Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/272 E. 2022/718 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/272
KARAR NO: 2022/718
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/11/2021
NUMARASI: 2021/366 E. – 2021/741 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Kambiyo Senedinden Kaynaklanan )
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; … bank İkitelli Şubesine ait 31.12.2006 keşide tarihli 25.000 TL bedelli İK … nolu çek bedelinin tahsili için arabuluculuğa başvurulup sonuç alınamadığını, çeke dayalı olarak İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibin İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 13.05.2016 tarih ve 2015/387 Esas 2016/328 Karar sayılı ilamıyla çeke ilişkin altı aylık zamanaşımı içinde takip yapılmadığı gerekçeyile iptal edildiğini, bu kez İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında aynı çeke dayalı alacak için ilamsız takip yoluna başvurulmuş olup davalının itiraz sonucu takibin durduğunu, müvekkilinin çeke dayalı olacağını tahsil edemediğini ileri sürerek, çekten kaynaklanan 25.000 TL alacağın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davanın bir yıllık sürede açılmadığından usulden reddi gerektiğini, çeklerde zamanaşımını düzenleyen T.T.K.nın 726/1. maddesinde, hamilin cirantalara, keşideci ve diğer çek borçlularına karşı haiz olduğu müracaat hakkının ibraz müddetinin bitiminden itibaren altı ay geçmekle zamanaşımına uğrayacağını, çeklerde de uygulama imkanı bulunan TTK’nın 644. maddesinde, hamilin keşideciye karşı sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak, çekin zamanaşımı süresi dolduktan sonra 1 yıl içinde talep ve dava hakkı bulunduğunu, alacak iddiası üzerinden 15 yıl geçtiğini, müvekkilin davacıya borcu bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “..Dava; … Bank İkitelli Şubesi 31.12.2006 keşide tarihli, keşide yeri İstanbul olan 25.000-TL tutarlı İK … nolu çek bedelinin, keşide tarihinden itibaren içleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili davasıdır. T.T.K 732/4 md ‘Zamanaşımı süresi, poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren bir yıldır; ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene aittir.’ denmektedir. Celp edilen İstanbul 3.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/387 E. 2016/328 K. Sayılı dosyası incelendiğinde, 13.05.2016 tarihinde 6762 sayılı TTK.726 maddesi takip ve dosyamızdan dava konusu edilen 31.12.2006 tarihli çekin zamanaşımına uğradığına ve icranın geri bırakılmasına karar verildiği ve kararın 2017 yılında kesinleştiği anlaşılmışıtır. Huzurdaki dava ise 09.06.2021 tarihinde ikame edilmiştir. Zamanaşımına uğramış çeki elinde bulunduranın keşideciye karşı hamilin keşideciye karşı sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak, çekin zamanaşımı süresi dolduktan sonra 1 yıl içinde talep ve dava hakkı bulunmakta olup, huzurdaki davada zamanaşımına uğrayan ve kambiyo vasfını kaybeden çekin, zamanaşımı süresi dolduktan sonra 1 yıllık süre içerisinde davası açılmadığından TTK. 732/4 maddesi gereği davanın reddine ” gerekçesiyle, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece TTK’nın 732/4.maddesi uyarınca davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, oysa İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/387 E. 2016/328 K. sayılı dosyası incelendiğinde, 13.05.2016 tarihinde 6762 sayılı TTK’nın 726 maddesi uyarınca takip ve dava konusu edilen 31.12.2006 tarihli çekin zamanaşımına uğraması nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verildiği ve kararın 2017 yılında kesinleştiğini, istinafa konu davanın ise 09.06.2021 tarihinde açıldığını, TTK’nın 814.maddesi uyarınca zamanaşımı süresinin üç yıl olduğunu, zamanaşımına uğrayan çeke dayalı olarak keşideciye karşı sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak, çekin zamanaşımı süresi dolduktan sonra 1 yıl içinde talep ve dava hakkı bulunduğunu, kambiyo hukuku yönünden takip yapma imkanının olmamasıyla alacağın varlığını belirleyecek olan davada, zamanaşımına uğrayan bir çekin delil olarak getirilmesinin farklı sonuçları bulunduğunu, çekin zamanaşımına uğraması ile kambiyo hukukundan kaynaklanan hakların yitirildiğini, taraflar arasında temel ilişki bulunması halinde, bu belgelerin yazılı delil başlangıcı niteliğinde olacağı için temel ilişkiye dayalı talebin dava yoluyla ileri sürülebileceğini, TTK’nın 644.maddesinde zamanaşımı süresi belirlenmemesi nedeniyle kanun boşluğu bulunduğunu ve bu boşluğun genel zamanaşımı süresinin uygulanarak doldurulabileceğini, TTK’nın 644.maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme davası ile BK’nın 61 vd maddelerinde düzenlenen davaların birbirinden farklı olduğunu, her iki yasada düzenlenen sebepsiz iktisap davasının kabul gerekçelerinin başka olduğunu, bu nedenle TBK’nın 61 vd. maddesindeki zamanaşımı sürelerinin TTK’nın 644. maddesinde uygulanamayacağını, TTK’nın öngördüğü sebepsiz iktisap davasının, emre yazılı senedin vade gününden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresinde açılması gerektiğini ve somut olayda bu şartın yerine getirilmesi nedeniyle alacağın zamanaşımına uğramadığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, zamanaşımına uğrayan çek bedelinin tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. 31.12.2006 keşide tarihli 25.000 TL bedelli çeke dayalı olarak alacak talebinde bulunulmuştur. Davacı tarafından daha önce İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında kambiyo yoluyla takip başlatılmış, borçlunun başvurusu üzerine İstanbul 3.İcra Hukuk Mahkemesinin 13.05.2016 tarih 2015/387 Esas, 2016/328 Karar sayılı ilamı ile 15.09.2006 tarihinde başlatılan takipte yürürlükte bulunan Kanun uyarınca 6 aylık süre içerisinde 19.07.2007 ile 25.04.2011 tarihleri arasında ve 31.05.2011 ile 13.06.2014 tarihleri arasında herhangi bir işlem yapılmaması nedeniyle, icranın geri bırakılmasına karar verilmiş ve kararın 23.08.2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Davacı, TTK’nın 732.maddesi (eski Kanun’un 644.maddesi) gereğince zamanaşımına uğramış çek nedeniyle alacak talebinde bulunmuştur. Belirtilen hükme göre, zamanaşımı sebebiyle veya poliçeden doğan hakların korunması için gerekli olan işlemlerin yapılmasının ihmal edilmiş olması dolayısıyla, düzenleyenin veya kabul edenin poliçeden doğan yükümlülükleri düşmüş bile olsa, bunlar poliçenin hamiline karşı, onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kalırlar. Zamanaşımı süresi, poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren bir yıldır. Somut olayda, çek bakımından TTK’nın 818/1.m maddesi hükmü gereğince, çekler hakkında uygulama yeri bulunan TTK’nın 732.maddesi (644) gereğince zamanaşımına uğramış bir çek nedeniyle bir yıllık süre içerisinde alacak davası açılabilir. Eski TTK’nın 644. maddesinde açıkça zamanaşımı süresi öngörülmemesine rağmen bu sürenin zamanaşımına ilişkin bir yıllık süre olduğu uygulamada kabul edilmeştir. Bu durumda, davacının ileri sürdüğü üzere icra mahkemesi kararının kesinleştiği 23.08.2016 ile dava tarihi olan 09.06.2021 tarihleri arasında bir yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmaktadır. Diğer yandan, İstanbul 3.İcra Mahkemesi kararına göre 19.07.2007 ile 25.04.2011 tarihleri arasında zamanaşımını kesen herhangi bir işlem yapılmaması nedeniyle, çekin esasen 2008 yılında zamanaşımına uğradığı, bu tarihten itibaren davacının iddia ettiği on yıllık zamanaşımı süresinin de dolduğu, davacının temel ilişkiye dayalı bir açıklama ve anlatımının bulunmaması nedeniyle TBK’daki on yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanamayacağı, sebepsiz zenginleşmeye davayı davanın eski TTK’nın 644.maddesi (TTK’nın 732.maddesi) gereğince bir yıllık yasal süre içinde açılmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf başvuru nedenlerinin reddi gerekmiştir.Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye irat kaydına; bakiye 21,40 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.02.06.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.