Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/2432 E. 2023/46 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2432
KARAR NO: 2023/46
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 2022/649 Esas
NUMARASI: 30/09/2022 tarihli ara karar
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında davacı vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkil firmanın 1.094.240,54 TL alacağının tahsili amacıyla açtığı davada yakın tarihli ve devam eden davalı tarafın somut eylemlerini öğrendiklerini, yeni açılan İstanbul Anadolu 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/694 esas sayılı dava ve Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının 2022/27764 sayılı soruşturma dosyalarının celbi ile davalı şirketin mal kaçırmaya ve müvekkilinin alacağını karşılıksız bırakmaya yönelik yakın tarihli devam eden aktif eylemleri dikkate alınarak acilen ve tedbiren teminatsız olarak davalı şirketin kendisinin ve kendi şirketinin hesaplarına para aktaran davalı şirket yetkilisi …’nun hesaplarına , davalı şirket yetkilisinin davalı şirketle aynı faaliyet adresinde ticaretini sürdüren kendi şirketi … A.Ş.nin malvarlığı ve hesaplarına aradaki organik bağ dikkate alınarak alacakları oranında ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı vekilince İstanbul Anadolu 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/694 esas sayılı dava dosyası ile ve Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının 2022/27764 sayılı soruşturma dosyaları ile davalı şirketin mal kaçırdığı iddia edilmiş ise de ihtiyati haciz kararı verebilmek için öncelikle alacağın muaccel olmasının, rehin ile teminat altına alınmamış olmasının ve alacağın varlığının yaklaşık ispat olarak ispat edilmiş olmasının gerektiği, faturaya dayalı alacaklar yönünden ihtiyati haciz verebilmek için malın teslim edildiğinin veya hizmetin yerine getirildiğinin ispat edilmesi gerektiği , dosya içine sunulan fatura ve belgelerin, talep edenin alacaklı olduğunu yaklaşık ispata yeterli olmayıp, faturanın iade olup olmadığı, faturaya konu hizmetin verilip verilmediği, alacağın varlığı, miktarı ve muacceliyeti yargılamayı gerektirdiğinden ve tek taraflı olarak düzenlenen faturanın, alacağın varlığını ve muaccel olduğunu yaklaşık olarak ispata yeterli olmadığı, bu haliyle ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine ; uyuşmazlık konusu olmayan taşınır veya taşınmaz malların devrinin önlenmesi için konusu para alacağı olan davalarda ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği…” gerekçesiyle, davacının ihtiyati tedbir ve haciz taleplerinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava dilekçesi ile sundukları delil listesinde defter ve resmi kayıtları ile berabe Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2022/22461 Soruşturma numaralı dosyası ve içeriğindeki tüm belge ve bilgilerle, yine savcılık dosyasında yer alan şirket yetkilisi …’nun malın temininde cordura kumaştan çelik yelek üretimi işinin koordinasyonunu sağlayan … ile ve müvekkili şirket yetkilisi ile yaptığı whatsap görüşme ve telefon kayıtlarına da dayandıklarını, ilk derece mahkemesinin bu savcılık dosyasını celp ettiğini, ancak yeteri kadar incelemediğini, ihtiyati tedbir veya alacak oranında ihtiyati haciz kararı verilmemesini anlayamadıklarını, zira davalı şirketin savcılık dosyalarına yansıyan suça konu çok sayıdaki eylemini, bizzat davalı şirketin kendi ortağının beyanı ile resmi kayıtlara girdiğini, davalı şirketin resmi yetkilisinin ticari kayıtların dışında şirket adına faaliyet gösterip, mal alım-satımı yaparak kazandığı paraları başka bir yetkilisi olduğu firmaya aktararak şirketin içini boşalttığı adli makamlara bizzat davalı şirketin %49 kendi ortağı olan şahıs tarafından kabul ve ikrar edildiğini, Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir kararı vermemesi ve/veya alacakla orantılı ihtiyati haciz kararı almayı reddetmesinin, usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilindiği üzere bu kararların alınması için tam ispat değil yaklaşık ispat ya da kanaat yeterli olup, yukarda belirtilen çok sayıda özellikle davalı şirketin ortağı veya resmi beyanı ile kendinden sadır olan deliller bulunduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir kararı ve/veya alacakla orantılı ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız takibe vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali davası içinde istenilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin reddi yönündeki ara kararının istinafına ilişkindir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. HMK’nın 389. maddesi uyarınca; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir “. Aynı Yasa’nın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. HMK 389 maddesinin yasal düzenlemesi uyarınca uyuşmazlık konusu hakkında tedbir verilebileceğinden, davacının davalı şirket ortak – yetkilisi … ‘ hesapları, davalı şirket yetkilisinin aynı alanda faaliyet gösterdiği iddia edilen dava dışı … AŞ nin malvarlığı dava ve uyuşmazlık konusu olmadığından ihtiyati tedbir kararı verilmemesi isabetlidir. Ancak davacı tarafından dava içinde istenilen ihtiyati haciz talebi de reddedilmiştir. İİK’nın 258. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümle hükmü uyarınca; ”Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur.” Mahkemenin “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gereken husus, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi (yaklaşık ispat) yeterli kabul edilmektedir. Dosyanın UYAP üzerinden yapılan incelemesinde; dava dilekçesinde netice-i talep bölümünde icra dosyasına karşı itirazın iptalinin talep edildiği, icra takip talebinde alacak tutarının 1.094.240,54 TL olduğu, dava dilekçesinde harca esas değerin açıkça gösterilmediği, ancak davanın açılışına ilişkin tevzi formunda dava değerinin 109.424,54 TL olarak gösterildiği ve dava harçlarının da bu tutar üzerinden yatırıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacıdan mahkemenin aydınlatma görevi kapsamında izahat da istenmek suretiyle dava değeri netleştirilerek, gerekirse harç ikmali yaptırıldıktan sonra geçici hukuki koruma taleplerinin değerlendirilmesi gerekir. İhtiyati haciz talebi bakımından İİK’nın 258. maddesi uyarınca alacağın varlığı ve miktarı bakımından yaklaşık ispatın gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda dosya kapsamı ve vergi dairesinden gelen BA-BS formları da değerlendirilmek suretiyle gerekçeli ve denetime elverişli bir şekilde yeniden değerlendirme yapılması gerektiğinden, ilk derce mahkemesinin istinafa konu kararının HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinin reddine dair 30.09.2022 tarihli ara kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında usuli eksiklik giderildikten sonra davacı vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin yeniden değerlendirilmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair;HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 19.01.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.