Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/2201 E. 2022/1705 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2201
KARAR NO: 2022/1705
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/09/2022
NUMARASI: 2022/238 E. – 2022/746 K.
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tasfiye memuru tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, dava dışı … Dış. Tic. Ltd. Şti. aleyhine Bakırköy 20. İş Mahkemesinin 2018/47 Esas sayılı dosyası ile işçilik alacaklarından kaynaklanan alacak davası açtığını, söz konusu davada davalı şirketin Ticaret Sicil Müdürlüğünce resen terkin edildiğinin anlaşılması üzerine ihya davası açılması için süre verildiğini ileri sürerek, yargılamada taraf teşkilinin sağlanması için … Dış. Tic. Ltd. Şti.’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili, savunmasında özetle; müvekkilinin terkin işlemin mevzuata ve hukuka uygun olduğunu, davada yasal hasım olan müvekkilinin davanın açılmasına neden olmaması nedeniyle aleyhine yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Tasfiye memuru vekili, savunmasında özetle; müvekkilinin tasfiye memuru olarak sorumluluklarını usulüne uygun şekilde yerine getirerek şirketin terkin edildiğini, davanın TTK’nın geçici 7/15. maddesinde belirlenen beş yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığını, dava dilekçesinde şirketin ek tasfiyesinin talep edildiğini, benzer bir kararda tasfiye tarihinde şirket aleyhine dava bulunmaması nedeniyle tasfiyenin usulüne uygun yapıldığının kabul edildiğini, iş mahkemesindeki alacak davasının da tasfiye işlemlerinin tamamlanmasından sonra açıldığını, ihya davasının tasfiye memuru ile birlikte sicil müdürlüğüne açılması gerektiğini, ancak sadece sicil memurluğunun hasım gösterilmesi nedeniyle davanın reddi gerektiğini, sadece derdest bir alacak davasının bulunmasının ihya için yeterli olmadığını ve ihya kararında hukuki yarar bulunduğunun kanıtlanmadığını, müvekkilinin tasfiye memurluğu görev süresinin bittiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava konusu şirkete ait sicil kaydının celp ve tetkikinde şirketin 07/12/2015 tarihi itibariyle sicilden terkin edildiği; Bakırköy 20. İş Mahkemesinin 2018/47 Esas sayılı dosyasında verilen ara karar ile dava konusu şirketi ihya etmek üzere süre verilmiş olduğu anlaşılmıştır. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu şirketin sicilden terkin edildiği, şirket aleyhine Bakırköy 20. İş Mahkemesinin 2018/47 Esas sayılı dosyası ile alacak davası açıldığı, yargılama aşamasında şirketin sicilden terkin edildiğinin anlaşılması üzerine yargılamaya devam olunabilmesi için şirketin ihyası için davacıya süre verildiği, bu bağlamda davacı tarafından dava konusu şirketin ihyasını istemek de hukuki menfaati bulunduğu dikkate alınarak açılan davanın kabulü ile dava konusu şirketin ihyasına karar vermek gerekmiştir..” gerekçesiyle davanın kabulü ile TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca resen sicilden terkin edilen … Dış. Tic. Ltd. Şti.’nin TTK’nın 547.maddesi gereğince Bakırköy 20. İş Mahkemesinin 2018/47 Esas sayılı dosyasına özgü olarak ihyasına, önceki tasfiye memuru …in tasfiye memuru olarak atanmasına, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı tasfiye memuru vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı Tasfiye Memuru vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde ihya gerekçesi olarak, Bakırköy 20. İş Mahkemesi 2018/47 Esas sayılı dosyasında taraf teşkilinin sağlanması dışında başkaca bir gerekçe sunulmadığını, mahkemece yetersiz inceleme ile karar verildiğini ve itirazlarının gerekçeli kararda değerlendirilmediğini, ihya davası için kanunda açıkça düzenlenen 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu, tasfiye işlemlerinin 07.12.2015 tarihinde tamamlanması ile birlikte şirketin sicil kaydının terkin edildiğini, bu nedenle ihya davasının en geç 07.12.2020 tarihine kadar açılması gerektiğini, süreye ilişkin itirazlarının değerlendirilmediğini, ihya talebinde davacının hukuki yararının bulunmadığını, tasfiyenin hukuka uygun yapıldığını, farazi bir alacağın ileri sürülmesinin hukuki yarar için yeterli olmadığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 547. maddesi gereğince, tasfiyesine karar verilmiş bulunan şirketin ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi için sicil kaydının ihyası talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı vekili, müvekkilince Bakırköy 20.İş Mahkemesinin 2018/47 Esas sayılı dosyasında dava dışı… Dış. Tic. Ltd. Şti. aleyhine işçilik alacaklarının tahsili amacıyla açılan davada şirketin sicil kaydının terkin edildiğinin öğrenilmesi üzerine ihya davası açıldığını belirterek şirketin ihyasını talep etmiştir. Dava dilekçesinde sadece davalı olarak sicil müdürlüğü gösterilmiştir. Tasfiye memuruna yönelik bir dava bulunmamaktadır. Şirketin getirtilen sicil kaydının incelenmesinde, dava dışı şirketin 30.11.2013 tarihinde tasfiye edildiği, tasfiyeye ilişkin ilamların yapıldığı, alacak borç ilişkilerinin sonlandırılması nedeniyle, tasfiyenin 07.12.2015 tarihinde kapatıldığına ilişkin ilan yapıldığı görülmüştür. Bu durumda, dava dışı şirketin TTK’nın tasfiyeye ilişkin 529 vd. maddeleri hükümlerine göre şirket yetkili organlarınca tasfiye edildiği anlaşıldığından ihya talebinin TTK’nın 547.maddesine göre ileri sürülmesi gerekmektedir. Ticaret sicilinden terkin edilen şirketlerin yeniden ihyasının sağlanması amacıyla 6102 Sayılı TTK kapsamında iki farklı yol öngörülmüştür. Buna göre, tasfiye sürecine giren şirketlerin tasfiye işlemlerinde eksiklik olması halinde TTK’nın 547. maddesi kapsamında sicilden terkin edilen şirketin tekrar sicile kaydedilmesi mümkündür. Şirkete karşı açılmış bir dava bulunması veya şirkete ait bir malvarlığının bulunması bu duruma örnek olarak gösterilebilir. Bir diğer yol ise TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca sicilden terkin edilen şirketlerin yeniden tescilidir. Buna göre asgari sermaye miktarına ulaşmayan, adres değişikliğini bildirmeyen şirketlerin re’sen kayıtlardan terkini halinde şirketin faal olması ve gerekli bazı koşulların da gerçekleşmesi halinde tekrar sicile kaydı mümkündür. İhya davasının TTK’nın 547. maddesi uyarınca talep edilmesi halinde şirketin tasfiye işlemlerini yapmış olan tasfiye memur ya da memurları ile birlikte bağlı bulunulan ticaret sicil müdürlüğünün davalı olarak gösterilmesi gerekmektedir. Diğer durumda ise esasen şirket tasfiye sürecine girmediğinden ve tasfiye memuru da bulunmadığından davalı olarak bağlı bulunulan ticaret sicil müdürlüğünün gösterilmesi yeterlidir. Başka bir ifadeyle TTK’nın 547. maddesine dayalı ihya davalarında davalı taraf, şirket veya kooperatifin en son tasfiye memuru veya tasfiye kurulu ile yasal hasım konumunda bulunan ticaret sicili müdürlükleridir. Dosyanın incelenmesinde, davacı tarafından Bakırköy 20. İş Mahkemesinin 2018/47 Esas dava dosyalarında, işçilik alacaklarının tahsili amacıyla dava açıldığı, yargılama sırasında şirketin terkin edildiğinin anlaşılması nedeniyle ihya davasının açıldığı anlaşılmıştır. Tasfiyenin tamamlanarak şirketin terkin edildiği tarihte alacak davasının henüz açılmadığı anlaşılmaktadır. Somut olayda, davacı tarafından tasfiye halindeki şirket aleyhine açıldığı anlaşılan iş davasının derdest olduğu, derdest olan bu davada taraf teşkilinin sağlanarak yargılama yapılmasının sağlanması bakımından, tasfiye halindeki şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yarar bulunmaktadır. Ancak yukarıda belirtildiği üzere bu tür bir davanın son tasfiye memuru ile birlikte sicil müdürlüğüne karşı açılması gerekir. Somut olayda sicil memuruna karşı açılmış bir dava bulunmamaktadır. Her ne kadar ilk derece mahkemesince dava dilekçesi tasfiye memurunu tebliğ edilmiş ve tasfiye memurunca cevap dilekçesi sunulmuş ise de yapılan bu işlemden tasfiye memurunun taraf haline getirildiği söylenemez. Gerekçeli karar başladığında da tasfiye memuru, davalı olarak gösterilmemiştir. Diğer yandan, mahkemenin hüküm fıkrasında şirketin TTK’nın geçici 7. maddesi gereğince sicilden terkin edildiği belirtilmesine rağmen, TTK’nın 547. maddesi gereğince ihya kararı verilerek kararda çelişki oluşturulmuştur. Bu nedenle ilk derece mahkemesince, zorunlu dava arkadaşlığı nedeniyle davalı tasfiye memurunu davalı sıfatıyla davaya dahil etmesi için süre verilmesi, şirketin tasfiye ediliş şekline göre yargılama yapılarak bir karar verilmesi gerekmektedir. İstinafa konu ilk derece mahkemesi kararı istinaf incelemesine konu edilebilecek nitelikte olmadığından, ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Tasfiye Memuru tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Tasfiye memuru tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.15.12.2022
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.