Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/2263 E. 2023/497 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2263
KARAR NO: 2023/497
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/06/2022
NUMARASI: 2021/24 E. – 2022/462 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (İpotek Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin dava dışı … Tur. ve İnş. San. AŞ ile yaptığı 05.12.2018 tarihli sözleşmenin 2/g maddesi uyarınca, müvekkili şirkete 21.12.2018 tarihinde, İstanbul Beyoğlu … ada … nolu parsel üzerinde 9 ay süreli ikinci dereceden 200.000 USD bedelli ipotek verdiğini, sözleşmenin 2/g maddesinde 200.000 USD’nin ödenmesi veya ödenmeme halinde icra takibi başlatılması, sözleşmenin 1. maddesinde bahsi geçen Beşiktaş ilçesindeki 4 nolu binada bulunan 3, 5 ve 6 nolu dairelerin tümünün tapuda … AŞ’ye veya üçüncü bir şahsa satış yoluyla geçmesi şartına bağlandığını, bu şartların ayrıca ipotek sözleşmesi ve resmi senette de belirtildiğini, sözleşmede bahsi geçen dairelerin üzerinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında alacaklısı davalı ….AŞ’nin olduğu hacizler bulunduğunu, icra dosyasındaki satış işlemlerinin ardından ihalenin feshi davaları açıldığını ve ihalenin feshi davalarının İstanbul 25. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/616 Esas ve 2020/619 Esas sayılı dosyaları ile derdest olduğunu, yani sözleşmedeki şartın henüz gerçekleşmediğini, 2. maddede belirtilen dairelerin tümünün tapusunun davalıya veya üçüncü bir şahsa henüz intikal etmediğini, ipoteğin şarta bağlı olması ve şartın gerçekleşmemesi nedeniyle ipotek alacağının muaccel hale gelmediğini, müvekkilinin ilgili davaları sonuçlandırıp daireleri davalı ….AŞ’nin uhdesine geçmesini müteakip borcunu ödemesi beklenirken ipoteğin 24.11.2020 tarihinde, 7181 sayılı Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 19. maddesi ile TMK’nın 883. maddesinde yapılan değişik üzerine terkin edildiğini, davalının borcunu ödemediği halde yeni yasal düzenleme ile dava konusu ipoteğin kaldırıldığını, müvekkilinin ipoteğin düzenlendiği tarihten çok sonra 01.01.2020 tarihinde yürürlüğe giren yeni düzenlemeyi bilmesinin beklenemeyeceği gibi, ipotek akdinde kararlaştırılan 9 ay sonunda icra takibine konu yapılması halinde “ödeme şartının gerçekleşmediği” şeklindeki itiraza uğrayacağının açık olduğunu, alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 13.07.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek, 05.12.2018 tarihli sözleşme kapsamındaki İstanbul 3. Tüketici Mahkemesinin 2013/500 Esas sayılı davadaki hak sahibi … ile İstanbul 1. Tüketici Mahkemesinin 2014/1468 Esas sayılı dosyasındaki alacaklı …’ın daha önce dosyaya sunulan dilekçe ekinde ibraz edilen belgelerle ibra edildiklerini, bu nedenle 3 ve 5 nolu daireler ile ilgili ibranamelerin alınarak bu iki dairenin parasının, binanın … San. Tic. Ltd. Şirketi’ne satılmak suretiyle alındığını, 3 nolu dairenin doğrudan devrinin yapıldığının tapu kaydı ile görüleceğini, davalı ‘nin 05.12.2018 tarihli sözleşmede belirtilen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlattığını, 5 ve 6 nolu dairelerinin satışının yapıldığını, açılan ihalenin feshi davalarının icra hukuk mahkemesince reddedildiğini, verilen kararların istinaf aşamasında olduğunu, 6 nolu daire ile ilgili davacının sözleşmedeki edimini yerine getirmediğinden ve bu daire ile ilgili ibranameyi alamadığından tüketici mahkemesinde hak sahibi olan … tarafından İstanbul 6. Tüketici Mahkemesinin 2020/784 Esas sayılı dosyası tapu iptal tescil davası açıldığını, davalı şirketin 6 nolu daire ile ilgili ödenen ve ibranameyi alma yükümlülüğünü kötüniyetli olarak yerine getirmeyerek davacı şirket lehine düzenlenen 200.000 USD’nin ödenmesiyle ilgili sözleşme edimlerinden kaçınmak istediğini, 3 ve 5 nolu dairelerle ilgili sözleşmede düzenlenen şartların gerçekleştiğini belirterek, itirazın iptali davasını tam ıslah suretiyle alacak davasına dönüştürerek 200.000 USD’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsile karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkilinin Tekirdağ’da sattığı taşınmazının geliri ile yatırım yapmak istediğini, bu kapsamda dava dışı … Yapı Tur. ve İnş. AŞ (Eski unvanı … Tur. ve İnş. San. AŞ) yetkilisi … ile tanıştığını, dava dışı … AŞ ile bu şirkete ait Beşiktaş ilçesi … ada … nolu parselde bulunan 12 adet bağımsız bölümün satışı konusunda anlaştıklarını, satıcı … AŞ’nin bu bağımsız bölümlerden 3, 5 ve 6 numaralı daireler haricindekilerin mülkiyetinin müvekkiline devrettiğini, ancak 3, 5 ve 6 nolu bağımsız bölümler üzerinde çeşitli mahkemelerce konulan ihtiyati tedbir ve ihtiyati hacizler bulunduğundan bu dairelerin mülkiyetinin müvekkiline devir edilemediğini, bunun üzerine müvekkili ile satıcı … AŞ arasında 05.12.2018 tarihli sözleşmenin imzalandığını, bu sözleşme uyarınca müvekkilinin, söz konusu taşınmazlar üzerindeki şerhlerin kaldırılması için taşınmazlardaki tedbir ve hacizlerin lehtarı olan üçüncü kişilerle görüşüp anlaşarak gerekli ödemeleri üçüncü kişilere yaparak ve taşınmazlar üzerindeki şerhleri kaldırarak … AŞ adına ibraname alacağı, ….AŞ’nin ise anılan taşınmazlar hakkında devam eden davalara dair temyiz taleplerinden feragat edeceği, akabinde de tedbirlerin kaldırılması için mahkemelere gerekli dilekçeleri vereceği, sonrasında da 3, 5 ve 6 nolu taşınmazların müvekkiline devrini sağlayacağı, yine 3, 5 ve 6 nolu bağımsız bölümlerin üzerinde müvekkili lehine ipotek bulunduğunu ve müvekkilinin bu ipoteğin paraya çevrilmesi için de İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlattığını, tarafların bu takibin ancak 3, 5 ve 6 nolu bağımsız bölümlerin müvekkiline devrinin sağlanması amacıyla kullanılabileceği, bu taşınmazların cebri icra yolu ile satış yapıldıktan sonra müvekkilinin, bu taşınmazlar konusunda ….AŞ’den başkaca hiçbir hak ve alacak talebinde bulunmayacağı konusunda anlaştıklarını, dava dışı … AŞ yetkilisinin 05.12.2018 tarihli sözleşmenin 2/g maddesiyle, anılan taşınmazların cebri icra yolu ile satılması neticesinde müvekkiline devredilmesi yahut üçüncü kişilere devredilmesi ve satış bedelinin de müvekkili tarafından alınması sonrasında, kendisine anılan taşımazlara dair bir bedel ödenmemesi ihtimaline binaen kendini garanti altına almak için …AŞ’nin borç batağında olması nedeniyle göstereceği üçüncü şahıs lehine, müvekkili …’ye ait İstanbul ili Beyoğlu İlçesi. … ada … parsel sayılı taşınmaz üzerine 200.000 USD bedelli ipotek tesis edilmesi talebinde bulunduğunu, müvekkili ile dava dışı … AŞ’nin 3, 5 ve 6 nolu bağımsız bölümlerin devrinin 9 ay gibi bir sürede tamamlanacağını öngörmekle ipoteği de 9 ay süreli olarak düzenlediklerini, yine sözleşmenin 2/g maddesinin 2. fıkrasındaki şartların gerçekleşmesinden sonra … ile … arasında 3, 5 ve 6 numaralı bağımsız bölümler hususunda borç-alacak ilişkisi kalmayacağı ve tarafların birbirlerini ibra etmiş sayılacakları konusunda anlaştıklarını, yukarıda da belirildiği üzere dava konusu ipoteğin tesis edilmesinin tek nedeninin 3, 5 ve 6 numaralı taşınmazlar konusunda …AŞ’nin kendini koruma altına almak maksadıyla teminat talebine bulunması olduğunu, ipoteğin de müvekkili ile dava dışı … arasındaki sözlemeye konu 3, 5 ve 6 numaralı taşınmazlara dair borç-alacak ilişkisine istinaden …AŞ tarafından gösterilen davacı adına düzenlendiğini, ipotek düzenlenme haricinde müvekkili … ile davacı … arasında başka bir ticari ilişki bulunmadığını, ipoteğin de kanun değişikliği nedeniyle kaldırılması nedeniyle davacının maddi ya da manevi bir zararının bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile ipotek konusu alacağın talep edilmesi yahut ipoteğin icra takibine konu edilmesi için 05.12.2018 tarihli sözleşmenin 2/g maddesinin 1. fıkrasında şartların yerine getirilmeden davacının müvekkilinden talepte bulunmayacağını, davacı şirketin kuruluş kayıtları incelendiğinde tek yetkilisi olan …’nın dava dışı … AŞ’nin muhasebecisi olduğunu, davacı şirket yetkilisi ile dava dışı … AŞ’nin danışıklı bir şekilde müvekkilinden alacak elde etme gayretine girdiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davaya konu ipotek şartlı olarak düzenlenmiş olup henüz bu şartlar yerine gelmeden kanun değişikliği nedeniyle ipotek tapudan terkin edilmiştir. 3 nolu bağımsız bölüm …’ye geçmiş daha sonra … tarafından … Saatçilik’e satılmış, 5 ve 6 nolu bağımsız bölümler ise tapu maliki tarafından … lehine verilen ipotek neticesinde, … tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan (İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas ) takip neticesinde ihale yoluyla, alacağına karşılık olarak … adına 16/06/2020 tarihinde mülkiyeti …’ye geçmiştir. TBK 279 ve TMK 705. Maddeleri dikkate alındığında cebri ihalelerde mülkiyet ihale anında ihale alıcısına geçer, daha sonra yapılan tescil kurucu değil açıklayıcı niteliktedir. İhalenin feshi davaları red ile sonuçlanmış olup, mülkiyet ihale tarihi olan 16/06/2020 tarihinde …’ye geçmiştir. Dolayısıyla 3, 5 ve 6 nolu bağımsız bölümlerle ilgili şartlar yerine gelmiştir. 5 nolu bağımsız bölüm 17/06/2019 tarihinde … Saatliçik’e diğer parseller ise ihale tarihi olan 16/06/2020 tarihinde …’ye geçmiş olup dava tarihinin 13/01/2021 olduğu dikkate alındığında, dava tarihi itibariyle dava konusu alacak muaccel hale gelmiştir. Söz konusu ipotek akit tablosu incelendiğinde belirlenen bedelin kesin ipotek bedeli olduğu anlaşılmakla, ipotek akit tablosunda belirlenen 200.000 USD ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine..”gerekçesiyle, davanın kabulü ile 200.000,00USD’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkeme gerekçesi ile yapılan tespitlerin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin dava dışı … Yapı Turizm ve İnşaat AŞ’nden, bu şirkete ait 12 adet bağımsız bölümü satın almak istediğini, 3, 5 ve 6 numaralı bağımsız bölümler haricindeki taşınmazların tapuda devir edilebildiğini, 3, 5 ve 6 numaralı bağımsız bölümlerde çeşitli kısıtlamalar bulunduğundan devir yapılamadığını, bu taşınmazların müvekkiline ne şekilde devredileceği ile devir sonrası dava dışı şirketin taşınmazların bedellerini nasıl alacağına ilişkin olarak düzenlenmeler yapılması için 05.12.2018 tarihli sözleşmenin imzalandığını, bu sözleşme uyarınca dava dışı şirketin bu şerhleri kaldıracak ekonomik durumu bulunmadığından, müvekkilinin şerhlerin kaldırılması için şerh sahipleri ile anlaşması ve ödeme yaparak şerheleri kaldırılmasına, dava dışı şirket adına ibraname alarak taşınmazı üzerine geçirecek kişilere borçsuz devri ve davalı şirketin takyidattan ari taşınmaz satarak edimini yerine getirmesi için bir takım edimler üstlendiğini, ayrıca müvekkilinin alacaklısı olduğu ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip dosyasında taşınmazların satılması hâlinde taşınmazları müvekkilinin veya üçüncü kişilerin alması halinde gelir elde edilmesi hâlinde üçüncü kişilere ödeme yapılacağı, dava konusu ipoteğin ise işbu taşınmazların icra kanalıyla satılarak müvekkili şirket veya üçüncü kişiye devredilmesi, ancak müvekkili tarafından dava dışı şirkete herhangi bir ödeme yapılmaması durumuna karşı, dava dışı şirketin kendini garanti altına almak maksadıyla talep etmesi neticesinde düzenlendiğini, dava dışı şirketin borca batık olması nedeniyle ipoteğin şirket yetkilisinin gösterdiği kişi adına yapıldığını, ipotek alacaklısı şirket yetkilisinin bir dönem dava dışı şirketin mali müşaviri olması nedeniyle dava dışı şirket yetkilisinin talebi ile davacı lehine ipotek kurulduğunu, bu hususu da sözleşmenin 2/g maddesinin birinci fıkrasında açıkça belirtildiğini; Müvekkili ile dava dışı şirket arasında düzenlenen 21.02.2020 tarihli protokol ile 05.12.2018 tarihli sözleşmenin 2. maddesi c bendinde yer alan “… AŞ’nin 1. Tüketici Mahkemesinin 2013/1328 E. sayılı dosyasındaki hak sahibinden ibraname almak zorundadır.” ifadesinin,”… AŞ Dosya hak sahibi yerine, …’e İstanbul … İcra Müd. … E. Sayılı dosyadaki İstanbul İli, Beşiktaş İlçesi, … Mah. … Sokak No:.. adresinde mukim .. pafta … ada … parseldeki 5 ve 6 nolu bağımsız bölümlerin icra satışı yapılıp … SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Yada bir başkasına satışı gerçekleştiğinde 400.000 TL ödeyeceğini kabul ve taahhüt etmiştir. İşbu alacak için tapuda satışlar yapılmadan hiçbir türlü işlem yapılamaz, icraya konulamaz. …Bu ödeme gerçekleştiğinde … A.Ş. 05.12.2018 tarihli sözleşmedeki 1. Tüketici Mahkemesi 2013/1328 E. Sayılı dosya için yukarıda 1. Maddede açıklanan İBRA ALMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ kalkmış olacaktır.” maddesiyle değiştirildiğini, bu maddenin sadece 6 numaralı bağımsız bölüm için geçerli olduğunu, düzenleme ile 05.12.2018 tarihli sözleşmenin dava konusu taşınmazların müvekkili veya müvekkili aracılığıyla üçüncü kişiye devri sonrası dava dışı şirketin taşınmazların bedellerini nasıl alacağına ilişkin olarak düzenlendiğini, ipoteğin de dava dışı şirketin alacağını teminat altına almak maksadıyla verildiğinini, sözleşmenin tamamının bu maksatla hazırlandığı ve dava konusu 3, 5 ve 6 numaralı bağımsız bölümlerin müvekkil veya üçüncü kişilere devri ve bunun sonrasında dava dışı … Yapı’nın alacaklarının garanti altına alınması maksadıyla imzalandığını, bu nedenle davacının değil dava dışı şirketin müvekkil şirketten alacak talep etme hakkı bulunduğunu, buna rağmen mahkemece sözleşme kapsamında verilen ipoteğin üçüncü kişi yararına verilmiş bir ipotek gibi değerlendirilerek karar verildiğini; Müvekkilinin sözleşme kapsamında da borcu bulunmadığını, 3 nolu taşınmazın açılan dava sonucu taşınmazı adına tescil ettiren … ile müvekkilinin anlaşması ve bu şahsa ödeme yaparak ibraname alması neticesinde … Saat şirketine satıldığını, müvekkilinin ödeme yapması nedeniyle dava dışı şirkete yeniden ödeme yapması gerekmediğini, 6 numaralı bağımsız bölümün ise dava dışı … Yapı’ya karşı İstanbul l1. Tüketici Mahkemesinin 2013/1328 Esas Sayılı dosyasında açılan davada … adına tescil edildiğini, bu nedenle taşınmazın üçüncü kişiye satışı konusunda müvekkilinin yetkisinin kalmadığını, 5 numaralı bağımsız bölüm halen dava dışı şirket adına kayıtlı olduğunu, 5 ve 6 numaralı bağımsız bölüm hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ihale yapıldığını, ihalenin müvekkili şirket lehine neticelendiğini, İstanbul 25. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/616 E. ve 2020/619 E. sayılı dosyalarında açılan ihalenin feshi ile … tarafından İstanbul 6. Tüketici Mahkemesinin 2020/784 Esas sayılı dosyasındaki tescil davası nedeniyle taşınmazın tescilinin bugüne kadar sağlanamadığını, 21.02.2020 tarihli protokol ile 5 ve 6 numaralı taşınmazlara dair ibra alma koşulu kaldırıldığını ve dava dışı şirket tarafından bu taşınmazlar için sadece 400.000 TL talep edilmişse de satış işlemlerini önünü açabilmek için bir kısım işlemler yapıldığını, Davacı şirketin kuruluşundan itibaren tek yetkili ve temsilcisi olan …’nın dava dışı … Yapı AŞ’nin mali müşaviri olduğunu, bu nedenle davacı ile dava dışı şirketin danışıklı işlemlerle müvekkilini borç altına sokmaya çalıştıklarını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davacı vekili, istinaf başvurusuna karşı sunduğu cevap dilekçesinde özetle; ipotek sözleşmesinin, davalı ile dava dışı şirket arasında düzenlenen 05.12.2018 tarihli sözleşmenin 2/g-1 maddesi kapsamında müvekkili lehine verildiğinin açık olduğunu, davalı şirketin sözleşmede bulunmayan nedenleri ileri sürmesi nedeniyle bu iddiaların dinlenemeyeceğini, tam üçüncü kişi yararına sözleşmede kural olarak alacak hakkının lehtarın şahsında doğacağını ve bu nedenle sözleşmeden kaynaklı hakların müvekkilince kullanılabileceğini belirterek, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ipotek sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davasıdır (İtirazın iptali davası olarak açılan dava, ıslah sonucu alacak davasına dönüştürülmüştür). İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır Davacı ile davalı şirket arasında herhangi bir temel borç ilişkisi bulunmamaktadır. Davanın dayanağı olan ipotek akit tablosunun incelenmesinde; davalıya ait Beyoğlu ilçesi … ada … parsel sayılı taşınmaz üzerinde, 21.12.2018 tarihinde dokuz ay süreli ikinci derecede ve serbest dereceden istifade edecek şekilde teminat ipoteği düzenlenmiştir. Bu ipotek, kayıtsız şartsız bir borç ikrarı içeren ana para ipoteği niteliğinde olmayıp, davalı ile dava dışı ….AŞ arasında düzenlenen 05.12.2018 tarihli sözleşmenin teminatı niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. İpotek sözleşmesinin bağımsız bir borç ikrarı niteliğinde olmadığı ve anılan sözleşmenin teminatı olduğu dosya kapsamındaki deliller ile tarafların beyanlarından anlaşılmaktadır. İpotek akit tablosunda, … ada … parseldeki 3, 5, 6 nolu bağımsız bölümlerinin tapu kayıtlarının davalı veya bir başka kişiye geçmesi halinde ödeme yapılacağı, bu bağımsız bölümlerin satışı gerçekleşmeden ipoteğin takibe konamayacağı ve ipotek bedelinin ödeme tarihinde 200.000 USD olarak ödeneceği belirlenmiştir. İpotek akit tablosunda anlaşıldığı üzere, davacı ile davalı arasında düzenlenen ipotek sözleşmesinin bağımsız bir borç ikrarı niteliğinde olmayıp davalı ile dava dışı … arasında düzenlenen sözleşmedeki edimlerin teminatı niteliğinde olduğu, ana para ipoteği olmadığı ve dokuz ay süreli olarak kurulan teminat ipoteğinin, sürenin dolması nedeniyle terkin edildiği anlaşılmakla, davacının ipotek sözleşmesi kapsamında bir alacağının bulunduğundan söz edilemez. Bu nedenle, ilk derece mahkemesinin ipotek sözleşmesine dayalı gerekçeleri yerinde değildir. Bu durumda, davacının davalı ile dava dışı şirket arasındaki temel ilişkiye dayalı bir alacak talep hakkının bulunup bulunmadığı, sözleşmede üçüncü kişi (davacı) yararına bir edim üstlenilip üstlenilmediği, buna göre davacının talep hakkı varsa anılan sözleşme ilişkisinden kaynaklı olarak davalının bir borcunun bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması gerekir. Davalı ile dava dışı … Yapı Tur. Ve İnş. AŞ arasında düzenlenen 05.12.2018 tarihli sözleşme ile mülkiyeti …’a ait olup, davalıya satılacak olan … ada … parsel 3, 5 ,6 nolu bağımsız bölümlerin üzerindeki tedbir ve haciz gibi sınırlamaların ne şekilde kaldırılacağı, bedelinin ne şekilde ödeneceği kararlaştırılmıştır. Buna göre anılan taşınmazlar üzerinde çeşitli mahkemelerce verilmiş tedbir ve haciz kararları bulunması nedeniyle, bu ödemelerin dava dışı şirket adına davalı tarafından yapılması, ödeme sonrası ibraların alınması ve dava dışı şirketin de bu taşınmazlara ilişkin dava ve temyiz haklarından feragate ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. Sözleşme konusu üç bağımsız bölüm üzerinde davalının ipoteğinin bulunduğu ve ipotek kapsamında taşınmazların satıldığı açıktır. Bu sözleşmeden kaynaklı hak ve alacaklar, sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince ancak sözleşmenin tarafı olan dava dışı … AŞ tarafından ileri sürülebilir. Anılan sözleşmede davacı yararına edim taahhüdünde bulunulduğuna dair bir hüküm bulunmadığı gibi, sözleşmeden kaynaklı hakların davacıya temlik edildiğine bir iddiada bulunmamaktadır. Anılan sözleşmenin 2/g maddesinde; davalı şirketin, dava dışı şirketin yetkilisinin gösterildiği bir kişi veya şirkete ipoteğe konu … ada 13 parsel üzerinde 200.000 USD bedelli 9 ay süreli ipotek tesis edileceği, ancak bu ipoteğin sözleşmenin birinci maddesinde belirtilen 3, 5, 6 numaralı bağımsız bölümlerin tümünün davalı veya üçüncü kişiye satış veya başka bir yolla tescil edilmeden icraya konamayacağı, ipotek ödemesinin sözleşmenin 2/a maddesinde geçen üç daire ile ilgili ibranamelerin … AŞ adına alınması ve ipotek konulan parseldeki …bank kredisinin davalı tarafından ödenmesi ve bu ipoteğin kaldırılması, bağımsız bölümlerin mülkiyetinin davalı veya üçüncü şahıslara geçtikten sonra ve yine bu sözleşmenin diğer hükümlerinin yerine getirilmesine müteakip, iş bu sözleşmenin taraflarının birbirlerinden herhangi bir alacağının kalmayacağı, bu halde tarafların bu tarihe kadar tüm alacak borç ilişkisine dönük birbirini ibra edecekleri kabul edilmiştir. Görüldüğü gibi, dava konusu edilen ipotek üç adet bağımsız bölümün her türlü takyidattan ari olarak davalı veya üçüncü kişi tarafından her ne şekilde olursa olsun iktisap edilmesinden kaynaklı olarak dava dışı … AŞ’nin muhtemel risklerine teminat teşkil etmek üzere ve süreli olarak düzenlenmiş olup, ipotek sözleşmesinin kayıtsız şartsız borç ikrarı içerdiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Davalı ile dava dışı … Yapı Tur. Ve İnş. AŞ arasında düzenlenen 05.12.2018 tarihli sözleşmeden kaynaklanan hakların ise ancak sözleşmenin tarafınca ileri sürülebileceği dikkate alınarak karar verilmesi gerekir. Bu sözleşmede üçüncü kişi davacı yararına bir edim üstlenildiğine ve kayıtsız şartsız olarak davacı üçüncü kişiye ödeme yapılacağına dair bir hüküm bulunmadğından, sözleşme, üçüncü kişi yararına sözleşme niteliğinde değildir. Sözleşmeden doğan alacakların davacıya temlik edildiği de iddia edilmemektedir. Davacının tarafı olmadığı ve kendi lehine bir edim içermeyen sözleşmeye (davalı ile … arasında imzalanan sözleşmeye) dayalı bir talep hakkı bulunmadığı gibi, süresi dolarak sona ermiş olan bir teminat ipoteğine dayanarak alacak talep etmesi mümkün olmadığından, ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararı isabetsiz olmuş, bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına ve neticede davanın reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı yukarıda açıklanan gerekçelerle; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davanın reddine,2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL harcın, peşin alınan 21.700,13 TL harçtan mahsubu ile artan 21.520,23 TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-Davalı tarafından yapılan 647,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden, iş bu hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT’deki esaslara göre belirlenen 167.768,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,6-Kullanılmayan gider avanslarının, karar kesinleştikten sonra, yatıran tarafa iadesine, 7-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden;a-Davalı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına,b-Davalı tarafından yatırılan 25.456,70 TL istinaf peşin karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde, ilk derece mahkemesince davalıya iadesine, c-Davalı tarafından harcanan 220,70 TL istinaf başvuru harcı ile 117,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 337,70 TL kanun yolu giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,8-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair;HMK’nın 310 ve 311. maddeleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 23.03.2023 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.