Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/2430 E. 2023/729 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2430
KARAR NO: 2023/729
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 27/10/2022
NUMARASI: 2022/497 E. – 2022/703 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın birleştirilmesine dair verilen karara karşı, davalılar tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalıların dava dışı … Anonim Şirketi’nin yöneticileri olduğunu, davalıların yıllarca şirketin genel kurulunu toplantıya çağırmadıklarını, 21.07.2020 tarihinde şirketin genel kurulunun toplanabildiğini ve bu genel kurul toplantısında davalı yöneticilerin ibra edilmeyerek haklarında sorumluluk davası açılmasına karar verildiğini, şirket zararlarının tahsili amacıyla İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/463 Esas sayılı dosyasında açılan davada mahkemece verilen yetkisizlik kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırıldığını, bu davaya ek olarak İstanbul Anadolu 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/712 Esas sayılı dosyasında ek sorumluluk davası açıldığını, önceki iki davada kısmi talepte bulunulması nedeniyle bu davanın açıldığını, davalar arasında bağlantı bulunması nedeniyle davaların birleştirilmesi gerektiğini, imzalanan bir kısım sözleşmelerle şirketin zarara uğratıldığını müvekkili şirketin dava dışı … Anonim Şirketi’nin TTK 549 – 561 maddeleri arasında düzenlenen yöneticiden tazminat alacaklarının tamamını temlik alarak bu davayı açtığını ileri sürerek, şimdilik 9.633.246,00 TL tazminatın faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, savunmasında özetle; temliğin geçersiz olduğunu, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, zararın ancak zarar gören şirket tarafından ve paranın zarar gören şirket kasasına konmak üzere talep edilebileceğini, temlik alınsa dahi zararın ancak şirkete ödenmesinin istenebileceğini, temlik işleminin kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğunu, bu nedenle davanın taraf sıfatı yokluğundan reddi gerektiğinden birleştirme kararı verilemeyeceğini, hesaplanabilir alacak için belirsiz alacak davası açılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Öncelikle aynı taraflar arasında yine temliğe dayalı olarak İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/463 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı, mahkemece yetkisizlik kararı verildiği ancak yetkisizlik kararının istinaf incelemesi sonunda kaldırılması üzerine davanın aynı mahkemenin 2021/712 Esasına kaydedildiği, davaya devam edildiği, daha sonra İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/863 Esas sayılı dosyasında yine aynı taraflar arasında yine temlik alan davacı şirket tarafından aynı yöneticiler aleyhine şirket yöneticilerinin akçalı sorumluluğundan dolayı dava açıldığı, bilahare mahkememizdeki davanın açıldığı, Her üç davanın da davalı yöneticilerin farklı zaman dilimlerindeki farklı işlemlerinden kaynaklanan tazminat davaları olduğu, bir yerde birbirlerini tamamlayan davalar niteliğinde bulunduğu; bu nedenle davaların birlikte görülmesinde, davalı yöneticilerin sorumluluğunun her bir dosyada dava konusu olarak gösterilen olayların bir bütün olarak incelenerek değerlendirilmesinde hukuki yarar ve usul ekonomisi yönünden fayda bulunduğu; İstanbul ANadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davanın zaten mahkememiz kararından önce İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesindeki davayla birleştirildiği nazara alınarak mahkememiz tarafından da birleştirme kararı verilmesi uygun bulunmuş, birleştirme hususunun dava dilekçesiyle de davacı tarafça talep edildiği, böylece HMK’nun farklı yerlerdeki mahkemeler için birleştirmek yönünden taraf talebinin bulunması şartının da gerçekleştiği anlaşıldığından…” gerekçesiyle, HMK’nın 166. madde gereğince iş bu davanın İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/712 Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalılar vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalılar vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davada, yönetim kurulu üyelerinin hukuki sorumluluğundan kaynaklanan tazminatın istendiğini, daha sonra aynı taleple İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davanın bu dava ile birleştirildiğini, bu davada “ek hukuki sorumluluk yargılaması” için talepte bulunulmasına rağmen belirsiz alacak davası türünde açılmış bir dava konusu ile ilgili ek dava açılması halinde derdestlik dava şartı sebebiyle davanın reddi gerektiğini, HMK’nın 115. maddesi uyarınca davanın usulden reddi gerektiğini, birleştirme kararı verilebilmesi için öncelikle birleştirme talep edilen dosyanın incelenmek üzere celbi ve bu kapsamda birleştirme talebinin hukuka uygunluğu denetlenmesi gerektiğini, mahkemece İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/712 Esas sayılı dosyasının getirtilerek incelenmeden karar verildiğini, bu davada “… yargılama sırasında ortaya çıkacak gerçek zararın tespiti halinde HMK’nın 107. maddesi kapsamında artırılmak üzere …” denildiğini, aynı dilekçenin 11. sayfasında ise, “… huzurdaki dava bir kısım talepler bakımından HMK’nın 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak ikame edilmiştir.” denildiğini, bu davanın konu kısmında “.. bazı zarar kalemleri açısından HMK’nın 107. maddesi kapsamında 9.633.246 TL kısmının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte…” denildiğini, belirkiz alacak davası bakımından ek dava açılamayacağını, bu tür bir davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 553 vd. maddeleri uyarınca şirket yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğundan kaynaklı tazminat talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda bu dava ile İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/712 Esas sayılı dosyasının birleştirilmesine karar verilmiş; bu karara karşı, davalılar vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Eldeki davada davacı şirket, dava dışı … Tic. AŞ’den temlik aldığı ve şirket yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğundan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla dava açmıştır. Dosya içerisinde temlik eden şirketin 22.07.2020 tarihli temliknamesi ve şirket genel kurulunun sorumluluk davası açılmasına ilişkin genel kurul toplantı tutanağı bulunmaktadır. Davacı şirket temlik edilen alacak için İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/463 Esas sayılı dosyasında şirket yönetim kurulu üyelerine karşı 6.186.610,67 TL alacağın şimdilik 100.000,00 TL’sinin tahsili amacıyla dava açılmıştır. Mahkemece İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul BAM 13.Hukuk Dairesinin 07.10.2021 tarih ve 2021/1593 Esas 2021/1342 Karar sayılı ilamıyla mahkemenin yetkili olduğu belirlenerek ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmıştır. Davacı vekili tarafından İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/863 Esas sayılı dosyasında 30.11.2021 tarihinde şirket zararının 19.664.602,29 TL’sinin tahsilini talep etmiş ve bu dava İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin dosyasıyla birleştirilmiştir. TTK’nın 553. maddesinde kurucularının, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu düzenlenmiş, TTK. 561. maddesinde de sorumlular aleyhine şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde dava açılabileceği düzenlenmiştir. Anılan yetki düzenlemesi kesin yetki kuralı olmayıp genel yetki kuralının yanında ek bir yetkili mahkeme düzenlenmektedir (Yargıtay 11. HD, T: 12.12.2016, 2016/12846 E, 2016/9474 K ,Yargıtay 11. HD, T: 13.12.2016, 2016/6937 E, 2016/9537 K sayılı ilamları). Davacı dilerse HMK’nın 6. maddesi uyarınca davalının ikametgahı mahkemesinde, dilerse TTK’nın 561. maddesi uyarınca şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde dava açabilir. İstanbul BAM 13.Hukuk Dairesinin tespitine göre davalı davalılar … ve …’un adresinin Beyoğlu ve Beşiktaş ilçeleri olduğu anlaşılmış, bu husus UYAP kayıtları ile doğrulanmıştır. Sorumluluk davasında şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkisi kesin nitelikte değildir. Bu dava ile davanın birleştirildiği dava yönetim kurulu üyelerinin sorumluğundan kaynaklanan tazminat davası olup her iki dava arasında bağlantı bulunmaktadır. Dava dosyalarında yargılamanın geldiği aşama, usul ekonomisi ilkesi, her iki davada ileri sürülen iddialar, hukuki sebepler ve deliller hep birlikte değerlendirildiğinde; davalar arasında HMK’nın 166/4. maddesi anlamında bağlantının bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu konuda her iki davanın davacısı ile davalıları ve dava konusu benzerdir. Derdestlik itirazı ile belirsiz alacak davasına ilişkin itirazlar bileştirme kararına yönelik istinaf incelemesinin konusu olmayıp bu iddialar yargılama sırasında mahkemece değerlendirilecektir. Bu nedenle birleştirme kararı verilmesi isabetli görülmüştür. Davalı vekilince, ilk dava dosyasının incelenmeden karar verildiği belirtilmesine rağmen, dosya suretinin UYAP ortamında istenerek incelendiği, her iki dava arısındaki bağlantı ile dava şartının bulunup bulunmadığının yargılamanın her aşamasında yetkili mahkemece gözetilebileceği anlaşıldığından, istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir.Yukarıda açıklanan gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin birleştirme kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalılar vekili tarafından peşin olarak yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına,3-Davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 27.04.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 168. maddesi uyarınca karar kesindir.