Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/2423 E. 2023/61 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2423
KARAR NO: 2023/61
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 25.07.2022
NUMARASI: 2022/506 Esas
DAVA: Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ilamda yazılı nedenlerle ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, talep dilekçesinde özetle; yargılama sürecince müvekkilinin haklarını korumak adına davalı adına kayıtlı olan taşınır/taşınmaz malların kaydına şerh düşülmesini, davalının mal varlıklarını tasarruf etmesinin önüne geçilmesi ve dava sonrasında verilecek olan hükmün tahsil kabiliyetinin olması adına bu talebin kabulünü talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sırasında, davacı vekilinin taleplerinin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle, HMK’nın 389.maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Talep dilekçesindeki beyanlarını aynen tekrarla; davalı şirketle yapmış oldukları görüşmeler neticesinde söz konusu malları 01.01.2022 tarihinde teslim edebileceğini dile getirdiğini, müvekkili şirket tarafından iş bu durumda davalı şirkete süre tanınmış ancak davalı şirket beyan ettiği süre içerisinde söz konusu malları yine teslim etmediğini, geçen bu süre zarfında ise müvekkili şirketin mağdur olmasının yanında davalı şirkete teslim etmiş olduğu 30.12.2021 tarihli ve 30.01.2022 tarihli kendi şirketine ait olan … Bankası çeklerin ödemelerini zamanında yaptığını, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında yaşanan arbede neticesi sonunda teslim fişi üzerine davalı şirket ürünlerini 30.03.2022 tarihinde hazırlayıp ambara teslim ettiğini, Müvekkili şirkete teslim edilen mallar ilgili mühendisler ve idare elemanları tarafından kontrol edildiğinde malların %70-80’nin ayıplı-kusurlu olduğu tespit edildiğini, ardından belediye kontrol şefleri tarafından söz konusu ürünlerin ayıplı olduğunu bildirir yazı hazırlanarak müvekkili şirkete gönderildiğini, akabinde davalı şirket yetkilisi ile iletişime geçilip söz konusu ürünlerin ayıplı olduğunu, düzeltilmesi gerektiğini beyan ettiğini, davalı şirketin ise müvekkili şirketi oyalayarak ürünleri sözde düzelteceğini beyan ettiğini, aradan zaman geçmesine rağmen müvekkili şirket tarafından davalı şirkete ulaşılmaya çalışıldığını, ancak davalı şirketin, müvekkili şirketin telefonlarına dahi çıkmamaya başladığını, Mahkemeden şirketin arabuluculuk aşamasında görüşmeye katılmaması ve öncesinde de sonrasında da telefonlarını dahi açmaması nedeniyle yargılama sürecince müvekkilinin haklarını korumak adına davalı adına kayıtlı olan taşınır/taşınmaz malların kaydına şerh düşülmesini talep ettiklerini, ancak mahkemece anılan talep gerekçe gösterilmeksizin reddedildiğini, ilgili ret kararının dava sonunda alacağın tahsil kabiliyetini tümüyle yok edecek mahiyette olduğunu, Dava dilekçesinde de gerekçeleriyle birlikte haklılıkların yaklaşık olarak ispat edildiğini, müvekkili şirketin tüm iyi niyetini sonuçsuz bırakan ve sonuçta arabuluculuk görüşmesine dahi iştirak etmeyen davalının tasfiye sürecine gireceği şüphesini artıracak gerekçelerin, Daireimizce tümün değerlendirilerek, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği de nazara alınarak, müvekkili şirketin zararı telafi edilemeyecek duruma gelmeden evvel, uygun görülecek bir teminat karşılığı ihtiyati tedbire karar verilmesi gerekirken, gerekçe gösterilmeksizin verilen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğundan anılan karara karşı istinaf kanun yoluna başvurma zaruretinin hasıl olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, asıl davada istenilen ihtiyati tedbir talebinin reddi kararlarının istinafına ilişkindir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. HMK’nın 389/1.maddesinde” (1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir… ”; 390/3. maddesinde “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır”; 391/1.maddesinde” Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir” düzenlemelerine yer verilmiştir. Somut olayda, davacının davasının, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davalıdan satın alınan malların geç ve ayıplı teslimi nedeniyle uğranılan zarararın ve cezai şart alacağının tahsili için belirsiz alacak davası olarak açıldığı anlaşılmaktadır. Davacının üzerine tedbir konulması talep edilen davalıya ait taşınır ve taşınmazların dava konusu olmadığı anlaşılmaktadır. Yukarıda yer verilen Kanun hükmü, tedbirin sadece dava konusu olan şey hakkında verilebileceğini düzenlemiştir. Davanın konusu olmayan şeyler hakkında tedbir kararı verilemez. İhtiyati tedbirde, hakkında tedbir kararı alınan şey, esasen asıl davanın konusudur. Konusu para alacağı olan bir davada, dava konusu olmayan taşınır ve taşınmazlar hakkında ihtiyati tedbir kararı verilemez. Para alacağına ilişkin davalarda, İİK’nın 257 vd.maddelerindeki koşullar varsa, talep halinde ihtiyati haciz kararı verilebilir. Bu nedenlerle mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddi gerekçeleri yerinde görülmemekle birlikte, sonuç itibariyle ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararı yerinde olup, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Açıklanan bu gerekçelerle; HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3.maddeleri uyarınca, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, bakiye 99,20 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 5-Gerekçeli kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 6-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 19.01.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3 maddeleri uyarınca karar kesindir.