Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/2323 E. 2022/1700 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2323
KARAR NO: 2022/1700
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 24.10.2022 tarihli ara karar
NUMARASI: 2021/534
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasında istenen ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, kararda yazılı nedenlerle verilen ihtiyati haciz kararına karşı, ihtiyati hacze itiraz eden tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin verilen ara karara karşı, davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilince satım sözleşmesi kapsamında satılarak davalıya teslim edilen 15 adet fatura bedelinin ödenmemesi üzerine, alacağın tahsili amacı ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik davalı itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkili şirkete, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının FETÖ/PDY iltisak ve irtibat soruşturması kapsamında, İstanbul Anadolu 10. Sulh Ceza Hakimliğinin 2015/2903 D.İş sayılı dosyasında, 17.11.2015 tarihinde, CMK’nın 133. maddesi uyarınca kayyım atandığını, kayyımlık yetkisinin Fon’a devredildiğini, satım konusu emtia bedelinin nakit veya kıymetli evrakla davacıya ödenerek müvekkilinin ticari defterlerine işlendiğini, yapılan ödemelere göre müvekkilinin borcunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.İlk derece mahkemesince, 07.12.2021 tarihli ara kararla değerlendirilen ihtiyati haciz talebinin, yaklaşık ispat koşulunun oluşmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.Davacı vekilinin istinaf başvurusu, Dairemizin 03.03.2022 tarih ve 2022/196-247 E.K.sayılı ilamıyla değerlendirilerek reddedilmiştir.İlk derece mahkemesince yargılama yapılarak, bilirkişi raporu alındıktan sonra davacı vekili yeniden ihtiyati haciz talebinde bulunmuştur.İhtiyati haciz talep eden davacı vekili, talep dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ile istenen ihtiyati haczin mahkemece reddedildiğini, mahkemece alınan 26.07.2022 tarihli bilirkişi raporunda, müvekkilinin alacağının belirlendiğini ileri sürerek, ihtiyati haciz kararı verilmesi istenmiştir.İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 04.10.2022 tarihli kararında; “…Uyuşmazlık yargılamayı gerektirmekle birlikte Mahkememizce re’sen alınan bilirkişi raporu ile davalı taraf ticari defterlerinin incelendiği ve taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu anlaşılmakla ihtiyati haciz talebi yönünden aranan yaklaşık ispat koşulunun sağlandığı kanaatine varılarak dava değeri dikkate alınarak harca esas gösterilen 30.000-TL üzerinden ve %15 teminat yatırılması karşılığında davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabulüne…”gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin %15 teminatla kabulüne, karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekili tarafından, İİK’nın 265. maddesi uyarınca, süresinde itiraz edilmiştir.İhtiyati hacze itiraz eden davalı vekili, itiraz dilekçesinde özetle; müvekkilinin usulüne uygun düzenlenen ticari defterlerine göre borçlu olmadığını, itirazın iptali davasının takibe sıkı sıkıya bağlı olduğunu, davacının takibe konu alacağını kanıtlaması gerektiğini, müvekkilinin borcu bulunmaması nedeniyle yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediğini ve ihtiyati haciz talebinin kabulü kararının hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporuna yönelik itirazların değerlendirilmeden davanın esasını çözer şekilde ihtiyati haciz kararı verildiğini, belirterek, 04.10.2022 tarihli ihtiyati haczin kaldırılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 24.10.2022 tarihli ara kararında;” davalının ihtiyati haciz kararına itirazını bildirdiği 05/10/2022 tarihli dilekçe içeriğindeki itiraz sebeplerinin İİK 265.maddesinde sayılı sebeplere ilişkin olmayıp, uyuşmazlığın esasına yönelik olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin 04/10/2022 tarihli ihtiyati haciz kararına itirazının reddine” gerekçesiyle ihtiyatı hacze yönelik itirazın reddine, karar verilmiştir. Bu ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde; Müvekkili şirketin yasal düzenlemelerle sabit durumu nazara alınarak, mahkemece eksik incelemeyle hukuka aykırı verilen ihtiyati haczin kaldırılması gerektiğini, müvekkili şirkete İstanbul Anadolu 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 17.11.15 tarihli ve 2015/ 2903 D. İş sayılı kararı ile FETÖ/PDY soruşturması kapsamında kayyım atanarak, yönetiminin TMSF’ye devir edildiğini, müvekkilinin bu hukuki yapısı ile mal kaçırma ihtimalinin bulunmadığını, mahkemece şirket tüzel kişiliğinin TMSF kayyımlığında devam edip etmediği ve şirketin TMSF tarafından atanan kayyım tarafından yönetilip yönetilmediğinin araştırılmadan karar verildiğini, bu bilgilerin istenilmesi halinde şirketin TMSF tarafından yönetildiğinin anlaşılacağını ve bu durumda şirketin mal kaçırma ihtimali bulunmadığının belirleneceğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, satım sözleşmesinden doğan alacağının tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiş, davalı tarafından bu ara karara itiraz edilmesi üzerine, ilk derece mahkemesince itirazın reddine karar verilmiştir. İtirazın reddine dair ara karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı ve miktarı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Burada aranan ispat, kesin bir ispat olmayıp yaklaşık ispattır.İlk derece mahkemesince, tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, tarafların ticari defterlerinin satım konusu emtianın miktarı yönünden mutabık olduğu, mutabakatsızlığın davalı tarafından verilen ve karşılıksız çıkan … Bankası Tekirdağ Şubesine ait keşidecisi … AŞ. olan 30.09.2016 keşide tarihli, … çek numaralı ve 30.000,00 TL bedelli çekin karşılıksız çıkmasından kaynaklandığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamındaki delillerden, davacının alacağının yaklaşık ispat ölçüsünde kanıtlandığı, davalının itirazlarının yasada sayılan ihtiyati hacze itiraz nedenleri arasında bulunmadığı ve muaccel alacak yönünden İİK’nın 257/1.maddedeki ihtiyati haciz koşularının oluştuğu anlaşılmıştır. Bu maddeye göre ihtiyati haciz talebi için borçlunun muaccel hale gelmiş ve rehin ile temin edilmemiş bir alacağının yaklaşık olarak ispat edilmesi yeterlidir. Ayrıca, vadesi gelmemiş alacaklar için uygulanacak olan İİK’nın 257/2, maddesindeki koşulların aranmasına gerek bulunmamaktadır. Bu nedenle, borçlunun muayyen yerleşim yerinin bulunup bulunmadığı ile mal kaçırma olgusunun bulunup bulunmadığının araştırılmasına gerek bulunmadığından, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf başvuru nedenlerinin reddine karar verilmiştir. Yukarıda açıklanan gerekçelerde, dosya üzerine yapılan inceleme sonucunda, borçlunun muayyen yerleşim yerinin bulunup bulunmadığı ile mal kaçırma olgusunun bulunup bulunmadığının araştırılmasına gerek bulunmadığından, ihtiyati hacze itiraz eden davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf başvuru nedenlerinin HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1 ve HMK’nın 265/son maddeleri uyarınca, ihtiyati hacze itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.15.12.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.