Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/2267 E. 2022/1774 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2267
KARAR NO: 2022/1774
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 27.09.2022
NUMARASI: 2022/693 Esas
DAVA: Haksız Rekabetin Tespiti
Taraflar arasındaki haksız rekabetin tespiti davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan … markasının “…” isimli kullanıcı tarafından twitter’ dan paylaşılmış olan https://twitter.com/… linkinde yer alan içerikte “…” ifadeleri ve bu ifadelerin altında paylaşmış olduğu fotoğrafları yer alan “…” ifadesiyle müvekkilini kötüleyici , terör örgütleri ile bağlantılı göstermeye çalışan, küçük düşürücü ifadeler kullanıldığı, bu anlamda fotoğrafta yer alan görsellerle müvekkiline atfedilen sanki terör örgütünün ürünlerini satıyormuş ve söz konusu terör örgütüne özel bir kampanya haftası düzenliyormuş gibi nitelendirilmesini kabul edemeyeceklerini, başkalarını veya onların mallarını, faaliyetlerini yanlış, yanıltıcı veya incitici şekilde kötülemenin haksız rekabet oluşturan haller arasında yer aldığını, buradaki kötüleme kavramı, genel bir ifade ile bir kişinin ticari hayatı hakkında olumsuz izlenim yaratacak davranışları ifade ettiğini, gerçek dışı veya gerçeğe uymayan, söz konusu paylaşımı yapan kişinin hem paylaşımında yer verdiği görsel içerik hem de paylaşımlarda kullandıkları ifadelerin tamamen gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin ticari itibarına zarar verme ve karalama amacı taşıdığını, anılan sebepler müvekkilinin kişilik haklarına saldırı olduğunu ve haksız rekabet hükümlerini ihlal ettiğini bu yol ile müvekkilinin karalanmaya ve müvekkilinin halk nezdindeki itibarı zedelenmeye çalışıldığını, paylaşılan içeriklerin sebep olduğu ve olabileceği algı neticesinde müvekkilinin zarar yaşadığı ticari itibar kaybı ve saygınlığı başta olmak üzere diğer kişilik haklarının zedelenmiş olması da göz önüne alındığında haksız rekabetin tespiti’nin açık olduğu müvekkilinin marka ve kişilik haklarına daha fazla zarar gelmesinin engellenebilmesi amacıyla haksız rekabet oluşturan fiilin sona erdirilmesini ve söz konusu içeriğin kaldırılması ve beyanların düzeltilmesi doğrultusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin değerlendirildiği 27.09.2022 tarihli ara kararla; “…İhtiyatî tedbirde asıl olan ihtiyatî tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyatî tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyatî tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyatî tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyatî tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir. İhtiyati tedbire esas olan hakkın iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun, “uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (m. 389/1). Ancak, özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. İşbu dosyada davacının davalının twitter hesabındaki haksız rekabet oluşturan fillerinin sona erdirilmesi için ilgili linkteki içeriğin kaldırılması ve yanlış beyanlarının durdurulması edilmesi taleplerine yönelik olduğu dikkate alındığında uyuşmazlığın esasına çözer nitelikte tedbir kararı verilemeyeceği ve iddiaların yargılamayı gerektirtiği…”gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece ihtiyati tedbir talebimiz kabul edilmediği için söz konusu paylaşım halen yayında olup, arama kısmına … yazıldığında herkes söz konusu paylaşıma ulaşabildiğini, bunun da insanlarda müvekkili şirketin terör örgütü ile bağlantısı olduğu izlenimi uyandırdığını, bahsi geçen yayın kaldırılmadığı ya da erişime engellenmediği müddetçe de bu yayının insanlarda yarattığı haksız olumsuz izlenim nedeniyle müvekkili şirkete birçok zarar vereceğini, bu nedenlerle işbu davadaki haklılıkları ispat edilene kadar söz konusu yayın hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, İlk duruşmanın 17.01.2023 tarihine bırakıldığı da göz önünde bulundurulduğunda aylarca sürecek yargılama boyunca söz konusu yayının devam etmesinin, HMK ile düzenlenen ihtiyati tedbir kurumunun amacına da aykırılık oluşturacağını, nitekim Yargıtay 11. HD. 25.02.2013 tarihli ve 2013/1854 E. 2013/3274 K. Sayılı kararında genel hüküm niteliğindeki hmk’nın yanında özel hüküm niteliğindeki Ttk M.61 hükmünün yok sayıldığını, TTK 61 madde hükmü değerlendirmeye alındığında, yerel mahkemenin ” yargılamanın sonucuna ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilemez” şeklindeki kararının TTK 61 maddesi düzenlemesine aykırı olduğunu, Nitekim bu husus İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 2020/193 E. 2020/242 K. Sayılı ve 26.02.2020 tarihli kararında TTK m.61 düzenlemesinin öneminin belirtildiğini, aynı hususun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 2019/958 E., 2019/1020 K. sayılı ve 10.07.2019 tarihli kararında da ifade edildiğini, Tüm bu nedenlerle, terör örgütü ile iltisaklı gösterilmenin hiç kimsenin katlanması gereken bir durum olmadığı, böyle bir iddianın ve yayının yayında durduğu müddetçe müvekkil şirketin haklarını zedelediğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Davacı tarafından davalı aleyhine açılan haksız rekabet davasında ihtiyati tedbir talebinin mahkemece reddine karar verilmiş, bu ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. TTK’nın ihtiyati tedbirler başlıklı 61/1. maddesinde, ”Dava açma hakkına haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56.maddenin birinci fıkrasının b ve c bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, hukuk usulu muhakemeleri kanunun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verilebilir ” düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre bu tür davalarda ihtiyati tedbir talepleri TTK’nın 61. maddesine göre değerlendirilmelidir. Burada hüküm bulunmayan konularda, tamamlayıcı hüküm olarak HMK’nın 389 vd. maddelerinden yararlanılmalıdır. Bu yasal düzenlemeye rağmen ilk derece mahkemesi davacının tedbir talebini 27.09.2022 tarihli ek kararında 6100 Sayılı Yasa’nın ihtiyati tedbir başlıklı 389. maddesi kapsamında değerlendirerek, mahkemece uyuşmazlığın esasını çözecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün olmayacağı gibi taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davacının tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Oysa, öncelikle özel hüküm olan TTK’nın 61. maddesinin uygulanması gerekir. İlk derece mahkemesinin bu yasal düzenlemeyi dikkate almaksızın, tedbirin reddi gerekçesi usule aykırı olmuştur. Mahkemece iddiaların yargılamaya muhtaç olduğu gerekçesiyle verdiği red kararı da usule aykırıdır. Yaklaşık ispat olması halinde tedbir talebinin kabulü gerekmekte olup, tedbir verilmesi için ayrıca iddianın yargılamaya muhtaç olması gibi bir koşulda yasada yoktur. Bu durumda mahkemece dava dilekçesinde gösterilen link üzerinde tweter mesaj çıktıları da dosyaya eklenerek TTK’nın 61. maddesi ışığında ihtiyati tedbir talebinin karara bağlanması gerekir. Soyut hukuki gerekçe ile verilen red kararı istinaf incelemesine elverişli olmadığından HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca kararın kaldırılasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verdiği 27.09.2022 tarihli ara kararın kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında ihtiyati tedbir talebinin yeniden karara bağlanması için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafça yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davacı tarafça yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 22.12.2022
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.