Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/323 E. 2022/272 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/323
KARAR NO: 2022/272
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 20.10.2021
NUMARASI: 2021/399
DAVA: Şirket genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespiti
Taraflar arasındaki davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı …A.Ş.’nin 1/2 pay sahibi ve aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olduğunu, dava dışı şirketin 15/06/2021 tarihli genel kurul toplantısı ile yine dava dışı ortak …’ın tek başına yönetim kurulu üyesi ve temsile yetkili kişi olarak seçildiğini, müvekkilinin yönetim kurulu üyeliği ve temsil yetkisinin sonlandırıldığını, davalı şirketin tek pay sahibinin ise …A.Ş. olup davalı şirketin tek pay sahibi olan …A.Ş.’nin 15/06/2021 tarihli genel kurul kararına dayanılarak … tarafından 16/06/2021 tarihinde genel kurul toplantısı yapıldığını, davalı şirket yönünden de müvekkilinin yönetim kurulu başkanlığı ve temsil görevinin sona erdirilerek yerine … ve kardeşi …’ın yönetim kurulu üyesi ve temsile yetkili kişiler olarak seçildiklerini, davalı şirketin 16/06/2021 tarihli genel kurul kararının dava dışı …A.Ş.’de alınan 15/06/2021 tarihli yoklukla malul genel kurul kararına dayanmış olması nedeniyle yok hükmünde olduğunu, …A.Ş.nin söz konusu genel kurulunun müvekkiline çağrı yapılmadan internet sitesinde toplantı bilgisi yayınlanmaksızın dürüstlük kuralına aykırı olarak alındığını, bu konuda İstanbul Anadolu 12. ATM’de dava açtıklarını, iptal kararlarının kesinleştiği andan itibaren hüküm doğurduğunu belirterek, TTK’nın 449. maddesi uyarınca yargılama süreci sonuçlanıncaya kadar 16/06/2021 tarihli genel kurul kararı için yürütmenin geri bırakılması kararı verilmesini, esas yönünden ise genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin değerlendirildiği 20.10.2021 tarihli ara kararıyla; “…Mahkememizce verilecek kararı etkileyecek olması gözönünde bulundurularak İstanbul Anadolu 12 ATM 2021/385 esas sayılı dosyada verilen kararın kesinleşmesi mahkememiz dosyası için bekletici mesele kabul edilmiştir. Bu aşamada dosyaya sunulan deliller itibariyle davalı şirketin 16/06/2021 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların yürütmesinin durdurulması yönünde karar verilmesi için gerekli yaklaşık ispat koşulu sağlanamadığı…” gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalı şirkette yaklaşık 20.000.000 Amerikan Doları tutarında hayali ihracat yapıldığını, bu hukuka aykırı işleme ise …’ın ağabeyleri olan … ve … ön ayak olduklarını, işlemin yapıldığı yurt dışı merkezli bu şirketlerin, … ve …’a ait olduğunu, Müvekkili …’nin …, … ve … Otel’deki yönetim kurulu yetkilerinin ve tüzel kişi temsilciliğinin hukuka aykırı genel kurullarla elinden alınması ve şirketlerdeki tüm yetkilerinden arındırılması ile şirketlerin içi boşaltılmaya başladığını, …’ın … A.Ş.’ye ait … plakalı aracı şirket çalışanı …’ya, …, …, … ve … plakalı araçları da ağabeyi …’a devrettiğini, ayrıca …’in, yukarıda bahsedilen … Limited Şirketi ile yaptığı proje ortaklığı sebebiyle … İnşaat tarafından borç mahiyetinde gönderilen 2.500.000 TL tutarındaki arsa peşinat bedeli TOKİ’ye yatırıldıktan sonra yakın zamanda … tarafından bu meblağ geri alınmış ve proje ortaklığına aykırı şekilde hareket ettiğini, geri alınan bu parayla, iştirak şirket …’nın geçmiş dönem kira borcu ödendiğini, müvekkilinin proje ortakları … Limited Şirketi nezdindeki itibarı yerle bir edildiğini, bu paranın … Limited Şirketi’nin parası olduğunu, … Limited Şirketi bu parayı kredi olarak …’tan aldığını müvekkili …’nin de bu borca kefil olduğunu, …’ın bu hareketi ile hem hakim şirket …’i ve proje ortağı İzpek İnşaat’ı çok önemli bir gelirden mahrum bıraktığını, hem de müvekkilinin ticari itibarını telafisi imkânsız şekilde zedelediğini, müvekkilinin şirketlerden baskı ve tehditle uzaklaştırılıp hukuka aykırı bir genel kurul ile yetkileri de alındığı için şirketlere yöneltilen diğer icra dosyalarını ve miktarlarını göremediğini, Şirketlerin sahipsiz bir hâlde olduğunu, bu durumun, müvekkilinin, şirketten uzaklaştırılmasına rağmen işleri takip etmeye çalıştığı esnada tespit ettiği sadece bir olay olduğunu, bunun gibi kaç tane basiretsiz yönetim işlemi olduğunun meçhul bir durumda olduğunu, her ne kadar 15.06.2021 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantı tutanağında “toplantıya ait prosedürlerin eksiksiz yerine getirildiği” konusunda bir açıklama yer alsa da, TTK 414/1 hükmüne göre genel kurul toplantısı için yapılan çağrının, ilân ve toplantı günleri hariç olmak üzere, toplantı tarihinden en az iki hafta önce yapılması gerektiğini, TTK 414/1’de bahsedilen iki haftalık süre 01.06.2021 tarihi Salı günü başlamakta ve başladığı güne son hafta içinde karşılık gelen günün tatil saati olan 15.06.2021 tarihi Salı günü sona erdiğini, böylelikle genel kurul toplantısının yapılabileceği en erken tarih 16.06.2021 tarihi olduğunu, genel kurulun yasaya aykırı olacak şekilde daha kısa sürede toplandığını, APS şeklinde gönderilen çağrı kağıdının da usule aykırı olduğunu, yine çağrı usulüne göre, pay sahibi olan davacı müvekili …’ye yapılacak olan iadeli-taahhütlü çağrının da, ilân ve toplantı tarihi hariç olmak üzere toplantı tarihinden iki hafta önce yapılması gerektiğini, halbuki genel kurul toplantı tutanağına göre bu çağrı 10.06.2021 tarihinde henüz postaya verildiğini, 14.06.2021 tarihinde de dağıtıma çıkarıldığını, ertesi gün de genel kurul yapıldığını, bu yönüyle de genel kurula çağrı, usule aykırı şekilde gerçekleştirildiğini, müvekkilinin aylardır şirketlerden uzaklaştırıldığını, bilgi alabileceği ekipman ve sunucular müvekkilinin ulaşıp erişemeyeceği şekilde değiştirilmekte ve kapatılmakta olduğunu,, şirketlerde çalışan ve müvekkillerine bilgi verdiği düşünülen kişilerin keyfi olarak işten çıkarıldığını, müvekkilinin ve Cumhurbaşkanının kayınbiraderi …’ın adı kullanılıp şirketlerin paravan yapılarak insanlardan para toplandığını ve müvekkilinin can güvenliğinden yoksun vaziyette olduğundan şirketlere gidemediğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını ve talepleri gibi ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, davalı şirketin 16.06.2021 tarihli genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespiti ile TTK’nın 449. maddesi uyarınca dava konusu genel kurul kararlarının yürütülmesinin dava sonuna kadar geri bırakılması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince 20.10.2021 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir (yürütmenin geri bırakılması) talebinin reddine karar verilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı vekili, iptali istenen 20.10.2021 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. TTK’nın 449. maddesine göre, genel kurul kararlarının iptali ve butlanı davası açıldığı taktirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararların yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir. Somut olayda ilk derece mahkemesinin ara kararı doğrultusunda davalı şirket adına yetkilileri … ve Yönetim Kurulu üyesi …’ın beyanlarının alındığı anlaşılmaktadır. TTK’nın 449. maddesi uygulanırken, tamamlayıcı hüküm olarak, HMK’nın ihtiyati tedbire ilişkin hükümlerinden yararlanılmalıdır. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. ” Aynı Kanun’un 390/3. maddesi, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde belirttiği üzere, davalı şirketin genel kurulunun dayanağı da …A.Ş.’nin genel kuruludur. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde işaret ettiği üzere istanbul Anadolu 2. ATM 2021/304 E 2021/569 K sayılı kararı ile yönetim kurulu üyesi …’ a genel kurulu taplamaya ilişkin yetki verildiği, bu yetkiye dayalı olarak 15.06.2021 tarihinde … A.Ş nin genel kurulunun yapıldığı anlaşılmaktadır. İlk derece mahkeme gerekçesinde de işaret edildiği üzere davalı şirketin tek hissedarı durumunda olduğu anlaşılan … A.Ş nin 15/06/2021 tarihinde yapılan Genel Kurul Toplantısında alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespiti istemiyle İstanbul Anadolu 12.ATM 2021/385 E.sayılı dosyasında açılan davanın reddine karar verildiği de anlaşılmaktadır. Bu hususlar da gözetildiğinde, dava konusu genel kurul kararlarının uygulanmasının yürütmesinin geri bırakılması hususunda, dosyanın mevcut kapsamı itibariyle yaklaşık ispatın gerçekleşmediği, davacı tarafın iddialarının yargılamayı gerektirdiği, tedbir kararı verilmemesi halinde davacının hakkını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden şu aşamada bahsedilmesinin mümkün olmadığı, tedbir kararı verilmemesi halinde ciddi bir zararın doğacağına dair emarelerin de bulunmadığı, ayrıca taraf menfaatleri de gözetilmek suretiyle ilk derece mahkemesince tedbirin reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Kaldı ki değişen delil durumuna göre mahkemece talep üzerine her zaman geçici hukuki koruma tedbirlerine karar verilebilir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve HMK’nın 391/3. maddeleri uyarınca, ihtiyati tedbir talep eden davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 03.03.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.