL peşinat olarak sayılarak …’ya devredilerek kalan ödemeler için borçlusu … olan senetlerlerin verildiğini, daha sonra 31.03.2017 tarihinde 15.000,00 TL, 15.05.2017 tarihinde 7.500,00 TL ödeme yapıldığını, 01.05.2017 tarihinde …-… unvanıyla iş yerinin faaliyete başladığını, 10.06.2017 tarihinde satıma konu diot lazer makinesinin arızalandığını, makinenin onarım için alınmasına rağmen halen teslim edilmediğini, ekipmanın teslim edilmemesi nedeniyle iş yerinin kapatıldığını, müvekkillerince keşide edilen Konya Ereğli … Noterliğinin 22.08.2017 tarihli ihtarıyla sözleşenin feshedildiğini ileri sürerek, sözleşmenin feshinin tespiti ile denen 87.500,00 TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkilince 170.000,00 TL karşılığında bir adet cilt bakım cihazı ve iki koltuğu, bir adet diot lazer cihazı, iki adet cilt bakım sedyesi ve üç adet etejer satılarak teslim edildiğini, satım karşılığı 105.000,00 TL bedelli onüç adet bono alındığını, 22.500,00 TL bedelli iki bononun tahsil edildiğini, halen ödenmemiş onbir adet bono bulunduğu, davalılardan …’nin bir bankada memur olarak çalışması nedeniyle iş yerini eşi … adına açılacağını ifade ettiğini, ancak tarafların boşanma süreci nedeniyle onarılan emtianın teslim alınmadığını, davacıların uhdesinde bulunan cihazların toplam değerinin talep edilen miktardan fazla olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Dava hukuki niteliği itibariyle satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasına ilişkindir. Mahkememiz 10/03/2020 tarihli 5 nolu celse’ye taraf vekillerinin mazeret dilekçesi gönderdikleri, tarafların sulh görüşmelerinin devam ettiğine dair dilekçe sunduğu, 2-3-4 nolu celselerde taraflara sulh görüşmeleri için süre verildiği, son celse olan 5 nolu celseye taraf vekillerince gönderilen mazeret dilekçelerinin kabul edilmediği, bu sebeple 5 nolu celse 1 nolu ara karar gereği davacı vekilince sunulan mazeretin reddedilği, 2 nolu ara kararı gereğince davacı tarafından takip edilmeyen dava dosyasının 3 ay içinde yenileninceye kadar HMK 150/1 maddesi uyarınca işlemden kaldırıldığına dair karar verilmiş olduğu ve verilen bu sürenin 5 nolu celse tarihinden itibaren dolduğu tespit edilmiş olup” gerekçesiyle, davanın HMK’nın 150/5. maddesi hükmü gereğince açılmamış sayılmasına, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacılar vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına ilişkin verilen kararın hatalı olduğunu, taraflar arasındaki sulh görüşmelerinin planlanandan uzun sürdüğünü ve halen sonuçlanmadığını, her iki tarafın da aynı doğrultuda beyanda bulunduğu dikkate alındığında, mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hatalı olduğunu, işlemden kaldırma ve açılmamış sayılma kararının kendilerine tebliğ edilmediğini, mazeret dilekçesinin kabul edilmememe nedeninin kararda gösterilmediğini, taraflar arasındaki sulh görüşmelerinin sürdüğünün taraflarca ifade edilmesine karşın davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, satım sözleşmesinin feshi ve alacak istemine ilişkindir ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; bu karara karşı, davacılar vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Yargılama sırasında, taraf vekillerince sulh görüşmeleri yapılması nedeniyle mahkemeden süre talep ettikleri, mahkemece taraflara talep edilen sürelerin verildiği görülmektedir. Bu kapsamda 09.04.2019 tarihli ikinci oturumda, 09.10.2019 tarihli üçüncü oturumda sulh görüşmeleri için süre verilerek, duruşma 15.01.2020 tarihine ertelenmiştir. Belirtilen duruşmada, davacı vekilinin mazeretinin son kez kabulüne, sulh için taraflara gelecek oturuma kadar süre verilmesine karar verilerek duruşma 10.03.2020 tarihine ertelenmiştir. Bu tarihte taraf vekillerinin mazeret sundukları, davacı vekilinin mazeret dilekçesinde, taraflar arasındaki sulh görüşmelerinin devam ettiğini bildirildiği görülmüştür. Mahkemece, herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin mazeretin reddine ve dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, 23.10.2020 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 01.10.2020 tarihli, 2017/9643 Esas- 2020/5686 Karar sayılı emsal içtihadında da belirlendiği üzere; yargılamaya hakim ilkelerden olan hukuki dinlenilme hakkı Anayasa’nın 36. maddesinde ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen Adil Yargılanma Hakkı’nın da en önemli unsurudur. Hukuki dinlenilme hakkı; tarafların öncelikle yargılama ile ilgili bilgi sahibi olmasını, bilgi sahibi olduğu konuda açıklama ve ispat hakkını kullanmasını ve mahkemenin de bu açıklamaları ve sunulan delilleri dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini gerektirir. Bu nedenle tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri, hukuki dinlenilme hakkının zorunlu bir gereğidir. Somut olayda, mahkemece 10.03.2020 tarihli 5. celsede gerekçesiz şekilde davacı vekilinin mazeretinin reddine karar verilerek, dosyanın HMK’nın 150. maddesi uyarınca işlemden kaldırılması karar verildiği, ancak işlemden kaldırma kararını içeren duruşma zaptının davacı vekiline tebliğ edilmediği ve nihai hükmün gerekçesinde, 10.03.2020 tarihinde takip edilmediğinden işlemden kaldırılmasına karar verilen davanın üç aylık yasal süresinde yenilenmediği belirtilerek, HMK’nin 150. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Az yukarıda yargılama hukukunun temelini teşkil eden ve Anayasa’nın 36. maddesi ile İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 6. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma ilkesinin en önemli unsurunu oluşturan hukuki dinlenilme hakkına dair yapılan açıklamalar çerçevesinde, mahkemece davanın 5. celsesinde, davacı vekilinin mazeret dilekçesini reddederek dava hakkında verdiği işlemden kaldırma kararının davacı vekiline tebliğine karar vermesi ve kararın tebliği ile vekilin işlemden kaldırma kararından haberdar olmasının sağlanması gerekirken, işlemden kaldırma kararının duruşmada tefhimi ile yetinilmesi ve sonrasında davanın takip edilmemesi nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi ve üç aylık yasal sürede dosyanın yenilenmediği gerekçesiyle HMK’nin 150. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.5 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin davanın açılmamış sayılmasına dair istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.a.5. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için, dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Yapılan kanun yolu masraflarının, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine çıkarılacak davetiyelerle tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.5. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 26.05.2022 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.