Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/2235 E. 2022/1691 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2235
KARAR NO: 2022/1691
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/10/2022 Tarihli ara karar ve 24.10.2022 tarihli ara karar.
NUMARASI: 2022/651 E
DAVANIN KONUSU: Şirkete Kayyım Atanması
Taraflar arasındaki kayyım atanması davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında cevap süresinin uzatılmasına dair ara karara ilişkin istinaf talebinin reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin murisi …’ün babası olan kök muris …’ten ölü …’ün varislerine (müvekkili murisi) ölü …’e varislerine hayatta olan …, …, …, …’e İstanbul Eyüp Tapu Sicili … Mahallesi … Sokağı, … pafta, … Ada, … Parsel Topçular İstanbul adresinde kayıtlı bulunan taşınmazın intikal ettiği, taşınmazın bitişiğinde davalı … ismi verilen AVM inşa edildiği, … Şirketi’nin AVM’nin bitişiğindeki kök muris …’ten intikal eden sözü edilen taşınmazı satın almak için varisler ile ayrı ayrı görüşmeler yaptığı, varislerin tümünün taşınmazdaki hisselerinin satışına razı olmadığı, hayattaki varisler ile Üsküdar … Noterliği’nde 31 Ekim 2011 tarihinde … Yevmiye No’suna kayıtlı olan düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesini davalı … A.Ş. ile yaptıkları, Üsküdar … Noterliği’nde imzalanan 31.10.2011 tarihli sözleşmenin 10. maddesine göre davalı … Yatırım A.Ş.’nin yapı yapmayı taahhüt ettiği inşaatı 30 ay içinde bitireceği davaya ihbar olunan kök muris varislerine teslim edeceğini taahhüt ettiği, konusu 30 aylık sürenin 6 ay kadar uzatılabileceği, aradan 36 aylık süre geçtiği, bu sürenin 10 yıla yaklaşmasına karşılık inşaata başlanmadığı, inşa etmeyi taahhüt ettiği daireleri teslim etmediği ve temerrüte düştüğü, inşaat sözleşme tarihi olan olan 2011 yılından bu güne kadar aradan on yıla yakın süre geçmesine karşılık inşaata tek çivi çakılmadığı, kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılan kök muris varislerinin hayattaki varisi olan müvekkilinin amcası ve halaları olan hissedarlara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde derdest olan ortaklığın giderilmesi davası açıldığı, davalı şirketlere kayyım atanmasını talep ettikleri, yargılama masrafları ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini, kayyım ücretinin davalılardan tahsilini ya da hazineden karşılanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, savunmasında özetle; huzurdaki davada dava şartlarının haiz olmadığı, davacı yanın davalı şirketlerin yöneticisi ya da pay sahibi olmadığı ve müvekkili şirketler ile davacı yan arasında hiçbir sözleşme ve/veya fiili bağlantı bulunmadığı, hiçbir yasal şarta haiz olmayan bu davanın duruşma günü beklenmeksizin dahi reddi gerektiğini, red kararı verilmemesi halinde de ilk duruşmada esas yargılamaya geçilmeksizin reddi gerektiğini, davacı yanın açmış olduğu davanın yasa ve usul gereği kabul görebilecek bir dava olmadığı, CMK 133. madde gereğince ilgili kanun maddesinde belirtilen suçların işlenmesi halinde ve soruşturma ya da kovuşturma esnasında hakim veya mahkemece kayyım ataması yapılabileceği, müvekkili şirketin faaliyetleri çerçevesinde ve/veya pay sahipleri yöneticileri aleyhine herhangi bir soruşturma ya da kovuşturmanın mevcut olmadığı, anılan yasa hükmü gereğince de bu koruma tedbirinin ancak ceza mahkemeleri veya sulh ceza hakimliği tarafından verilebilecek bir tedbir olduğu, dosyada mübrez ticaret sicil kayıtları ile müvekkili şirketlerin kuruldukları günden bu yana usulüne uygun şekilde mevcut organları ile varlıklarını devam ettirmekte oldukları, davacı yanın haksız davasına dayanak gösterdiği bir diğer hukuki sebep olan TMK 427/4 sayılı madde de dava şartı olarak öngörülen organ eksikliğinin müvekkili şirketler bakımından söz konusu olmadığı, davanın aktif husumet yokluğu sebebi ile reddi gerektiği, davacının işbu davayı açmakta ve taleplerinde haksız olduğu, hayatın olağan akışı ve salt dava dilekçesi içeriğinden anlaşılabileceği üzere açık olması sebebi ile işbu davadaki taleplerin usulden ve esastan tümden reddedilmesini, müvekkili şirketin zararının daha da artmaması adına ve davacı yanın davasının haksız olması ve yasa ve usule aykırılığının aşikar olması sebebiyle duruşma günü beklenmeksizin davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesinin 18.10.2022 tarihli ara kararında; “…Davalılar … Ticaret Anonim Şirketi ile … Ticaret Anonim Şirketi vekilinin talebinin kabulü ile; 28/07/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7251 Sayılı Kanun’un 12. Maddesi ile değişik 6100 Sayılı HMK’nun 127. Maddesi uyarınca davalı vekilinin davaya cevaplarını sunması bakımından cevap süresinin bitiminden başlamak üzere ve bir defaya mahsus olmak üzere HMK.127-(1) maddesi uyarınca 2 hafta ek süre verilmesine,…” karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi, istinaf başvurusunu değerlendirdiği 24.10.2022 tarihli ara kararla, davacı vekilinin istinafa konu ettiği ara kararının istinafı kabil bir karar olmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun reddine karar vermiştir. Bu ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin istinaf dilekçesinin sonuç bölümünden cevap süresinin uzatılmasına dair ara karara ilişkin istinaf talebinin reddine dair ara kararın kaldırılmasını ve ek süre verilmesine ilişkin ara kararın kaldırılarak davalılar vekiline ek süre verilmesinin iptalini talep etmiş olduğu anlaşılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, şirkete kayyum atanması talebine ilişkindir. Davacı vekili, davalılar vekiline iki haftalık cevap süresine ek süre verilmesine dair ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuş, söz konusu ara kararın istinaf edilemeyeceğine dair mahkemenin ret ara kararına karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava dosyasının istinaf incelemesine gönderilmesi aşamasında, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 30.11.2022 tarihli, 2022/651 E- 2021/788 K sayılı kararı ile 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d ve 115/2.madde ve fırkaları uyarınca aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Eldeki istinafa konu karar, esas dava içindeki ara karardır. Mahkemece bu ara kararından sonra davanın esası ile ilgili hüküm verilmiş ve davayı aktif husumet yokluğu nedeniyle reddetmiştir. İstinaf konusu edilen ara karara karşı istinaf kanun yolu mevcut değildir. Dava dosyasında nihai karar verilmiş olduğundan, bu aşama itibariyle istinaf incelemesi konusuz kaldığından, istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusu konusuz kaldığından, istinaf başvurunun reddine,2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.15.12.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 361.maddesi uyarınca temyizi kabil nitelikte nihai karar niteliğinde olmadığından, karar kesindir.