Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/2298 E. 2022/1763 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2298
KARAR NO: 2022/1763
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/11/2022
NUMARASI: 2022/811 E. – 2022/1439 K.
DAVANIN KONUSU: Çek İptali ve Ödemeden Men Yasağı Kararı
Taraflar arasındaki çek iptali ve ödemeden men yasağı verilmesi davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın usulden reddine dair verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacının … bankasının Tekirdağ şubesinden … nolu hesaptan aldığı …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … seri numaralı 2 adet çek koçanının çalındığını veya kaybolduğunu, bu hususa ilişkin olarak Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, 2022/14401 sayılı dosya ile soruşturma açıldığını, kaybolan çek koçanında hiç kullanılmamış 20 adet çek yaprağı mevcut olduğunu, çek yapraklarının kötü niyetli kişiler eline geçerek doldurulması ihtimali bulunduğunu, davacının ileride mağdur olmaması bakımından çek yaprakları ile ilgili bankaca ödeme yapılmaması için öncelikli olarak teminatsız olarak aksi kanaatte ise takdir edilecek teminat karşılığında tedbir kararı verilerek bankaya bildirilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 17.10.2022 havale tarihli dilekçesinde; dava dilekçesinde sehven belirtilmeyen … seri numaralı çek yaprağının da dava konusu edilmesini istemiş, ayrıca davanın çek iptali davası olmadığını, yazılmamış çek yapraklarına ilgili bankaca ödeme yapılmaması için tedbir kararı verilmesini istediklerini belirtmiştir. talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “..Davaya konu olan çeklerin keşideciye ait olup olmadığı konusunda … Bankası’na müzekkere yazıldığı, müzekkere cevabında dava konusu çeklerin keşideci ve hesap sahibinin davacı şirket olduğu, çeklerin ibraz edilmediğinin bildirildiği anlaşılmıştır.6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “önleyici önlemler ” başlıklı 757. maddesinde: “(1) İradesi dışında poliçe elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden, muhatabın poliçeyi ödemekten menedilmesini isteyebilir.(2) Mahkeme, ödemeyi meneden kararında muhataba, vadenin gelmesi üzerine poliçe bedelini tevdi etmeye izin verir ve tevdi yerini gösterir.” denilerek iradesi dışında poliçesi elinden çıkan kişinin çek iptali davası açabileceği ifade edilmiştir. Türk Ticaret Kanununun 818/1-s. maddesi gereğince poliçelerdeki iptal hükmünün çek iptallerinde de uygulanacağı ifade edilmiştir. Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 25.04.2016 tarih 2015/14397 Esas 2016/4547 Karar sayılı ilamında: “…Davacı; … Bankası Birecik Şubesi’nden aldığı kendi hesabına ait çeki keşide ettikten sonra kaybettiğini, ancak çekin miktarını hatırlamadığını ileri sürerek zayi nedeniyle çekin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; 6102 sayılı TTK’nın 757. maddesi uyarınca çek iptali davası açma hakkının yalnızca çekin iradesi dışı elinden çıkan hamile ait olduğu, davacının çekin keşidecisi olduğu için çek iptali davası açma hak ve yetki bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı …’in tüm temyiz itirazları yerinde değildir…” denilerek çekte, çek keşidecisinin çek iptali davası açma hakkının olmadığı ifade edilmiştir. Davacının … bankası’nın Tekirdağ Şubesinden … nolu hesaptan aldığı …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … seri numaralı 2 adet çek koçanının çalındığını veya kaybolduğunu, çekler üzerine ödeme yasağı konulmasını talep etmiştir. Çeklerin hesabının kime ait olduğu yönünde bankaya yazılan müzekkere cevabında çeklerin hesabının davacıya ait olduğu bildirildiğinden Türk Ticaret Kanununun 757., 818/1-s. maddeleri gereğince ve Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları gereğince çek keşidecisinin çek iptali davası açma hak ve yetkisinin olmadığı ifade edildiğinden davacının dava konusu çeklerin keşidecisi olduğu anlaşıldığından davacının çek iptali açma hak ve yetkisi bulunmadığı … ” gerekçesiyle, usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde de belirtildiği üzere çeklerin iptalinin talep edilmediğini, müvekkili şirketin … bankası Tekirdağ Şubesinden … nolu hesaptan almış olduğu ve kaybolan 2 adet çek koçanına ilişkin savcılık soruşturması devam ettiğini, bu çeklerin kötü niyetli üçüncü kişilerin eline geçmesi halinde müvekkilinin rızası hilafına yazılıp imzalanmasına engel olabilmek için ilk derece mahkemesinden poliçeye ilişkin hükümler doğrultusunda sadece ödeme yasağı konulması talebinde bulunduklarını, ancak ilk derece mahkemesince talep kısmının farklı algılanarak karar verildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve çeklere ilişkin ödemeden men yasağı kararı verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, kaybolduğu ve çalındığı iddia edilen çeklere ilişkin ilgili bankaca ödeme yapılmaması yönünde tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı vekili, dava dilekçesinde, … AŞ’den aldığı iki adet çek koçanı içinde bulunan …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … numaraları çeklerin çalınıp kaybolması sebebiyle bu çekler yönünden muhatap bankanın ödemeden men edilmesi için tedbir kararı verilerek bankaya bildirilmesi için talepte bulunulduğu görülmektedir. İlgi bankadan gelen yazı cevabından, davacı şirketin çek hesabının sahibi olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece dava çek iptali talepli bir dava olarak nitelendirilmiş ve keşideci olan davacının hukuki yararı olmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir.Somut olayda davacının talebi, kaybolduğunu belirttiği çeklerin muhatap banka tarafından ödeme yapılmaması için ödemeden men kararı verilmesi istemine ilişkindir. Çekin keşidecinin rızası hilafına elinden çıkarak zayi olması halinde bu durumdan muhatap bankayı haberdar ederek ödemeyi durdurması, ancak mahkemeden alacağı bir ihtiyati tedbir kararı ile mümkün olabilir. Keşidecinin çek iptali davası açma hakkı yoksa da, ihtiyati tedbir niteliğindeki ödeme yasağı, keşidecinin açacağı bir istirdat veya menfi tespit davasında veya bu dava açılmadan önce bu davaların açıldığı mahkemeden istenebilir. Somut olayda dava, hasım gösterilerek açılmış bir istirdat veya menfi tespit davası değildir. Bu nedenle davacı, talebinin sadece ödemeden men yasağı konulması talebi olduğunu belirtse de açtığı bir menfi tespit veya istirdat davası bulunmadığından ödemeden men yasağı yönünde bir talepte bulunamayacaktır. Davacının talebi HMK’nın 389 ve devamı maddelerindeki ihtiyati tedbir talebi niteliğinde kabul edilse dahi çek vasfı kazanmamış söz konusu çekler için hasımsız olarak tedbir talebinde de bulunamayacağından, davanın bu gerekçelerle reddi gerekirken mahkemece, davacının keşideci olması sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır. Bu nedenlerle, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemekle birlikte mahkeme kararının gerekçesi düzeltilmek üzere kaldırılmasına ve belirtilen gerekçelerle talebin reddine dair yeniden karar vermek gerekmiştir. Mahkemece, davacının talebinin sadece ihtiyati tedbir verilmesine ilişkin olması sebebiyle değişik iş sırasına kaydı gerekirken esas sırasına kayının yapılması hatalı olmuş ise de bu eksiklik esasa etkili olmadığından bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir. Açıklanan nedenlerle; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin reddine, resen gözetilen sebeplerle HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının gerekçesinin düzeltilmek üzere kaldırılarak Dairemizce davanın esası hakkında yeniden karar verilmesine ve neticede reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;Davacı vekilinin istinaf isteminin reddine, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca resen gözetilen sebeplerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda;1-Talebin reddine, 2-Harçlar Kanununca alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,5-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden;a- Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,b-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince davacı vekiline tebliğine,7-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 22.12.2022 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.ç maddesi uyarınca, karar kesindir.