Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/250 E. 2022/629 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/250
KARAR NO: 2022/629
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/07/2021
NUMARASI: 2019/891 E. – 2021/586 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya ait ürünleri taşıma sözleşmesi çerçevesinde taşıyarak düzenlenen faturaları davalıya tebliğ ettiğini, faturalara itiraz edilmemesine rağmen, taşıma alacağının ödenmemesi üzerine, alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yönelik itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davanın hak düşürücü ve zamanaşımı süresinden sonra açıldığını, taraflar arasında düzenlenen sözleşme ile davacının taşıma işini üstlendiğini, taşıma sırasında zayi edilen bir kısım ürünlerin akıbetinin davacı tarafından açıklanmaması nedeniyle taşıma bedelinin sözleşmeye uygun şekilde mahsup edildiğini ve davacının alacağının kalmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…İş bu dava dosyası işlemden kaldırıldığı 01/04/2021 tarihinden itibaren 3 aylık yasal süre içinde yenilenmediğinden 6100 sayılı HMK’nun 150/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi..” gerekçesiyle, dosyanın 01.04.2021 tarihi itibari ile işlemden kaldırıldığı ve aradan geçen süre zarfında davanın yenilenmemesi nedeniyle HMK’nın 150/5 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece, davacının son celsede duruşmaya katılmadığı gerekçesiyle dosyanın işlemden kaldırılmasına, akabinde üç aylık yasal süre içerisinde yenilemediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, ancak kararın hem Anayasa’nın adil yargılama ilkesine hem de usul hükümlerine aykırı olduğunu, Anayasa’nın 36. maddesi ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini, hukuki dinlenilme hakkının, tarafların öncelikle yargılama ile ilgili bilgi sahibi olmasını, bilgi sahibi olduğu konuda açıklama ve ispat hakkını kullanmasını ve mahkemenin de bu açıklamaları ve sunulan delilleri dikkate alarak değerlendirme yaparak, kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesi gerektirdiğini, bu nedenle tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmelerinin zorunlu olduğunu, dosyanın işlemden kaldırılması kararına ilişkin duruşma zaptının, dosyada yeterli masraf bulunmasına rağmen tebliğ edilmemesinin hukuki dinlenilme hakkının ağır ihlali olduğunu, duruşmadaki ara karar tebliğ edilmeden davanın açılmamış sayılması gibi eldeki dava yönünden süre bakımından geri döndürülemez bir karar verildiğini, mahkemece davacının bilgilendirilmediği bir konuda bu şekilde karar verilmesinin usulsüz olduğunu, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin E. 2017/9643- K. 2020/5686 sayılı kararında da benzer şekilde verilen bir kararda, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğinin içtihat edildiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve yargılamanın devamı ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklı faturalı alacakların tahsili için başlatılan ilamsız icra takiplerine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıdaki gerekçelerle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’ın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davanın açılmasını takiben, mahkemece dilekçelerin teatisi aşaması tamamlanmıştır. 23.11.2020 tarihinde yapılan ön inceleme duruşmasının tarafların mazeret sunmaları nedeniyle ertelendiği, 30.11.2020 tarihli oturuma taraf vekillerinin katıldığı, mahkemece takip dosyasının istendiği, dosyanın gelmesi halinde bilirkişi incelemesi için ara karar oluşturulmasına ve duruşmanın 01.04.2021 günü saat 10.45 ‘e bırakılmasına karar verildiği görülmüştür. Belirtilen günde davacı vekilinin hazır olmadığı, davanın, davalı vekili tarafından da takip edilmemesi nedeniyle HMK’nın 150. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür. Üç aylık yasal süre içerisinde davanın yenilenmemesi üzerine 02.07.2021 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, bu karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. HMK’nın 24 vd. maddelerinde yargılamaya hakim olan ilkeler düzenlenmiştir. Anılan ilkeler arasında, hukuk davalarında tasarruf ilkesi ve dava malzemesinin taraflarca getirilmesi ilkesi de bulunmaktadır. Yine, anılan hükümler arasında hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiştir. HMK’nın 27. maddesinde davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgililerinin kendi haklarıyla bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları düzenlenmiştir. Bu hakkın, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunması, açıklama ve ispat hakkına sahip olunması ve mahkemenin açıklamaları dikkate alınarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerdiği kabul edilmiştir. Bu kapsamda somut olayda, mahkemece, taraflarca sunulan dilekçelerin diğer tarafa tebliğ edilmesi, delil bildirme olanağının sağlanması, tarafların açık olarak duruşmaya davet edilmesi suretiyle, hukuki dinlenilme hakkı çerçevesinde imkan sağlanmıştır. HMK’nın 150. maddesi tasarruf ve taraflarca getirilme ilkelerine uygun olarak, tarafların duruşmaya gelmemesinin sonuçlarını düzenlemiştir. Buna göre, usulüne uygun şekilde davet edilmiş taraflar duruşmaya gelmedikleri veya davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde, dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan birinin duruşmaya gelmiş, diğer tarafın gelmemiş olması halinde yapılacak olan işlemler, anılan maddenin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Duruşmaya katılan taraf davayı takip etmeyeceğini bildirirse, dava dosyası işlemden kaldırılır. Belirtilen şekilde, işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren başlayarak üç ay içerisinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibariyle açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır. Dosya kapsamına göre, tarafların usulüne uygun şekilde duruşma gününden haberdar edildikleri, buna rağmen davacı vekilinin duruşmaya katılmadığı ve mazeret de bildirmediği sabittir. Davacı vekilinin buna ilişkin bir itirazı bulunmamaktadır. Mahkemece, dosyanın işlemden kaldırılmasına ilişkin ara kararın taraflara tebliğ edileceğine ilişkin yasa hükmü bulunmamaktadır. Bu nedenle, bu tür ara kararların taraflara tebliği HMK’nın 24. maddesindeki tasarruf ilkesi ile 25. maddesindeki dava malzemesinin taraflarca getirilmesi ilkeleri kapsamında mahkemeye yüklenemez. Bu durumda, davacının usul hükümlerine göre haberdar olduğu duruşmaya katılması veya duruşma tarihinden önce mazeret sunması veya eski hale getirme talebinde bulunması gerekir. Davacı vekilinin istinaf başvurusunda emsal olarak gösterdiği Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 01.10.2020 tarihli, 2017/9643 Esas- 2020/5686 Karar sayılı ilamı, davacı vekilinin duruşma için mazeret bildirdiği, ancak mazeretin mahkemece kabul edilmediği durumlara ilişkin olup, eldeki dava yönünden uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye irat kaydına, bakiye 21,40 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 5-Kararın kesinleşmesinden sonra dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. 26.05.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın davacı vekiline tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.