Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/2301 E. 2023/78 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2301
KARAR NO: 2023/78
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/09/2022 tarihli ek karar.
NUMARASI: 2022/735 D.İş – 2022/733 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince kabulü sonrasında borçlu vekilinin ihtiyati hacze itirazın reddine dair verilen ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden vekili, dilekçesinde özetle; borçlunun müvekkiline borcunu ödemek amacıyla tanzim tarihi 11.11.2020, vade tarihi 14.07.2022 olan 10.000.000,00 TL bedelli senet verdiğini, söz konusu senedin vadesi gelmesine rağmen borçlu şirket tarafından ödenmediğini, görüşmelerden hiçbir netice alınamadığını, ayrıca borçlunun borçlarını ödememek gayesi ile mallarını kaçırma ve adresini değiştirme hazırlıklarında olduğunun öğrenildiğini iddia ederek, alacağın 2.000.000,00 TL kısmı bakımından İİK’nın 257. maddesi gereğince ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 23.08.2022 tarihli değişik iş kararında; “İbraz olunup incelenen talep dilekçesi ve eki belgeler münderecatına göre yukarıda adı yazılı bulunan alacaklının, talep dayanağı belgede yer verilen ve tutarı kararımızda gösterilen alacak bakımından vaki isteği, İcra ve İflas Kanunun 257. Maddesinin l.fıkrasına uygun görüldüğünden,, aleyhine ihtiyati haciz istenilen ile üçüncü kişilerin muhtemel zarar ve ziyanlarını karşılamak üzere alacağın, % 15 oranında nakit veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibraz olunduğunda, yukarıda isim ve adresi belirtilen borçlu-borçluların menkul, gayrimenkul ve üçüncü şahıslarda olan hak ve alacaklarının, yukarıda belirtilen borç tutarı ile sınırlı olmak kaydıyla ve İcra ve İflas Kanununda muayyen tahditler dairesinde ihtiyaten haczine” karar vermiştir. Bu karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili tarafından, İİK’nın 265. maddesi uyarınca, süresinde itiraz edilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden/borçlu vekili, itiraz dilekçesinde özetle; Mahkemenin 23.08.2022 tarihli ihtiyati haciz kararıyla müvekkili şirkete ait banka hesapları, menkul ve gayrimenkulleri üzerine aynı anda ihtiyati haciz konulduğunun kendilerince haricen öğrenildiğini, bu kapsamda kendilerine henüz bir tebligat yapılmamış olmasına karşın ve davaya cevap verme haklarını saklı tutarak, müvekkili şirketin telafisi imkânsız zararlara uğramasını önlemek amacıyla ivedilikle bu itiraz dilekçesinin sunulduğunu, somut olayda davacının alacaklı sıfatı dahi şüpheli olduğunu, davacının senede dayanarak mahkemeden ihtiyati haciz kararı isteyebilmesi için, senet aslının, eğer senet kaybedilmişse, mahkemeden alınmış olan iptal kararının mahkemeye sunması gerektiğini, ancak davacının dava dilekçesinde belirttiği senedin aslının olup olmadığı, senedin niteliğinin belli olmadığını, senedin üzerinde yer alan imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, söz konusu senedin tespit edilebildiği kadarıyla, düz beyaz bir A4 kağıt üzerine alelade bir biçimde düzenlendiğini, davacının alacaklı sıfatına sahip olmadığını ve senedin sahteliğinin bir diğer göstergesinin ise senet üzerinde bulunan ve müvekkili şirkete ait olduğu iddia edilen sahte kaşede belirtilen adresin hatalı olduğunu, zira müvekkili şirketin, … Mah. … Cad. … Sk. N:… … Ataşehir/İSTANBUL adresinde mukim iken … Mah. … Sok. … Apt. No:… Ataşehir/İSTANBUL adresine taşındığını, ancak bu adres taşıma işleminin Ticaret Sicil Gazetesi kayıtlarında da görüleceği üzere 17.11.2020 tarihinde gerçekleştiğini, talebe dayanak senedin düzenleme tarihinin 11.11.2020 olduğundan, esasen senette müvekkili şirkete ait eski adresin yer alması gerektiğini, ancak davacının sunduğu senette yer alan kaşede ve adres kısmında, müvekkili şirketin yeni adresinin yazdığını, söz konusu tarihte müvekkili şirketin henüz yeni adrese geçiş dahi yapmamışken düzenlediği iddia olunan senedin üzerine yeni adresin girilmesinin hiçbir suretle mümkün olmadığını, bu hususun da davacının alacaklı sıfatını ispat edemediğinin bir diğer göstergesi olduğunu, müvekkili şirket ile davacı arasında hiçbir ticari ilişki, mal alım satımı veya hizmet alımı gibi bir durum mevcut olmadığını, davacının, müvekkili ile arasındaki ilişkiyi dahi açıklayamadığını, kendisine 10.000.000 TL tutarında bono düzenleme ihtiyacı duyacağını izah edemediğini, müvekkilinden alacaklı olmayıp alacaklı sıfatı bulunmayan davacının ihtiyati haciz talebinin reddi gerekirken kabulünün hukuken hatalı olduğunu beyan ederek, cevap dilekçesi sunma hakları ile sahte senet düzenleme, dolandırıcılık ve sair suçlar ile ilgili suç duyurusunda bulunma hakları ve haksız ihtiyati haciz sebebiyle doğan zararlarına ilişkin tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla, Mahkemece tesis edilen ihtiyati haciz kararına itirazlarının kabulüne, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İhtiyati haciz isteyen/alacaklı vekili 28/09/2022 tarihli duruşmadaki beyanında; karşı tarafın bütün itirazlarını reddettiklerini, dava konusu senedin kambiyo vasfında olduğunu beyan ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince itirazın değerlendirildiği 28.09.2022 tarihli ek kararla;”…İhtiyati hacze itiraz İİK.nun 265.maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı, huzuru ile yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde mahkemeye müracaata itiraz edebilir. İtirazın süresinde olduğu anlaşılmıştır. İhtiyati hacze itiraz eden borçlunun itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü sebepler İİK.nun 265.maddesinde sayılı hallerden herhangi biri kapsamında olmadığı, iddia ettiği hususların yargılamayı gerektiren hususlar olduğu, ihtiyat, hacze itirazın yerinde olmadığı kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” gerekçesiyle, borçlunun ihtiyati hacze itirazının reddine karar verilmiştir. Bu ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili, istinaf başvuru dilekçesinde; ihtiyati haciz talebinin sahte olarak düzenlenmiş ve geçersiz bir senede dayalı olarak ileri sürüldüğünü ve bu yolla müvekkili şirketin ticari faaliyetinin devamına engel olma, zor durumda bırakma maksadıyla yapıldığı açık olan talep neticesinde verilen ihtiyati haciz kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, talep eden hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2022/169911 Soruşturma nolu dosyası üzerinden soruşturmanın devam ettiğini, eksik inceleme ve değerlendirme yapılarak verilen kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkili şirkete ait olduğu belirtilen sahte senet üzerinde yer alan adresin de uyuşmadığını, davacının ilişkiyi açıklayamadığını, takip konusu bono altındaki imzanın müvekkili şirket yetkilisi elinden çıkmadığını ve sahte olduğuna ilişkin uzman bilirkişi incelemesi yaptırıldığını iddia ederek, ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin kararın kaldırılmasını ve itirazlarının kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 265. madde gereğince ihtiyati hacze itirazın reddi kararının istinafına ilişkindir.İlk derece mahkemesince ihtiyati hacze itirazın reddine dair ek karar verilmiş; bu ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya kapsamından, talep konusu bononun keşidecisinin borçlu şirket, lehtarının ihtiyati haciz talep eden, keşide tarihinin11.11.2020 olduğu,10.000.000,00 TL bedelli ve 14.07.2022 ödeme günlü bono olduğu, ihtiyati haciz kararı üzerine alacaklı tarafça İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında bono bedelinin tamamı üzerinden ferileriyle birlikte davalı borçlu şirket aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlattığı, borçlu şirket temsilcisinin talep eden alacaklı hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına 29.08.2022 tarihinde şikayette bulunduğu anlaşılmıştır. İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haciz şartları düzenlenmiş olup maddede, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahıstan olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği belirtilmiş, maddenin 2. fıkrasında ise, iki bent halinde, vadesi gelmemiş borçlardan dolayı, borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İİK’nın 265/1maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararına karşı itiraz sebepleri sınırlı olarak sayılmış olup buna göre borçlu kendisi dinlemeden verilen ihtiyati haciz sebeplerine, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak itirazda bulunabilir. Somut olayda, aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen tarafından ihtiyati haciz konusu bonodaki imzanın sahte olduğu belirterek sahtecilik iddiasında bulunulmuş ve buna dair itirazlarını ileri sürmüştür. Yasada belirtildiği üzere ihtiyati hacze itiraz sebeplerine yer verilmiştir. Emsal Yargıtay 11.HD’nin 06.07.2006 tarihli, 2006/6982 Esas, 2016/8051 Karar sayılı, Yargıtay 11.HD’nin 31.03.2008 tarihli 2008/3612 Esas, 2008/4190 Karar sayılı vb. İlamlarda da belirtildiği üzere, sahtecilik iddialarına, çekteki imzaya çekin rıza dışı elden çıktığına, borcun bulunmadığına dair itirazları İİK’nın 265.maddesi kapsamında incelenemez. Bu nedenle ilk derece mahkemesince itirazın reddine dair verilen karar isabetli olup borçlu vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, borçlu vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 99,20 TL istinaf karar harcının borçludan tahsiline, Hazineye gelir kaydına,3-İhtiyati hacze itiraz eden borçlu tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.