Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/368 E. 2022/275 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/368
KARAR NO: 2022/275
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 03.01.2022
NUMARASI: 2021/649 Esas
TALEP: Şirketin feshi
Taraflar arasındaki şirketin feshi davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde, esasa ilişkin talepleri yanında davalı şirket adına kayıtlı tüm araç ve taşınmazlar üzerine üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde, ihtiyati tedbir yoluyla şirkete yönetim kayyımı atanmasına veya 100.000 TL üzeri işlemlerin kayyım onayına tabi tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 03.01.2022 tarihli ara kararıyla; “…Somut olayda davacı vekili; davalı şirket adına kayıtlı tüm araç ve taşınmazlar üzerine üçüncü kişilere devrinin önlenmesi amacıyla tedbir kararı verilmesini talep etmiş ise de; ihtiyati tedbir kararı verebilmek için hâkimin somut sebep göstermesi ve ihtiyati tedbir kararının haklılığını ortaya koyacak delil değerlendirmesi yapması ve yaklaşık ispat ölçüsüne yaklaşması gerekli olup haklılık konusunda yaklaşık ispat ölçüsü kriterine uyulmadığı, dosyanın henüz bilirkişiye gönderilmediği, delillerin de toplanmadığı, ayrıca dava konusu yapılmayan taşınmazlar bakımından da tedbir kararı verilemeyeceği…” gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Taraflarınca iş bu davalar ikame edilmeye başlandıktan sonra müvekkillerden … yönetim kurulu üyesi iken hiçbir haklı gerekçe göstermeksizin görevine son verilmiş ve yerine yönetim kurulu başkan yardımcısı …’nin oğlu … yönetim kurulu üyeliğine getirildiğini, bu şekilde, müvekkilleri şirket yönetiminden tamamen dışlandığını ve uzaklaştırıldığını, taraflarınca iş bu davalar ikame edilmeye başlandıktan sonra müvekkillerinden … yönetim kurulu üyesi iken hiçbir haklı gerekçe göstermeksizin görevine son verilmiş ve yerine yönetim kurulu başkan yardımcısı …’nin oğlu … yönetim kurulu üyeliğine getirildiğini, bu şekilde, müvekkilleri şirket yönetiminden tamamen uzaklaştırıldıklarını, Davalı şirketin müvekkilleri şirkete girişlerine izin vermemelerinin yanında mali haklardan da yoksun bırakıldıklarını, daha önce tüm müvekkillerine gerçekleştirilen aylık ödemeler tamamen kesildiğini, müvekkili …’nin sigorta primleri dahi ödenmemeye başladığını, buna rağmen, davalı şirketin mevcut yönetimi şirketin tüm kaynaklarından yararlanmaya devam ettiklerini, İşbu davada tedbir talep etmelerinin sebebinin, davalı şirketin müvekkillerinin mevcut paylarının karşılığının, olası bir durumda ayrılma akçesinin korunabilmesini sağlamak olduğunu, davalı şirketin bugüne kadarki tutumunun, şirket içerisindeki mali kaynakları kendi lehlerine, hem müvekkilleri hem de şirkete zarar uğratıcı nitelikte olması sebebiyle, müvekkillerinin mevcut haklarının yargılama sonunda zarara uğraması kuvvetle muhtemel olduğunu, bu doğrultuda, dava dilekçesi ile sunmuş oldukları delillerin, davalı şirketin bugüne kadarki tutumu talep ettikleri ihtiyati tedbir kararının verilmesi için yeterli ispat ölçüsünü sağladığını, bu sebeple, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, Taşınır ve taşınmazlar hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi taleplerine ek olarak, şirket yönetiminin TK. M. 636/4 ” Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.” düzenlenmesi doğrultusunda, kayyıma bırakılması veya şirket yönetiminin 100.000-TL ve üzerindeki işlemlerin dışarıdan oluşturulacak uzman kayyım heyetinin onayına tabii tutulması da talep edilmiş ancak bu taleple ilgili herhangi bir karar tesis edilmediğini, Davalı şirket yönetim kurulu başkanı ve vekili tarafından, yetkileri kötüye kullanılarak, hem müvekkillerinin hem de şirketin çıkarları aleyhine hareket ettiklerini, bu itibarla, yönetimi elinde bulunduran ortakların, müvekkillerinin paylarını azaltmaya yönelik işlemler yapmasını engellemek bakımından ancak şirketin faaliyetlerini de sekteye uğratmak istemediğinden, davalı şirket adına kayıtlı tüm taşınır ve taşınmazlar üzerinde her türlü devir, temlik ve borçlandırıcı işlemi önleyecek şekilde tedbir konulması gerekirken taleplerinin reddine karar verildiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ihtiyati tedbirin reddine ilişkin ara kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, davalı şirketin feshi istemli açılan esas hakkındaki dava içinde, HMK’nın 389 vd. maddeleri uyarınca davalı şirketin taşınır ve taşınmaz mallarının devrinin önlenmesi, davalı şirkete yönetim kayyımı atanması veya 100.000 TL üzeri işlemler yönünden kayyım onayına tabi tutulması yönünde ihtiyati tedbir isteminin reddi kararının istinafına ilişkindir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesince 13.01.2021 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir istemi değerlendirilmiş, kararda davacının davalı şirket taşınır ve taşınmaz mallarının devrinin önlenmesi isteğine dayalı tedbir talebinin değerlendirilerek tedbir isteminin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Dava dilekçesinde davalı şirketin taşınır ve taşınmaz mallarının üçüncü kişilere devrinin önlenmesi talebi dışında, davalı şirkete kayyım atanması veya 100.000 TL üzeri işlemler yönünden denetim kayyımının onayına tabi kılınması yönünde de ihtiyati tedbir talebinin bulunduğu anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince bu bu taleplere ilişkin değerlendirme ve karar verilmediği anlaşılmıştır. Davacı vekilince istinaf dilekçesinde de bu hususa vurgu yapılarak istinaf nedeni yapıldığı anlaşılmıştır. Bu değerlendirmeler ışığında, somut uyuşmazlıkta davacının davalı şirkete tedbiren kayyım atanması veya 100.000 TL üzeri işlemlerin kayyım denetimine tabi tutulması yönünde ihtiyati tedbir taleplerinin hiç değerlendirilmediği, bu yöndeki taleplerin kabul veya reddine ilişkin gerekçelerin karar yerinde gösterilmediği, buna göre davacılar taleplerinin HMK’nın 297/2. maddesi kapsamında karşılanmadığı gözönüne alınarak, ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılarak dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında ihtiyati tedbir talebinin karara bağlanması için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davacı vekili tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 03.03.2022
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.