Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/2268 E. 2022/1749 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2268
KARAR NO: 2022/1749
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 11/05/2022
NUMARASI: 2021/783E. – 2022/418 K.
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
Taraflar arasında görülen şirketin ihyası davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükme karşı davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilince Ankara 8.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/46 Esas (Eski Esas; 2013/1078) sayılı dosyası ile … Tic. Ltd. Şti.aleyhine rücuen tazminat davası açıldığını, ancak bu şirketin sicilden terkin edildiğini, bu nedenle taraf teşkilinin sağlanması için mahkemece verilen yetkiye istinaden adı geçen şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmek zorunluluğu doğduğunu, tasfiye işlemleri tamamlanmadan şirketin terkininin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, … Tic. Ltd. Şti.’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili, savunmasında özetle; müvekkilinin sadece yasal hasım olduğunu, husumetin aynı zamanda son tasfiye memuruna da yöneltilmesi gerektiğini, müvekkilince TTK’nın 32.maddesi ve Ticaret Sicil Tüzüğünün 34.maddesi hükümleri çerçevesinde işlem yapıldığını, tasfiye memurunun iddia edilen eksik işlemlerinin, müvekkilince tespit edilemeyeceğini, tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının tasfiye memurun sorumluluğunu gerektirdiğini, yasal hasım olan müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini savunarak, müvekkili yönünden davanın reddini istemiştir. Davalı … vekili, savunmasında özetle; talebin zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin şirket ortağı olmadığını, şirketle hukuki bir bağının bulunmadığını, kendisine husumet yöneltilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ” … Ticaret sicilinin cevabına göre söz konusu şirketin tasfiyeye bağlı olarak 22/10/2013 tarihinde terkin edildiği, şirketin adresinin “… Caddesi … Sokak No:… Kadıköy/İSTANBUL” olduğu ve Mahkememizin yargı alanı içinde kaldığı, temsilcisinin-tasfiye memurunun davalı … olduğu belirlenmiştir. Gerekli kısımlarının örneği celp edilen Ankara 8. İş Mahkemesi’nin 2019/46 Esas dosyası üzerinden işlem gören davanın davacı tarafından söz konusu şirket aleyhine açılan dava olduğu, safahatın yukarıda dava dilekçesinde özetlenen şekilde olduğu ve 14/11/2019 tarihli duruşmada ihya davası açılması için süre verilmiş olduğu, yargılamasının devam ettiği anlaşılmıştır. Husumet ve zaman aşımı itirazlarının da karara bağlandığı ön inceleme duruşmasında yapılan irdelemeye, alınan beyanlara ve dosya kapsamına nazaran davalı-gerçek şahsın ticaret sicil kaydına göre son tasfiye memuru olması karşısında husumet itirazının yerinde olmadığı, başka bir davaya dayalı olarak ihya davasının açılmış olması nedeniyle TTK. geçici 7. madde düzenlemesi yönünden 5 yıllık hak düşürücü süreye tabi olmadığı ve hak düşürücü süre dışında bir zaman aşımı süresinin ilgili yasal düzenlemede ön görülmemiş olması nedeniyle zaman aşımı itirazının yerinde olmadığı sonucuna varılarak bu yöndeki itirazların reddine karar verilerek tahkikata geçilmiştir. Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.Eldeki dava yönünden, söz konusu şirket hakkında bir dava olduğu halde tasfiyenin şeklen ve eksik olarak ticaret sicil kayıtlarına yansıdığı; yargılaması devam eden söz konusu 2019/46 Esas sayılı davanın görülebilmesi ve verilecek kararın infaz işlemlerinin yapılmasının TTK’nin 547. maddesi anlamında ek tasfiye işlemini gerektirdiği ve bunun için söz konusu şirketin ihya edilerek yeniden ticaret siciline tescilinin zorunlu hale geldiği anlaşılmıştır. Sonuç olarak söz konusu şirketin ihyası için gerekli yasal ve maddi şartların somut olayda gerçekleştiği ve sübut bulan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış olup ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi yönünden davalı-tasfiye memurunun tasfiye memuru olarak atanmasının ve ek tasfiye işlemlerinin tasfiye memuru olarak davalı … tarafından yapılması uygun görülmüş olup, yargılama gideri yönünden yapılan irdelemeye bağlı olarak: davalı İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu, yasal hasım konumunda olup, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı sorumluluğu bulunmadığından yargılama giderinden sorumlu tutulmamıştır. … ” gerekçesiyle, davanın kabulü ile Tasfiye Halinde … Tic. Ltd. Şti.’nin Ankara 8.İş Mahkemesinin 2019/46 Esas sayılı dava dosyası yönünden ve Mahkemece verilecek kararın infazı işlemleriyle sınırlı olmak üzere yeniden ihyasına, tasfiye memuru olarak …’ın atanmasına, kararın tescil ve ilanına karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı … vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; talebin zamanaşımına uğradığını, 5 yıllık sürenin geçtiğini, davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, müvekkilinin şirket ortağı olmadığını, şirketle hukuki bir bağının bulunmadığını, kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, TTK’nın 547. maddesi gereğince, tasfiyesine karar verilmiş bulunan şirketin ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi için sicil kaydının ihyası talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda şirketin ihyasına karar verilmiş; bu karara karşı, davalı … vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Tasfiye ile terkin olunan Tasfiye Halinde … Tic. Ltd. Şti.’nin aleyhine davacı tarafından Ankara 8.İş Mahkemesinin 2019/46 Esas (Eski Esas; 2013/1078) sayılı dosyası ile rücuen tazminat talebiyle dava açıldığı, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde; … sicil nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde … Tic. Ltd. Şti.’nin 22.10.2013 tarihinde tasfiyesinin sona erdiği ve bu tarihte şirketin sicil kaydının terkin edildiği, tasfiye memurunun ise davalı … olduğu anlaşılmaktadır. TTK’nın 547. maddesi, ek tasfiye başlığı altında; “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu  anlaşılırsa, son tasfiye memurları,  yönetim kurulu  üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret  mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir” düzenlemesi getirilmiş olup bu düzenleme ile ticaret sicilinden tasfiye sürecine girerek tasfiye sonunda sicilden terkin edilen şirketlerin tasfiye işlemlerinde eksiklik olması halinde sicilden terkin edilen şirketin tekrar sicile kaydedilmesi mümkündür. Örneğin şirkete ait bir malvarlığının bulunması veya devam eden bir dava bulunması bu duruma örnek olarak gösterilebilir. Somut olayda, davacı tarafından tasfiye halindeki şirket aleyhine Ankara 8.İş Mahkemesinin 2019/46 Esas (Eski Esas; 2013/1078) sayılı dosyası ile rücuen tazminat davası açıldığı, yargılamada taraf teşkilinin sağlanması bakımından tasfiye sonucu terkin olan şirketin ihyasını talep etmekte davacının hukuki yararının bulunduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, şirket tüzel kişiliğinin ihyası davasının TTK’nın 547. maddesi uyarınca talep edilmesi halinde şirketin tasfiye işlemlerini yapmış olan tasfiye memur ya da memurları ile yasal hasım durumundaki terkin işlemini yapan Ticaret Sicil Memurluğuna husumet yöneltilerek açılması gerekli olup bu hususun mahkemece re’sen nazara alınması gerekmektedir. Somut olayda da, davacı tarafça husumetin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne ve ihyası istenen şirketin son tasfiye memuru olan davalı …’a yöneltilmesi yerinde olup aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Diğer yandan, tasfiye sonucu terkin edilen şirketin ihyası için TTK’nın 547. maddesinde zamanaşımı veya hak düşürücü süre öngörülmediğinden davalı … vekilinin talebin zamanaşımına uğradığı yönündeki istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle, mahkemece, yasal şartların oluşması nedeniyle şirketin ihyasına ve davalı …’ın tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı … tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irat kaydına, 3-Davalı … tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 22.12.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.