Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/2389 E. 2023/79 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2389
KARAR NO: 2023/79
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12.10.2022 tarihli ara karar.
NUMARASI: 2022/624
DAVANIN KONUSU: Şirket yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti
Taraflar arasındaki davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında davacılar vekilince talep edilen ihtiyati tedbirin reddine dair ara karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, dilekçesinde özetle; müvekkilleri … ve …,nun … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nde (VKN:…) B grubu pay sahibi olan imtiyazlı payların sahibi olduklarını, ayrıca müvekkillerin halihazırda … A.Ş.’nin yönetim kurulu üyesi olduklarını, müvekkili …’ün … A.Ş.’de Genel Müdürlük görevine … A.Ş.’nin 14.04.2022 tarih ve 2 sayılı Yönetim Kurulu kararı uyarınca getirildiğini, davalı şirket’in yönetim kurulunca hukuka aykırı şekilde alınan 21.06.2022 tarih ve 2022/3 sayılı karara kadar davalı Şirket’in Genel Müdürü olarak görev yaptığını, davalı şirket’in 21.06.2022 tarihli 2022/3 Yönetim Kurulu toplantısında, “Şirket Yönetim Kurulu Başkan Vekili, …’ün, Şirket menfaatlerine aykırı tutum ve yaklaşımından dolayı Şirket’te icra ettiği Genel Müdürlük görevinden azline, bu kapsamda Genel müdürlük sıfatı ile haiz olduğu tüm yetkilerin iptaline, …’ün Şirket’te icra ettiği Genel Müdürlük görevinin sona ermesi sebebiyle genel müdürlük makamının kendisine sağladığı mali haklar ve diğer her türlü yan hakların sona erdirilmesine,” karar verildiğini, 21.06.2022 tarihli Yönetim Kurulu toplantısından bir gün sonra 22.06.2022 tarihinde yapılan toplantıda davalı Şirket’in yönetim kurulu tarafından alınan 2022/4 numaralı karar “… T.C. Kimlik numaralı …’ün, Şirket’te icra ettiği Genel Müdürlük görevi Yönetim Kurulumuzun 21.06.2022 tarih ve 2022/3 sayılı kararı ile sonlandığından, Şirketin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 25.03.2022 tarih ve … sayılı nüshasının 482,483,485 ve 486 sayfalarında ilan olunan, Beyoğlu … Noterliği’nden 09.03.2022 tarih … Yevmiye Numarası ile tasdikli 23.02.2022 tarih … numaralı Yönetim Kurulu kararı ve işbu karar doğrultusunda çıkarılan Beyoğlu … Noterliği’nden 10.05.2022 tarih ve … Yevmiye Numaralı imza sirküleri ile kendisine genel müdürlük görevi nedeni ile verilmiş olan imza yetkilerinin iptaline, keyfiyetin ticaret siciline tescil ve ilan ettirilerek bildirim yapılmasına” şeklinde olduğunu, davaya konu yönetim kurulu kararları ile davacı müvekkili …’ün genel müdürlük görevine hukuka aykırı şekilde son verildiğini, ayrıca söz konusu yönetim kurulu kararlarının kanuna ve davalı Şirket’in esas sözleşmesine aykırı olarak yapıldığından … Ticaret Anonim Şirketi’nin Yönetim Kurulu’nun 21.06.2022 tarihli 2022/3 sayılı yönetim kurulu kararı ile 22.06.2022 tarihli 2022/4 sayılı yönetim kurulu kararının TBK m.27 ve TTK m.391 hükümleri uyarınca butlanla sakat olduğunun tespitini müvekkili …’ün 17.08.2022 tarihinde Balıkesir’den tatilden dönerken, genel müdürlük pozisyonu için kendisine tahsis edilen ve kullanmış olduğu … plakalı aracın durdurulduğunu ve hakkındaki haksız yakalama kararına istinaden, söz konusu aracın müvekkilinin elinden alındığını, müvekkilinin mağdur olduğunu, müvekkilinin kolluk kuvvetlerinin kendisini bilgilendirmesiyle davalı şirket tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde 2022/131071 Sor. Numaralı soruşturma dosyasından haberi olduğunu ve 17.08.2022 tarihinde Balıkesir Asayiş Şube Müdürlüğü Dolandırıcılık Büro Amirliği’ne atılı suçla ilgili ifadesini verdiğini, soruşturmanın halen devam ettiğini, müvekkili …’nın oturmakta olduğu ve kirasını günü gününe süresini aksatmadan kendisinin ödemekte olduğu … Caddesi No:… … … Blok K:… D:… Ayazağa/İstanbul adresinde yer alan taşınmazın … tarafından 30.06.2022 tarihine kadar tahliyesinin ve kira kontratının iptalinin istendiğini, müvekkili …’e Genel Müdür görevi süresince tahsis edildiği söylenilse de şirket tarafından bir ödeme yapılmadığını, müvekkili tarafından ödemelerin yapıldığını, davalı şirket tarafından müvekkiline korkutma ve psikolojik baskı yapıldığını, müvekkiline verilen aracın alınması ve üstelik Savcılık Makamına asılsız suç isnadında bulunulmasının; eşit işlem ilkesine aykırı batıl bir karar olduğunu, butlanla sakat olan dava konusu yönetim kurulu kararlarına istinaden müvekkili hakkında haksız ve mesnetsiz iddialarda soruşturma başlatıldığını, dolayısıyla dava konusu yönetim kurulu toplantılarında alınan kararların icrasının geri bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 12.10.2022 tarihli ara kararında; “…Yukarıda açıklanan maddelerdeki şartların varlığı başlı başına ihtiyati tedbir kararı verilmesi sonucunu doğurmaz. Zira bu husus hakimin takdirine bırakılmıştır. Hakim, ispat kuralları çerçevesinde gerekli incelemeleri yaparak kanunda belirtilen olumsuz, sakıncalı, zararlı ihtimalin var olduğu kanaatine varırsa ihtiyati tedbir kararı verebilir. Tedbir talep eden, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır, tam ispat aranmaz ancak basit bir iddia da yeterli olmaz. Asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemez. Aksi halde ihtiyati tedbir davanın yerine geçmiş olur. Davacı vekilince ileri sürülen gerekçelere nazaran, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği, gecikme sebebiyle ciddi bir zararın doğabileceği yönünde Mahkememizde yeterli kanaat hasıl olmamakla, delil durumuna, henüz davacının haklılığının yaklaşık olarak ispat edilmemiş olması ve uyuşmazlığı çözecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı da verilemeyeceği de gözetilerek HMK 389. maddesi koşullarının oluşmadığı değerlendirilmiş, tedbir talebinin reddine dair karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle, davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine, karar vermiştir.Bu ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekili, istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkillerinin şirketin B grubu pay sahibi olan imtiyazlı payların sahibi olduğunu, ayrıca yönetim kurulu üyesi olduklarını, davalı şirketin 21.06.2022 tarihli yönetim kurulu toplantısında şirket yönetim kurulu başkan vekili …’ün şirket menfaatlerine aykırı tutum ve yaklaşımından dolayı şirketin icra ettiği genel müdürlük görevinden azline ve tüm yetkilerinin iptaline, genel müdürlük makamının kendisine sağladığı mali haklar ve diğer her türlü yan hakların sona erdirilmesine karar verildiğini, müvekkilinin genel müdürlük görevine hukuka aykırı şekilde son verildiğini, yönetim kurulu kararının TBK’nın 27. madde ve TTK’nın 391. madde hükümleri uyarınca batıl olduğunun tespiti ve ihtiyati tedbir yoluyla icrasının önlenmesine yönelik açılan davada ara karar ile talebinin reddedildiğini, kararın hukuka aykırı olduğunu, davalı şirketin yönetim kurulu başkanı …’ın yönetim kurulu başkanlığı sıfatının sona ermesine rağmen toplantı çağrısı yapmasının hukuka aykırı olduğunu, elden dolaştırma usulü ile karar alınan 21.06.2022 tarihli yönetim kurulu kararındaki gündem maddelerinden ve toplantı saatlerinden müvekkillerinin Whatsapp’tan iletilen mesaj ile haberdar olduklarını, davalı şirketin müvekkilleri yönetim kurulu kararı öncesinde herhangi bir bilgi akışında bulunulmadığını, sadece elden ulaştırma usulüne göre belirlenen yönetim kurulu gündemindeki kararların imzalanması için toplantı tutanağı taslağının Whatsapp uygulamasından yollandığını, bu hususun şirketin iç yönergesine aykırılık teşkil ettiğini, 21.06.2022 tarihli ve 22.06.2022 tarihli yönetim kurulu kararlarının butlan nedeniyle sakat olduğunu, müvekkili …’ün genel müdürlük pozisyonundan azledilmesinin üst düzey yöneticisi olan müvekkilinin iş akdinin sonlandırılması anlamına geleceğini, buna rağmen şirketin B grubu pay sahiplerinden müvekkillerinin imzası olmaksızın alınan dava konusu yönetim kurulu kararlarının batıl olduğunu, HMK 389.maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilebileceğini, yaklaşık ispatın yeterli olduğunu, davalı şirket tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde 2022/131071 Soruşturma no’lu dosyasında ifade verdiğini, müvekkilinin üzerine atılı hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanma suçunu işlemediği gibi üzerine atılı suçun yasal unsurlarının da oluşmadığını, müvekkili … hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiğini, müvekkilinin oturduğu ve kirasını ödediği taşınmazın tahliyesinin ve kira kontratının iptalinin davalı şirket tarafından istendiğini, tahliye sürecinden haberdar olması ile birlikte icra hukuk mahkemesine talepte bulunulduğunu ve tahliyenin tedbiren durdurulmasına karar verildiğini, huzurdaki davada ihtiyati tedbir şartlarının oluştuğunu, davalı şirketin davacıyı şirket merkezine almadığını, her ne kadar genel müdürlük görevinden azledilmiş olsa da yönetim kurulu üyeliğinin devam ettiğini, yokluğunda alınacak kararlardan endişe duyulduğunu, müvekkillerinin 31.10.2022 tarihinde şirket merkezine giriş yapmak istediklerini ancak girişlerinin engellendiğini, yönetim kurulu üyelerinden şikayetçi olduklarını iddia ederek, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılmasını ve dava konusu yönetim kurulu kararlarının icrasının ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, 21.062022 tarihli 2022/3 sayılı ve 22.06.2022 tarihli 2022/4 sayılı yönetim kurulu kararlarının batıl olduğunun tespiti ve yönetim kurulu kararlarının icrasının tedbiren geri bırakılması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara karar verilmiş; bu ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dava konusu , 21.06.2022 tarihli davalı şirketin yönetim kurulu kararının gündemi …’ün genel müdürlük görevinden azlidir. Kararda, şirket yönetim kurulu başkan vekili …’ün şirket menfaatlerine aykırı tutum ve yaklaşımlarından dolayı şirkette icra ettiği genel müdürlük görevinden azline, bu kapsamda genel müdürlük sıfatı ile haiz olduğu imza yetkilerinin iptaline, …’ün şirketin icra ettiği görevinin sona ermesi sebebiyle genel müdürlük makamının kendisine sağladığı maddi haklar ve diğer yan hakların sona erdirilmesine dair karar alındığı, 22.06.2022 tarihli yönetim kurulu kararının gündem maddesi ise genel müdür imza yetkilerinin iptaline ilişkin olduğu, kararda …’ün genel müdürlük görevinin yönetim kurulunun 21.06.2022 tarihli kararı ile sonlandığından imza sirküleri ile kendisine genel müdürlük görevi nedeniyle verilmiş olan imza yetkilerinin iptaline karar verildiği, her iki yönetim kurulu kararında yönetim kurulu üyeleri arasında davacılarla birlikte dava dışı …, …, …’ün yer aldığı, kararın, davacı yönetim kurulu başkan vekili ve davacı yönetim kurulu üyesinin imzası olmaksızın alındığı, yönetim kurulu kararında yönetim kurulu başkanı olarak dava dışı …(ın yönetim kurulu başkan vekili olarak …’ün yer aldığı , davacıların söz konusu yönetim kurulu kararlarının batıl olduğu gerekçesiyle işbu davayı açmış oldukları ayrıca savcılık soruşturmalarının mevcut olduğu anlaşılmıştır. Yönetim kurulu kararlarının butlanı halleri, sınırlı sayı ilkesine tabi olmamak üzere düzenlemiştir. TTK’nın 391.maddesinin incelendiğinde, yönetim kurulu kararlarının butlanına yol açacak hukuka aykırılıkların örnekleme yoluyla belirlendiği görülmektedir. Anılan maddeye göre; eşit işlem ilkesine aykırı olan, anonim şirketin temel yapısına uymayan, sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen, pay sahiplerinin haklarını ihlal eden ya da bunların kullanılmasını güçleştiren veya kısıtlayan, diğer organların devredilmez yetkilerine giren konularda ya da bunların devrine ilişkin yönetim kurulu kararları batıldır. Bu anlamda, sözleşme özgürlüğünün genel sınırı niteliğindeki TBK’nın 27.maddesi de göz önünde bulundurularak hukuki değerlendirme yapılmalıdır (Aydın Alper YÜCE, Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Kararlarının Butlanı, Eylül 2013, Vedat Kitapçılık, s. 69 vd.). Bu açıklamalara göre davacının, ileri sürdüğü butlan sebebinin mevcut olduğunu kanıtlaması gerekir. Kararların icrasının geri bırakılması talebi, niteliği itibariyle ihtiyati tedbirdir. Bu durumda davacının, iddialarını yaklaşık olarak kanıtlaması gerekir.Dava konusu yönetim kurul kararlarının uygulanmasının yürütmesinin geri bırakılması hususunda, dosyanın mevcut kapsamı itibariyle yaklaşık ispatın gerçekleşmediği, davacıların iddialarının yargılamaya muhtaç olduğu, tedbir kararı verilmemesi halinde davacıların hakkını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden şu aşamada bahsedilmesinin mümkün olmadığı, tedbir kararı verilmemesi halinde ciddi bir zararın doğacağına dair emarelerin de bulunmadığı, ayrıca taraf menfaatleri de gözetilmek suretiyle ilk derece mahkemesince tedbirin reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Kaldı ki değişen delil durumuna göre mahkemece talep üzerine her zaman geçici hukuki koruma tedbirlerine karar verilebilir. Açıklanan bu gerekçelerle, ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 ve HMK’nın 391/3. maddeleri uyarınca reddi gerektiğinden aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1 ve HMK’nın 391/3. maddeleri uyarınca, ihtiyati tedbir talep eden davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacılar tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davacılar tarafından istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.26.01.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.