Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/2297 E. 2022/1759 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2297
KARAR NO: 2022/1759
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 29/09/2022
NUMARASI: 2022/71 E. – 2022/649 K.
DAVANIN KONUSU: Çek İptali
Taraflar arasındaki çek iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın usulden reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankaya çek bedellerinin tahsil edilmesi için tevdi edilen ve … Bankası Bursa Oto Sanayi Sitesi Şubesine ait, keşidecisi … olan, lehtarı … Tic. Ltd. Şti.olan, Bursa-31/12/2021 keşide yer ve tarihli, 25.000,00 TL bedelli, … seri numaralı çekin müvekkili bankanın Bursa Demirtaş şubesinden Güneşli Şubesine gönderilmesi sırasında taşıyıcı firma … Taşımacılık AŞ’nin uhdesinde kaybolduğu bilgisinin müvekkili bankaya bildirildiğini, söz konusu çekin keşidecisine/borçlusuna ibrazının, ibrazından sonra suiniyetli kişiler tarafından kullanılmasının, hatta çeke icra takibi dâhil bilcümle işlemlerin yapılmasının her zaman için mümkün olduğunu, müvekkili bankanın rızası olmaksızın elinden çıkan çekten dolayı ödenmemesi gereken bir bedelin ödenmek zorunda kalınması ya da haciz gibi istenmeyen bir durumla karşılaşılmasının telafisi imkânsız zararların doğmasına sebebiyet vereceğini ileri sürerek, çek bedelinin ödenmemesi için tedbiren ödeme yasağı kararı verilmesine ve dava konusu edilen çekin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…somut olayda dava dilekçesinde iddianın öne sürülüş biçimine göre dava konusu çekin ibraz ve ödemeden sonra kargoda kaybolduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere 6102 sayılı TTK’nin 818/1-s maddesi yollaması ile aynı yasanın 680. maddesi uyarınca bir çekin kısmen doldurulmuş veya sadece imzalanmış olması halinde dahi tedavüle çıkarılması mümkün ve geçerli olup, böyle bir çek için TTK’nin 757, 759, 763, ve 764 vd. maddeleri uyarınca zayi nedeniyle iptalini isteme hakkının sadece lehtar veya hamile aittir.Ancak somut olayda dava konusu … Bankası Bursa Oto Sanayi Şubesine ait çekin davacı … A.Ş. bankasının Demirtaş -Bursa şubesi tarafından takasta ibraz edilerek tahsil edildiği , işbu şube tarafından daha sonra müşterisinin hesabının bulunduğu Güneşli -İstanbul şubesine gönderildiği ve taşıyıcı firma … Kargo tarafından kaybedildiğinin öne sürüldüğü anlaşılmakla, davacı bankanın davada esasen müşterisi adına hareket ettiği, olayda TTK’nin 652.maddesinin de uygulanma yeri ve amacı bulunmadığı, dosyaya sunulan çekin fotokopisine göre çekin halen ciro ve temlik hukuki işlemlerine açık bulunduğu, dava konusu çekin beyan edildiği üzere temlik ve icra işlemlerine konu edilmesi ihtimalinde uyuşmazlığın çekişmeli bir davayla çözülmesinin gerekeceği, gerçekleşen ve tespit edilen hukuki vakıa ve talebe göre işbu dava ile dava konusu çekin zayi nedeniyle iptalinin istenmesi ve bu yönde hüküm verilmesine yasal olanak bulunmadığı sonuç ve kanaati hasıl olmuştur. Binaenaleyh ; 6100 sayılı HMK’nin 114/1-h maddesi gereğince bu durumun dava şartı olduğu ve dava şartı eksikliğinin giderilmesinin de mümkün olmadığı ve davacının çek iptal davası açmak hak ve hukuki yararı bulunmadığı … ” gerekçesiyle, HMK’nin 114/1-h maddesi gereğince davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmaması nedeniyle davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yargıtay kararlarında da sıkça vurgulandığı üzere iptali talep edilen kıymetli evrakı tahsil cirosu ile devralan hamil “vekil hamil” sıfatına sahip olup kıymetli evraktan doğan bütün hakları kullanma yetkisine sahip olduğunu, dosya mündericatındaki tüm bilgi ve belgeler dikkate alındığında müvekkil Bankanın iptale konu kıymetli evrakı tahsil yoluyla devraldığı hususunun izahtan vareste olduğu, bu sebeple TTK’nın 688. maddesi uyarınca kıymetli evrakı tahsil amacıyla elinde bulunduran müvekkilinin kıymetli evraktan doğan bütün hakları kullanabilmesinin mümkün olduğunu, dava dilekçesi ekinde yer alan evraklardan da anlaşılacağı üzere iptale konu kıymetli evrakın müvekkil tarafından tahsil amacıyla alındığını, tahsil cirosunun, senedin bedelinin tahsili ile buna bağlı hakları koruyucu işlemleri yapmaya yönelik temsil yetkisinin kıymetli evraka özgü bir görünüş şekli olduğunu, vekil hamil konumundaki müvekkilinin üçüncü kişi elindeki senedin iadesini talebe veya zayi sebebiyle iptalini istemeye hakkı bulunduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle TTK’nın 818/1.s maddesi atfıyla aynı Kanun’un 757 ve devamı hükümleri uyarınca, zayi nedeniyle çek iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı vekili tarafından, bedelinin tahsili için müvekkiline tevdi edilen dava konusu çekin, müvekkili bankanın Bursa Demirtaş şubesinden Güneşli Şubesine gönderilmesi sırasında kargoda kaybolduğu ileri sürülerek çekin iptali talep edilmiştir. Dava dilekçesi ekinde yer alan çekin incelenmesinde; 25.000,00 TL bedelli, 31.12.2021 tarihli ve … seri numaralı çekin, … Bankası, Bursa Oto Sanayi Sitesi Şubesine ait olduğu, keşidecisinin …, lehtarının … San. Tic. Ltd. Şti.olduğu, çekin lehtar tarafından … isimli bir firmaya ciro edildiği, adı geçen firma tarafından da …’a ciro edildiği, son olarak …’ın imzasının bulunduğu görülmektedir. Davacı tarafından sunulan ekran görüntüsünde söz konusu çekin bilgilerinin yer aldığı görülmektedir. … Bankası yazısı ile ; dava konusu çekin dosyanın davacısı … Bankası AŞ tarafından 31.12.2021 tarihinde takas merkezlerine ibraz edildiği, bedelinin ödendiği, takas işleminin elektronik ortamda yapılması sebebiyle çekin fiziken ibraz edilmediği, çekin ibrazı anındaki fotokopi veya aslının ilgili bankadan talep edilmesi gerektiği bildirilmiştir. Davacı vekili, çekin müvekkilinin Demirtaş Şubesince ibraz edildiğini, bedeli ödenen çekin Bursa Demirtaş Şubesinden, hamil …’ın şubesi olan Güneşli Şubeye gönderildiği sırada kaybolduğunu belirtmiştir. Bu bilgilere ve dosya kapsamına göre dava konusu çekin ciranta … tarafından davacıya teslim edildiği, davacı tarafından da teslim alınıp ibraz edildikten sonra kaybedildiği anlaşılmaktadır.Kıymetli evrakın iptali müessesesi TTK’nın 651 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, kıymetli evrak zayi olduğu takdirde mahkeme tarafından iptaline karar verilebilir. Senedin iptaline karar verilmesini, kıymetli evrakın zayi olduğu veya zıyaın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi isteyebilir .Kıymetli evrakta hakkın çeke bağlı olması nedeniyle, çekin zayi edildiği durumlarda, çeke bağlı hakkın çeksiz de ileri sürülebilmesi için TTK’nın 651. ve 652.maddelerinde hamile iptal davası açma hakkı getirilmiştir. İptal kararı alan hamil hakkını çek olmadan ileri sürebilecek ya da borçludan yeni bir senet tanzim edilmesini isteyebilecektir. Bu davayı açma hakkı hamile aittir. Eldeki dava, zayi olduğu iddia edilen çekin iptali istemine ilişkin olup davacı banka, davaya konu ettiği çeki tahsil cirosu ile almakla vekil hamil olmuştur. Bu nedenle hamile ilişkin müracaat hakkını kullanabileceği gibi, ziyaı halinde çek iptali için dava açmaya yetkili olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece, davacının, çek iptali davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Ancak yukarıda da belirtildiği gibi davacı banka söz konusu çeki ibraz ederek bedelini tahsil etmiştir. Davacı çekin iptalini istemiş olup bedelini tahsil ettiği bu çekin ibrazı hususu dava konusu değildir. Kaybedildiği belirtilen çekin bedeli tahsil edildiğinden çekin temlik ve icra işlemlerine konu edilerek yeni bir hamil çıkması durumunda davacının yasal yollara başvuru imkanı her zaman vardır. Davacının bu sebeplerle çekin iptalini istemesinde hukuki yararı yoktur. Bu durumda mahkemece, açıklanan gerekçelerle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın usulden reddine karar verilmesi yerinde görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin kısmen kabulü ile mahkeme kararının kaldırılarak, belirtilen gerekçelerle davanın usulden reddine dair Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenlerinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının gerekçesi düzeltilmek üzere kaldırılmasına ve davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının gerekçesi düzeltilmek üzere kaldırılarak davanın usulden reddine dair Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda; 1-Davanın usulden reddine, 2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4- Kullanılmayan yargılama gider avansının, davacıya iadesine, 5-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden; a- Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine, b-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince davacı vekiline tebliğine, 7-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 22.12.2022 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.ç maddesi uyarınca, karar kesindir.