Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/2203 E. 2023/101 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2203
KARAR NO: 2023/101
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/02/2022
NUMARASI: 2021/213 2022/84
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karara karşı, taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile … İnşaat Ltd. Şti. arasında 20.08.1997 tarihinde imzalanan sözleşme ile 05.05.1998 ile 05.11.1998 tarihli ek sözleşmeler uyarınca yüklenicinin Edincik Kooperatifi 7500 tonluk zeytin deposu inşaatı işi ile Bursa İzmir Karayolu …Km … Bayırı … Mevkii Başköy’deki… Zeytin İşleme Entegre Tesisleri arasında onbin tonluk zeytin deposu ilave inşaatı işi ve Genel Müdürlük İnşaatı işini üstlendiğini, sözleşme gereğince toplam 157.763,00 TL tutarlı teminat mektubu verildiğini, teminat mektuplarının … AŞ tarafından düzenlendiğini, …’ın, TMSF’ye devredildiğini, Fon tarafından banka hisselerinin davalı … A.Ş’ye satıldığını, yüklenicinin inşaat işini sözleşmelere uygun olarak ifa etmediğini, hak edişlerde müvekkilinin fazla ödeme yaptığını, sözleşme sonrası yüklenici ile kesin kabul ve kesin hesap ihtilafları yaşandığını ve kesin kabul ile kesin hesap yapılamadığını, inşaat sözleşmelerinde tarafların alacaklı veya borçluluk durumlarının tespiti için kesin hesap yapılacağını ve buna göre tarafların karşılıklı olarak borç veya alacaklarının doğacağını, bundan sonra da teminat mektuplarının ödenmemesinden davalının sorumluluğunun doğacağını ileri sürerek, 51 adet teminat mektubu bedeli olan 157.763,00 TL’nin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davacının uğradığını iddia ettiği zarar nedeniyle teminat mektuplarının nakde çevrilmesi için 22.01.2021 tarihinde müvekkiline başvurduğunu, müvekkilince 04.02.2021 tarihli cevabi yazı ile talebin reddedildiğini, davacının iddia ettiği teminat mektuplarının TMSF sorumluluğunda olması nedeniyle davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, müvekkilinin sorumlu olması halinde bu tutarın TMSF’ye rücu ihtimali bulunduğundan, davanın TMSF’ye ihbarı gerektiğini, tazmini talep edilen teminat mektubunun zaman aşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Feri Müdahil TMSF vekili beyan dilekçesinde özetle; teminat mektuplarından dolayı oluşan talep hakkının zamanaşımına uğradığını, rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren 10 yıllık sürenin dolduğunu, gecikmeden doğan zararların teminat mektubu kapsamı dışında olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…davacı ile dava dışı … İnş. Ltd. Şti. arasında 20.08.1997, 05.05.1998 ve 05.11.1998 tarihinde imzalanan sözleşmeler ile davacının … inşaat ve … Zeytin İşleme Entegre tesisi inşaatı için anlaşma sağlandığı, bu kapsamda dava dışı şirketin davacıya dava konusu teminat mektuplarını verdiği, teminat mektuplarının muhatabının … A.Ş iken … A.Ş’nin TMSF’ye devredildiği ve TMSF tarafından da banka hisselerinin davalı … Bank A.Ş’ye devredildiği, teminat mektubu bedellerinin ise ödenmediği sabittir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konusu ödenmeyen teminat mektupları nedeniyle davalının sorumluluğu, ayrıca davacı yanca süresi içerisinde bu hususta talepte bulunulup bulunulmadığı, alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktalarındadır. Davalı ayrıca husumet itirazında bulunmuştur. Dosya kapsamında yer alan 27.10.2021 tarihli TMSF müzekkere cevabı incelendiğinde bankanın satışının yapıldığı ancak teminat mektupları satış dışı bırakıldığından mektupların nihai sorumluluğunun kuruma ait olduğu, kurum ad ve hesabının … A.Ş tarafından takip edilmesi ve her türlü bankacılık yüküm ve sorumluluğunun … A.Ş’ye ait olduğu, yine davalı … Bank A.Ş’nin söz konusu mektuplara ilişkin 26.10.2001 tarihli bilanço harici / gayri nakdi yükümlülüklerine ilişkin yönetim sözleşmesi yükümlülükleri dahilinde olmak kaydı ile kurum adına işlem yapma yetkisi bulunduğu dikkate alındığında davalının husumet itirazı yerinde görülmemiştir. Davacı tarafça zamanaşımı süresi içerisinde talepte bulunulup bulunulmadığının incelenmesinde; teminat mektubuna ilişkin istem yöneltilmesi için zarar miktarının mahkeme ile hüküm altında alınması gerektiğine ilişkin bir yasal zorunluluk bulunmamaktadır. Davacı dava dilekçesinde bahsi geçen alacağının tahsili için 2003 ve 2004 yıllarında Bursa 1. ATM ve Bursa 2. ATM nezdinde dava yoluna gitmiştir. Bursa 1. ATM’nin 2019/756 E. Sayılı kararının içeriğinde yer alan Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamı gerekçesinde de belirtildiği üzere dava konusu edilen zarar davadan önce oluşmuş, yani risk gerçekleşmiştir. Davacı buna rağmen teminat mektuplarının tahsili için başvuruda bulunmamıştır. Kaldı ki bilindiği üzere teminat mektuplarının paraya çevrilmesi için riskin gerçekleşmesi yeterli olup dava yoluna gidilmesi de zorunlu değildir. Her ne kadar borç ikrarı örtülü olarak zamanaşımından feragat olarak yorumlanabilecek ise de teminat mektubunda da açıkça belirtildiği gibi banka yükümlülüğünün riskin gerçekleştiği andan itibaren oluştuğu, davalı bankanın davacı iddiasında olan Bursa Ticaret Mahkemesi müzekkeresi uyarınca verilen cevapta riskin gerçekleşip gerçekleşmediğini bilmeden yanıtını buna göre verdiği, oysa riskin çok daha önce gerçekleştiği, banka cevabının riskin gerçeklemesinin üzerinden süresi içerisinde başvurulması halinde riskin devam etmesi olarak yorumlanması gerektiği açıktır. Buna göre davacı tarafça riskin gerçekleştiği tarihten itibaren 10 yıllık zaman aşımı süresi içerisinde davacı tarafça teminat mektuplarının tahsili için talepte bulunulmadığı sabittir. Davalı da süresi içerisinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur…” gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkil ile dava dışı … İnşaat Ltd. Şti. arasında 20.08.1997 tarihinde imzalanan sözleşme ile 05.05.1998 ile 05.11.1998 tarihli ek sözleşmelerle üç adet inşaat işinin yapımının yüklenici tarafından üstlenildiğini, sözleşme nedeniyle …bank tarafından düzenlenen teminat mektuplarının müvekkiline verildiğini, Fon’a devir edilen bankanın … Bank’a satıldığını ve davalının teminat mektupları nedeniyle sorumlu olduğunu, inşaatın sözleşmeye uygun şekilde yapılmadığını ve müvekkilinin bu nedenle zarara uğradığını, süresiz teminat mektuplarında zamanaşımı başlangıcının zararın meydana geldiği tarih olduğunu, inşaat işlerinde kesin hesap ve kabulün yapılması ile borç ve alacak durumunun kesinleşeceğini ve zamanaşımının bu tarihten itibaren işlemeye başlayacağını, yüklenici tarafından alınan fazla hak edişler ile eksik işler için Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2004/710 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, bozma sonrası yargılamanın 2019/756 Esas üzerinden devam ettiğini, mahkemece 16.12.2020 tarihinde verilen karar ile müvekkilinin zararlarının belirlendiğini ve teminat mektupları ile garanti edilen risklerin mahsup edildiğini, davalı banka tarafından, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/756 Esas sayılı dosyasına gönderilen yazıda teminat mektubu riskinin devam ettiğinin belirtilerek borcun ikrar edildiğini, bu cevaba rağmen alacağın zamanaşımına uğradığının ileri sürülmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne, karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Davacının istinaf başvurusunun haksız olduğunu, teminat mektubunun zamanaşımının temel ilişkiden bağımsız olduğunu, davacının riskinin yükleniciye karşı açılan davadan önce gerçekleştiğini, 10 yıllık süre içerisinde teminat mektubunun nakde çevrilmesi konusunda talepte bulunulmadığını, dava konusu teminat mektuplarının TMSF’nin sorumluluğunda olduğunu, … T.A.Ş’nin 2000 yılında TMSF’ye devredildiğini, 20.09.2001 tarihinde bankanın müvekkilince satın alındığını, satıma ilişkin TMSF ile … Bank A.Ş. arasında imzalanan 26.10.2001 tarihli Bilanço Harici/Gayrinakdi Yükümlülüklere İlişkin Yönetim (İşlem Yapma) Sözleşmesi ile teminat mektuplarının satış dışı bırakıldığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, teminat mektubu bedelinin tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, karar verilmiş; bu karara karşı, taraf vekillerince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı ile dava dışı yüklenici …İnş. Ltd. Arasında düzenlenen eser sözleşmesinin teminatını teşkil etmek üzere 16.03.1998 tarihinde 1.900.000 TL bedelli kesin ve süresiz teminat mektubu davalı tarafından satın alınan … AŞ tarafından düzenlenerek davacı muhataba verilmiştir. Teminat mektubunun kesin ve süresiz olduğu ortaya çıkacak her hangi uyuşmazlık halinde ilk yazılı talepte mektup bedelinin ödeneceği bildirilmiştir. Davacı ile yüklenici arasında ortaya çıkan sorunlar üzerine Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/710 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı, mahkemece verilen kararın bozulması üzerine, yeniden yargılama yapıldığı ve mahkemenin 2019/122 Esas sayılı dosyasında 16.12.2020 tarihinde karar verildiği, kararda 711.829,89 TL tazminatın 621.729,00 TL’sinin dava tarihi olan 31.08.2004 tarihinden bakiyesinin ise ıslah tarihi olan 03.05.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline hükmedildiği anlaşılmıştır.Davalı banka tarafından Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilen 28.10.2020 tarihli yazı cevabında teminat mektuplarının mer’i olduğu, riskinin TMSF garantisinde ve banka nezdinde devam ettiği bildirilmiştir. Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 05.11.2014 tarihli 2014/7115-16916 E. K. Sayılı ilamında da belirtildiği üzere, teminat mektubu vermekle bankalar mücerret bir borç altına girmeyip belirli bir yükümlülüğün yerine getirilmesini garanti etmeleri nedeniyle, yazılı tazmin talebinde mutlaka, lehtarın teminat mektubu ile garanti edilen yükümlülüğünü yerine getirmediğinin belirtilmesi gerekmektedir. Vadeli teminat mektuplarında uygulamada sıkça rastlanan “teminat mektubunun vadesinin uzatılması, aksi takdirde mektubun tazmini'” (extend or pay) şeklindeki talebin, teminat mektuplarının yukarıda açıklanan niteliği ile bağdaşmamaktadır, zira “uzat veya tazmin et” talebinde riskin doğup doğmadığı anlaşılamadığından, bankanın ödeme yükümlülüğü de doğmamaktadır. Somut uyuşmazlıkta, sunulan banka teminat mektupları kesin ve süresizdir. Banka teminat mektubu ile kurulan hukuki ilişki iş sahibi ile yüklenici arasında kurulan eser sözleşmesi niteliğindeki temel ilişkiden ayrı ve bağımsız sözleşme olduğundan zamanaşımı süresinin temel ilişkideki sözleşmeden ayrı olarak değerlendirilmesi gerekir. Vadesiz teminat mektubunda, riskin doğup doğmadığı doğmuş ise hangi tarihte doğduğunun tespit edilmemesi halinde hukuken banka garantisinin devam edeceği kabul edilmelidir. Bu durumda, riskin daha önceden doğduğunun bankaca ispat edilmesi gerekir. Somut olayda, davacının riskinin kapsamı ve miktarı Bursa Asliye ticaret Mahkemesinde yapılan yargılama sonucu oluştuğundan, zamanaşımı def’isi yerinde değildir. Diğer yandan TBK’nın 154. maddesi gereğince, borçlunun borcunu ikrar etmesi halinde zamanaşımının kesileceği düzenlenmiştir. Eldeki uyuşmazlıkta banka tarafından Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilen yazıda teminat mektubunun mer’i olduğu ve riskin TMSF garantisinde ve banka nezdinde devam ettiği belirtilmekle, teminat mektubundaki borç ikrar edilmiş ve TBK’nın 154.maddesi gereğince zamanaşımı kesilmiştir. Kesilerek yeniden işlemeye başlayan zamanaşımı süresi içerisinde talepte bulunulduğundan mahkemece işin esası incelenerek karar verilmesi gerekirken, talebin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu nedenle ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın esası incelenerek karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile zamanaşımı yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden, davacı ve davalı vekilinin esasa ilişkin diğer istinaf başvuru nedenleri incelenmeksizin ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçeyle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Taraflarca yatırılan istinaf peşin karar harçlarının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Taraflarca yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 26.01.2023
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.