Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/400 E. 2022/676 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/400
KARAR NO: 2022/676
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 15.04.2021
NUMARASI: 2020/642 Esas – 2021/327 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 24/11/2020
BİRLEŞEN İSTANBUL 7.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2021/27 E. VE 2021/24 K. SAYILI DOSYASI
DAVA: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; İstanbul 22. İş Mahkemesinde 2020/58 E. sayılı dosyasında açtığı hizmet tespiti davasında davalı olan …nin ticaret sicilinden resen terkin edilmesi nedeniyle mahkemece kendisine ihya davası açmak için mehil ve yetki verildiğini, şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tasfiye memuru vekili, savunmasında özetle; müvekkili tarafından usulüne uygun olarak tasfiye işlemlerinin yapıldığını, davacının 1992 yılında şirkette çalıştığına dair hiçbir belgesinin olmadığını, yeniden tescil için davacının korunmaya değer bir menfaatinin bulunduğuna dair delil sunmadığını, şartları oluşmayan davanın reddine, aksi takdirde yasadan kaynaklı tasfiye işleminin yapılması, müvekkilinin yasal hasım olması ve dava açılmasına sebebiyet vermemesi nedeniyle aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini talep ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava; şirketin ihyasına ilişkindir. Ticaret sicil kaydına göre ihyası istenilen şirketin; … Mah. … Cad. No: … Şişli/İstanbul adresinde kayıtlı iken, şirketin tasfiyesine karar verildiği, tasfiye memuru olarak davalı …’nin tayin edildiği ve 09/10/2017 tarihinde şirketin tasfiyesinin sona erdiği anlaşılmıştır. İstanbul 22. İş Mahkemesinin 2020/58 E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacının ihyası istenilen şirkete, SGK ya ve diğer kişilere karşı 0702/2020 tarihinde Hizmet Tespiti davası açtığı, davanın derdest olduğu, 17/11/2020 tarihli duruşmanın 2 nolu ara kararı ile davalı şirketin ihyasına ilişkin dava açmak üzere davacı vekiline süre verildiği anlaşılmıştır.Davacı tarafından açılan hizmet tespiti davasında taraf teşkilinin sağlanması için şirketin ihyası gerektiğinden davacının bu davaya açmakta hukuki yararının bulunduğu…” gerekçesiyle, Asıl ve Birleşen davanın KABULÜ İLE, …nün … sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye nedeniyle sicilden terkin edilmiş olan TASFİYE HALİNDE … ANONİM ŞİRKETİ’nin İstanbul 22.İş Mahkemesinin 2020/58 E. sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere ihyasına, ek tasfiye işlemlerini yapması için eski tasfiye memuru olan …’nin şirkete tasfiye memuru olarak atanmasına, kararın tescil ve ilanına, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı tasfiye memuru vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı tasfiye memuru vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Tasfiye memuru sıfatıyla usulüne uygun şekilde görevini yapan müvekkilinin, şirketin tasfiyesi ile ticaret sicilinden terkini sonucu görevinin son bulduğunu, Davacının ek tasfiyesini talep ettiği şirkette çalıştığına dair hiçbir dayanak sunamadığından korunmaya değer menfaatin varlığını ispatlayamadığını, TTK Geçici Madde 7 kapsamında hak düşürücü sürenin dolduğunu ve ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, Doktor raporu ile teşhis edilen hastalık sebebiyle müvekkilinin düzenli istirahat etmesi, vücudunu fiziksel ve mental açıdan yoracak her türlü işten kaçınması sağlığının kötüleşmemesi adına zorunlu olduğunu, açıklanan nedenlerle müvekkilinin sağlık durumu sebebiyle verilen tasfiye memurluğu görevini eksiksiz şekilde yerine getiremeyeceğinin ortada olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve müvekkilinin tasfiye memurluğu görevinin sonlandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, TTK’nın 547. maddesi uyarınca, şirket sicil kaydının ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı tasfiye memuru tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İhyası talep olunan şirketin tasfiyesinin sona erip 17/10/2017 tarihinde tescil edilerek ticaret sicil kaydının terkin edildiği anlaşılmıştır. TTK’nın 547. maddesi, ek tasfiye başlığı altında; “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu  anlaşılırsa, son tasfiye memurları,  yönetim kurulu  üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret  mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir” düzenlemesini getirmiştir. Mahkemece TTK 547 maddesi uyarınca tasfiye sonucu terkin olan şirketin ihyasına karar verilmiş olmakla, TTK 547 maddesindeki yasal düzenleme uyarınca son tasfiye memuru da olduğu anlaşılan davalı tasfiye memurunun ek tasfiye işlemleri için de tasfiye memuru olarak atanmasında yasa ve usule aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin aksi yöndeki istinafı da yerinde değildir. Davacının, davalı aleyhine İstanbul 22. İş Mahkemesinin 2020/58 E sayılı dosyasında, terkin olan şirketi hasım göstererek hizmet tespiti davası açtığı, terkin olan şirketle ilgili yapılacak işlemlerde şirketin temsili ve verilecek kararın infazı yönünden terkin edilmiş şirketin yeniden tescilini talep etmekte hukuki yararı bulunmaktadır. Tasfiye sonucu terkin edilen şirketin ihyası için TTK’nın 547. maddesinde zamanaşımı veya hak düşürücü süre öngörülmemiştir. Davalının, İstanbul 22. İş Mahkemesinin 2020/58 E sayılı davasında, davacının terkin olan şirkette çalıştığına dair delil bulunmadığı, buna göre ihya davasında korunmaya değer yararı bulunmadığına ilişkin iddiaları, ihya davasının konusu olmayıp, bu yönde ilişkin iddia ve savunmalarının 22. İş Mahkemesinin 2020/58 E davası kapsamında savunma olarak ileri sürülmüş olması halinde değerlendirilebileceği anlaşıldığından, davalının tüm istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. Davalı tasfiye memuru vekilini istinaf başvuru nedenleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 26.05.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.