Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/283 E. 2022/721 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/283
KARAR NO: 2022/721
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/03/2021
NUMARASI: 2020/597 E. – 2021/289 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Bankacılık Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle mahkemenin yetkisizliğine dair verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin, dava dışı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin grup şirketi olduğunu, davalının, müvekkili bankaya hem genel kredi sözleşmesi uyarınca asıl borçlu sıfatıyla hem de …’nın kullandığı kredilere kefaleti nedeniyle borçlu olduğunu, davalının Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/718 Esas sayılı dosyasında konkordato başvurusunda bulunduğunu, yapılan ilanlar sonrası müvekkilinin alacağının mahkeme ve komiser heyetine bildirildiğini, müvekkilinin KGF kefaletiyle kullandırılan kredileri de takip hakkı bulunduğunu, konkordato kararında ve komiser heyeti raporunda müvekkilinin alacağı ile ilgili herhangi bir bilgi bulunmadığını, raporda davalının yalnızca dava dışı …’ya kefalet borçlarından bahsedilip, bu kefalet borcunun kapsamı, içeriği, hangi alacaklının ne kadar alacağı olduğuna dair net bir ifade bulunmadığını gibi, davalının dava dışı şirkete olan borcunun içerisinde müvekkilinin ne kadar alacağı bulunduğuna dair açık bir ifade bulunmadığını, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.08.2020 tarihli 2018/718 Esas ve 2020/361 Karar sayılı gerekçeli kararında da alacak miktarının kabul edilip edilmediği veya edildi ise hangi miktar üzerinden, müvekkilinin alacağının projede yer aldığının belirsiz olduğunu, müvekkilinin alacak hakkının varlığının tespiti ile konkordato projesi kapsamına dahil edilmesini sağlamak amacıyla bu davanın açıldığını, müvekkilince kullandırılan kredilerin ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek alacağın ödenmesini istendiğini, asıl borçlu …’nın İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1054 Esas sayılı dosyasında süren konkordato yargılamasında iflas kararı verilmesi ihtimali bulunduğunu, ileri sürerek şimdilik 1.535.000,00 TL banka alacağının İİK’nın 308/b maddesi gereğince tespiti ile konkordato hükümleri kapsamında tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkilinin Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/718 Esas sayılı dosyasında görülen konkordato davasında, mahkemece 12.08.2020 tarihinde konkordatonun tasdikine karar verildiğini, gerekçeli kararda çekişmeli alacaklıların bir ay içinde dava açmasının istenildiğinin, kararın ilanından itibaren süresinde dava açılmadığını, müvekkilinin muamele merkezinin Gebze ilçesinde bulunduğunu ve konkordato davasının Gebze Ticaret Mahkemesinde görüldüğünü, davacının yerleşim yerinin ise Ümraniye ilçesi olması nedeniyle mahkemenin yetkisiz olduğunu, yetkinin Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinde olduğunu, müvekkilinin davacıya asıl borçlu olarak herhangi bir borcu bulunmadığını savunarak yetki ve esas yönünden davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Aynı yasanın 308/b maddesi uyarınca da, alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilânı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler. Tasdik kararını veren mahkeme, konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebilir. Süresi içinde dava açmamış olan alacaklılar, bu paydan ödeme yapılmasını talep edemezler; bu durumda yatırılan pay borçluya iade edilir. Davacının projesine dahilini istediği alacağın kefaletten kaynaklandığı, davalının yerleşim yerinin ve konkordato davasının görüldüğü mahkemenin Gebze’de olduğu, davacının adresinin de İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi yetki alanında kaldığı, bu durumda İİK’nın 208/b maddesi uyarınca alacak kaydı talebine ilişkin davada mahkememizin yetkisinin olmadığı, davalının süresinde yetki itirazında bulunarak Gebze Asliye Ticaret Mahkemesine yetkisizlik kararı ile dosyanın gönderilmesini talep ettiği, yetki itirazının usulüne uygun ve haklı olduğu, bu durumda davanın usulden reddi gerektiği anlaşılmış” gerekçesiyle, mahkemenin yetkisizliğine, talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Gebze Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalı ve dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’nin grup şirketleri olduğunu, davalının, müvekkil bankaya hem genel kredi sözleşmesi uyarınca asıl borçlu hem de … Yapı’nın kullandığı kredilere kefaleti nedeniyle borçlu olduğunu, davalının … Yapının kullandığı kredilerin hem asıl borçlusu hem de kefili olduğunu, genel kredi sözleşmesinde bulunan yetki şartı gereğince İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu, yetki sözleşmesinin HMK’ya uygun şekilde düzenlendiğini, bu nedenle Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/718 E. 2020/361 K. sayılı dosyası ile tasdik edilen konkordato projesine kabul edilmeyen alacak miktarının İİK’nın 308/b maddesi kapsamında konkordato projesine dahil edilmesine ilişkin davanın yetkili mahkemede alacak talebinde bulunduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve mahkemesine iadesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacı bankanın konkordato nisabına dahil edilmeyen alacağının, konkordato projesi çerçevesinde tahsili amacıyla İİK’nın 308/b maddesi gereğince tahsili talebiyle açılan alacak davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda yetkisizlik kararı verilmiş; bu karara karşı, davalılar vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Uyuşmazlık, İİK’nın 308/b maddesi uyarınca açılan alacak davasında yetkili mahkemenin neresi olduğu ve mahkemece verilen kararın usul ve yasaya, dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasındadır. İİK’nın 308/b maddesinde;” Alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler. Tasdik kararını veren mahkeme, konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebilir. Süresi içinde dava açmamış olan alacaklılar, bu paydan ödeme yapılmasını talep edemezler; bu durumda yatırılan pay borçluya iade edilir,” hükmü düzenlenmiştir.İİK’nın 308/b maddesi gereğince açılan davalar, genel hükümlere tabi bir davadır. Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2022/1234 -1358 E.K. Sayılı ilamında da bu husus vurgulanmıştır. HMK’nın yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” hükmüne yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar, sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Somut olayda davacı banka ile davalı ticaret şirketi tacir olup, aralarında düzenledikleri yetki sözleşmesi yazılı olduğundan HMK’nın 18.maddesi gereğince geçerlidir. Davacı banka ile davalı ve dava dışı … Yapı arasında düzenlenen 02.08.2017 tarihli müteselsil kefalet ve hesap rehin sözleşmesinin 15. maddesinde, bu sözleşmeden doğacak ihtilafların çözümünde kanunen yetkili mahkeme ve merciler yanında İstanbul mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkisi kabul edilmiştir. Yetki sözleşmesi ile tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davaya bakan mahkemenin yetkili mahkeme olarak belirlendiği ve uyuşmazlığın konkordatoya ilişkin olmaması nedeniyle kesin yetki durumunun olmadığı dikkate alınarak mahkemenin yetkili olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.3 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu yetkisizlik kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-Yetkisizlik kararı veren mahkemenin yetkili olduğu anlaşıldığından, HMK’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu yetkisizlik kararının kaldırılmasına,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hakkındaki kararla birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair;HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 02.06.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.