Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/2287 E. 2022/1702 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2287
KARAR NO: 2022/1702
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 28.09.2022 tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2021/815 E.
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
Taraflar arasındaki limited şirketi ortaklığından çıkmaya dair derdest dava dosyasında, davacı tarafından talep edilen ihtiyati tedbirin ilk derece mahkemesince teminatsız olarak kabulüne dair verilen ara kararına karşı, davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin mirasçı sıfatı ile davalı şirkete % 15 payla ortak olduğunu, müvekkilinin şirket ortaklığının başladığı tarihten sonra, şirketin iş ve işleyişleri ile ilgili diğer ortaklardan bilgi alamadığını, şirketin kar payı dağıtmadığını, müvekkilinin şirketin merkezine kabul edilmediğini, şirket ortağının, müvekkilinin ve murisinin borcu bulunduğu gerekçesiyle farazi ihtarnameler gönderdiğini, bu nedenle ortaklar arasındaki güven ilişkisinin sona erdiğini, müvekkilinin 06.04.2016 tarihinde geçirdiği kaza sonucu şirket ortaklarının olumsuz tavır ve davranışlarıyla karşılaştığını, bu nedenle de ortaklık ilişkisinin çekilmez hale geldiğini ileri sürerek, pay bedelinin ödenerek müvekkilinin şirket ortaklığından çıkarılmasını ve şirketin taşınmazları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince davacının ihtiyati tedbir talebi değerlendirilerek 28.11.2021 tarihli ara kararla şirkete ait taşınmazın teminat karşılığı üçüncü kişilere devrinini önlenmesine karar verilmiş; süresinde teminat yatırılmaması nedeniyle ihtiyati tedbirin HMK’nın 393/1.maddesi gereğince kendiliğinden kalktığı, 12.01.2022 tarihli ara kararla tespit edilmiştir.Davacı vekili 16.05.2022 tarihli talep dilekçesinde özetle; 12.05.2022 tarihli dilekçesi ile davalı şirketin 13.04.2022 tarihli sermaye artırımına ilişkin kararın dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasını talep edildiğini, ancak TTK’nın 638/2. maddesine göre, her ortağın haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabileceğini, mahkemenin istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebileceğini, bu nedenle dava süresince, sermaye arttırımından doğan ek ödeme ya da yan ödeme yükümlülüğünden doğan borçların da mahkeme tarafından dondurulabileceğini, çıkma iradesi sonucunda limited şirket ile hiçbir ortaklık bağı kalmayan ortağın, ortağa ait hakları kullanması ve borçları yerine getirmesinin söz konusu olamayacağını, çıkma davası açıldıktan sonra davalı şirketin sermaye arttırımına gitmesinin dürüstlük kuralarına aykırı olduğunu ve bu durumun müvekkilinin haklarına helal getireceğini belirterek, TTK’nın 638/2. maddesi gereği dava sonuna kadar, müvekkilinin davalı şirketteki haklarının ve şirketin semaye artırım kararına ilişkin yükümlülüklerinin dondurulmasına ve müvekkilinin durumunun teminat altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 02.06.2022 tarihli ara kararında; “…Huzurdaki davanın açıldığı tarihi 10/12/2021 olup davalı şirket tarafından sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararının 22/04/2022 tarihli olduğu ve 05/05/2022 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayınlandığı görülmüştür. Ortaklıktan çıkma davasının açılması ortak sıfatının devamına engel değildir, mahkeme karar verinceye kadar çıkma davası açan ortağın ortaklıktaki hak ve yükümlülükleri devam eder, bu nedenle davanın açılması ile beraber davacının talebi uyarınca dava açan ortağın ve ortaklığın menfaatlerinin bu süreçten olumsuz etkilenmemesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Davalı şirket tarafından dava açılış tarihinden sonra alınan genel kurul kararı ile şirketin sermayesinin 100.000,00 TL den 1.500.000,00 TL artırılarak 1.600.000,00 TL’ye çıkarmış olması, davacının şirket ortaklığındaki hak ve menfaatlerini etkileyeceği nazara alındığında TTK 638/2 maddesi uyarınca davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından doğan bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verilebilir hükmüne istinaden davacının hak ve borçlarının dondurulmasını istemekte haklı olduğu sonuç ve vicdani kanaatine varılarak ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiş” gerekçesiyle davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile TTK’nın 638/2. maddesi uyarınca, tedbiren davacının dava tarihi itibari ile davalı şirketteki tüm hak ve borçlarının dondurulmasına, karar vermiştir.Bu ara karara karşı, davalı vekili tarafından, süresinde itiraz edilmiştir.İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbir kararının kapsamının belirli olmadığını, bu şekilde tesis edilen bir ihtiyati tedbir kararının hukuku aykırı olduğunu, kararın uygulanmasının mümkün olmadığını, davacının sermaye arttırımı kararına karşı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı davada talep edilen ihtiyati tedbirin mahkemece reddedildiğini, davacının usulüne uygun tebliğ edilen genel kurul toplantısına katılmadığından, genel kurul kararının iptalinin talep edilemeyeceğini, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşmediğini, yapılan sermaye arttırımının davacı tarafın hisse değerlerini düşürmekte olduğunu belirterek, ihtiyati tedbir kararının tümüyle kaldırılmasına aksi halde teminata bağlanılması talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 28.09.2022 tarihli ara kararında; “TTK 638/2. Her ortak haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir. Davanın açıldığı tarihin 10/12/2021 olduğu, davalı şirket tarafından sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararının ise 22/04/2022 tarihli olduğu ve 05/05/2022 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayınlandığı görülmüştür. Ortağın ortaklıktan çıkma davası açması ortak sıfatının devamına engel değildir, mahkeme tarafından karar verilinceye kadar çıkma davası açan ortağın ortaklıktaki hak ve yükümlülükleri devam etmektedir. Bu nedenle davanın açılması ile beraber davacının talebi uyarınca dava açan ortağın ve ortaklığın menfaatlerinin bu süreçten olumsuz etkilenmemesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Davalı şirket tarafından dava açıldıktan sonra alınan genel kurul kararı ile şirketin sermayesinin 100.000,00 TL den 1.500.000,00 TL artırılarak 1.600.000,00 TL’ye çıkarılmış olması, davacının şirket ortaklığındaki hak ve menfaatlerini etkileyecektir. TTK 638/2 maddesi uyarınca davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından doğan bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verilebilir hükmüne istinaden davacının hak ve borçlarının dondurulmasını istemekte haklı olduğu kanaatine varılarak davalı vekilinin ihtiyati tedbire itirazın reddine…” gerekçesiyle ihtiyati tedbire yönelik itirazın reddine, karar vermiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Davacının, davalı şirket ortaklarından …’in vefatından sonra, …’in mirasçısı olması sebebiyle intikal eden 15.000 TL nominal bedelli 150 paya sahip olduğunu, ortaklık sonrası davacının kötü niyetle ortaklık yapısını bozmaya çalıştığını, şirket yönetimi ve diğer ortakların tüm iletişim çabasına rağmen şirketin faaliyetlerini engellemekten geri durmadığını, şirket yönetiminin yasada belirtilen şekilde ortakları bilgilendirdiğini, şirket sermayesinin yetersiz olması nedeniyle, şirketin kurucu ortaklarından … tarafından şirkete ciddi miktarda borç verildiğini ve şirketin bu finans kaynağı ile bugünkü ekonomik yapısına kavuştuğunu, davacının ortaklığından itibaren geçen kısa sürede şirket ortaklığı çekilmez hale getirecek bir olay yaşamadığını, ortaklıktan çıkma için haklı neden bulunmadığını, buna rağmen açılan davada mahkemece verilen tedbir kararının hatalı olduğunu, TTK’nın 638/2. maddesi dayanak gösterilerek alınan kararın sınırları dahi belirli olmadığını, mahkemece hangi hususlarda tedbir uygulandığı belirtilmeden Kanun maddesinin yazılmasıyla yetinildiğini, sermaye artırımı kararının iptali için açılan davada mahkemece talep edilen ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiğini, davacının usulüne uygun davete rağmen genel kurul toplantısına katılmaması nedeniyle sermaye artırım kararının iptalini talep edemeyeceğini, alınan karar uyarınca sermaye artırımının gerçekleştirildiğini ve artırımdan kaynaklı rüçhan hakkı için ortaklara çağrı yapıldığını, ihtiyati tedbir koşullarının gerçekleşmediğini, artırım kararıyla davacının haklarının zarar görmediğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve talebin reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 638/2. maddesi uyarınca, şirket ortaklığından çıkma ve çıkma payının tahsili istemine ilişkindir. Davacı, dava içinde TTK’nın 638/2.maddesi gereğince şirkete karşı olan hak ve yükümlülüklerinin tedbiren durdurulması yönünde ihtiyati tedbir talep etmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, ihtiyati tedbirin kabulüne karar verilmiş; bu ara karara karşı, davalı vekilinin itiraz başvurusu reddedilmiş; davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.TTK’nın 638/2. Maddesi uyarınca, “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.” Bu maddede, çıkma talep edenin haklarının korunması için gerekli tedbir kararlarının alınacağı belirtilmiş olup, ihtiyati tedbirin koşullarının bulunup bulunmadığının HMK’nın 389 vd. hükümlerine göre belirlenmesi gerekir. Yani, TTK’nın 638/2. maddesindeki tedbirlere hükmedebilmek için, ihtiyati tedbirin koşullarının bulunması gerekir. Bu bağlamda davacı, geçici hukuki koruma kararı verilmezse telafisi güç veya imkansız zararların doğacağını ve davadaki haklılığını yaklaşık olarak ispatlamalıdır.İlk derece mahkemesi 02.06.2022 tarihli gerekçeli ara kararında, dosya kapsamında bulunan delillerin HMK’nın 389 vd. maddeleri uyarınca değerlendirilmesi sonucu, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği kabul edilerek ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. Dairemizce dosya kapsamında bulunan deliller ve özellikle bilirkişi raporunun incelenmesinde şimdilik bu tespitten ayrılmayı gerektirir bir husus tespit edilmemiştir. Geçici hukuki koruma kararı için yaklaşık ispat yeterli olup, çıkma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği bu karardan bağımsız olarak yapılacak yargılama sonucu mahkemece değerlendirilecektir. Davacının, ortak olduğu dikkate alınarak mahkemece teminatsız tedbir kararı verilmesi takdir edilmiş olup, dosya kapsamındaki delillerden, bu takdirin isabetli olduğu anlaşılmıştır. İstinaf başvurusunda, kararın infaz kabiliyetinin bulunmadığı, tedbirin sınırlandırılmadığı belirtilmiş ise de TTK’nın 638/2. madde metninde, istem üzerine dava süresince davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarının bazılarının veya tümünün dondurulmasına karar verilebileceği açıkça belirtildiğinden bu şekilde ara karar kurulması yerindedir. Karardan anlaşılması gereken, tüm hak ve borçların tedbiren dondurulduğudur. Açıklanan bu gerekçelerle, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesinin karar ve gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. ve 394/5. maddeleri uyarınca esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına,3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1 ve 394/5. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.15.12.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 394/5. maddeleri uyarınca karar kesindir.