Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/380 E. 2022/661 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/380
KARAR NO: 2022/661
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 08.11.2021
NUMARASI: 2021/378 Esas – 2021/785 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı … tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Samsun 3.İş Mahkemesi’nin 2017/200 Esas sayılı davasının son oturumunun ara kararı uyarınca, resen tasfiye edilen … Limited Şirketi’nin isim değiştirilerek resen tasfiye edilip davanın devamı sırasında ticaret sicilinden kaydının silindiğini, dava açılmadan evvel söz konusu şirketin 18/01/2008 tarih ve 6980 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinin 552. Sayfasında ticari unvanının … Limited Şirketi olarak değiştirildiğini, 21/08/2008 tarih ve 7132 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinin 312. sayfasında hisse devri ile şirketin adresinin İstanbul İli Bayrampaşa İlçesi Büyük İstanbul Otogarı … Kulesi Kat:… Kod:… olarak değiştirildiğini, 28/01/2009 tarih ve 7237 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinin 517. sayfasında, şirketin ticaret unvanının … Limited Şirketi olarak değiştirildiğini, 22/12/2010 tarih ve 7773 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinin 402. sayfasında şirketin adının … Limited Şirketi olarak değiştirildiği ve dava devam ederken dahili davalı şirketin 19 /10/2015 tarih ve 8928 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinin 742. sayfasında davalı … tarafından “Münfesih olmalarına veya sayılmalarına rağmen Türk Ticaret Kanunu’ nun geçici 7. Maddesi uyarınca Müdürlüğümüz tarafından kendilerine yapılan ihbar ve ihtar ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan ilana rağmen süresi içinde bildirimde bulunmayan ve aşağıda bilgileri yer alan anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin 09.10.2015 tarihinde ticaret sicilinden resen silindikleri tescil ve ilan olunur.” şeklindeki gerekçe ile kaydının silinerek resen tasfiye edildiğini bildirmiş, söz konusu tasfiye halinde olan İstanbul Ticaret Sicili’ne kayıtlı … Limited Şirketi’nin ek tasfiyesi için TTK m 547/1 uyarınca, ek işlemler sonuçladırılıncaya kadar, şirketin yeniden ticaret siciline kaydının sağlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; TTK. m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğunu, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini, müvekkili kurumun tespit etmesinin mümkün olmadığını, mahkemenin davanın esası ile ilgili vereceği karara müvekkili kurumun uyacağını, müvekkili kurumun davanın açılmasına sebep olmadığı nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutalamayacağını belirterek, müvekkili yönünden davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm bu nedenlerle dava dışı … Limited Şirketi’nin tasfiyesinin sona erdiği hususu tescil edildiğinden ticaret sicil kaydının terkinine karar verilmişse de, söz konusu şirket hakkında Samsun 3. İş Mahkemesi’nin 2017/217 esas sayılı dosyası ile devam etmekte olan alacak (işçi ile işveren ilişkisinden kaynaklanan) davasının bulunması, oradaki yargılamanın devam edebilmesi için 24/06/2020 tarihli celsede mahkemenin davacı vekiline, … Limited Şirketi’nin ihyasına ilişkin dava açmak hususunda süre vermiş olması göz önüne alındığında, 6102 Sayılı TTK’nun 547. maddesi gereğince bu halin şirketin ihyası için elzem bir neden olduğu anlaşılmakla, davacı tarafça açılan davanın kabulüne karar verilmiştir. İhyası talep edilen şirketin, TTK’nın Geçici 7. maddesine göre 09/10/2015 tarihinde re’sen terkin edildiği, TTK’nın Geçici 7. maddesinin 4. fıkrasının “a” bendi uyarınca sicil kayıtlarına göre şirketi temsile yetkili kişilere ayrıca tebligat yapılmadığı anlaşılmakla, terkin işlemini TTK’nın Geçici 7. maddesine uygun olarak yapmayan davalı kurumun yargılama giderlerinden sorumlu olacağı da gözönünde bulundurularak…” gerekçesiyle, davacı tarafça açılan davanın KABULÜ ile; …’ne … sicil nosuyla kayıtlı iken; TTK Geçici 7. maddesi uyarınca re’sen sicilden terkin edilen … Limited Şirketi’nin Samsun 3. İş Mahkemesi’nin 2017/217 Esas sayılı dosyası ve müteakip işlemleri yönünden ihyasına karar verilmiştir. Bu karara karşı, ticaret sicil müdürlüğü vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; 09.10.2015 tarihinde 6102 sayılı türk ticaret kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca, re’sen ticaret sicilinden terkin edilen şirketin ihyasına ve müvekkili ticaret sicili müdürlüğü aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmiş olup, müvekkili ticaret sicili müdürlüğünün dava konusu işlemi hukuka uygun olduğu hâlde müvekkili müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK geçici 7. maddesi uyarınca ticaret sicil kaydı terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda davanın kabulüne karar verilmiş; kararın vekalet ücreti ve yargılama giderine ilişkin bölümüne karşı davalı vekilince yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı vekili; müvekkilinin SGK ve diğer davalılar ile Samsun 3. İş Mahkemesinin 2017/200 E sayılı dosyasında hizmet tespiti davasının devam ettiğini, davalı şirketin ticaret sicil kaydının TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca resen sicilden terkin edildiğini, müvekkilinin bir kısım çalışmalarının terkin edilen şirket nezdinde gerçekleştiğini, bu nedenle diğer davalılar ile birlikte dava arkadaşı konumunda olduğundan dava dışı şirketin sicil kaydının ihyası için mahkemece yetki verildiğini ileri sürerek, şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; … Tic. Ltd. Şti.’nin 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında 09.10.2015 tarihinde sicil kaydının yasa ve usule uygun şekilde terkin edildiğini, işbu davada yasal hasım konumunda olduğundan müvekkili aleyhine yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince … Ltd. Şti.’nin Samsun 3. İş Mahkemesinin2017/200 E sayılı dosyası ve müteakip işlemler yönünden ihyasına, yargılama giderlerini davalı tarafa tahmiline karar verilmiştir. Ancak, TTK’nın geçici 7. maddesinin 15. fıkrası “…Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” düzenlemesini içermekte olup, davacının da anılan bu hükme dayanarak şirketin ihyası isteminde bulunduğu dikkate alındığında ve geçici 7. maddede gösterilen şartlar gerçekleşmeden şirketin terkin edildiğini ileri sürmediğine göre, mahkemece davalının tesis ettiği işlemin hatalı olduğu kabul edilerek yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi doğru olmamış, davalı vekilinini istinaf başvurusu bu nedenle yerinde görülmüştür ( Emsal nitelikte, Yargıtay 11. HD’nın 2020/2299 E- 2020/4113 K sayılı, 14.10.2020 Tarihli kararı). Yukarıdaki açıklama ışığında, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca yargılama giderleri yönünden düzeltilmek üzere kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca yargılama giderleri yönünden düzeltilmek üzere kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davanın KABULÜ ile …’ne … sicil nosuyla kayıtlı iken TTK’nın Geçici 7. maddesi uyarınca re’sen sicilden terkin edilen … Limited Şirketi’nin, Samsun 3. İş Mahkemesinin 2017/217 Esas sayılı dosyasının görülmesi ve infazıyla ilgili müteakip işlemlerin yapılması ile sınırlı olmak kaydıyla İHYASINA, 2- Kararın İstanbul Ticaret Siciline tesciline ve Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilanına, 3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsiline, 4-Davalı … yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına, 5-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden; a)Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru harcı olarak yatırılan 220,70 TL’nin Hazineye gelir kaydına, b)İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 80,70 TL peşin istinaf karar harcının, talep halinde ve karar kesinleştiğinde, ilk derece mahkemesince davalıya iadesine, c)Davalı tarafça harcanan 220,70 TL istinaf başvuru harcı ve 40,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 260,70 TL kanun yolu giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 7-Karar kesinleştikten sonra dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, oy birliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. 26.05.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.