Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/2194 E. 2022/1694 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2194
KARAR NO: 2022/1694
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/09/2022 tarihli ara karar.
NUMARASI: 2021/581 E.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Nitelikteki Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili talep dilekçesinde özetle; dava konusu alacaktan davalı tüm şirketler müştereken ve müteselsilen sorumlu olmakla beraber davalı şirketlerin dava konusu alacaklarının tahsilini önlemek adına malvarlığı değerlerini muvazaalı bir şekilde devretmek için harekete geçtiğini, bu kapsamda davalılardan … A.Ş. ile … A.Ş.’ye ait olan tek malvarlığı … otelinin davalı şirketler tarafından 3. şahıslara devredilmeye çalışıldığını, bunun için bir takım işlemlerin davalı şirket yetkililerince gerçekleştirildiğini müvekkili davacı tarafından haricen öğrenildiğini, davalıların bu haksız ve kötüniyetli işlemlerine karşı 3. şahısların iyiniyetlerinin ortadan kaldırılması adına, alacaklarının tahsil kabiliyetini koruyabilmek adına ve işbu davanın işlevsiz kalmasını önlemek adına davalılara ait olan ve adı belirtilen otelin İstanbul ili, Beyoğlu ilçesi, … Mah., … ada, … parselde betonarme karkas otel nitelikli tapu kaydına ivedilikle “davalıdır” şerhinin işlenmesine karar verilmesini davacı müvekkili adına talep etmiştir.Davalı … Tic.A.Ş vekili savunmasında özetle; davacının tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak müvekkili şirketin sözde borcundan diğer davalıların müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunun tespiti talep ve iddiası ile birleşen davayı ikame ettiğinin anlaşıldığını, davacı iddialarının tamamen gerçek dışı olduğunu, somut olayda tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisinin uygulanmasının mümkün olmadığını savunarak, davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 12.09.2022 tarihli dilekçesinde; dava konusu alacaktan davalı tüm şirketlerin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, dava konusu alacaklarının tahsilini önlemek adına mal varlığını değerlerini muvazaalı bir şekilde devretmek için harekete geçtiklerini, davalılardan … A.Ş ile … A.Ş’ye ait olan tek mal varlığı … otelinin davalı şirketler tarafından üçüncü şahıslara devredilmeye çalışıldığını, müvekkili şirket tarafından haricen öğrenildiğini, davalıların haksız ve kötü niyetli işlemlerine karşı üçüncü şahısların iyi niyetlerini ortadan kaldırılması adına alacaklarının tahsil kabiliyetlerini koruyabilmek adına davalılara ait olan otelin İstanbul ili, Beyoğlu ilçesi, … Mahallesi, … parselde betonarme karkas otel nitelikli tapu kaydına ivedilikle “davalıdır” şerhinin işlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN İSTİNAFA KONU ARA KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 14.09.2022 tarihli kararında; ” ‘Davalıdır’ şerhi konulması talep edilen taşınmazın, davaya konu taşınmaz olmadığı davanın konusu ve mahiyeti itibariyle talebin reddine” karar vermiştir.Bu ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın hakkaniyete ve davanın konusu ile mahiyetine açıkça aykırı olduğunu, dava konusunun davalı şirketler arasındaki tüzel kişilik perdesinin kaldırılması ile davalılardan … şirketinin müvekkiline olan borcundan davalı tüm şirketlerin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun tespiti ve alacağın belirtilen sorumluluk hükümleri uyarınca davalı şirketlerden tahsili talebini içerdiğini, otelin davalı şirket tarafından üçüncü kişilere devredilmesi halinde davalı şirketlerin başkaca bir mal varlığının bulunmayacağını, taşınmaz tapu kaydı üzerine ivedilikle “davalıdır” şerhinin konulması gerektiğini, davanın konusunu yalnızca taşınmaz veya otel olmayıp davalı şirketlerin tüm mal varlıklarının oluşturduğunu, şirketlerin başkaca bir mal varlığının olmadığı gözetildiğinde hatalı kararın ortadan kaldırılması ve hak kayıplarının önüne geçilmesi gerektiğini iddia ederek 14.09.2022 tarihli ara kararın ortadan kaldırılmasını ve otel nitelikli taşınmaz tapu kaydına “davalıdır” şerhi işlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, tüzel kişilik perdesinin aralanması kapsamında tespit ve alacak isteminden kaynaklanan esas hakkındaki dava içinde, HMK’nın İİK’nın 389 ve devamı maddeleri uyarınca ihtiyati ihtiyati tedir talebine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında verilen ara kararla, ihtiyati tedbirin reddine karar verilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Tapu kaydına “davalıdır” şerhi verilmesi, hukuki anlamda bir ihtiyati tedbirdir (HMK m.391, TMK m.1010). Bu şerhin tapu kaydına konulması tapuda kayıtlı malikin tasarruf yetkisini hukuken kısıtlamaz ise de muhtemel alıcıların kararını olumsuz etkileme potansiyeli taşıdığından -tasarruf kısıtlaması getiren ihtiyati tedbir kararına göre daha az da olsa- davalının zarara uğrama ihtimalleri vardır. HMK’nın 389. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir gelişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Aynı Kanun’un 391. maddesine göre, mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir. Görüldüğü üzere, Kanun, mahkemenin verebileceği ihtiyati tedbir kararlarının nelerden ibaret olduğunu sınırlandırmamış, hakkın korunması için gerekli her türlü önlemi alma yetkisini mahkemeye tanımıştır. Mahkemenin “davalıdır şerhi” konulması kararının bu bağlamda değerlendirilmesi gerekir. TMK’nın 1010. maddesi uyarınca, bu tür kararların tapu siciline şerh edilmesi ve hak sahibinin şerhin hukuki etkilerinden faydalanmasının sağlanması mümkündür. Kanun hükmü, tedbirin sadece dava konusu olan şey hakkında verilebileceğini düzenlemiştir. Davanın konusu olmayan şeyler hakkında tedbir kararı verilemez. İhtiyati tedbirde, hakkında tedbir kararı alınan şey, esasen asıl davanın konusudur. Konusu para alacağı olan bir davada, taşınmazın tapu kaydına davalıdır şerhi konulması konusunda ihtiyati tedbir kararı verilemez. Para alacağına ilişkin davalarda, İİK’nın 257 vd. maddelerindeki koşullar varsa, talep halinde ihtiyati haciz kararı verilebilir.”Davalıdır” şerhi konulması talep edilen taşınmazın davanın konusu olmadığı aşikardır. Bu nedenle dava konusu olmayan bir hususta ihtiyati tedbir kararı verilmesi yasal düzenleme kapsamında mümkün bulunmadığından davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1 ve HMK’nın 391/3. maddeleri uyarınca, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye irat kaydına,3-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 15.12.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3 maddeleri uyarınca karar kesindir.