Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/350 E. 2022/742 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/350
KARAR NO: 2022/742
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 12.11.2020
NUMARASI: 2020/776 Esas – 2021/743 Karar
DAVA: Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın usulden reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti., ile müvekkili Bankanın Yalıkavak /Bodrum Şubesi arasında Genel Nakdi ve Gayrınakdi Kredi Sözleşmeleri imzalamış olduğunu, bu sözleşmeler kapsamında kullandırılan kredilerin geri ödemelerinin yerine getirilmemesi üzerine hesapların kat edilmiş ve asıl borçlu davalı ile kefillerine noter kanalıyla ihtarname keşide edilerek gönderilmiş olduğunu, borçlu firma tarafından, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/547 Esas sayılı dosyasından Konkordato talepli dava açılmış olduğunu, anılan dosya üzerinden davacı lehine öncelikle 05.06.2018 tarihli geçici mühlet verilmiş ve akabinde, 05.11.2018 tarihinden itibaren başlamak üzere 1 yıl süreyle kesin mühlet verilmesine karar verilmiş olduğunu, Konkordato komiser heyetinin Alacaklıları Alacaklarını Bildirmeye Davet İlanının davacı bankaya usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmediğinden, müvekkili banka tarafından 07.07.2020 tarihinde banka alacağının konkordato davasının görüldüğü Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/ 547 Esas sayılı dosyasına dilekçe ile bildirilmiş olduğunu, müvekkili banka tarafından dava dosyasına bildirilen alacak tutarlarının, dava dosyasından görevlendirilen komiserler tarafından borçlu firmaların bilançolarında yer alan tutarlar üzerinden esas alınarak nisaba katıldığının anlaşılmış olduğunu, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/547 Esas sayılı dosyasından yetkilendirilen komiser heyeti tarafından gerçekleştirilen alacaklılar toplantısına müvekkili Bankaca iştirak edilerek, sunulan revize projeye itiraz edilerek red oyu kullanılmış olduğunu, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/547 Esas sayılı 17.09.2020 tarihli tasdik kararında müvekkili banka alacağının borçlu/davalı firmanın konkordato davasının görüldüğü mahkeme komiserlerine bildirdiği tutarlara bağlı kalınarak, … San. Ve Tic. Ltd. Şti. için toplam 1.501.263,05-TL olarak kabul edilmiş olduğunu, ancak, Müvekkili Banka alacağının banka kayıtlarında yer aldığı şekilde değilde; davalı borçlu firma tarafından konkordato davası komiser heyetine bildirildiği şekliyle kabul edilerek; …Tic. Ltd. Şti. için 11.374,32-TL. olmak üzere Banka alacak tutarının haksız yere reddedilmiş olduğunu, banka tarafından bildirilen alacak bedelinin alacak nisabına dahil edilmemesinin hukuki bir izahı bulunmadığını, temerrüt faizinin işletilemeyeceği süre içerisinde anapara alacaklarının borçlunun kabul ettiği ve mahkemenin hükme esas aldığı miktardan çok daha yüksek olduğunu, bu nedenle mahkemece eksik inceleme ile tesis edilen hükmün kaldırılması gerektiğini beyanla; davalı şirketten olan 1.512.637,37-TL tutarındaki müvekkili Banka alacağının, davalı şirket, konkordato komiserliği ve Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/ 547 Esas sayılı dosyasından verilen karar ile kabul edilmeyen kısmı olan 11.374,32-TL’nin davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Somut olayda, dava, kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın konkordato kapsamında reddedilen kısmının tahsili istemine ilişkin olup, 6102 Sayılı TTK’nun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1.fıkrasına aykırı olarak arabuluculuk kurumuna başvuru yapılmadan açılmış olması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği…” gerekçesiyle, zorunlu arabuluculuğa ilişkin dava şartı bulunmadığından davanın usulden reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; huzurda görülen dava devam ederken müvekkili banka tarafından … büro dosya numarası ve … numaralı ile arabuluculuk başvurusu yapıldığını, tarafların anlaşamadığına ilişkinde son tutanağın dilekçeleri ekinde sunulduğunu, mahkeme kararının hukuka ve usul ekonomisi ilkesine aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacı banka ile davalı şirket arasından genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak ilişkisi bulunduğunu, davalı şirketin ise konkordato talebinde bulunduğunu, alacaklarının tahsili amacıyla konkordato yargılamasını yapan mahkemeye başvururarak alacak kaydı talep ettiklerini ancak mahkemece bu talebin kısmen reddedilerek çekişmeli hale geldiğini öne sürerek kabul edilmeyen alacaklarının tahsilini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince, davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu ve davacı vekiline verilen süre içinde arabuluculuk tutanağının sunulmadığında bahisle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. bu karara karşı davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Eldeki uyuşmazlık, İİK’nın 308/b. maddesinde düzenlenen ve anılan maddede “alacakları itiraza uğramış”kavramı ile ifade edilen konkordato talep eden borçlunun alacağa itiraz etmesi sonucu “çekişmeli alacak” haline gelen alacaklarla ilgili alacaklının yasada belirtildiği üzere tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren bir ay içinde açması gereken alacak davasının 6102 sayılı TTK’nın 5/A. maddesi kapsamında dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuğa tabi olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. İİK’nın 308/b. maddesinde düzenlenen çekişmeli alacaklarla ilgili davanın açılmasından önce arabuluculuğa başvurulması, konkordato hukukunun kamusal karakteri, tüm alacaklıları ilgilendirmesi, tarafların iradeleri ile kendi aralarında yapacakları anlaşmanın konkordato alacaklıları arasında eşitsizlik yaratacak ve konkordatoda ödemeler dengesini bozacak nitelikte olması nedeniyle zorunlu değildir ( Emsal Yargıtay 6. HD’nin 2022/1234 E- 2022/1358 K sayılı, 14.03.2022 tarihli kararı). Bu nedenle ilk derece mahkemesinin zorunlu arabuluculuğa başvurulmadan dava açıldığı gerekçesiyle davayı usulden reddetmiş olması usul ve yasaya aykırı bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilini istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davacı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesi tarafından, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın, İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi02.06.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.