Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/360 E. 2022/269 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/360
KARAR NO: 2022/269
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 02.11.2021
NUMARASI: 2021/591
DAVA: Menfi Tespit
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ilamda yazılı nedenlerle ihtiyati tedbire itirazın kısmen kabulüne dair verilen ara karara karşı, her iki taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki doğrudan borçlanma sistemi anlaşması uyarınca dava dışı … firmasının faturalarının ödendiğini, … firması ile anlaşmanın sona ermesi üzerine, davalı banka ile olan doğrudan borçlanma sisteminin de iptali için başvuruda bulunulduğunu, ancak davalı tarafından sistemin iptali işlemlerinin yapılmadığını ve faturaların sistem üzerinden ödenmesine devam edildiğini belirterek, İİK’nın 72/2. maddesi uyarınca tedbiren başlatılacak olan takiplerin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 05.10.2021 tarihli ara kararıyla; “…Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davalı bankanın taraflar arasındaki doğrudan borçlanma sistemi anlaşması dolayısıyla işlemlere devam etmesi ve faturaların ödenmesi halinde davacı açısından HMK 389/1 maddesinde belirtilen ciddi bir zararın doğma ihtimalinin olması ve davacı tarafın taraflar arasındaki doğrudan borçlanma sisteminin iptali için davalıya mal yolu ile ve ıslak imzalı dilekçe ile başvuruda bulunduğu, davacının iddia ettiği ödemelerin bu tarihlerden sonra olduğu da gözetilerek, bu hususların HMK’nun 390/3 maddesinde belirtilen yaklaşık ispat için yeterli olduğu…” gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, üçüncü şahıs … A.Ş. Vekili tarafından, HMK’nın 394.maddesi uyarınca, süresi içinde itiraz edilmiştir. İhtiyati tedbir kararına itiraz eden … vekili, dilekçesinde özetle; verilen ihtiyati tedbir kararının sonuçlarının doğrudan müvekkilinin menfaati üzerinde zarar doğurduğunu, ihtiyati tedbir nedeniyle müvekkili şirketin davacıya karşı düzenlediği faturaların banka tarafından ödenmediğini, ihtiyati tedbir kararından doğrudan etkilenen ve zarara uğrayan taraf olduklarını belirterek, davacıya ait hesapta işlemlere devam edilebilmesi ve sistem üzerinden faturaların ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir uygulanması yönündeki kararın, davaya taraf olmayan müvekkili aleyhine sonuç doğurması çercevesinde öncelikle mahkemenin görevsiz olması nedeniyle ayrıca taraflar arasındaki sözleşmelere hukuka ve hakkaniyete aykırı olması ve geri dönüşü imkansız zararlar doğmasına sebebiyet vereceğinden ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince itirazın değerlendirildiği 01.11.2021 tarihli murafaa sonrasında yazılan 02.11.2021 tarihli gerekçeli ara kararla; “…İhtiyati tedbire konu olan DBS Sisteminin kullanımının durdurulmasına yönelik dava dilekçesindeki talep gerekçeleri, davacı ile davalı banka arasındaki DBS Sisteminin iptaline yönelik anlaşmazlıktan kaynaklanmakta olup, sistemin iptalinin gerekip gerekmediği, iptal edilmediği takdirde oluşacak zararlardan sorumluluk mahkememiz dosyasında yapılan yargılama belirlenecek olup, mahkememizce verilen tedbirin, itiraz eden üçüncü kişinin mağduriyetine sebep olacak olması, davacı ile itiraz eden arasındaki sözleşme maddeleri gözetildiğinde DBS Sisteminin kullanılmasının sözleşmenin ana koşullarından olması, sözleşmenin feshi halinde dahi … tarafından yansıtılacak bedellerin ödenmesi gerektiğinin kararlaştırılması karşısında “Davalı bankanın taraflar arasındaki doğrudan borçlanma sistemi anlaşması dolayısıyla davacıya ait … numaralı ödeme hesabında işlemlere devam etmemesi ve sistem üzerinden faturaların ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir uygulanmasına” yönelik ihtiyati tedbirin kaldırılması gerektiği…” gerekçesiyle; tedbire itiraz eden üçüncü kişinin itirazının kabulü ile 05/10/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararında yer alan 2 nolu “Davalı bankanın taraflar arasındaki doğrudan borçlanma sistemi anlaşması dolayısıyla davacıya ait … numaralı ödeme hesabında işlemlere devam etmemesi ve sistem üzerinden faturaların ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir uygulanmasına” yönelik ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, 05/10/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararında yer alan 1 nolu fıkranın devamına, karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, davacı ve davalı vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Öncelikle mahkeme tarafından DBS kapsamında yapılan ödemelere istinaden müvekkili banka tarafından başlatılmış ve başlatılacak olan icra takiplerinin tedbiren durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep ettiklerini, hiçbir şekilde kabul edildiği manasına gelmemek kaydıyla, DBS kapsamında yapılan/yapılacak ödemelere ilişkin icrai işlem yapılmasına engel olan kararın kaldırılmaması halinde DBS kapsamında ödemelere devam edilmesinin müvekkili banka yönünden telafisi güç ve/veya imkansız zararların doğumuna sebebiyet vereceğinden; DBS dolayısıyla ödeme işlemlerinin tedbiren durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini, Söz konusu hali ile 05.10.2021 tarihli mahkeme ara kararının sadece müvekkili banka yönünden telafisi güç ve/veya imkansız zararlarının oluşmasına sebebiyet vereceğinin açık olduğunu, bu bakımdan da hiçbir şekilde kabul edildiği manasına gelmemek kaydı ile biran için Bölge Adliye Mahkemesi tarafından DBS kapsamında yapılan ödemelere ilişkin icrai işlem yapılmasına engel olan ihtiyati tebdir kararının kaldırılmaması halinde -1 numarada yer alan tedbirin devamına karar verilecek ise dosyada detayı yer alan beyan, itiraz ve savunmalarıyla deliller de dikkate alınarak, davalı bankanın taraflar arasındaki doğrudan borçlanma sistemi anlaşması dolayısıyla davacıya ait … numaralı ödeme hesabında işlemlere devam etmemesi ve sistem üzerinden faturaların ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir uygulanmasına karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İhtiyati tedbirin kaldırılması kararının, yalnızca dava dışı …’nin tek taraflı olarak dosyaya sunmuş olduğu beyanlara itibar edilerek verilmesi ve taraflarına ait iddiaların dinlenmemesinin hukuka aykırı olduğu gibi dava konusu olmayan bir uyuşmazlık çözülmüş gibi hüküm kurulmasının da hakkaniyete aykırı olduğunu, … Enerjinin, müvekkilini kasten zarara uğrattığını, müvekkilinin açmış olduğu işbu davada DBS’nin kapatılması üzerine mağdur olması kendi eyleminden kaynaklandığından tedbir kararı değerlendirilirken … Enerji’nin zarara uğramış olmasının bir önemi olmadığının kabul edilmesi gerektiğini, İhtiyati tedbirin kaldırılması neticesinde kredilendirme işlemi devam ettiğinden her bir kredilendirme için müvekkilinin yeni dava açmak mecburiyetinde olup işbu davanın sonucunda elde edilecek menfaat etkisiz hale gelmiş ve usul ekonomisine de aykırı olduğunu, Müvekkilinin kredi borçlusu görünmesi hem Merkez Bankası hem de diğer bankalar nezdinde itibarını yerle bir etmiş ve bu durum da yine davanın sonucunda elde edilecek menfaat etkisiz hale geldiğini, Açıklanan tüm bu husular uyarınca davanın tarafı dahi olmayan 3. kişi konumundaki … Enerji’nin temelsiz ve hukuka aykırı iddialarına itibar edilerek müvekkili lehine verilmiş olan ödeme hesabında işlem yapılmasının önlenmesi tedbirinin 02.11.2021 tarihli ara karar ile kaldırılması üzerine anılan kaldırma kararın istinaf incelemesi sonucu müvekkili lehine kaldırılması talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, açılan menfi tespit davası içinde verilen ihtiyati tedbir kararına üçüncü kişi itirazı üzerine tedbirin kısmen kaldırılması yönünde verilen kararın istinafına ilişkindir. Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davada, dava dışı … ile arasındaki sözleşmeler dahilinde gaz tedarik edildiğini, sözleşme yükümlülüklerinin teminatı olarak davalı bankanın DBS çerçevesinde ödeme yaptığını, davalı bankaya usule uygun iptal talebi iletildiği, iptal talebi sonrasında dava dışı … tarafından sisteme fatura yüklemeye devam edildiğini ve dav dışı …’ ye DBS kapsamında yapılan ödemeler nedeniyle kredi borçlusu haline gelindiğini ileri sürmüş, bankaya borçlu olmadığının tespiti ile birlikte, 1.498.364,07 TL yönünden başlatılacak takiplerin durdurulması ve … numaralı ödeme hesabında işlemlere devam edilmemesi ve faturaların ödenmemesi yönünden ihtiyati tedbir talep edilmiştir. Mahkemece 05.10.2021 tarihli tedbir ara kararı ile teminat karşılığı ihtiyati tedbir kararına karar verilmiş, üçüncü kişi dava dışı … şirketinin itirazı üzerine murafaalı yapılan inceleme sonucu 02.11.2021 tarihli ara karar ile tedbire itirazın kısmen kabul- kısmen reddine karar verilerek, davacının davalı banka nezdindeki … numaralı ödeme hesabında işlemlere devam edilmemesi ve faturaların ödenmemesi yönünden ihtiyati tedbir kararının kaldırıldığı anlaşılmaktadır. İş bu ara karara karşı davacı vekili ve davalı banka vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; Davalı Banka tarafından 05.10.2020 tarihli ara karar ile verilen 1.498.364,07 TL yönünden başlatılacak takiplerin durdurulmasının önlenmesi yönünden ihtiyati tedbir karar bölümü yönünden istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır. Mahkemece 05.10.2020 tarihli ara karar ile verilen ihtiyati tedbir kararına üçüncü kişi tarafından itiraz edildiği, davalı banka tarafından itiraz edilmediği, mahkemece de üçüncü kişi itirazları kapsamında murafaalı yapılan inceleme sonucu 02.11.2021 tarihli ara karar ile tedbire itirazın kısmen kabul- kısmen reddine karar verilmiştir. Buna göre 05.10.2021 tarihli ihtiyati tedbir kararına süresinde itiraz etmeyen davalı bankanın, itiraz üzerine verilen 02.11.2021 karara karşı ve 05.10.2021 tarihli ihtiyati tedbir kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurması mümkün olmadığından, davalı banka vekilinin caiz olmayan istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; Davacı tarafça davalı banka ile arasındaki 05.02.2021 tarihli DBS yetki belgesi kapsamında davalının iptale rağmen yetkisini aşarak ve sözleşmeyi ihlal ederek davacı hesabından dava dışı … şirketine ödeme yapması iddiasına dayalı olarak davacının zarara uğradığı ileri sürülerek dava açtığı anlaşılmaktadır. Davacı bu kapsamda davalı banka tarafından, haksız ödendiğini ileri sürdüğü tutarlar nedeniyle banka nezdinde aleyhine kredi borcu tanımlandığını, bu bedelin tahsili için davalı tarafından 1.498.364,07 TL yönünden davacıya karşı yapılabilecek icra takibinin İİK 72/2 maddesi uyarınca önlenmesi için ve ayrıca davalı banka nezdinde … numaralı ödeme hesabında işlemlere devam edilmemesi ve faturaların ödenmemesi yönünden ihtiyati tedbir talep edilmiştir. Mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. Mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararına üçüncü kişi … vekilince itiraz edilmesi üzerine, mahkemece yapılan murafaalı inceleme sonucu 02.11.2021 tarihli ara karar ile tedbire itirazın kısmen kabul- kısmen reddine karar verilerek, davacının davalı banka nezdindeki … numaralı ödeme hesabında işlemlere devam edilmemesi ve faturaların ödenmemesi yönünden ihtiyati tedbir kararının kaldırıldığı, anlaşılmaktadır. Davacı vekili bu şekilde kaldırılan tedbir bölümü yönünden kararı istinaf etmiştir. Öncelikle … şirketi iş bu davada taraf olarak gösterilmemiş, verilen tedbir kararının doğrudan … şirketinin hukuki haklarını etkiler nitelikte olduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesinin 02.11.2022 tarihli kararında da belirtildiği üzere, İddia ve itirazlar kapsamında dosyaya sunulu sözleşme hükümleri, kapasite bildirim formu, ihtar içerikleri ile mevcut deliller gözetildiğinde, davada taraf olmayan üçüncü kişi itiraz eden … şirketinin …’a kapasite için ödeme yükümlülüğü altına girdiği, Yine davacı ile … arasındaki sözleşme maddeleri gözetildiğinde DBS Sisteminin kullanılmasının sözleşmenin ana koşullarından olması, sözleşmenin feshi halinde dahi … tarafından yansıtılacak bedellerin ödenmesi gerektiğinin kararlaştırılması karşısında; davalı bankanın taraflar arasındaki doğrudan borçlanma sistemi anlaşması dolayısıyla davacıya ait … numaralı ödeme hesabında işlemlere devam etmemesi ve sistem üzerinden faturaların ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir kararının kaldırılması yönünde verilen karar isabetli görülmüştür. Kaldı ki mahkemece değişen delil durumuna göre talep halinde her zaman geçici koruma kararı verilebileceği de gözetildiğinde, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Bu açıklamaları göre davalı banka vekilinin istinaf başvurusununu HMK’nın 352. maddesi uyarınca usulden reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin caiz olmayan istinaf başvurusunun HMK’nın 352-341 maddesi uyarınca reddine; davacı vekilinin istinaf başvurusunun 353/1.b.1.ve 394/son maddeleri uyarınca esastan reddine, 2-Taraflarca yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Taraflarca istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 394/son. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 03.03.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve HMK’nın 394/son maddeleri uyarınca karar kesindir.